Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

İsrail ile Ukrayna arasında “ahlaksız” krizi

Yayınlanma

İsrail’in Rusya-Ukrayna savaşındaki tutumunun “ahlaksızca” olduğunu söyleyen Ukrayna büyükelçisinin Dışişlerine çağrılması bekleniyor.

Ukrayna, Rusya ile süren savaşta İsrail yönetimini “apaçık Rus yanlısı pozisyon almakla” ve İsrail liderliğini tarafsızlık konusunda “demagojinin arkasına saklanmakla” suçladı.

Suriye hava sahasında askeri hareket özgürlüğünü korumak isteyen Tel Aviv yönetiminin Rusya-Ukrayna savaşındaki tutumu Ukrayna’nın yanı sıra ABD ve Batılı müttefiklerinden tepki görüyor. Ukrayna, İsrail’den Rus füzelerini durduracak hava savunma sistemi talep ediyor. Ancak İsrail, Rusya’yı karşısına almak istemediği için Ukrayna’ya insani yardım göndermekle yetiniyor.

Rusya ile koordinasyon önemli”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen hafta The Jerusalem Post’a verdiği bir röportajda İsrail’in Ukrayna’ya neden askeri yardım sağlamadığını açıkladı. Netanyahu İsrail’in Suriye’deki İran hedeflerini vurmak için Rusya ile koordinasyonu sürdürebilmesinin önemli olduğunu söyledi. Rusya ve İran arasındaki işbirliği ışığında Netanyahu “Ukrayna’ya verdiğimiz herhangi bir sistemin bize karşı kullanılmasından endişe duyuyoruz çünkü bu sistemler İran’ın eline geçebilir ve bize karşı kullanılabilir. Ve bu arada, bu teorik bir olasılık değil. Şu anda sınırlarımızda bulduğumuz Batılı tanksavar silahlarıyla bu gerçekten de oldu. Dolayısıyla burada çok dikkatli olmalıyız” dedi.

Bu açıklamanın ardından Ukrayna’nın İsrail Büyükelçiliği, Kiev’den gelen talimat üzerine dün İsrail’in Rusya-Ukrayna savaşına dönük politikasına karşı sert bir bildiri yayınladı. Netanyahu ile Dışişleri Bakanı Eli Cohen’i hedef alan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Ukrayna’nın Tel Aviv Büyükelçiliği, görevdeki İsrail hükümetinin Rusya Federasyonu ile yakın işbirliği yolunu tercih ettiğini üzüntüyle vurgulamaktadır. Bu, 2023’ün ilk yarısında meydana gelen ve İsrail’in Ukrayna’ya neredeyse hiç insani yardımda bulunmamasıyla aynı zamana denk gelen oldukça tartışmalı bir dizi olayla kanıtlanıyor.”

Açıklamada, Başbakan Netanyahu’nun Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili medyaya yaptığı açıklamaların “her seferinde, İsrail’in Ukrayna’ya askeri yardım sağlama konusundaki mutlak eylemsizliğini haklı göstermeyi amaçladığı” ve İsrail Dışişleri Bakanı Cohen’in şubatta Ukrayna’ya yaptığı ziyaretin de “verimsiz” geçtiği vurgulandı.

“İsrailli yetkililerin ahlaki sınırları bariz bir şekilde hiçe saydığı” ifade edilen açıklamada, İsrail’in Rusya ile ilişlerini ilerletmeye yönelik attığı bazı diplomatik adımlara ilişkin ise şu eleştirilere yer verildi: “(Batı) Kudüs’te yeni bir Rus diplomatik misyonunun kurulması konusunda mutabakata varıldı, hatta bunun için bedelsiz bir arazi tahsis edildi ve bu İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından ‘büyük bir başarı’ olarak sunuldu.

Sadece bir hafta önce Rusya Büyükelçiliğinin ev sahipliğinde (Batı) Kudüs’te düzenlenen bir diplomatik resepsiyona katılan çok sayıda üst düzey İsrailli yetkilinin ahlaki sınırları bariz bir şekilde hiçe saydığını belirtmekte fayda var. Dahası, İsrail Dışişleri Bakanlığı, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ve yandaşlarının düzenli olarak yaptığı antisemitik açıklamalar konusunda sessiz kaldı.”

İsrail liderliği demagojinin arkasına saklanıyor”

Tel Aviv yönetiminin Rusya-Ukrayna Savaşı konusundaki “tarafsızlık” iddiasının da gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, “İsrail liderliğinin, tarafsızlıkları hakkında sözlü demagojinin arkasına saklandığı” ifade edildi. Açıklamada, şöyle devam edildi: “İsrail Rusya’ya hiçbir yaptırım uygulamadı, üstelik son iki yıldır kanlı Moskova rejimiyle ikili ticaretini artırdı. Önemli oranda Yahudi toplumu da barındıran Ukrayna halkı, Rus füzeleri ve İran insansız hava araçlarının saldırısı altında kan kaybederken, İsrail liderliği, tarafsızlıkları hakkında sözlü demagojinin arkasına saklanarak (her ne kadar artık bunu gizlemese de) Rusya Federasyonu ile ilişkilerini aktif olarak geliştiriyor. Gerçekte, İsrail hükümetinin sözde ‘tarafsızlığı’ sahada apaçık bir Rusya yanlısı pozisyon olarak görülüyor.”

İsrail hükümetini “tutumunu değiştirmeye ve Ukrayna’yı savunma araçlarıyla desteklemeye” çağıran Ukrayna’nın Tel Aviv Büyükelçiliği, söz konusu açıklamasını, “İsrail’den tarihin doğru tarafında yer almasını bekliyoruz!” ifadeleriyle sonlandırdı.

İsrail basınına düşen haberlere göre İsrail Dışişleri Bakanlığı, açıklamaları nedeniyle Ukrayna Büyükelçisi Yevgen Kornichuk’u kınamak için Bakanlığa çağıracak.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English