Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Le Figaro: Biden, Orta Doğu’da kontrolü kaybediyor

Yayınlanma

Fransız Le Figaro gazetesi, ABD Başkanı Joe Biden’ın Orta Doğu’daki olaylar üzerindeki kontrolünü kaybettiğini ve bölgede inisiyatif alamadığını yazdı. Gazete, son gelişmelerin ABD’nin bölgedeki etkisizliğini gözler önüne serdiğini ve Washington’un artık sadece tepki verme konumunda olduğunu vurguladı.

Fransız Le Figaro gazetesi, son iki haftadaki gelişmelerin, Biden yönetiminin Orta Doğu’daki olayların seyrini etkileme gücünü yitirdiğini gösterdiğini ve ABD Başkanı’nı kontrolü dışındaki olaylara tepki vermeye zorladığını ileri sürdü.

Bugün yayımlanan bir analizde gazete, Lübnan’daki çatışmaların yayılması ve İran’ın İsrail’e yönelik yeni saldırısının, ABD Başkanı Joe Biden’ı çaresiz bir duruma düşürdüğünü belirtti.

Gazete, Biden’ın Gazze’de ateşkes sağlama çabalarının sonuçsuz kalmasının ardından Orta Doğu’da inisiyatifi kaybettiğini belirterek, “ABD Başkanı, aylardır kaçınmaya çalıştığı bölgesel savaş hayaletinin yaklaştığını görüyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Aynı zamanda gazete, İran’ın İsrail’e yönelik son füze saldırısının, ABD yönetiminin görev süresinin sonlarında yaptığı ateşkes çağrılarının ironisini artırdığını ve artık yalnızca kontrolü dışındaki olaylara tepki verebildiğini kaydetti.

Makalede, “Washington bir kez daha başkalarının eylemlerine yanıt vermek zorunda kaldı: Hem düşmanlarının hem de müttefiki İsrail’in. ABD kendini yine İsrail’i koruma gibi rahatsız edici bir konumda bulurken, inisiyatif ve kararlar her zamankinden daha fazla müttefikine kalmış durumda. Netanyahu ise planlarını açıklama zahmetine bile girmiyor ve askeri ve diplomatik koruma için müttefikine güveniyor,” değerlendirmesi yapıldı.

Ayrıca gazete, Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrailli yetkililerin Biden’ı küçümsemesine dikkat çekti. ABD Başkanı’nın geçen çarşamba günü Birleşmiş Milletler’de yaptığı ve gerilimi düşürme çağrısını yinelediği konuşmanın ardından Netanyahu, aynı kürsüden meydan okuyan bir konuşma yaptı.

Ateşkes yerine, İsrail savaş uçakları Beyrut’un güney banliyölerine saldırı düzenleyerek Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’a suikast girişiminde bulundu.

Gazete, “Geçen nisan ayında İsrail, Şam’daki İran Konsolosluğu’na düzenlediği saldırı konusunda Amerikalıları bilgilendirmedi ve bu operasyon, İran’ın İsrail’e yönelik ilk doğrudan saldırısını tetikledi,” diye ekledi.

Le Figaro‘ya göre son iki hafta, ‘ABD’nin hızla gelişen olayları etkileme gücünden yoksun olduğunun yeni bir kanıtı’ niteliğindeydi.

Haaretz: İran’ın benzeri görülmemiş saldırısının ardından İsrail bölgesel bir savaşın içinde

Ortadoğu

‘Abbas, Filistin direnişine silah bırakma çağrısı yapacak’

Yayınlanma

Mahmud Abbas

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, 19 Mayıs’taki Lübnan ziyareti sırasında Fetih dahil tüm direniş gruplarına silah bırakma çağrısı yapmaya hazırlanıyor.

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın, 19 Mayıs’ta Lübnan’a gerçekleştireceği ziyarette, ülkedeki Filistinli direniş örgütlerinin silah bırakması yönünde kapsamlı bir çağrıda bulunacağı öne sürüldü. Middle East Eye’ın Filistinli ve Lübnanlı kaynaklara dayandırdığı habere göre Abbas, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve üst düzey yetkililerle yapacağı görüşmelerde, lideri olduğu Fetih hareketi dahil kamplardaki tüm Filistinli grupların silah bırakmalarını hedefleyen planı resmen ilan edecek.

Silah bırakma reddedilirse müdahale gündemde

Abbas’ın bu kararı, ABD’nin bölgedeki müttefiki Suudi Arabistan’ın Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan’ın talebiyle aldığı belirtildi. Plana göre, Fetih’e bağlı gruplar silahsızlanmayı kabul edecek ve diğer tüm gruplara da silah bırakma çağrısı yapılacak. Kaynaklar, bu çağrıya uymayan gruplara karşı Lübnan ordusunun askerî harekât düzenleyebileceğini öne sürdü.

Süreci denetlemek için bir güvenlik komitesi kurulması ve bir uygulama takvimi hazırlanması bekleniyor. Silah bırakmayan grupların örgütsel ve siyasi destekten mahrum bırakılarak bu sürece zorlanacağı ifade edildi.

Lübnan’daki Filistinli örgütlerin silahsızlandırılması tartışmaları yeni değil. 1969 tarihli Kahire Anlaşması ile Filistin Kurtuluş Örgütü’ne Lübnan’dan İsrail’e karşı direniş hakkı tanınmış, ancak bu anlaşma 1987’de iptal edilmişti. Silahlı gruplara katılan birçok Filistinli ise 1948 Nakba’sı sonrası Lübnan’a sığınan kuşaklardan geliyor ve uzun yıllardır siyasi dışlanmışlıkla karşı karşıya.

Hizbullah’tan silah bırakma resti

Abbas’ın ziyareti, Filistinli grupların İsrail’e yönelik olası saldırılarının Lübnan içinde daha fazla denetim altına alınmaya çalışıldığı bir döneme denk geliyor. Lübnan Yüksek Savunma Konseyi, 2 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Hamas başta olmak üzere Filistinli örgütleri uyardı ve ülkenin istikrarı için “en sert önlemlerin” alınabileceğini belirtti.

Lübnan’dan Hamas’a uyarı

Ancak Hizbullah, bu sürece kesin bir dille karşı çıkıyor. Siyasi Konsey Başkan Yardımcısı Mahmud Komati 3 Mayıs’taki açıklamasında, “Silah bırakma hiçbir bedel karşılığında masada değil” diyerek, örgütün silahsızlanmasının mümkün olmadığını vurguladı. Komati, ABD ve İsrail’i direniş gruplarını zayıflatmakla suçladı ve Lübnan’ın dış tehditler karşısında silahlı direnişini sürdüreceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Trump normalleşme için Şam’a haham ve pastör gönderiyor

Yayınlanma

Trump yönetimi Suriye’nin yeni yönetimiyle normalleşme olasılığını araştırıyor. Bu kapsamda Trump’ın ilişkilerin seyrini değerlendirmek üzere görevlendirdiği iki isim, Yahudi din adamı Abraham Cooper ve Evanjelik Pastör Johnnie Moore yakın zamanda Şam’ı ziyaret etmeye hazırlanıyor. Gündemdeki ana başlıklardan biri ise İsrail ile ilişkiler.

İsrael Hayom gazetesinin haberine göre iki yakın dost olan Haham Abraham Cooper ve Pastör Johnnie Moore’un önümüzdeki haftalarda ABD’nin Suriye ile normalleşme olasılığını değerlendirmek üzere Şam’ı ziyaret etmesi bekleniyor.

İki ismin de şu anda ABD hükümetinde resmi bir görevde bulunmuyor. Ancak habere göre Moore, Trump’ın yakın çevresinde yer alıyor ve Cooper da daha önce ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu başkanlığı görevini yürütmüştü. Moore da komisyonun eski üyelerinden biri. İkili, Suriye gezisini Trump’ın kişisel onayıyla yapacak.

Cooper, Los Angeles’tan telefonla verdiği demeçte, New York’ta Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile gerçekleştirdikleri son görüşmeye atıfla, “Amacımız gözlemlemek ve değerlendirmek. Saf değiliz. Ortada bir uzlaşı havası yoktu” dedi.

İbrahim Anlaşmalarının temelini attılar

Habere göre bu ziyaret ikilinin benzer diplomatik girişimlerde bulunduğu ilk ziyaret değil. On yılı aşkın süre önce Bahreyn’e gerçekleştirdikleri benzer bir ziyaret, daha sonra imzalanan İsrail ile bir dizi Arap ülkesinin normalleşmesi ile sonuçlanan İbrahim Anlaşmalarının zeminini oluşturmuştu. Tıpkı o süreçte olduğu gibi, şimdi de ülkeleri değerlendirmek üzere 15 maddelik bir soru listesi hazırladılar. Değerlendirmelerini yalnızca verilen yanıtlara değil, gözlemledikleri somut adımlara göre de yapacaklar. Elde edilen bulgular, ABD’nin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine dair önerilere dönüştürülecek.

Görüşmenin başında, Dışişleri Bakanı Şeybani’nin ikiliyi Şam’a davet ettiği belirtildi. Habere göre Cooper, “Hazırlıklıydı, yanıtları detaylıydı. Ödevini iyi yapmıştı” dedi. Yaklaşık 45 dakika süren görüşme bir tercüman yardımıyla yapıldı, ancak bakanın İngilizceye oldukça hâkim olduğu belirtildi.

Reuters: Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ABD’li yetkililerle görüştü

Gündemde neler var

Görüşmede ele alınan konular arasında, aralarında İsrail’in de bulunduğu birkaç ülkenin desteğiyle Suriye’de yürütülmesi planlanan insani bir projenin de yer aldığına dikkat çekilen haberde “Bu girişim, toplantıda gündeme gelen 10 ila 15 başlıktan sadece biriydi” denildi.

Cooper’ın “Azınlıkların ve Müslüman olmayan dini grupların durumu bizim için öncelikli” ifadelerine yer verilen haberde Suriye-İsrail ilişkilerinin geleceğinin de gündeme geldiği belirtildi. Cooper’a göre, Şeybani “Suriye’nin ABD olmadan yeniden inşa edilemeyeceğini” anlıyor. “Onun vizyonu, ülkeyi birleştirmek ve yeniden inşa etmek, ancak bu uluslararası yaptırımların kaldırılmasıyla mümkün olabilir ve bu da ABD’nin onayı olmadan gerçekleşemez. Suriye’nin Amerika’ya ihtiyacı olduğunu biliyorlar.”

Amerikan tarafının bakış açısına göre ise, yeni Suriye yönetimiyle normalleşme sürecinin başlaması için İsrail ile ilişkilerin tesis edilmesi ön şart. Bu konu da görüşmede tartışılan başlıklar arasındaydı. Cooper, “Suriye yönetimi, yeniden yapılanma vizyonunu hayata geçirmek için önlerinde çok büyük engeller olduğunu biliyor” dedi.

ABD Kongre üyesi: Colani, İsrail ile normalleşmeye sıcak bakıyor

Ancak hemen ardından Cooper’ın şu uyarıda bulunduğuna dikkat çekildi: “Taliban örneğini unutmamalıyız. ABD, Afganistan’dan çekilmeden önce kız çocuklarının eğitimi ve azınlık hakları konusunda vaatler verilmişti. Bugün kızlar ya evde eğitim görüyor ya da hiç eğitim almıyor. Evet, ortada bir vizyon var, ama bu vizyonun uygulanıp uygulanamayacağına bakmalıyız. Özellikle Suriye gibi her şeyin karmaşık olduğu bir ülkede.”

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Gazze’de işgalin genişletilmesi planına onay

Yayınlanma

Genelkurmay Başkanı’nın, Gazze’de tutulan rehineleri tehlikeye atabileceği yönündeki uyarısına rağmen, İsrail Güvenlik Kabinesi Gazze’de işgalin genişletilmesi planını onayladı.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, Başbakan Binyamin Netanyahu başkanlığındaki Güvenlik Kabinesi, Gazze’ye yönelik saldırıların kademeli olarak genişletilmesini içeren planı onayladı.

İsrail basınında yer alan haberlere göre, planın ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın gelecek hafta bölgeye yapacağı ziyaretin ardından uygulanması bekleniyor. O zamana kadar Hamas ile ateşkes müzakerelerinin sürdürüleceği bildiriliyor.

İsrail’in müzakere tehdidi: Gazze işgali genişleyecek

Gazze’nin aşamalı olarak ele geçirilmesi planlanıyor

Yetkililerin aktardığına göre, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir tarafından sunulan plan, Gazze’nin aşamalı olarak işgal edilmesini, İsrail ordusunun bölgede kalıcı kontrol sağlamasını, sivil halkın güney bölgelere yönlendirilmesini ve Hamas’a yönelik saldırıların yoğunlaştırılmasını içeriyor. Ayrıca, Hamas’ın insani yardımlara erişiminin engellenmesi de planın bir parçası.

KAN’ın haberine göre, planın ilk aşamasında Gazze’nin belirli bir bölgesine odaklanılacak ve ardından operasyon diğer bölgelere genişletilecek. Çatışmaların aylarca sürebileceği öngörülüyor.

Kara saldırılarıyla ele geçirilen bölgelerde İsrail askerlerinin, önceki operasyonlardan farklı olarak, çatışmalar sonrasında geri çekilmeyeceği ve bu alanlarda işgali sürdüreceği ifade ediliyor.

Yardım mekanizması yeniden düzenleniyor

Toplantıda ayrıca Gazze’deki insani durum da ele alındı. İsrail Güvenlik Kabinesi, Gazze’de “şu anda yeterli gıda bulunduğu” iddiasında bulunurken, “gerektiği takdirde” bölgeye insani yardım gönderilmesi seçeneğini de onayladı.

Kabine ayrıca, yardımların Hamas’ın eline geçmesini önleme amacıyla, insani yardım dağıtım sisteminin yeniden yapılandırılmasını içeren öneriyi de kabul etti. The Times of Israel’in daha önce duyurduğu plana göre, İsrail ordusu büyük çaplı dağıtım ve depolama görevinden çekilecek; yardımlar, doğrudan uluslararası kuruluşlar ve özel güvenlik şirketleri tarafından Gazze halkına ulaştırılacak. İsrail, bu yöntemle Hamas’ın yardımları militanlarına aktarmasının zorlaşacağını düşünüyor.

Genelkurmay Başkanı: Rehineleri kaybedebiliriz

İsrail’de Gazze operasyonunun genişletilmesi konusunda siyasi liderler arasında görüş ayrılıkları sürüyor. Kanal 13’ün haberine göre, Genelkurmay Başkanı Zamir, kabineye yaptığı sunumda, Gazze’de büyük çaplı bir operasyon başlatılması durumunda rehinelerin kaybedilme riski bulunduğunu söyledi. “Kapsamlı bir harekâtta rehinelere ulaşamayabiliriz” diyen Zamir, savaşın iki temel hedefi olan Hamas’ı yok etmek ve rehineleri kurtarmanın çelişebileceğine dikkat çekti.

Rehine ailelerinin oluşturduğu Forum’dan yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı’nın uyarısının tüm İsrail halkını endişelendirmesi gerektiği vurgulanarak, “Rehineler kurtarılmadan kazanılmış bir zafer olamaz. Rehineleri kaybetmek, İsrail’in yenilgisi olur” denildi.

Orduda savaş yorgunluğu krizi

İsrail ordusunun Gazze’deki işgali genişletme planları doğrultusunda binlerce yedek askeri göreve çağırdığı, ancak bu askerlerin önemli bir bölümünün “savaş yorgunluğu” nedeniyle çağrılara uymayabileceği bildiriliyor.

İsrail ordusu “yedek” kriziyle sarsılıyor

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, dün yaptığı açıklamada, ordu tarafından on binlerce yedek askere celp emri gönderildiğini duyurdu. Askerlere seslenen Zamir, “Amacımız, rehinelerimizi geri getirmek ve Hamas’ı yenilgiye uğratmak. Bu doğrultuda baskıyı artırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Haaretz gazetesinin, adı açıklanmayan askeri kaynaklara dayandırdığı haberine göre, işgalin genişletilmesi kapsamında, İsrail’in kuzey sınırı ve Batı Şeria’daki düzenli birliklerin yerini yedek askerler alacak.

Haberde, “Yedek askerlerin büyük çoğunluğu, Gazze Şeridi’ndeki operasyonların yoğunlaştırılması amacıyla yeniden konuşlandırılacak düzenli birliklerin yerine, kuzey sınırı ve Batı Şeria’da görev yapacak” denildi. Birçok komutan ve askerin ise celp almadan önce, “yorgunluk” gerekçesiyle bir sonraki çatışmaya katılmayı düşünmediklerini bildirdiği kaydedildi.

İsrail Hava Kuvvetlerinden bir kısmı emekli, 1000’e yakın pilot ve yedek asker, Gazze’ye yönelik saldırıların sonlandırılması için bir bildiri yayımlamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English