Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Kuzey Kore askerlerinin Ukrayna’da savaştığı iddiaları ne kadar doğru?

Yayınlanma

Kuzey Koreli askerlerin Ukrayna’ya karşı savaşında Rusya’ya katıldığına dair son haberler, ABD ve Ukrayna istihbarat kaynaklarından gelen koordineli bir dezenformasyon kampanyasının parçası gibi görünüyor.

Ukrayna ordusunun iddialarıyla yayılan ve ABD medya kuruluşları tarafından güçlendirilen anlatı, somut kanıtlardan yoksun. Anlatıya yönelik bu baskı, Rusya, Kuzey Kore ve Çin’in arasını açmak için enformasyon taktiklerine başvurulmasını savunan RAND Corporation stratejisini takip ediyor.

Rusya’da Kuzey Kore birlikleri olduğuna dair iddialar o zamandan beri çürütülmüş, videolar ve açıklamalar da dahil olmak üzere iddia edilen kanıtların sahte olduğu ortaya çıkmıştı.

Ukrayna istihbaratından gelen ve şimdi ABD medya kuruluşları tarafından güçlendirilen bilgiler, binlerce Kuzey Koreli askerin Ukrayna’ya karşı savaşında Rusya’yı desteklemek için ön saflara konuşlandırılabileceğini öne sürüyor.

Kirill Budanov liderliğindeki Ukrayna askeri istihbaratının 1 Kasım 2024’e kadar 11 bin kadar Kuzey Koreli askerin Rusya’ya varacağına dair iddialar yayımlamaya başlamasının ardından bu söylem kök saldı.

Bu bilgi Güney Kore istihbaratı tarafından da tekrar edildi ve aralarında Washington Post ve New York Times‘ın da bulunduğu önemli yayın organları tarafından haberleştirildi. Fakat Kuzey Kore birliklerinin varlığını destekleyen kanıtlar henüz ortada yok.

Moon of Alabama blogu, Kuzey Koreli askerlerin Rus askeri operasyonlarına entegre edilmesinin önemli dil ve kültürel engeller yaratacağını ve bu yönde bir hamlenin pek mümkün olmadığını belirtti. Dahası, Kuzey Kore birliklerinin yardım etmesi beklenen Kursk gibi bölgelerdeki çatışmaların halihazırda büyük ölçüde çözülmüş olması, iddiaları daha da şüpheli hale getiriyor.

Ukrayna istihbarat sızıntılarından sadece birkaç gün önce, 11 Ekim’de yayımlanan bir RAND Corporation yorumunun ardından daha fazla kuşku ortaya çıktı.

Pentagon’a bağlı bir düşünce kuruluşu olan RAND, ABD’nin Rusya, Kuzey Kore ve Çin’in arasını açmak için enformasyon operasyonlarını kullanması gerektiğini öne sürdü.

RAND’ın önerisinin zamanlaması ve ardından Kuzey Kore birliklerinin olaya müdahil olduğuna dair söylentiler bazılarına fazla tesadüfi göründü ve bu da haberlerin ABD destekli daha geniş bir dezenformasyon stratejisinin parçası olduğu suçlamalarına yol açtı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Kuzey Kore’nin askeri malzeme temini de dahil olmak üzere Rusya’ya verdiği daha geniş kapsamlı desteği kabul etmesine rağmen, Kuzey Kore birliklerinin Ukrayna’ya müdahil olduğunu doğrulayacak somut bir kanıt bulunmadığını açıkça ifade etti.

İddiaları destekleme çabaları zaman zaman absürt sınıra dayandı. Bir örnekte, Ukraynalı yetkililer Kuzey Koreli bir savaş esirini gösterdiğini iddia eden bir video yayınladı.

Fakat, Kuzey Koreli olduğu iddia edilen asker akıcı bir şekilde Ukraynaca konuşurken ve iyi bilinen bir Ukrayna şiirini okurken yakalandı ve bu da videonun gerçekliği konusunda ciddi şüpheler uyandırdı.

Kuzey Kore askerlerinin Rus teçhizatıyla donatıldığını gösterdiği iddia edilen benzer videolar da çürütüldü, bilgili kaynaklar görüntülerin Kuzey Kore değil Rusya ile Laos arasındaki ortak askeri tatbikata ait olduğunu belirtti.

Kesin kanıt olmamasına rağmen, söylentiler siyasi çevrelerde, özellikle de Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Mike Turner gibi isimlerin Kuzey Kore’nin Ukrayna çatışmasına müdahil olmasıyla büyüyen bir tehdit olarak gördükleri duruma karşılık Biden yönetiminden derhal harekete geçmesini talep etmeleri ABD’de ilgi gördü.

Turner, Kuzey Kore birliklerinin olası katılımını ABD ve NATO için bir “kırmızı çizgi” olarak nitelendirecek kadar ileri gitti.

Fakat şimdilik Ukrayna’daki Kuzey Koreli askerlerin hikayesi sallantılı bir zemine oturuyor gibi görünüyor.

Koreler arası gerilim yükseliyor: Güney’i ‘düşman’ ilan eden Kim, Ukrayna’ya asker gönderiyor iddiası

DİPLOMASİ

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, ABD’yi Avrupa ile ittifakını hatırlamaya çağırdı

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın cuma günü Berlin’e yaptığı ziyaretinde Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ABD’yi Avrupa’nın “vazgeçilmez” bir ortak olduğunu hatırlamaya çağırdı.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre Steinmeier, Trump’ın NATO’dan çıkma tehdidinde bulunduğu ve dönemin başbakanı Angela Merkel’i eleştirdiği ilk görev dönemine üstü kapalı bir göndermede bulunarak, birkaç yıl önce ABD ile Avrupa arasındaki mesafenin “neredeyse birbirimizi kaybedecek kadar” açıldığını söyledi.

Steinmeier, Biden’ın 2020’de seçilmesinin “Avrupa’nın transatlantik ittifaka olan umudunu kelimenin tam anlamıyla bir gecede geri getirdiğini” de sözlerine ekledi.

Steinmeier, “Önümüzdeki aylarda Avrupalıların Amerika’nın bizim için vazgeçilmez olduğunu hatırlamalarını umuyorum. Umarım Amerikalılar da müttefiklerinizin sizin için vazgeçilmez olduğunu hatırlarlar,” diye devam etti.

Biden’a Almanya’nın en yüksek liyakat nişanını veren Steinmeier, ABD-Alman dostluğunun “varoluşsal olarak önemli” olduğunu vurguladı.

Steinmeier 5 Kasım’daki ABD başkanlık seçiminin sonucunun “sadece Amerika’nın yapacağı bir seçim” olduğunu söyledi fakat “Avrupalılar olarak bizim de bir seçimimiz var. Ukrayna’ya verdiğimiz destekte tereddütsüz olmak, ortak güvenliğimize yatırım yapmak, ortak geleceğimize yatırım yapmak gibi üzerimize düşeni yapmak gibi bir seçeneğimiz var. Ve … ne olursa olsun transatlantik ittifakın yanında durmak,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Le Monde: ABD, Ukrayna’nın NATO’ya katılımına artık karşı değil

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’nın NATO’ya katılımına artık “prensipte” karşı çıkmıyor. Berlin’deki görüşmelerde liderler bu önemli değişikliği ele alırken, Ukrayna’nın Rusya’ya yönelik Batı silahlarıyla saldırı düzenleme olasılığı da tartışıldı.

ABD’nin, Ukrayna’nın NATO’ya davet edilmesine “prensipte bir itirazı kalmadı.” Le Monde‘un Avrupalı diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, bu gelişme 18 Ekim’de Berlin’de yapılan ve Joe Biden, Emmanuel Macron, Olaf Scholz ile Keir Starmer’ın katıldığı görüşmelerden sonra ortaya çıktı.

Habere göre, Biden, Kamala Harris’in ABD başkanlık seçimlerini kazanması durumunda, geçiş döneminde Ukrayna’nın NATO’ya davetini hazırlama sürecini başlatabilir.

Aynı kaynak, Washington’un tutumundaki bu değişikliğin, Ukrayna’nın NATO’ya katılımına hâlâ karşı olan Berlin’in pozisyonunu etkileyebileceğini de belirtti.

Toplantıda, Vladimir Zelenskiy tarafından daha önce sunulan “zafer planının” diğer noktaları da ele alındı. Konuya ilişkin açıklama yapan bir yetkili, “Bu iddialı bir plan, üzerinde kolayca uzlaşılamayacak karmaşık konular içeriyor,” dedi.

Dört ülkenin liderleri, ayrıca Ukrayna’nın Rusya topraklarındaki hedeflere Batı silahlarıyla saldırı düzenlemesine izin verilmesi olasılığını da tartıştı.

Kaynağa göre, Fransa ve İngiltere bu adımı desteklerken, ABD ve Almanya, çatışmanın tırmanmasından endişe ederek karşı çıkıyor.

Ukrayna’nın Avrupa ve Avrupa-Atlantik Entegrasyonundan Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Olga Stefanişina, 18 Ekim’de yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın NATO’ya Rusya’nın kontrolündeki topraklar topraklar olmadan kabul edilmesi konusunun gündemde olmadığını söylemişti.

Ayrıca, Stefanişina’ya göre Kiev’in NATO üyeliği ancak savaşın sona ermesinden sonra mümkün olabilir, ancak ittifaka davet edilmesi bu durumu değiştirebilir.

Geçen hafta Zelenskiy, parlamentoya beş ana madde ve üç gizli ek içerdiği belirtilen bir “zafer planı” sundu. Kiev, bu maddelerden dördünü 2024 yılı sonuna kadar hayata geçirmeyi planlıyor. Zelenskiy’in planında Ukrayna için en büyük öncelik, NATO’ya davet edilmek.

Emmanuel Todd: Ukrayna yenilirse NATO dağılacak

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya, İtalya ve Japonya yeni nesil savaş uçağı üretimini hızlandıracak

Yayınlanma

Japon yetkililer pazar günü yaptıkları açıklamada, Japonya, Britanya ve İtalya savunma bakanlarının yeni nesil savaş uçağının ortak geliştirilmesini hızlandırma konusunda anlaştıklarını ve uçağı üreten taraflarla birlikte çalışmak üzere bu yılın sonuna kadar üçlü bir kurum kurulacağını söyledi.

Üç ülke 2022 yılında, Çin, Rusya ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nden (KDHC) geldiği öne sürülen tehditler karşısında işbirliğini güçlendirmek için Küresel Savaş Hava Programı ya da GCAP kapsamında 2035 yılında konuşlandırılmaya hazır olacak yeni bir savaş uçağını ortaklaşa üretme konusunda anlaşmıştı.

Yeni nesil hayalet savaş uçağı, Japonya’nın ABD ile ortaklaşa geliştirdiği ve emekliye ayrılan F-2’lerin ve Britanya, İtalya, İspanya ve Almanya ile ortaklaşa üretilen Eurofighter Typhoon’ların yerini alacak.

Pazar günü Japonya Savunma Bakanı Gen Nakatani, İngiliz ve İtalyan mevkidaşları John Healey ve Guido Crosetto ile görüştükten sonra, uçağın geliştirilmesini denetlemek üzere bu yılın sonuna kadar GCAP Uluslararası Hükümet Örgütü (GIGO) adı verilen ortak bir organın kurulacağını söyledi.

Bakanlar İtalya’nın Napoli kentinde düzenlenen G7 Savunma Bakanları toplantısı çerçevesinde bir araya geldi.

Aralarında Japon Mitsubishi Heavy Industries, İngiliz BAE Systems ve İtalyan Leonardo’nun da bulunduğu çok sayıda savunma şirketi de projede yer alıyor.

Merkezi Birleşik Krallık’ta bulunacak ve başkanlığını bir Japon yetkilinin yapacağı GIGO, uçağın geliştirilmesini denetleyecek.

Nakatani, “GIGO ve ortak girişimin önümüzdeki yıl ilk sözleşmelerini imzalama yolunda ilerlediğini görüyoruz,” dedi.

Pazar günkü anlaşma, hem Japonya hem de Birleşik Krallık’taki liderlik değişikliklerine rağmen projenin ilerlemesine ilişkin endişeleri gideriyor.

Mitsubishi Heavy ile Birleşik Krallık ve İtalyan meslektaşları geçen hafta Tokyo’da düzenlenen büyük bir havacılık fuarında Japonya’da ilk kez GCAP standında ortak savaş uçağının 1/10’luk bir modelini sergiledi.

Mitsubishi’nin Japonya programı GCAP kıdemli temsilcisi Akira Sugimoto, ortak savaş uçağı geliştirmenin Japon tedarikçiler ve ülkenin sanayi tabanı için anlamlı olacağını söyledi.

Sugimoto, “Temel pozisyonumuz, yüksek kaliteli bir savaş uçağı geliştirmek için güçlü yönlerimizi bir araya getirmektir. Japon tedarikçilerin olağanüstü teknolojilere sahip olduğuna inanıyorum ve mümkün olduğunca çok sayıda tedarikçinin [GCAP’a] katılmasını umuyorum,” dedi.

Japon yetkili bunun aynı zamanda Japon tedarikçilerin ekipman geliştirme kapasitelerini artırmalarına yardımcı olacağını ve daha iyi bir görünüm, iş ortamı ve istikrar sağlanmasına katkıda bulunacağını savundu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English