Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail savunması neden çöktü?

Yayınlanma

İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi, daha bir hafta önce “Hamas çok ama çok itidalli ve daha fazla meydan okumanın sonuçlarının farkında” demişti.

İsrail, Hamas’ın Gazze’den başlattığı şimdiye kadarki en iddialı operasyon karşısında şaşkına döndü.

Hamas, cumartesi sabahın ilk ışıklarında Gazze’yi İsrail’den ayıran duvarı birçok noktadan aşarak ciddi bir sınır ötesi operasyon düzenledi. Hemen öncesindeki roket yağmurunun büyüklüğü, motorlu paraşütçülerin sınırı aşarak ciddi sayıda İsrailliyi esir alması Hamas’ın ciddi bir taktik değişimine gittiğine işaret ediyor.

Tüm dünyada olduğu gibi İsrail’de de en önemli tartışma konularından biri, Hamas’ın İsrail savunmasını dakikalar içinde nasıl çökerttiği. Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, işte bu soruya yanıt vermeye çalışıyor. İsrail’in en köklü gazetelerinden Haaretz’de yayınlanan makale, istihbarat sıkıntısının yanı sıra Hamas’ın operasyonunun büyüklüğü ortaya çıktığında bile IDF’nin toparlanma ve karşı saldırıya geçmede ciddi zaafları olduğunu ortaya koyuyor.

Küçük bir not: Hamas, İsrail’de terör örgütü olarak kabul ediliyor. Yazar da Hamas için aynı ifadeyi kullanıyor. Çeviride metnin orijinaline sadık kaldık.

***

Hamas’ın Saldırısı Karşısında İsrail Savunması Neden Çöktü?

İsrail tamamen hazırlıksız yakalandı ve saldırı altındaki bölgeleri savunmak için kuvvetlerini sahaya nakletmesi uzun saatler aldı. Bunlar, savaştaki gelişmeleri belirleyen ana başarısızlıklar.

Yaniv Kubovich ve Jonathan Lis

Hamas teröristlerinin cumartesi günü sabah saat 6:30’da başlayan İsrail’e saldırısı güvenlik kurumlarını hazırlıksız yakaladı. Ordu ve güvenlik kurumlarının başarısızlıkları hem saldırı hazırlıkları hem de saldırıya verilen karşılıkla ilgili.

İsrail’in saldırıya ilişkin önceden hiçbir istihbarat uyarısı yoktu ve saldırı başladıktan sonra bile sahada saldırı altındaki bölgelere ulaşabilecek yeterli sayıda kuvvet bulunmuyordu. Kuvvetlerin bölgeye akın etmesinden sonra bile, elit kuvvetler de dahil birliklerin çoğu bölgeye gönderilmek yerine toplanma noktalarında uzun saatler boyunca bekledi. Ana başarısızlıklar şunlar:

İstihbarat yok

IDF ve Şin Bet, Hamas’ın İsrail’i kalabalık gruplar halinde işgal etme niyetinde olduğuna dair hiçbir istihbarata sahip değildi. Hatta Güney Komutanlığı, tatil boyunca bölgedeki birlikleri takviye etmek amacıyla bölgede faaliyet gösteren üç taburun Batı Şeria’ya nakledilmesine izin verdi. Bu karar, diğer nedenlerin yanı sıra, Huvara’da yerleşimciler tarafından düzenlenen dua etkinliği gibi son zamanlarda Batı Şeria’da güvenlik gerilimini artıran birçok olay nedeniyle alındı.

IDF’nin olayın büyüklüğünü fark etmesi uzun zaman aldı

Önceden bilgi eksikliğine ek olarak, IDF’nin olayın büyüklüğünü fark etmesi, olay başladıktan sonra bile uzun zaman aldı. Ordu ilk başta çok sayıda bölgede, düzinelerce terörist olduğunu fark etmedi. Hamas’ın İsrailli askerleri ve sivilleri kaçırmayı başardığını fark ettiklerinde, Gazze’den görüntüler ve videolar sosyal medyada dönmeye başladı bile. Teröristlerin denizden saldırması da IDF’nin saldırının geç bir aşamasında öğrendiği bir şeydi.

Bölgede yeterli asker yok

Güney Komutanlığı ve Gazze Alayı’nın savunma düzeni cumartesi sabahı tamamen çöktü. IDF’nin bölgede kısa sürede konuşlandırabileceği yeterli sayıda askeri yoktu. Çevre bölgesi sakinlerinin evlerinden yaptıkları yardım çağrıları cevapsız kaldı. Bazıları askeri yetkililere ulaşmayı ve yardım talep etmeyi başardı, ancak çoğu durumda yardım edecek kimse yoktu.

Hatalı askeri nakil hazırlıkları

Belli bir noktadan sonra IDF teröristlerin yerini tespit etmek ve öldürmek için taburlar ve seçkin birlikler göndermeye başladı ancak asker nakli konusunda uygun bir hazırlık yapmadı. Binlerce düzenli ve yedek kuvvetin acilen çağrılmasına rağmen ordu, askerleri toplanma noktalarına götürecek otobüsler hazırlamadı. Bu nedenle askerler uzun saatler boyunca kendilerini Gazze çeperine ve birliklerine götürecek araçları beklediler. Çoğu durumda bunu başarabilmek için ailelerinin ya da arkadaşlarının yardımına başvurmak zorunda kaldılar.

Toplanma noktalarında saatler süren bekleyişler

Toplanma noktalarına vardıktan sonra bile, teröristlerin bölgedeki bölgelere sızdığı bilinmesine rağmen, savaşçıların çoğu saatlerce orada (çoğunlukla otoparklarda veya benzin istasyonlarında) beklemişti. Çevredeki birçok noktada, aynı birliğe ait olmayan birlikler, mevcut bir komutanın altında, yerinde geçici bir kuvvet olarak örgütlendi. Böylece komutanlar, kendileriyle birlikte görev yapan askerleri tanımadan, yerleşim birimlerini savunmak üzere birlikleri savaşa soktu.

IDF’nin büyük ve seçkin kuvvetleri mümkün olan en kısa sürede olay yerine getirmek yerine neden saldırı altındaki bölgelerden uzak noktalarda saatlerce bırakmayı tercih ettiği açık değil.

Üst düzey güvenlik yetkililerinin tahminleri: Hamas savaşla ilgilenmiyor

IDF ve Savunma Bakanlığı’nın üst düzey yetkilileri geçen hafta düzenlenen bir güvenlik toplantısında Hamas’ın savaşla ilgilenmediğini ve savaşa hazırlanmadığını belirtti. Son haftalarda sınır boyunca yaşanan çatışmalar ışığında Gazze Şeridi’nde savaş olasılığının tartışıldığı oturumda üst düzey isimler Hamas’ın çatışmalarda alevlerin yüksekliğini kontrol ettiğini ancak İsrail ile dolaylı çözüm görüşmeleri kapsamında Gazze Şeridi sakinleri için elde ettiği kazanımlara zarar verecek bir savaş başlatmayacağını söyledi. Aynı zamanda, Hamas’ın güneydeki kasaba ve köylere girmesinden altı gün önce Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi kendinden emin bir şekilde “Hamas çok ama çok itidalli” dedi.

Güvenlik-diplomasi toplantılarını yöneten Hanegbi geçen pazar günü IDF Radyosu’na verdiği mülakatta “bir sükûnet var ama bunun ne kadar süreceğini tahmin etmek zor” dedi ve terör örgütünün “daha fazla meydan okumanın sonuçlarını anladığını” sözlerine ekledi.

Hanegbi’nin yanı sıra son haftalarda diplomatik kaynaklar da Gazze’de Hamas ile yaşanan sürtüşmenin cumartesi günü yaşananlardan farklı olduğunu iddia etti. İsrailli üst düzey bir yetkili geçen günlerde Hamas’ın son haftalarda sınır duvarının yanında başlattığı şiddetli gösterilerin, örgütün İsrail’i, İsrail’de çalışan Gazzeli işçilerin çalışma izni kotasını önemli ölçüde artırmaya ikna etmeye çalıştığı ve Gazze Şeridi sakinlerine Katar’ın mali yardımını artırmaya çalıştığı bir “şantaj kampanyasının” parçası olduğunu tahmin ediyordu.

Hanegbi de benzer değerlendirmelerde bulundu. IDF Radyosu’na yaptığı açıklamada gösterilere atıfta bulunarak “Bu bizimle ilgili bir şey değil, daha çok ekonomik etkileri de olan bir iç sıkıntı” dedi: “İki yıl önce mayıs ayındaki çatışmalardan bu yana Hamas liderliği görülmemiş bir itidal ve hoşgörü sergileme kararı aldı. İki yılı aşkın bir süredir Hamas’ın inisiyatifiyle Gazze’den tek bir roket bile atılmadı. Hamas çok ama çok itidalli ve daha fazla meydan okumanın sonuçlarının farkında.”

Hanegbi ayrıca “Hamas son haftalarda sivil bütçelere yardım eden Katar’la yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle mali sıkıntıya girdi. Görünüşe göre sınır bölgesinde gerginlik ve huzursuzluk yaratma girişimlerinin açık nedeni de bu” açıklamasında bulundu. Gazze’deki örgütle son günlerde yapılan temaslar hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Haaretz’e İsrail’in işçi giriş izinlerinin artırılmasını onaylamaya yakın olduğunu ancak uygulama için bir tarih belirlenmediğini, Katar’ın ise Gazze Şeridi sakinlerine yardım bütçesini artırma kararında ayak sürüdüğünü söyledi.

Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetini kurduğundan bu yana güvenlik-diplomasi kabinesini nadiren topladı ve kararları Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve güvenlik ve diplomasi deneyimi olmayan diğer bakanların önüne getirmeden seçkin güvenlik toplantılarında almayı tercih etti. Kabine üyeleri Gazze’deki yığınakla ilgili bilgi almış olsalar bile hiçbiri son haftalarda -en azından kamuoyu önünde- IDF’nin ya da siyasi kademenin yetersiz hazırlıkları konusunda uyarıda bulunmadı.

Güvenlik-diplomasi kabinesinin gerçekleştirdiği son anlamlı oturum, bakanların dini bayramlar öncesindeki güvenlik hazırlıkları hakkında bir değerlendirme aldıkları geçen aydı. Geçen hafta Netanyahu, İsrail’in çeşitli cephelerde karşı karşıya olduğu tehditler hakkında kapsamlı bir güvenlik tartışması yapmak üzere çoğunluğu profesyonellerden oluşan bir başka toplantı yaptı. Ben-Gvir de dahil kabine üyelerinin çoğu bu toplantıya davet edilmedi. Toplantı sona erdikten sonra Netanyahu’nun çevresindeki kişiler toplantının İran tehdidine odaklandığını vurguladılar ve Gazze’de acil ve dramatik bir çatışma yaşanmasından endişe duymadıklarını dile getirdiler.

ORTADOĞU

“Generallerin planı” böyle suya düştü

Yayınlanma

Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda yaşayan Filistinlilerin İsrail ordusunun tahliye çağrılarını reddetmesi, Gazze’nin kuzeyinin boşaltılmasını içeren “generallerin planı”na engel oluyor.

İsrail’in Yediot Ahronot gazetesinin haberinde, İsrail ordusunun 30 Eylül’de Lübnan’ın güneyine kara saldırısı başlatmasının Gazze Şeridi’ni “ikincil savaş bölgesine” dönüştürdüğü belirtildi.

İsrail ordusunun, güney cephe komutanlığını Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya’ya kara saldırısı düzenlemek için bölgede bıraktığı aktarılan haberde, bunun sebebinin Cibaliya’da yaşayan Filistinlilerin İsrail ordusunun tahliye çağrılarına direnmeleri olduğu kaydedildi.

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

Cibaliya’yı İsrail ordusunun kuşatma altında tuttuğu ve bölgeden ayrılmayı reddeden çok sayıdaki Filistinliyle karşı karşıya kaldığı belirtildi.

İsrail ordusunun Cibaliya’ya Kasım ve Aralık 2023’te iki kez kara saldırısı düzenlediği hatırlatılan haberde, 6 Ekim’de gerçekleştirilen saldırının 7 Ekim 2023’ten bu yana yapılan üçüncü kara saldırısı olduğu kaydedildi.

Hamas’ın bölgede İsrail askerlerine direniş gösterdiği, patlayıcılı tuzaklar kurduğu ve çatışmalar çıktığı belirtildi.

Halkın kararlığı “generallerin planı”nı bozuyor

Cibaliya’daki duruma ilişkin haberde, “Cibaliya’da nüfusu tahliye etmenin zorluğu güney cephe komutanlığının bu operasyonun öncekilerden daha uzun süreceğini anlamasına yol açtı. Önceki operasyonlar 1-3 hafta sürerken, bu birkaç ay alabilir” ifadesine yer verildi.

Haberde, Filistinlilerin Cibaliya’da yaşadıkları yerleri terk etmeme konusundaki kararlılığının, Gazze’nin kuzeyinin boşaltılmasını kapsayan “generallerin planını” boşa çıkardığı bildirildi.

Gazze’de “generallerin planı” gündemde

Cibaliya’ya düzenlenen kara saldırısının, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlanan “generallerin planının” daha küçük bir versiyonunu kapsadığı ifade edildi.

Eiland’ın öncülüğünde geçen ay İsrailli emekli generallerin hazırladığı söz konusu plan, Gazze’nin kuzeyinde kalan yaklaşık 300 bin Filistinlinin Gazze’nin güneyine göç ettirilmesini içeriyor.

İsrail ordusuna ait birliklerin bölgeyi kuzey ve güneyden kuşattığı kaydedilen haberde, İsrail askerlerinin Selahaddin Caddesi üzerinde kontrol noktası kurduğu, buradan güneye giden Filistinlileri kontrol ettikleri aktarıldı.

Haberde ayrıca “Cibaliya’nın sınırlı bir ölçüde hala Hamas’ın kontrolü altında olduğu” kaydedildi.

Gazetenin haberinde, Cibaliya’ya yönelik saldırıya katılan ismi açıklanmayan üst düzey bir İsrail askeri, “Hamas, son aylarda, İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyine kara saldırısı düzenlemediği için gücünü yeniden toplamaya başladı” dedi.

İsrail hükümeti, geçen ay basına yansıyan generallerin planına ilişkin bir açıklama yapmazken, İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde eylül ayında kabinenin bu planı incelediği duyurulmuştu.

İsrail ordu radyosunda, 6 Ekim’de yayımlanan haberde, İsrail ordusunun Cibaliya’ya başlattığı kara saldırısıyla “generaller planı” arasında bir bağlantının bulunmadığı iddia edilmişti.

Haberde, “Bu askeri bir operasyondur ve siyasi süreçten tamamen ayrıdır. Bu aşamaya kadar siyasi düzeyde Gazze Şeridi’nin kuzeyinde herhangi bir siyasi planın uygulanmasıyla ilgili karar verilmedi” ifadesi kullanıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

Yayınlanma

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı ile Beyt Lahiya ve Beyt Hanun beldelerine yönelik sıkı kuşatması ve kara saldırıları 6. gününde de sürüyor.

Hava ve kara saldırılarını şiddetlendiren İsrail askerleri, hareket eden her şeyi hedef alarak bölgeye giriş çıkışları engelliyor.

İsrail ordusunun, Cibaliya beldesindeki el-İhsan Camisi çevresinde bir evi hedef alması sonucu çok sayıda Filistinli yaralandı.

İsrail savaş uçakları da Cibaliya Mülteci Kampı’nın batısındaki el-Faluca bölgesinde “el-Azazi” ailesine ait evi hedef aldı, saldırıda 4 kişi öldü, 8 kişi de yaralandı.

İsrail insansız hava aracının (İHA) Gazze kentinin güneydoğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde sivilleri hedef alması sonucu 1 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim’de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya’daki Filistinlilere uyarıda bulunarak, boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistinliler, İsrail ordusunun ilk kez bu bölge için tahliye çağrısında bulunduğu 14 Ekim 2023’ten bu yana evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmeyi reddediyor.

Gazze’deki Filistin Hükümeti, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastaneleri hizmet dışı bırakma girişimi nedeniyle 400 bin Filistinlinin ölümle karşı karşıya kaldığını duyurdu.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kentinde bulunan Kemal Advan Hastanesi’nden görüntüleri paylaştı. Videoda konuşan sağlık görevlisi, İsrail saldırılarında yaralanan ve hayatını kaybeden çok sayıda kişinin Kemal Advan Hastanesi’ne getirildiğini söyledi. Çok sayıda yaralı çocuğun tedavi aldığı görülen videoda Filistinli doktor, Kemal Advan Hastanesi’nin kapasitesi üzerinde çalıştığına dikkati çekti.

Filistinli doktor, “Kemal Advan Hastanesi’nde ileri derecede sağlık hizmeti veriyoruz. Yakıt sağlanmazsa 24 saat içinde Kemal Advan’ın yanı sıra Endonezya ve Avde hastanelerinde de sağlık hizmetleri duracak. Gerçek bir sağlık felaketi ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

İsrail’in kuşatma ve kara saldırıları düzenlediği bölgede, yakıt girişine izin verilmemesinin hastaneler için “felaket” olacağına vurgu yapan Filistinli doktor, dünyaya yardım çağrısında bulundu. Filistinli doktor, “Gazze’nin kuzeyinde yoğun bakım hizmeti verebilecek başka hastane yok. Tüm dünyaya, uluslararası topluma ve insan hakları kuruluşlarına Gazze’nin kuzeyindeki hastanelere yakıt ulaştırılması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.

Hastanede çok sayıda yaralının ameliyat olmak için sıra beklediğini söyleyen Filistinli doktor, hastanede zor durumdaki yaralı çocukların durumuna dikkati çekti.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in yardım misyonlarının erişimini engellemeye devam ettiği Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmetinin kalmadığını duyurdu.

Ghebreyesus, X hesabından yaptığı paylaşımda, DSÖ’nün Gazze’nin kuzeyine giden iki misyonunun tekrar engellendiğini ve erişiminin reddedildiğini belirtti.

İsrail’e zorla yerinden etme taleplerini durdurma ve hastaneleri koruma uyarısında bulunan Ghebreyesus, “Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmeti kalmadı. İnsanların gidecek yeri yok” ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, İsrail’e insani yardım görevlerini kolaylaştırma çağrısında da bulunarak, “Hayatlar buna bağlı. Ateşkese yönelik çalışmalar yürütün. Bu çatışmada sıkışmış tüm insanların barışa ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.

Aralarında İngiltere, Fransa, ABD ve İsviçreli sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı 18 uluslararası yardım örgütü, yaptıkları ortak açıklamayla Gazze’nin kuzeyinde artan tansiyonun insani felakete yol açacağı uyarısında bulunmuştu.

Uluslararası yardım kuruluşları, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutmasının insani durumu daha da ağırlaştıracağını ve insani yardım operasyonlarını engelleyeceğini bildirmişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’e BM askerini vurmak bile serbest

Yayınlanma

İsrail, Lübnan-İsrail sınırında bulunan Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’nün (UNIFIL) kuzeye çekilmesini istedi bu talebi kabul edilmeyince BM’ye ait bir gözlem kulesini hedef aldı. İki BM askerinin yaralandığı saldırı sonrası bazı ülkeler İsrail’i kınadı ancak herhangi bir yaptırım gündeme dahi gelmedi. Dün yaşanan bu olaydan sonra İsrail bugün de aynı noktayı vurdu ve iki BM askeri daha yaralandı.

İsrail, dün UNIFIL’e ait gözlem kulesini vurmadan saatler önce UNFIL Sözcüsü Walla haber sitesine İsrail’in kendilerinden Lübnan sınırındaki mevzileri boşaltmalarını talep ettiğini ancak bu talebin reddedildiğini açıkladı. İsrail, Lübnan’ı karadan işgale başlamadan önce de benzer bir talepte bulunmuştu.

Bu haberin düşmesinden kısa bir süre sonra İsrail ordusuna ait bir Merkava tankı UNIFIL’in Lübnan’ın güneyindeki karargâhında bulunan bir gözlem kulesine doğru ateş açtı ve iki barış gücü askeri yaralandı. Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, iki barış gücü askerinin Endonezya birliğinden olduğunu ve askerlerin hafif yaralandığını açıkladı.

Güçlerinin bölgede faaliyet gösterdiğini kabul eden İsrail, sözde mücadele ettiği Hizbullah savaşçılarının BM karakolları yakınlarında faaliyet gösterdiğini iddia etti. İsrail, bölgedeki BM güçlerine ateş açmadan önce UNIFIL’e korunaklı alanlara sığınmalarını söylediğini açıkladı. Ancak UNIFIL’e göre bu saldırı ilk değil. İki gün içinde iki ayrı saldırı daha yapıldı ancak herhangi bir zayiat olmadı.

Saldırı sonrası UNIFIL’den yapılan açıklamada “Barış güçlerine yönelik her türlü kasıtlı saldırı uluslararası insancıl hukukun ağır bir ihlalidir” denildi ve İsrail ordusu nezdinde girişimlerde bulunulduğu belirtildi.

BM Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix ise Fransa’nın talebi üzerine Lübnan’daki gelişmeleri ele almak üzere toplanan BMGK oturumunda İsrail’in “Merkava tankları” ve iş makinalarıyla birçok bölgeye giriş yaptığını belirterek, “Barış güçlerimizin güvenliğine yönelik tehlike giderek artıyor” dedi.

23 Eylül’den bu yana UNIFIL’in operasyonel faaliyetlerini gerçekleştiremediğini ifade eden Lacroix, Hizbullah’ın daha önce BM tesislerine yakın yerlerde askeri mevcudiyeti bulunduğunu, şimdi de İsrail ordusunun bunu yaptığını belirtti.

Lacroix, barış güçlerinin güvenliğinin sahadaki aktörler tarafından sağlanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

İsrail ordusunun BM tesisleri yakınlarında askeri mevcudiyet kurmasını protesto ettiklerini kaydeden Lacroix, İsrail ordusunun UNIFIL’in statüsü ve personeli ile tesislerini korumak zorunda olduğunu vurguladı.

İtalya: Hata değildi

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto saldırının hata olmadığını ve savaş suçu teşkil edebileceğini söyledi ve ülkesindeki İsrail Büyükelçisi’nden izahat istedi.

İtalya, Endonezya’dan sonra UNIFIL’e en fazla asker sağlayan ikinci ülke. Endonezya’nın BM Büyükelçisi Hari Prabowo bu olayın “İsrail’in kendisini nasıl uluslararası hukukun, cezasızlığın ve ortak barış değerlerinin üzerinde konumlandırdığını açıkça gösterdiğini” söyledi.

İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da İspanya hükümetinin taraflardan UNIFIL birliklerine saygı duymasını talep ettiği ve birliklerin güvenliklerinin garantiye alınması gerektiği belirtildi.

“Yaptırım beklemiyoruz”

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon ise New York’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Hizbullah’la mücadeleye odaklandığını ve “çatışmalar yoğunlaşırken UNIFIL’in tehlikeden kaçınmak için 5 km kuzeye taşınmasını” tavsiye etti. Bir İsrailli diplomat ise The Times of Israel’e olay nedeniyle bazı ülkelerin BMGK’de İsrail’i kınadıklarını ancak bu saldırı nedeniyle yaptırım beklemediklerini söyledi.

Bugün de vurdu

Öte yandan Lübnan resmi ajansı NNA’nın bugün geçtiği habere göre, İsrail ordusu Ras Nakura’daki UNIFIL komuta merkezinin ana girişini top mermisiyle hedef alırken bir UNIFIL gözlem kulesi de “Merkava tankı” ile vuruldu. Haberde, komuta merkezinde maddi hasar oluştuğu, “Merkava tankı” ile gözlem kulesine gerçekleştirilen saldırı sonucunda Sri Lanka taburundan 2 askerin yaralandığı kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English