Bizi Takip Edin

Diplomasi

Lavrov: Batı’nın G20 gündemini ‘Ukraynalaştırma’ girişimleri başarısız oldu

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Brezilya’nın ev sahipliğinde düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısında, Batı’nın kendi kurallarına uymayan herkesi cezalandırmaya çalıştığını, ancak Batı’nın G20 gündemini ‘Ukraynalaştırma’ girişimlerinin küresel Güney ülkelerinin ortak çabaları sayesinde başarısız olduğunu söyledi.

Lavrov, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, Rusya’nın asla Batılı ülkelerin kaprislerine bağımlı olmayacağını ve iç işlerine müdahale etme girişimlerini reddettiğini belirtti.

Oturum aralarında Batılı meslektaşlarının Rus tarafı ile herhangi bir temas kurmadıklarını kaydeden Lavrov, “Görünüşe göre heyetimizle her ne pahasına olursa olsun iletişim kurmaktan kaçınma anlaşmalarına uydular,” dedi.

‘Batı’nın G20’deki gündemi Ukraynalılaştırma girişimleri küresel Güney’den destek bulmadı’

Batılı ülkelerin kendi kurallarına uymayanları cezalandıran eylemlerinin neo-kolonyal bir karaktere sahip olduğunu dile getiren Lavrov, şöyle devam etti:

“Aynı zamanda, G20’ye başkanlık eden Brezilya, Batı’nın baskısına karşı koymak için ‘çok doğru bir saldırı açısı’ buldu. Böylece jeopolitik meseleler ekonomi, finans ve uluslararası ticari ilişkiler alanlarına doğrudan etkileri açısından ele alınıyor. Ve her geçen gün daha fazla ülke Batı’nın jeopolitik maceralarının dünya ekonomisi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu fark ediyor. Batı’nın G20’deki gündemi Ukraynalılaştırma girişimleri küresel Güney’deki ülkelerin çoğunluğu tarafından desteklenmedi ve başarısız oldu.”

‘Rusya düşman ilan edilirken ABD ile güveni yeniden tesis etmek mümkün değil’

Bakan, Rusya’nın açıkça düşman devlet, yok edilmesi ve stratejik olarak yenilmesi gereken acil bir tehdit olarak ilan edilirken ABD ile ilişkilerde güveni yeniden tesis etmenin mümkün olmadığına vurgu yaparak, şunları söyledi:

“Moskova, stratejik istikrar konusunda diyaloğun yeniden başlatılması için Washington’dan hiçbir ciddi teklif almadı. ABD, diğer devletlerle uluslararası sistem masasında akşam yemeğine katılmalı. Keşke Amerikalı meslektaşlarımız bu iştahla demokratik sofralarında boğulmasalar. Eğer Batı bir gün aklını başına alır ve olup bitenleri normal bir şekilde analiz etme imkanına geri dönerse, Moskova diyaloğa hazır olacaktır. Ancak Rusya, Batılı ülkelerin kaprislerine herhangi bir bağımlılığı düşündürecek önerileri asla kabul etmeyecektir.”

Batı’nın Navalnıy’ın ölümü hakkındaki tepkilerine karşı Julian Assange ve Gonzalo Lira’yı hatırlattı

Bunun yanı sıra Rus muhalif Aleksey Navalnıy’ın geçen hafta cezaevinde ölmesiyle ilgili tepkilere değinen Lavrov, Batı’nın Rusya’nın içişlerine karışmaya hakkının olmadığını ve Navalnıy’ın ölüm nedenlerine ilişkin ‘bağımsız soruşturma’ taleplerinin utanç verici olduğunu ifade etti.

Lavrov, “Julian Assange, Ukrayna’da bir hapishanede işkenceden ölen (Gonzalo) Lira ile ilgili olarak kendilerinin de böyle bir sicili var. Amerikalıların kendilerinin belirlediği ‘suçluları’ cezalandırmak için çatışmayı tırmandırmaya yönelik sürekli eylemlerin anlamsızlığının farkına varılana kadar durum düzelmeyecektir,” diye konuştu.

ABD’nin yargıç gibi hareket ettiğine dikkat çeken Lavrov, “Navalnıy’ın ölümü üzerine yaratılan histeri bunu fazlasıyla kanıtladı,” yorumunu yaptı.

Ayrıca Batı’nın Navalnıy ile ilgili Rusya’yı şeffaf olmamakla suçlamasına değinen Lavrov, bunun tek kelimeyle ‘onursuzca ve vicdansızca’ olduğunu kaydederek, “Bir kez daha ikna oldum; Naziler her şeyi yapabilir,” ifadesini kullandı.

Rus muhalif Navalnıy, cezaevinde hayatını kaybetti

Diplomasi

İsrail’den Macron’a ‘Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi’ suçlaması

Yayınlanma

Yisrael Katz

Tel Aviv yönetimi, Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, resmi ziyaret için gittiği Singapur’da, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili konuştu.

Filistin devletinin tanınmasının ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu vurgulayan Macron, bu tanımanın gerçekleşmesi için yerine getirilmesini beklediği koşullardan bahsetti. Macron bu bağlamda, Filistin devletinin İsrail’i ve bu ülkenin güven içinde yaşama hakkını tanıması, Hamas’ın silahsızlanması, Hamas’ın Filistin yönetimine katılmaması ve esirlerin serbest bırakılması gibi koşulları anlattı.

İsrail’in gelecek saat ve günler içinde Gazze Şeridi’ndeki insani duruma uygun bir çözüm sunmaması halinde Macron, bu ülkeye karşı daha sert bir ortak tutum sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Macron, böyle bir durumda Avrupa Birliği’nin (AB) kendi kurallarına uyması, insan haklarına saygıyı ön koşul sayan süreçleri sona erdirmesi ve yaptırım uygulaması gerekeceğini belirtti, “Ancak İsrail’in tutumunu değiştireceğine ve sonunda insani bir çözüm olacağına dair umudum var” dedi.

“Onlar kağıt üzerinde biz sahada…”

Macron’a ilk tepki İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’tan geldi. Katz, işgal altındaki Batı Şeria’da 22 yeni yerleşim biriminin onaylanmasının Macron’a mesaj olduğunu söyledi.

Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde inşasına onay verilen 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminden biri olan Sa-Nur’a giden Katz, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu (22 yasa dışı yerleşimin inşasına onay verilmesi) Macron ve arkadaşlarına açık bir mesaj. Onlar, Filistin’i kağıt üzerinde tanıyacak ve biz sahada Yahudi İsrail devletini kuracağız. O kâğıt (Filistin’i tanıma kararı) tarihin çöp kutusuna atılacak” ifadelerini kullandı.

Haçlı Seferi suçlaması

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın, X hesabından yapılan açıklamada ise Macron’un İsrail’in Gazze’de neden olduğu insani felakete ilişkin söylediklerinin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi.

İsrail’den Avrupa’ya ilhak tehdidi: Filistin’i tanırsanız…

Macron’u “Yahudi devleti İsrail’e karşı Haçlı Seferi düzenlemekle” suçlayan Bakanlık, Gazze’de ablukanın olmadığını, İsrail’in yardım girişini kolaylaştırdığını ileri sürdü.

Açıklamada, ABD-İsrail güdümündeki Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyetleri övüldü ve 900 tır yardımın Gazze’ye giriş yaptığı söylendi. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler’e (BM) ait tırlardaki yardımların beklediğini belirten Bakanlık böylece bu yardımların dağıtılmadığını kabul etti.

Fransa’nın Hamas’a baskı uygulaması gerektiği buna karşın Macron’un Filistin devletinin kurulması için çaba sarf ettiği ve “bu devletin milli gününün ise 7 Ekim olacağı” ileri sürüldü.

Dışişleri de ilhakla tehdit etmişti

İsrail kabinesi, Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminin kurulmasına onay vermişti.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da aralarında Fransa ve İngiltere’nin de bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması halinde Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’ni tek taraflı ilhak edebilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te gasbedilen Filistin toprakları üzerinde 250’ye yakın yasa dışı yerleşim birimi bulunuyor.

Filistin kentlerini hatta köylerini bile birbirinden ayrılan bu yasa dışı yerleşim birimleri, bölgedeki işgali daha da derinleştiriyor.

Bu yasa dışı yerleşim birimlerindeki Filistin topraklarını gasp eden İsrailliler, Batı Şeria’da sık sık Filistinlilerin köylerine saldırıyor, evleri, araçların yanı sıra tarım arazilerini ateşe veriyor, zeytin ağaçlarını kesiyor.

Yasa dışı saldırıları nedeniyle Batı Şeria’da işgalin boyunduruğu altındaki Filistinlilerin hayatı daha da güç hale geliyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

NYT, Ukrayna’nın çözüm muhtırasının ayrıntılarını yazdı

Yayınlanma

The New York Times gazetesi, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının kara, deniz ve havada ateşkes ile bu koşulların denetlenmesi için uluslararası ortakların katılımını içerdiğini duyurdu. Rusya ve Ukrayna heyetleri, 2 Haziran’da İstanbul’da yapılması planlanan ikinci tur müzakerelerde kendi çözüm önerilerini ele alacak.

The New York Times gazetesi, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye dayandırdığı haberinde, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının önemli maddelerini kamuoyuna duyurdu.

Habere göre taslak; kara, deniz ve havada kapsamlı bir ateşkesin sağlanmasını ve bu ateşkes koşullarının uygulanmasının uluslararası ortaklar tarafından denetlenmesini içeriyor.

İki ülke arasındaki müzakerelerin ikinci turunun ise 2 Haziran’da Türkiye’nin İstanbul şehrinde yapılması planlanıyor.

Müzakereler İstanbul’da sürecek

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, görüşme girişiminin kendilerinden geldiğini ve Rus tarafının krizin çözümüne ilişkin tüm boyutları kapsayan kendi muhtıra taslağını hazırladığını belirtmişti.

Lavrov, bu taslağın Ukrayna tarafına iletildiğini ifade etmişti.

Ukrayna Savunma Bakanı ve Ukrayna heyetinin başkanı Rüstem Umerov ise daha önce yaptığı bir açıklamada, Kiev’in kendi muhtıra versiyonunu Moskova’ya ilettiğini doğrulamıştı.

Umerov, Ukrayna’nın Rus tarafıyla görüşmeye karşı olmadığını ancak diyaloğun verimli olması ve çatışmanın sona ermesine gerçek anlamda katkı sağlaması için Moskova’dan yanıt niteliğinde bir belge beklediklerini vurgulamıştı.

Kremlin’den ‘gizlilik’ açıklaması

Kremlin’den bugüjn yapılan açıklamada, her iki tarafın hazırladığı muhtıra taslaklarının müzakereler başlamadan önce kamuoyuyla paylaşılmayacağı ve bu belgelerin İstanbul’daki görüşmede ele alınacağı kaydedildi.

Açıklamada, gizliliğin müzakere süreci açısından önemli olduğu vurgulandı.

Taraflar arasındaki ilk doğrudan müzakere turu 16 Mayıs’ta yine İstanbul’da gerçekleşmişti.

Bu görüşmenin ardından taraflar, çözüm pozisyonlarını hazırlama, “1000’e 1000” esasına göre kapsamlı bir esir takası yapma ve diyaloğu sürdürme konularında anlaşmaya varmıştı.

Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Bessent: ABD-Çin ticaret görüşmeleri durma noktasına geldi

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin “biraz durma noktasına geldiğini” söyledi.

Bu açıklamalar, iki tarafın iki hafta önce Cenevre’de yapılan görüşmelerde, yüzde 145’e kadar yükselen karşılıklı gümrük vergilerini azaltacak bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıklarından bu yana çok az ilerleme kaydettiğini gösteriyor.

Bessent Fox News’e verdiği demeçte, “Önümüzdeki birkaç hafta içinde daha fazla görüşme olacağını ve bir noktada Başkan ile parti başkanı Xi arasında bir telefon görüşmesi olabileceğini düşünüyorum. Görüşmelerin büyüklüğü göz önüne alındığında… bu, her iki liderin de birbirleriyle görüşmesini gerektirecek. İkisi arasında çok iyi bir ilişki var ve Başkan Trump tercihlerini açıkladığında Çinlilerin masaya oturacağından eminim,” dedi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Bessent’in açıklamalarına yorum yapmaktan kaçındı.

Trump, çeşitli vesilelerle Xi ile telefon görüşmesi yapma olasılığını gündeme getirdi. 12 Mayıs’taki görüşmelerden önce ikilinin görüştüğünü iddia etti, fakat Çin bunu sürekli olarak yalanladı.

İsviçre’deki görüşmelerin ardından iki ülke, en az 90 gün boyunca birbirlerinin mallarına uyguladıkları gümrük vergilerini düşüreceklerini açıkladı.

ABD’nin bu yıl Çin’e uyguladığı ek vergiler yüzde 30’a, Çin’in vergileri ise yüzde 10’a indirilecek. Anlaşma kapsamında Çin, ABD’ye uyguladığı tarife dışı önlemleri “askıya alma veya iptal etme”yi de kabul etti, fakat ayrıntılar hakkında bilgi vermedi.

Çin Ticaret Bakanlığı, görüşmelerin ardından her iki tarafın “Çin-ABD ekonomik ve ticari danışma mekanizması kurarak, ekonomik ve ticari alanlardaki karşılıklı endişeler konusunda yakın iletişim kurmak ve daha fazla danışma yapmak” konusunda anlaştığını açıkladı.

Bakanlık, iki tarafın düzenli olarak veya gerektiğinde “Çin ve ABD arasında dönüşümlü olarak veya karşılıklı olarak kararlaştırılan üçüncü bir ülkede” danışmalar yapacağını belirtti. 

Fakat o zamandan bu yana, her iki taraf da görüşmelerle ilgili çok az kamuoyu açıklaması yaptı ve Trump yönetimi, Çinli şirketlerin ABD teknolojisini kullanmasına daha fazla kısıtlama getirdi.

Cenevre görüşmelerinden kısa bir süre sonra Washington, Huawei tarafından üretilen yapay zeka çiplerini kullanan şirketlere, ABD’nin ihracat kontrollerini ihlal ettikleri için cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulundu.

ABD Ticaret Bakanlığı da, yarı iletkenlerin tasarımında kullanılan yazılımları sunan ABD şirketlerine, Çin’in gelişmiş çipler geliştirmesini zorlaştırmak amacıyla, Çinli gruplara hizmet satmayı durdurmaları talimatını verdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English