Japonya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yoshihide Yoshida Nikkei’ye verdiği bir mülakatta Japonya Öz Savunma Kuvvetleri’nin (SDF) şu anda gelişen bölgesel ve küresel zorluklar karşısında ülkenin güvenliğini sağlayamayacağı uyarısında bulunarak, yeni savunma politikasına destek istedi.
60 yıllık savunma doktrinini değiştirerek, pasif savunmadan “saldırı” pozisyonuna geçen ve NATO’yu Asya’da konuşlandırmak isteyen Japonya’nın Genelkurmay Başkanı Yoshida, ülkenin müttefikleri ve özel sektörle koordinasyon da dahil olmak üzere SDF’nin yeteneklerini güçlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, bunu Rusya, Çin ve Kuzey Kore “tehdidi” üzerinden gerekçelendiriyor.
Çin’i ‘tehdit’ sayan Japonya savunma stratejisini ABD’yle uyumlulaştırdı
Röportajın çevirisi aşağıda yer almaktadır:
Soru (S): SDF şu anda Japonya’yı savunma kabiliyetine sahip mi?
Cevap (C): Mevcut kabiliyetlerimizle Japonya’nın güvenliğini sağlayamayız. Bu nedenle savunma harcamalarını gayrisafi yurtiçi hasılanın %2’sine çıkarma ve üç temel savunma politikası belgesi [2022 sonlarında güncellendi] kapsamında kabiliyetlerimizi temelden güçlendirme kararı alındı.
S: Japonya ile ilgili neleri korumamız gerekiyor?
C: Devleti ve bu devleti tanımlayan üç şeyi korumamız gerekiyor: halk, toprak ve egemenlik. Ukrayna’da olduğu gibi egemenliğimiz tehdit altında olduğunda bu üç şeyi korumanın zorluğu ortaya çıkıyor.
Ulusal Güvenlik Stratejisi, Japonya’nın ulusal çıkarını açıkça Japonya’nın barışı, güvenliği ve daha fazla refahı ile evrensel değerlere ve uluslararası hukuka dayalı bir uluslararası düzen olarak tanımlamaktadır. Ulusal çıkar, Japonya’nın [İkinci Dünya Savaşı’na] girmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle eskiden tabu bir konuydu. Ancak bu konuyu daha açık bir şekilde tartışmaya başlıyoruz.
S: Savunma politikası için hala yeterli kamuoyu desteği yok.
C: Halkın Japonya’nın karşı karşıya olduğu stratejik ortamın farkına varmasını istiyorum. Uluslararası toplum, statükonun güç kullanılarak tek taraflı olarak değiştirilmesini engelleyip engelleyemeyeceği ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir uluslararası düzeni sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda kritik bir dönemeçte. Japonya, Hint-Pasifik’teki bu mücadelenin ön saflarında yer almaktadır.
Japon halkının SDF’ye bakışı dramatik bir şekilde değişiyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bizim için de dersler var. Halk Kuzey Kore ve Çin’in provokasyonlarını ilk elden gördükçe savunmamıza olan ilgi de artıyor. Kamuoyu yoklamaları pek çok kişinin savunma harcamalarının artırılmasını ve Japonya’nın karşı saldırı kabiliyeti kazanmasını desteklediğini gösteriyor.
S: Ukrayna’da yaşananlardan ne öğrenebiliriz?
C: Rusya Ukrayna’nın askeri kabiliyetlerini ve Ukraynalılardan göreceği direnci hafife aldı. Ukrayna’nın NATO’nun bir parçası olmaması da buna katkıda bulundu. Benzer ciddi bir krizin Japonya yakınlarında da yaşanması ihtimalini göz ardı edemeyiz ve bu ihtimalden büyük endişe duyuyoruz.
Japonya’nın yapması gereken iki şey var. Birincisi, hafife alınmamak için savunma kabiliyetlerimizi temelden güçlendirmeliyiz. İkinci olarak, ABD nükleer silahlarını içeren stratejiler de dahil olmak üzere genişletilmiş caydırıcılığı sürdürmek için elimizden geleni yapmalıyız.
S: Kuzey Kore’nin nükleer ve füze teknolojisindeki ilerlemeleri göz önüne alındığında, füze savunması tek başına Japonya’yı korumak için yeterli görünmüyor.
C: Füze savunmamızı güçlendirmek tek başına halkımızın can ve mal güvenliğini korumayacaktır. Kuzey Kore, önlenmesi zor düzensiz yörüngelere sahip füzeler de dahil olmak üzere gelişmiş, sofistike yetenekler kazanmıştır.
Ele almamız gereken üç alan var. Füzeleri kullanarak bir hedefi vurabilmemiz için karşı saldırı kabiliyetleri kazanmamız ve saldırıları engelleme kabiliyetimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Ayrıca bir füze saldırısından kaynaklanan hasarı en aza indirebilmek ve insanlarımızı koruyabilmek için daha fazla yeraltı sığınağına ihtiyacımız var.
S: Bazı eleştirmenler Japonya’nın karşı saldırı kabiliyetini nasıl kullanacağı konusunda yeterli açıklama yapılmadığını söylüyor.
C: Kamuoyu ile yeterince diyalog kurulmadı. Kapsamlı bir açıklama yapmayı planlıyoruz. Ancak elimizi göstermememiz de önemli. Operasyonel detayları kamuoyuna açıklarsak rakipleri saldırıdan caydırma kabiliyetimizi kaybederiz.
S: ABD bir kriz durumunda Japonya’yı savunur mu?
C: 2010 yılından bu yana ABD ile genişletilmiş caydırıcılık – ABD’nin Japonya üzerindeki nükleer şemsiyesinin genişletilmesi – konusunda derin bir diyalog içerisindeyiz. Haziran ayı sonunda daha fazla bilgi paylaşma, ortak tatbikatlarımızın kalitesini artırma ve füze müdahalemizi güçlendirme konusunda mutabık kaldık. Dışişleri ve savunma bakanlarımız arasında da ayrıntılı görüşmeler yapıldı.
S: Soğuk Savaş sırasında SDF’nin iki hafta savaşma kabiliyetine sahip olması gerektiği söylenirdi. Şimdi ise üç haftaya ihtiyacı olduğu söyleniyor.
C: SDF’nin ne kadar süre dayanabileceği konusunda yorum yapmaktan kaçınacağım zira bu operasyonel bir ayrıntı.
Ulusal Güvenlik Stratejimiz Japonya’nın 2027 mali yılına kadar işgallerle mücadelede birincil sorumluluğu üstlenebilmesini hedeflemektedir.
S: Değişen küresel dinamikler Japonya-ABD ittifakını da dönüştürdü.
C: Şimdiye kadar bir kriz durumunda ABD’nin caydırıcılığına güvenebildik. Ancak ABD’ye çok fazla güvenirsek, orada bizimle olan ittifakın maliyetine değip değmeyeceğini sorgulayan sesler olacaktır. Japonya’nın kendi başına yapabileceği şeyleri artırarak ittifakın kabiliyetlerini güçlendireceğiz.
S: Japonya kendi başına ne yapabilir?
C: SDF’nin barış zamanında izleme ve istihbarat toplama kabiliyetlerini göstermesi önemlidir. Ayrıca yapay zeka ve kuantum kriptografi gibi en son teknolojilerde de avantajımızı korumalıyız.
ABD ve Avustralya’nın yanı sıra onlarla ve Hindistan’la da ortaklıklarımızı genişleteceğiz. Hint-Pasifik ve Avrupa’da statükoyu savunmak isteyen güçlerle yakın işbirliği içinde çalışmalıyız.
S: Özel sektörle işbirliği de kritik önem taşıyor.
C: Araştırma ve geliştirmeyi ve savunma ekipmanlarının konuşlandırılmasını hızlandıracağız. Yeni ekipman geliştirmek on yıldan fazla zamanımızı alıyor. Bunun yerine prototipleri hazır olur olmaz birimlere sunmaya başlayacağız, böylece kabiliyetler yeni araştırma ve geliştirmeye paralel olarak güçlendirilebilecek.
S: Japon şirketleri geleneksel olarak savunma sanayine katılımlarını öne çıkarmamışlardır.
C: Günümüz savunma sanayii tek başına en son teknolojiden tam olarak faydalanamaz. Kendi alanlarında öncü olan startup’larla ilişkiler kuracağız. Sivil teknolojiyi savunmaya uyarlamamıza olanak tanıyan bir çerçeve oluşturacağız ve savunma ihracatını teşvik etmek için kamu-özel sektör çabalarına katılacağız.
Geleneksel olarak askeri konulara mesafeli duran akademi ile de daha yakın çalışacağız. Mevcut güvenlik ortamı hakkında bir anlayış geliştirmek için doğrudan bir diyalog başlatacağız.
S: Haziran ayında Kara SDF’si için eğitim gören bir kişi iki kişiyi öldürdü ve bir üçüncüsünü de yaraladı.
C: Hükümet tarafından silah kullanma yetkisine sahip olduğumuz düşünüldüğünde, böyle bir olay asla yaşanmamalıydı. Bu olayı son derece ciddiye alıyoruz.
S: SDF’ye katılmaya yönelik ilgi azalıyor.
C: İşe alım ve eğitim önemli bir zorluk. Elde tutma oranını artırarak kuvvetlerimizdeki kadın oranını 2050 yılına kadar %7’den %8’e çıkarmak istiyoruz. Yapay zeka, insansız ekipman ve özel sektörün yardımıyla organizasyonu yeniden şekillendirmemiz gerekiyor.