Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Koalisyon yargıya kılıç çekti

Yayınlanma

israil yargı reformu

Netanyahu koalisyonu, Yüksek Mahkeme’nin Meclis’in çıkardığı yasaları iptal yetkisine son vermek için harekete geçti. Muhalefet, Netanyahu’yu kişisel çıkarları için yargı bağımsızlığını baltalamakla suçluyor.

İsrail’de yeni kurulan aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yargı bağımsızlığına müdahale anlamına gelen “reform” planı tartışılıyor.

Anayasası bulunmayan İsrail’de Yüksek Mahkeme, bir tür “Anayasa Mahkemesi” görevi yapıyor. Yüksek Mahkeme, Meclis’ten geçen yasaları “temel haklara aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal yetkisine sahip. Koalisyon hükümetinin bu yetkiyi hedef alan tasarısı yasama ve yürütme üzerindeki denetim mekanizmasını kaldırdığı ve hükümete mutlak güç yetkisi verdiği gerekçesiyle eleştirilerin hedefinde. Öte yandan rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla hakkında üç ayrı dava açılan Netanyahu’nun bu değişiklikleri hakkındaki suçlamaları düşürmek için kullanacağı iddia ediliyor.

Tasarı ne getiriyor?

Yeni Adalet Bakanı Yariv Levin’in açıkladığı tasarının ilk taslağı Meclis’e Yüksek Mahkeme kararlarını iptal etme yetkisi veriyor. Buna göre Meclis’te yapılacak oylamada salt çoğunluk sağlanması halinde, Yüksek Mahkeme kararları geçersiz sayılabilecek. Böylece hükümet, istediği herhangi bir yasayı denetimsiz bir şekilde ve Netanyahu koalisyonunun sahip olduğu vekil sayısıyla (61 oy) geçirebilecek. Söz konusu tasarı aynı zamanda, Meclis’e yargıçların bir kısmını atama yetkisi de veriyor. Tasarıyı, “yasama, yürütme ve yargı arasındaki dengenin yeniden sağlanacağı” iddiasıyla sunan Adalet Bakanı Levin, yargıçların Meclis’in çıkardığı yasaları iptal etme yetkisine atıfla “Sandığa gidiyoruz, oy veriyoruz, seçiyoruz ama tekrar tekrar, bizim seçmediğimiz insanlar bizim için karar veriyor” dedi.

Levin’in açıkladığı tasarının ilk taslağı. Dolayısıyla içeriğinde değişiklik yapılabileceği özellikle salt çoğunluk ilkesinin 3’te 2 oya çıkarılabileceği değerlendiriliyor. Buna rağmen ilk açıklanan taslak ülkede geniş bir kesimi harekete geçirmiş durumda. Muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri dışında eski hakim ve bakanlar söz konusu değişikliğin demokratik temeller ve kuvvetler ayrılığı ilkesine büyük darbe vuracağı konusunda uyarıyor.

‘Kırmızı çizgi aşılacak’

Eski Savunma Bakanı Moshe Ya’alon tasarıyla ilgili, Netanyahu’yu sürmekte olan yolsuzluk davasından yargılanmaktan kaçmak için İsrail demokrasisini feda etmekle suçladı. Eski Savunma Bakanı ve Milletvekili Benny Gantz ise Netanyahu’yu yargı reformu değişikliğine muhalefet partilerini de dahil etme çağrısı yaptı. Ulusal Birlik Partisi lideri Gantz, “Levin’in planı onaylanırsa İsrail’deki hükümet sistemini değişecek. Kırmızı çizgi aşılacak ve İsrail içi boş bir demokrasiye dönüşecek. Gerçek bir olağanüstü durumda olduğumuzdan dolayı yasama alanında temel bir yasanın çıkarılmasını tartışmak ve altı ay içinde anlaşmaya varmak için Netanyahu’ya siyasi partileri bir araya getirmesini önerisiyoruz” dedi. Eski Başbakan be muhalefet lideri Yair Lapid ise yeni hükümetin ülkedeki anayasal yapının tamamını yok etme tehdidinde bulunduğunu belirterek, “Değişikliği, iktidara gelir gelmez geri alacağız” dedi.

‘Elimizden geleni yapmalıyız’

ABD’de bulunan Uluslararası Muhafazakar Yahudi Hahamlar Meclisi de yayınladıkları bildiriyle değişikliğe karşı çıktı. Değişikliğin Yüksek Mahkeme’nin otoritesini baltalamak anlamına geldiğini ve ‘derin endişe duyduklarını’ vurgulayan Hahamlar şunları kaydetti: “İsrail, Orta Doğu’nun bağımsız bir Yüksek Mahkeme tarafından garanti edilen ve sürdürülen tek demokrasisi olarak gelişiyor. Bu yeni tasarının zamanlaması açıkça iktidardakilerin kendi çıkarlarına hizmet ediyor ve İsrail’in Yahudi ve demokratik karakterini zayıflatma riski taşıyor. Hükümetin, çok değer verdiğimiz demokrasi ve din özgürlüğü gibi temel değerleri doğrudan baltaladığını görmek dayanılmaz.” Hahamlar Meclisi, milletvekillerine “Hükümetin siyasi kazanç için yargıya zarar vermesini önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” çağrısı yaptı.

ORTADOĞU

WSJ: ABD’nin İsrail’i dizginleme girişimleri sınırlı sonuç veriyor

Yayınlanma

biden-netanyahu

İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırısının ardından İsrail misillemeye hazırlanırken bir yandan da ABD yönetimi ile istişareler sürüyor.

İsrail, İran’a vereceği yanıtın olası sonuçları nedeniyle yapacağını duyurduğu misillemeyi ABD ile koordine etmek istiyor. Savaşın bölgeye yayılmasını istemeyen ABD’nin İsrail’i misillemenin dozajını, bölgesel bir çatışmaya dönüşmeyecek ölçüde ayarlamaya ikna etmeye çalıştığı biliniyor. İsrail ise İran’a nükleer tesisleri hedef almak dahil sert bir yanıt vermek istiyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Orta Doğu’da topyekûn bir savaşın önlenip önlenemeyeceğinden emin olup olmadığı sorusu üzerine “Tam kapsamlı bir savaş olacağına inanmıyorum. Bence bundan kaçınabiliriz” dedi. Başkan Biden, olası bir tam kapsamlı savaştan kaçınılabileceğini ancak bunun için “yapılacak çok şey” olduğunu sözlerine ekledi.

Ancak ABD’nin Gazze başta olmak üzere bölgedeki saldırılarında İsrail’i dizginleme girişimlerinin “sınırlı sonuçlar verdiği” iddia ediliyor.

Vali Nasr: ‘İran’ın füze saldırısı riskli ancak hesaplanmış bir hamleydi’

The Wall Street Journal’da yayımlanan haberde uluslararası ilişkiler uzmanları ile bazı eski Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, İsrail’in Gazze’yi işgali ve “soykırımda bulunmasına” karşı ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin tutumunu ele aldı.

Uzmanlar, ABD Başkanı Biden ve yönetiminin İsrail’in Gazze’yi işgali ve “soykırımda bulunmasını” önleme girişimlerinin “sınırlı sonuçlar verdiğine” işaret ederken Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezinin Orta Doğu Programları Direktörü Jon Alterman, “Biden ve Binyamin Netanyahu, birbirlerini tarttılar. Netanyahu sürekli, Biden’ın düşündüğünden daha fazla alana sahip olduğuna karar veriyor gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Alterman, ABD’nin, İsrail liderliği tarafından “ya bir dırdırcı ya da şu anda gereksinimleri anlamayan bir arka koltuk şoförü olarak görüldüğünü” öne sürdü.

Eski Başkan Donald Trump yönetimi sırasında Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan David Schenker ise 7 Ekim 2023’ün her şeyi değiştirdiğini belirterek, “ABD’nin hassasiyetlerini daha az dikkate alarak kendi güvenlik hedeflerini acımasızca takip edecek yeni bir İsrail’le karşı karşıyayız” değerlendirmesinde bulundu.

Netanyahu’nun misilleme için ABD ile koordinasyon arayışı

“Tahran’a yönelik saldırıyı dizginliyor gibi görünmek istemiyor”

Amerikalı yetkililerin Lübnan’daki İsrail-Hizbullah çatışmasının tırmanmasını engellemeye çalıştığını kaydeden uzmanlar, bunun İran’ı da işin içine çekeceği ve ABD’yi askeri olarak daha derin müdahaleye zorlayacağı endişesinden kaynaklandığını ifade etti.

Uzmanlar, Biden yönetiminin, İsrail’in Hizbullah’a vurduğu darbelerden memnun olmadığı ancak başkanlık seçimlerine bir ay kala Tahran’a yönelik bir saldırıyı dizginliyor görünmeye de hevesli bulunmadığı görüşünü paylaştı.

ABD Dışişleri Bakanlığının eski Orta Doğu yetkililerinden Aaron David Miller da yaklaşan başkanlık seçimleri öncesi İsrail’in özellikle de İran’ın dahil olacağı cephede savaşa girmesi için bastıracak herhangi bir Amerikalı yetkilinin olamayacağını savundu.

Le Figaro: Biden, Orta Doğu’da kontrolü kaybediyor

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İran lideri Hamaney’den “birlik” çağrısı: İsrail’in akıl almaz suçlarına en hafif yanıtı verdik

Yayınlanma

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkesinin 1 Ekim’de İsrail’e düzenlediği füze saldırısının “meşru müdafaa” kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi.

İran lideri Hamaney, 4 yıl aradan sonra ilk kez başkent Tahran’da cuma namazı kıldırdı.

Tahran’ın İmam Humeyni Büyük Musalla Camisi’nde üst düzey siyasi ve askeri yetkililer ile birlikte on binlerce kişinin katılımıyla kılınan namaz öncesi 27 Eylül’de İsrail’in Beyrut’a saldırısında hayatını kaybeden Hasan Nasrallah için de anma töreni düzenlendi.

Namaz öncesi okuduğu hutbede gündemdeki meseleleri değerlendiren Hamaney, İsrail’in suçları karşısında ülkesinin İsrail’e düzenlediği füze saldırılarının “meşru müdafaa” çerçevesinde uygulandığını söyledi, “Silahlı kuvvetlerimizin eylemi işgalci siyonist rejime karşı verebileceğimiz en hafif cezaydı. İşledikleri akıl almaz suçlar karşısında bu kana susamış kuduz köpeğe karşı verebileceğimiz en hafif yanıtı verdik” dedi. İran lideri, ülkesinin muhtemel karşı saldırılara cevap vermekte tereddüt etmeyeceğini ve anında karşılık vereceğini ifade etti.

Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim 2023’te düzenlediği “Aksa Tufanı” adı verilen saldırılara işaret eden Hamaney, Filistinlilerin İsrail’e karşı saldırılarının “tamamen meşru” olduğunu belirtti.

İran basınının aktardığına göre Hamaney özetle şu mesajları verdi:

  • Düşmanların siyaseti böl-yönet’tir. Bu politikaları Müslüman ülkelerde çeşitli şekillerde uyguladılar ama bugün milletler uyandı. Bugün İslam ve Müslüman, düşmanların bu oyununa galip geleceği gündür.
  • İran’ın düşmanı Filistin’in, Lübnan’ın, Irak’ın, Mısır’ın, Suriye’nin ve Yemen’in düşmanıdır. Yüzleri farklı ama düşman aynı. Bazılarında psikolojik savaş uyguluyorlar, bazılarında ekonomik savaş, bazılarında bomba yağdırıyorlar, bazen de gülümsemeyle bunu yapıyorlar. Düşman her yerde özel bir yöntemle çalışıyor ama komuta odası bir yerde ve oradan emir alıyorlar. Düşman başarılı olursa başka ülkelere de saldıracak. Bu, bütün İslam dünyası için çok ciddi bir alarm. Birlik olmalıyız. Bugün Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize dayanışma göstermeliyiz.
  • Filistin milletinin, topraklarını işgal eden, hayatlarını alt üst eden düşmanın karşısında durma hakkı vardır. Filistinlilerin savunması meşrudur ve onlara yardım etmek de meşrudur.
  • Seyyid Hasan Nasrallah’ın cismi aramızdan ayrıldı ama onun gerçek kişiliği, ruhu, yolu ve etkileyici sesi hala aramızda ve öyle de kalacak. O, baskıcı ve yağmacı şeytanlar karşısında direnişin sembolüydü. Onun etkisi Lübnan’ı, İran’ı ve Arap ülkelerini aştı, şimdi onun şehadetiyle bu nüfuz daha da artacaktır.
  • Siyonistler ve Amerikalılar boş hayaller peşindeler. İsrail’in şuursuz rejimi zorla ayakta duruyor. ABD onları savunduğu sürece varlar ama Allah’ın izni ile yok olup gidecekler. Lübnan’ı işgal etmek için milyarlarca dolar harcadılar. Bu desteğe rağmen küçük bir mücahit grup onları engelledi. Asla Hamas ve Hizbullah’a galip gelemediler. Siyonist rejim galip gelemeyeceğini anladı.
  • Bugün bölgedeki direniş, yiğitlerinin şehadetleriyle geriye gitmeyecektir. Gazze’deki direniş bütün dünyayı hayrete düşürdü; İslam’ın onurunu ve haysiyetini gösterdi. Karşımızda ne kadar şer güçleri olsa da aslı Gazzeliler geri adım atmıyor.
  • Lübnan halkı, sizler birer kahramansınız. Bu korkak düşman, Hizbullah’ın ve Hamas’ın varlığını asla bitiremeyecek. Allah yolunda savaşımız sürecek. Bizler zafere yakınız ama onlar suikastlarla yıkarak ve sivilleri öldürerek hedeflerine ulaşacaklarını zannediyor.
  • Alçak ve çaresiz düşman Hizbullah’ın, Hamas’ın, İslami Cihad’ın ve Allah yolunda çalışan diğer mücadeleci örgütlerin sağlam yapısına ciddi zarar veremediği için terörü, yıkımı, sivillerin bombalanmasını ve öldürülmesini, silahsız insanlara acı çektirmeyi zaferinin bir işareti olarak görüyor.
  • Bu suçların sonucu, öfkenin yoğunlaşması ve insanların motivasyonunun artması, canlarını feda eden yiğitlerin, komutanların ve liderlerin daha da öne çıkması ve kan emicilerin rezil varlığının sahneden silinmesi olacaktır.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail “karada” ilerleyemiyor

Yayınlanma

Lübnan’ın güneyindeki çatışmalarda 17 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyuran Hizbullah bu sabah İsrail’in kuzeyinde Hayfa yakınlarında bulunan Krayot bölgesini çok sayıda roketle hedef aldığını açıkladı.

İsrail’in Lübnan’ın güneyini işgal edeceğini duyurmasından sonra sınırda zaman zaman çatışmalar yaşanıyor. İsrail ordusu bugüne kadar Lübnan sınırında henüz kayda değer bir ilerleme sağlayamadı.

Hizbullah, Lübnan’ın güneyindeki çatışmalarda 17 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu. İsrail ordusu ise kara saldırılarının başladığı 30 Eylül’den bu yana Lübnan’daki çatışmalarda 9 askerinin öldürüldüğünü açıklamıştı.

Öte yandan Hizbullah’tan yapılan açıklamada, Hayfa kentinin kuzeyindeki Krayot bölgesinin çok sayıda roketle vurulduğu belirtildi. İsrail basını da İsrail’in kuzeyindeki sınır kasabalarında sirenlerin çaldığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada da Lübnan’dan ​​​​​​​20 roketin atıldığının gözlemlendiği, bunların çoğuna müdahale edildiği diğerlerinin de açık araziye düştüğü ifade edildi.

Lübnan sınırına yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta kalan Hayfa sahil kenti İsrail’in en önemli sanayi ve ticaret kentlerinden biri olarak öne çıkıyor.

İsrail ise bir yandan Lübnan’a karadan girmeye çalışırken diğer yandan başkent Beyrut yakınlarında Hizbullah’a aile olduğunu iddia ettiği hedeflere yoğun hava saldırısı düzenliyor. Ayrıca Hizbullah’ın ikmal hattını kesmek için Suriye’deki hedefleri de vuruyor. Bu kapsamda İsrail’in Lübnan-Suriye sınırındaki El-Masna Sınır Kapısı’na hava saldırısı düzenlediği belirtildi. Saldırıda, Lübnan’ın başkenti Beyrut ve Suriye’nin başkenti Şam arasındaki yolun da kesintiye uğradığı aktarılırken, ölen ya da yaralanan olup olmadığı konusunda bilgiye yer verilmedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English