Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrailli bakanın “Gazze’de yasadışı yerleşim” provokasyonu

Yayınlanma

Yitzchak Goldknopf

İsrail İnşaat ve İskân Bakanı Yitzchak Goldknopf, Gazze Şeridi’nde yerleşimlerin yeniden kurulmasını istediği bölgeleri incelediğini açıkladı.

Birleşik Tevrat Yahudiliği lideri Goldknopf, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kendisinin, yasadışı yerleşimleri savunan Nachala Yerleşim Hareketi lideri Daniella Weiss ile birlikte, üzerinde İngilizce olarak “Gazze’deki [yerleşim komünleri] haritası” yazılı bir haritaya bakarken çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı.

Goldknopf, Hamas’a karşı savaş sona erdikten sonra Gazze Şeridi’nde Yahudi yerleşimlerinin yeniden kurulmasını desteklediğini defalarca dile getirmişti.

Goldknopf, paylaşımında “Bugün Gazze Şeridi’ndeki yerleşim bölgelerini gezdim. Buradaki Yahudi yerleşimi, korkunç katliama ve Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne verilen bir cevaptır. Mahkeme, 101 rehineyi önemsemek yerine başbakan ve savunma bakanı hakkında tutuklama kararı çıkarmayı seçti” dedi.

Goldknopf, Gazze Şeridi’ne fiilen girmedi ancak bölgeyi sınırdan inceledi. Fotoğraflar, bölgeyi dürbünle izlerken çekilmiş görüntülerini gösteriyor.

Ayrı bir paylaşımda Nachala örgütü Goldknopf’a, “Gazze’deki gelecekteki yerleşim yerlerini gözlemleme ve inceleme” davetini kabul ettiği için kendisine teşekkür etti. Grup, “Birlikte Gazze’de Yahudi şehirleri inşa edeceğiz. Bu, ülkedeki daire fiyatlarını düşürecek ve yerleşim olmadan güvenlik olmayacağı anlayışını güçlendirecek. Bizim Gazzemiz, sonsuza dek” ifadelerini kullandı.

İsrail kamu yayın organı Kan Daniella Weiss’in bu ay başında “olası Yahudi yerleşimleri için bölgeyi incelemek” üzere İsrail askerlerinin yardımıyla Gazze’ye girdiğini haberleştirmişti.

Habere göre İsrail ordusu konuyla ilgili “Weiss’in Gazze Şeridi’ne girişi bilinmiyor ve uygun makamlarda onaylanmış değil… Eğer bu olay yaşandıysa yasadışıdır ve protokole aykırıdır; bu durum uygun bir şekilde ele alınacaktır” dedi. Weiss ise, Kan’a yaptığı açıklamada, Gazze’ye de işgal altındaki “Batı Şeria’ya girerken kullandığı yolu kullandığını, İsrail’in askeri varlığını takip ettiğini ve hükümetin sonunda tanıyacağı sivil komünler oluşturduğunu” söyledi. Weiss, buraya yavaş yavaş Yahudilerin yerleşmesi için Gazze’deki askeri varlığı kullanma niyetinde olduğunu belirterek, “müstakbel yerleşimcilerin Gazze’ye yerleşmeye hazır olduğunu” savundu.

Maliye Bakanı Bezalel Smotrich pazartesi günü yaptığı bir konuşmada İsrail’in Gazze’yi işgal etmesi ve 2,2 milyon Filistinlinin yarısını iki yıl içinde göç etmeye “teşvik etmesi” gerektiğini söyledi.

ORTADOĞU

Mısır, Gazze’de ateşkes için İsrail’e “Hamas’sız bir plan” sunacak

Yayınlanma

Mısırlı bir güvenlik heyetinin Gazze’de esir takası ve ateşkes konusunda bir anlaşmaya varmak üzere önümüzdeki saatlerde Tel Aviv’e gitmesinin beklendiği bildirildi.

Al-Akhbar’da yer alan habere göre Lübnan’daki ateşkesin yarattığı iyimserlik dalgası üzerine Kahireli yetkililer olası bir anlaşma için “kapsamlı bir plan” sunmak için İsrail’e gidiyor.

Habere göre plan, başlangıçta bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes ve rehinelerin kademeli olarak serbest bırakılmasını öngörüyor. Eş zamanlı olarak “sahada askeri baskı olmaksızın daha kapsamlı ve uzun müzakereler yapılması düşünülüyor.

Mısırlı yetkililer ateşkes başladıktan sonra Hamas’a yaşayan rehinelerin listesini vermesi için birkaç günlük bir süre tanınmasını talep edecek.

İsrail soykırımında “Trump”ın ayak sesleri

Plana göre ayrıca Mısır ve Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı, Filistin Yönetimi’nin gözetiminde ve Mısır’ın denetiminde hızlı bir şekilde yeniden faaliyete geçecek.

İsrail’e, Mısır’a geçiş yapan kişilere veto hakkı verilecek ve Kahire, Hamas’ın “önümüzdeki dönemde” ne sınır kapısını ne de Gazze Şeridi’ni kontrol etmesine izin verilmeyeceğine dair Filistin tarafından taahhüt alınacağını garanti edecek.

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye geçen hafta El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Mısır’ın Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini açıklamıştı.

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Öte yandan Al-Akhbar’ın haberine göre anlaşma aynı zamanda Gazze’ye yönelik insani yardımların artmasını ve ihtiyaç duyan rehineler için Şerit’e ilaç girmesini de öngörüyor.

Raporda ayrıca İsrail’in başlangıçta Gazze’deki askeri pozisyonlarını korumasına izin verileceği ancak operasyon yapmayacağı da belirtiliyor.

Raporda belirtilmemekle birlikte, olası anlaşmanın Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasını da içereceği varsayılıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hizbullah: İsrail’in çekilmesini tetikte takip ediyoruz

Yayınlanma

Hizbullah, İsrail’in güney Lübnan’dan çekilmesini Hizbullah üyelerinin elleri tetikte takip edeceğini duyurdu. İsrail ordusu da Lübnan’ın güneyindeki 10 belde ve köye yaklaşılmaması uyarısı yaptı.

Hizbullah, İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes anlaşmasının ardından ilk açıklamasını yaptı. İsrail’in güney Lübnan’dan çekilmesini Hizbullah üyelerinin elleri tetikte takip edeceği kaydedilen açıklamada, İsrail’in herhangi bir saldırısına karşı koymak için tamamen hazırlıklı olduklarını vurgulandı.

Açıklamada, Hizbullah güçlerinin, İsrail’e karşı zafer kazanmayı, hedeflerini vurup İsrail ordusunu yenilgiye uğratmayı başardığı ifade edildi.

“4 bin 637 operasyon düzenledik”

İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına karşı koymada neler yaşandığına da değinilen açıklamada, Gazze Şeridi’ni desteklemek için İsrail’le çatışmanın başladığı 8 Ekim 2023’ten bu yana 417 günde İsrail’e karşı günlük ortalama 11 olmak üzere 4 bin 637’den fazla askeri operasyon gerçekleştirildiği belirtildi.

“Anlaşma şartları uygulanmasa da ateşkes devam edecek”

Açıklamada, bu operasyonlar arasında, İsrail’in Lübnan’a yönelik geniş çaplı saldırısının başladığı 17 Eylül’den bu yana günde 23 operasyon olmak üzere 1666 çeşitli askeri operasyonun yer aldığı ifade edildi.

Hizbullah’ın açıklamasında, bu operasyonlarda, Lübnan sınırından başlayarak Tel Aviv şehrinin ötesine kadar İsrail ordusunun mevkilerinin, kışlalarının ve üslerinin, İsrail şehirlerinin ve yerleşimlerinin hedef alınmasının yanı sıra İsrail güçlerinin Lübnan topraklarına yönelik kara saldırılarına karşı koyulduğu aktarıldı.

İsrail’in, ekim ayı başında Lübnan’ın güneyine kara saldırısının başladığını duyurduğu günden bu yana İsrail’in 130’dan fazla kayıp verdiği ve 1250’den fazla kişinin yaralandığına işaret edilen açıklamada, Lübnan’a giren İsrail kuvvetlerine önemli ekipman kayıpları verdirildiği ve bu kapsamda 9 insansız hava aracının düşürüldüğü, 59 tank, 11 buldozer, iki Hummer, iki zırhlı araç ve iki asker taşıyıcının imha edildiği kaydedildi.

İsrail-Lübnan ateşkesi: 14 ay süren çatışmada zafer kimin?

Açıklamada, bu verilerin İsrail’in askeri üsler, alanlar, kışlalar, yerleşim yerleri ve işgal altındaki şehirlerdeki kayıplarını kapsamadığına dikkat çekildi.

İsrail’in mevcut anlaşma yoluyla Hizbullah’ın Gazze’ye verdiği desteği ayırmayı başardığı yönündeki açıklamasına yanıt olarak ise açıklamada, Hizbullah’ın, Filistin’de ve özgürlük ve kurtuluş hayali kuran nesiller için bir unvan ve yol olarak kalacak olan başkenti Kudüs’te mazlumların ve mücahitlerin yanında durmaya devam ettiği aktarıldı.

Lübnan ile İsrail arasında varılan ateşkes anlaşması, dün sabah yürürlüğe girmişti. Ateşkes yürürlüğe girer girmez İsrail saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan Lübnanlılar dönüş yollara düşmüştü. İsrail ordusunun henüz çekilmemesine rağmen sınırdaki bazı köylerde sivillerin İsrail ordusuna ait tankların yakınına kadar gittikleri görülmüştü.

İsrail ordusundan “yaklaşmasın” açıklaması

İsrail ordusu dün Lübnanlılara “henüz dönmeyin” çağrısı yaptıktan sonra bu sabah da bir açıklama yayınlayarak Lübnan’ın güneyindeki 10 belde ve köye yaklaşmama uyarısında bulundu.

Lübnanlılar evlerine dönüyor: İsrailli bakandan “vur” emri

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Lübnan’ın güneyindeki Şeba, el-Habariye, Mercaiyun, Ernun, Yahmer, el-Kantara, Şakra, Beraşit, Yatir ve el-Mansuri köylerine ve çevrelerine yaklaşmama” çağrısı yaptı.

İsrail Ordu Sözcüsü, Lübnan halkına seslenerek, “Bir sonraki duyuruya kadar bu hattın güneyinden evlerinize dönmeniz yasaktır. Bu hattın güneyine doğru hareket eden herkes kendisini tehlikeye atar” ifadelerini kullandı.

Lübnan’a İsrail ordusunun saldırılarını şiddetlendirmesi ve güneyinden kara saldırıları başlatması sebebiyle ülkede çoğu güney bölgelerden olmak üzere 1,9 milyon kişi yerinden edilmişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

“Anlaşma şartları uygulanmasa da ateşkes devam edecek”

Yayınlanma

Yazar

Hizbullah’ın 7 Ekim sonrası Gazze’ye destek için İsrail’e füze ve İHA’larla düzenlediği saldırılarla tetiklenen çatışmalar, 14 ay sonra bu sabah sona erdi. Lübnan’da büyük yıkıma yol açsa da İsrail, Lübnan cephesi için ilan ettiği savaş hedeflerine ulaşamadı. Hizbullah ise büyük yara almasına ve lider kadrosunu kaybetmesine rağmen özellikle İsrail’in kara işgaline karşı direnebildi.

Peki 14 ay sonra neden şimdi ateşkes ilan edildi? Kalıcı olacak mı? Savaşın bir kazananı var mı? Ve bu ateşkes Gazze’yi nasıl etkileyecek?

Dr. Selim Sezer ateşkese giden süreç ve ateşkesin ne anlama geldiği ile ilgili Harici’nin sorularını yanıtladı:

Ateşkes neden şimdi ilan edildi?

Lübnan’da ateşkesin sağlanması yönündeki girişimler uzun süredir devam ediyordu. Bunun en başta gelen sebebi savaşın uzun müddet boyunca sürdürülebilir olmamasıdır. Ekim 2023’ten itibaren İsrail ve Hizbullah tarafından karşılıklı olarak düzenlenen görece düşük yoğunluklu saldırılardan farklı olarak, geride bıraktığımız 23 Eylül tarihinde İsrail’in “Kuzey Okları” adıyla başlattığı tam kapsamlı savaş hali, Lübnan’da 2006 savaşından çok daha büyük çaplı yıkıma yol açtı. Diğer yandan da Hizbullah’ın verdiği karşılık İsrail’in kuzey bölgelerinde hayatı felç etti. Sınırın her iki tarafında da yüz binlerce kişi yaşadığı yeri terk etti. Öte yandan İsrail kara saldırısında oldukça ağır kayıplar verdi ve öngördüğü ilerlemeyi de gerçekleştiremedi; Hizbullah ise Genel Sekreter Hasan Nasrallah dahil çok sayıda liderini ve yüzlerce nitelikli kadrosunu bu süreçte kaybetti.

Lübnan cephesinde ateşkes başladı: Siviller güneydeki evlerine dönüyor

Hizbullah aynı zamanda, yıllardır ağır bir iktisadi ve siyasi buhran altında bulunan Lübnan’ın uzun süreli bir savaşa sürüklenmesini arzu etmiyordu. Bunun tek nedeni değilse de bir nedeni, uzayıp giden bir savaş halinin ülkedeki dengeleri iyice sarsarak bir iç savaşa yol açması ve hasımlarının siyasi otorite konumuna gelmesi çekincesiydi. İsrail ise yüzbinlerce kişinin kuzeyi, hatta ülkeyi terk etmesi ve ordu için ciddi bir prestij kaybı anlamına gelen saha başarısızlıkları karşısında savaşa daha fazla devam etmek istemiyordu. Son olarak, Biden yönetiminin Beyaz Saray’ı terk etmeden Lübnan cephesini kapatmak istemesi ve tarihsel olarak Lübnan üzerindeki “denetimini” hiç bırakmamış olan Fransa’nın da sükunetin sağlanmasını istemesi sonucunda ateşkes geldi.

Ateşkesin kalıcı olacağını düşünüyor musunuz?

Bazı haber ve yorumlarda hatalı olarak bunun 60 günlük geçici bir ateşkes olduğu ifade ediliyor. Oysa ki anlaşma, 60 günlük bir geçiş aşamasının ardından kalıcı olmak üzere hazırlandı. Elbette kalıcıdan ne anladığımıza bağlı olarak farklı yorumlar yapmak mümkün. Gelecekteki bir noktada, şu veya bu yoğunluktaki çatışmaların yeniden başlamasına neredeyse kesin gözüyle bakabiliriz. Ancak az önce ifade ettiğim sebeplerden ötürü İsrail’in de Hizbullah’ın da yeni ve uzun bir savaşı istediğini düşünmüyorum, bu sebeple bazı ihlaller olabilse de yakın ve orta vadede ateşkesin tamamen bozulmasını ve yeni bir çatışma döngüsünün başlamasını beklemiyorum.

-Ateşkes şartları uygulanmazsa örneğin Hizbullah Litani’nin kuzeyine çekilmezse ne olacak?

Ateşkes şartlarının önemli bir bölümü büyük bir ihtimalle hiçbir zaman uygulanmayacaktır. Yürürlüğe giren anlaşmanın içeriğine baktığımız zaman Hizbullah aleyhinde bazı hükümler içeriyor olsa da 2006 savaşı sonrasındaki koşullar ve BMGK’nın 1701 sayılı kararı aslında daha da ağır hükümler içeriyordu. Hizbullah, sahip olduğu fiili güç ve toplumsal destek sayesinde ne silahlarını bıraktı ne de Güney Lübnan’ı boşalttı. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki süreçte de benzer bir durum olacaktır ve büyük bir ihtimalle, Lübnan iç dengelerinin bu hükümlerin uygulanmasına izin vermeyeceğini İsrail de biliyor. Anlaşmanın özü, çatışma ve saldırıların sonlandırılmasıdır; statükoda bir değişim beklenmemelidir.

-Anlaşma, İsrail için zafer mi?

Elbette değil, ancak yenilgi de değil. Eğer yenilgi olsaydı kabineden hiçbir itiraz görmeden bu kadar kolay kabul edilmezdi.

İsrail’in Hizbullah’la ateşkesi: “Mutlak zaferden tam teslimiyete…”

İsrail’in bu savaşta bazı amaçları vardı ve bunların çoğuna ulaşamadı. Hizbullah’a umduğu kadar darbe indiremedi, ülke içinde kalıcı asker bulundurmak için zemin oluşturamadı ve bir iç kargaşayı körükleyemedi. Diğer yandan en temel hedeflerden biri 14 aydır Lübnan’dan gelen saldırılara bir son vermek ve kuzeydeki yerleşimcilerin geri gelmesini sağlamaktı. Anlaşmayla ilkini başarmış oluyor ve ikincisi için de zemin oluşuyor. Yani İsrail, denklem değiştirici düzeyde bir zarara uğramadan kuzeyi şimdilik emniyete almayı başarmış görünüyor. Bunun ötesindeki niyet ve hayalleri ise direnişe kaya gibi çarptı ve İsrail bir daha kolay kolay benzer bir maceraya girişmeyecektir.

-Ateşkes Hizbullah açısından ne anlama geliyor? Hizbullah “Gazze ve Lübnan cephelerinin bir olduğunu” söylüyordu. Ateşkesle birlikte Gazze ve Lübnan cephelerini ayırmış mı oluyor?

Kritik hususlardan biri bu. Hizbullah kendi gücünü ve caydırıcılığını güçlü bir şekilde ortaya koymuş oldu ve anlaşma içeriğinin belirlenmesinde bir düzeyde de olsa bir rol oynayabildi. Eğer bu savaş sadece Lübnan cephesiyle alakalı olsaydı, Hizbullah’ın yıkıma rağmen süreçten tavizsiz bir şekilde çıkabildiğini söylemek mümkün olabilecekti. Ne var ki kuzey cephesi Gazze’ye destek için, İsrail’i Gazze saldırılarını durdurmaya zorlamak için açılmıştı ve şimdi içinde Gazze’nin adının bile geçmediği bir anlaşmayla kapanmış oluyor.

Öte yandan Hamas ve İslami Cihad, Lübnan ateşkesine olan desteğini açıkladı. “Direniş Cephesi” olarak adlandırılan devletler ve devlet dışı aktörler ağının her zaman kendi içinde güçlü bir koordinasyon içinde olduğunu unutmamak gerekir. Eğer Filistin direnişi bu anlaşmaya ilişkin bir şerh düşmüş olsaydı büyük bir ihtimalle Hizbullah bu anlaşmaya rıza göstermezdi.

-Bu ateşkes Gazze’yi nasıl etkileyecek? Yakın gelecekte Gazze için de bir ateşkes öngörüyor musunuz?

Son bıraktığımız noktanın devamı olarak, Hamas ve genel olarak Filistin direnişi Gazze’de ateşkes seçeneğine hazırlanıyor olabilir. Yeni denklem içinde, bazı geçici ve sınırlı tavizlerle – örneğin İsrail askerlerinin takvime bağlanmış bir süre boyunca Netzarim koridorunda kalması, Kuzey Gazze’de küçük bir tampon bölge oluşturulması gibi – bir ateşkes anlaşmasına rıza gösterilebilir. Washington’da başkan değişiminin gerçekleşeceği 20 Ocak’a kadar bunun zemini var olmaya devam edecektir ve bir ihtimalle ABD yönetimi de bu krizi nihayete erdirme yönelimi içinde olabilir.

İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki işgali ve yıkımı belgelendi

Burada belirleyici olan şey İsrail’in tavrı olacaktır. Sınırlı kazanımlarla savaşı bitirip ekonomisini ve itibarını restore etmek, aynı zamanda sağ kalan son İsrailli esirleri teslim almak ile, sonu belirsiz bir yolda devam ederek Gazze’de tam hakimiyet kurmak için kontrolsüz güç kullanmak arasında bir seçim yapması gerekebilir. Ne yazık ki hükümetin mevcut bileşimi ve hatta Yoav Gallant gibi bir soykırımcının bile kısmi şerhleri ve çekinceleri sebebiyle Netanyahu tarafından kovulması, ikinci seçeneğin daha kuvvetli ihtimal olduğunu gösteriyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English