Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Japonya Dışişleri Bakanından, Rubio’ya övgüler: ‘ABD bölgede barışı koruyacak’

Yayınlanma

Japonya Dışişleri Bakanı Takeshi Iwaya, ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya’dan oluşan QUAD Dörtlüsü’nün salı günkü dışişleri bakanları toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ABD’nin Hint-Pasifik bölgesinde caydırıcılığını korumak için çalışacağını açıkça ortaya koyduğunu söyleyerek ABD’nin yeni dışişleri bakanı Marco Rubio’yu selamladı.

Iwaya ve Rubio, Donald Trump’ın pazartesi günü başkan olarak göreve başlamasının ardından çarşamba günü görüşmelerde bulundu.

Iwaya çarşamba günü Washington’da Nikkei’ye verdiği mülakatta, dörtlü toplantı sırasında Rubio’nun Hint-Pasifik bölgesinde barış ve istikrar için birleşmenin önemini vurguladığını söyledi.

Çin gündemi

Iwaya’ya göre Rubio dörtlü toplantıda Çin ile nasıl başa çıkılacağının bölgede önemli bir mesele olduğunu ancak grubun herhangi bir ülkeyi düşman haline getirmek için kurulmadığını söyledi.

Bakan, “Çerçeveye ilişkin açıklamasında Çin’den ismen bahsetmemesi ve onu düşmanlaştırmaması beni çok etkiledi” dedi. Son zamanlarda Japonya ve Çin, birbirlerinin ülkelerini ziyaret eden üst düzey yetkililerin sayısının artmasıyla ilişkilerini geliştiriyor. Bakan, Çin’e yönelik tutumlarında Japonya ve ABD arasında bir çatlak olacağını düşünmediğini ima etti.

Iwaya, “[Rubio’nun] daha önce Çin’e karşı sert bir tutum içinde olduğu izlenimine kapılmıştım, ancak konuştukça onun dengeli bir kişi olduğunu gördüm” dedi.

Iwaya, Rubio, “Japonya’yı çok iyi anlıyor,” dedi. “Japonya-ABD ittifakının önemli olduğuna dair sarsılmaz bir inancı olduğunu gösterdi” diye ekledi.

Salı günü yapılan ikili görüşmede Iwaya’nın, Japonya’nın Çin’e yönelik politikasını, yani Asyalı komşuların “ortak stratejik çıkarlara dayalı karşılıklı yarar sağlayan ilişkilerini” güçlendirmeleri gerektiğini Dışişleri Bakanı’na aktardığı kaydedildi.

ABD’nin Çin’e karşı daha sert bir politika izlemesini bekleyen Pekin, Japonya ile ilişkilerini yeniden inşa etmeye çalışıyor. Tokyo da Çin ile ekonomik bağlarına değer veriyor ve bu eğilimi memnuniyetle karşılıyor. Japonya’da iktidardaki Liberal Demokrat Parti’den bazı politikacılar Rubio’nun Çin’e yönelik şahin tutumunun Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile uyuşmayacağından endişe ediyordu.

Iwaya toplantıdan, Japonya ve ABD arasındaki savunma işbirliğinin yönünün Trump yönetimi altında da korunacağına ikna olmuş olarak ayrıldı.

Iwaya, Tokyo’nun genişletilmiş caydırıcılığı güçlendirmek için Washington ile çalışmaya devam edeceğini, bu kapsamda ABD’nin nükleer şemsiyesi de dâhil olmak üzere tüm imkânlarıyla Japonya’yı savunduğunu söyledi. Müttefiklerin ayrıca Öz Savunma Kuvvetleri ile ABD ordusu arasında komuta ve kontrolü koordine edeceğini, savunma ekipmanları geliştireceğini ve Tayvan yakınlarındaki savunmayı genişleteceğini söyledi.

Savunma harcamaları baskısı

Trump dost ülkelerin savunma harcamalarını artırmalarını istiyor. Toplantı sırasında Iwaya, Japonya’nın bu harcamaları 2027 mali yılına kadar gayrisafi yurtiçi hasılanın %2’sine çıkarma çabalarını net bir şekilde ifade etti.

Pazartesi günü Iwaya, bir ABD başkanlık yemin törenine katılan ilk Japon dışişleri bakanı oldu, “Müttefikimiz ABD’nin yeni başkanının gözlerimin önünde doğuşuna tanıklık etmek, Japonya-ABD ittifakını sadece iki ülke için değil, bölge ve dünya için de bir ittifak haline getirme kararlılığımı güçlendirdi” dedi.

Iwaya, Rubio ve ABD’nin yeni ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz ile yemin töreninin ertesi günü bir araya gelmenin “yeni Japonya-ABD ittifakına iyi bir başlangıç yapmamızı sağladığını” söyledi.

Trump’ın “Önce Amerika” politikalarıyla ilgili olarak Iwaya, “Trump yönetimiyle ilgili en önemli şey her iki taraf için de bir kazan-kazan ilişkisi kurmaktır” dedi.

“ABD’nin uygun ve olumlu bir küresel liderlik sergilemeye devam etmesi tüm uluslararası toplum için kritik önem taşımaktadır” diye ekledi.

ABD’de Japon yatırımları

Savunma kabiliyetlerini güçlendiren Japonya, ABD’deki yatırımlarını artırmayı planlıyor.

Iwaya, SoftBank Group’un ABD genelinde yapay zekaya yatırım yapma planının yeni yönetim tarafından sıcak karşılandığını söyledi. “Japonya ve ABD için işbirliği yapmak ve en ileri teknolojik alanlarda avantaj sağlamak son derece önemli” diyen Bakan, ‘Japonya yatırımlarını ve teknolojik işbirliğini ilerletmeye devam edecek’ dedi.

Eski Başkan Joe Biden bu ay Nippon Steel’in U.S. Steel’i satın almak için yaptığı 14.9 milyar dolarlık teklifi engellemişti. Nikkei’ye Rubio’nun kendisini anladığını belirten Iwaya, Japon iş dünyasının ABD’deki Japon yatırımlarının güvenliğine ilişkin endişelerini Rubio’ya iletti ve bu endişeleri gidermesini istedi. Iwaya ayrıca bu endişeleri Trump’ın dikkatine sunmasını da istedi.

Dörtlü toplantı Rubio’nun dışişleri bakanı olarak ilk resmi göreviydi. Iwaya, Rubio’ya övgülere devam etti, “notlara dayanmadan kendi fikirlerine dayanarak toplantıyı ustalıkla yönettiğini” söyledi.

Iwaya, Rubio için “Ondan çok hoşlanıyorum. Açıkça fikir alışverişinde bulunabileceğiniz biri. Siyasetçi dostlar olarak aramızda bir sempati hissettim” değerlendirmesini yaptı.

DİPLOMASİ

Lukaşenko: Ukrayna, Putin ile gizli görüşmelere başladı

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazeteci Olga Skabeyeva’ya verdiği röportajda, Ukraynalı yetkililerin Vladimir Putin ile gizlice görüştüğünü iddia etti. Lukaşenko, bu görüşmelerin detaylarını vermekten kaçınırken, ABD’nin Ukrayna konusunda net bir stratejisinin olmadığını ve Moskova’ya yönelik yaptırım seçeneklerinin tükenmesi nedeniyle Washington’ın Kiev üzerindeki baskıyı artırdığını öne sürdü.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazeteci Olga Skabeyeva’ya verdiği röportajda, Ukraynalı temsilcilerin Vladimir Putin ile gizli görüşmeler yaptığını iddia etti.

Avrupa Birliği’nde yapıcı müzakereler yapabilecek politikacıların olup olmadığı sorusuna yanıt veren Lukaşenko, Ukrayna’da böyle kişilerin olmadığını, ancak yine de bir diyalog yürütüldüğünü belirtti.

Lukaşenko, “Biz yine de onlarla (Ukraynalı temsilcilerle) görüşüyoruz. İsteyenlerle konuşmak gerekiyor. Fakat, kendi tarafımızda, Rusya’da ve benzeri yerlerde görüşmek için böyle tutkulu bir istek görmüyoruz. Gerçi, ben konuşmayacağım, bırakın Vladimir Vladimiroviç (Putin) söylesin. O görüşmüştü. Onu aradılar, anlattılar. Ancak, görüşmeleri dair kamuya açık bir dile getirilmedi,” dedi.

Detayları açıklama yetkisi olmadığını belirten Lukaşenko, ayrıntı vermekten kaçındı.

Belarus Devlet Başkanı, “Ancak Putin bana anlattı. Şu sonucu çıkardı: Görüşmek istiyorlarsa, gelsinler, şimdilik gizlice, gazeteciler öğrenmesin diye. Belki Vladimir Vladimiroviç risk alır ve kimin aradığını söyler,” diye ekledi.

13 Mart’ta Lukaşenko, Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya gitti. Görüşmelerin başlamasından önce, Amerikan yönetiminin Ukrayna’daki çatışmayı çözmek için net bir stratejisinin olmadığını söyledi.

Lukaşenko, “ABD’nin Ukrayna konusunda hiçbir planı yok. Kesinlikle. Bir taraf ne istiyor, diğeri ne istiyor, sadece nabız yokluyorlar,” dedi.

Ayrıca Lukaşenko, Washington’ın Kiev üzerindeki baskıyı artırmaya karar verdiğini, çünkü Moskova’ya karşı yaptırım uygulama imkanlarının neredeyse tükendiğini dile getirdi.

Lukaşenko, “O kadar çok yaptırım uyguladılar ki, daha ötesi yok. Bu nedenle Ukrayna’ya baskı yaptılar ve onun gidecek hiçbir yeri yok. 30 gün için anlaştılar, yani 30 gün,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

G7 bildirisinin hedefinde İran var

Yayınlanma

Reuters tarafından görülen nihai taslak bildiriye göre, önde gelen Batılı devletlerin dışişleri bakanları perşembe günü İran’ın “keyfi gözaltı ve yabancı suikast girişimlerini giderek artan bir şekilde baskı aracı olarak kullanmasının yarattığı tehdit” konusunda uyarıda bulundu.

ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkeleri yaptıkları açıklamada Tahran’ın “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın başlıca kaynağı” olduğunu iddia ederek ülkenin nükleer programı konusunda diplomasiyi yeniden başlatmaya çağırdı.

Taslak bildiride, Filistin sorununa iki devletli çözümün de bahsi geçmedi ve metnin daha önceki taslaklarında bunun önemini vurgulayan dil terk edildi.

Üyeler bunun yerine “Filistin halkı için siyasi bir ufkun” gerekliliğini vurguladı ve Gazze’ye “engelsiz insani yardımın” yeniden başlaması ve kalıcı bir ateşkes için desteklerini yeniden teyit etti.

Diplomatlar tarafından onaylanan nihai taslağın cuma günü ilerleyen saatlerde bakanlar tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Savaş sonrası Rusya ile ilişkiler yeniden kurulmalı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiğini belirtti. Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltmasına rağmen transatlantik ittifakı bir arada tutmaya çalışırken, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması ve askeri konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki çatışmalar sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin zamanla normalleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rutte, Bloomberg TV‘de Annmarie Hordern’e verdiği mülakatta, “Savaş Avrupa için bir şekilde durmuş olursa, adım adım, ABD için de adım adım Rusya ile normal ilişkileri yeniden kurmak normal olur,” dedi.

Ancak Rutte, henüz o noktada olmadıklarını ve Rusya’nın müzakereleri ciddiye almasını sağlamak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Son haftalarda yoğun bir diplomasi yürüten Rutte, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması ve ABD’nin Avrupa’daki geleneksel güvenlik rolünden çekileceğine işaret etmesiyle ittifakı bir arada tutmaya çalışıyor.

Bu sürpriz hamle, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri konumlarını yeniden düşünmeye sevk etti.

Rutte, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi ve ikili, Ukrayna’da ABD’nin arabuluculuğunda potansiyel bir ateşkesi görüştü. Avrupa’nın müzakerelerde büyük ölçüde dışlanması, kıtadaki pek çok lideri rahatsız etti.

Devam eden görüşmeler hakkında konuşan Rutte, “Amerikan yönetimi ve elbette Ukraynalılarla ciddi görüşmelere girmeye hazır olduklarından emin olmak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeliyiz,” ifadesini kullandı.

Rutte’nin en büyük görevi, Trump’ın üyelerin savunmaya yeterince harcama yapmayarak Washington’ı istismar ettiği yönündeki yaygın eleştirileri arasında ABD’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığını sürdürmesini sağlamak.

Trump daha önce ABD’yi askeri ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Oval Ofis’teki televizyonda yayınlanan tartışmasının ardından Rutte, ABD’nin Ukrayna için yaptığı her şeyi överken, Ukraynalı lidere ilişkileri düzeltme çağrısında bulundu.

NATO, haziran ayındaki bir sonraki zirvede üyelerinin savunma harcamaları hedefini en az yüzde 3’e çıkarmaya çalışacak.

Trump, müttefiklerin yüzde 5 harcama yapmasını talep etti; bu, yaygın olarak gerçekçi olmayan ve ABD’nin bile karşılamadığı bir hedef.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English