Avrupa
Leyen, ‘Maastricht Münazarası’nda konuştu

Avrupa Komisyonu Başkanlığı için yarışan yedi aday, seçim kampanyasının ilk münazarasında karşı karşıya geldi.
POLITICO ve Studio Europa Maastricht tarafından organize edilen ‘Maastricht Münzarası’nda konuşan mevcut Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, 90 dakikalık konuşmasında Gazze’de devam eden savaştan TikTok yasağına, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) sağ ile işbirliğinden Ukrayna savaşına kadar birçok konuda görüşlerini açıkladı.
“Putin’in savaşmayı bırakması gerekiyor”
Avrupa Solu’nun adayı Walter Baier’in, Ukrayna savaşının ‘iki tarafın da müzakeresi ile bitebileceği’ yönündeki görüşlerine karşı çıkan Leyen, Ukrayna’ya yedi kez gittiğini ve Rus güçleri tarafından ‘yüzlerce sivilin öldürüldüğünü’ iddia ettiği Buça’daki ceset torbalarını gördüğünü söyledi.
Baier’in, “Herhangi birinin bu savaşı ne zamana kadar sürdürmemiz gerektiği fikrini nasıl savunabildiğini anlayamıyorum? Son Ukraynalı asker ölene kadar mı?” sorusuna cevap olarak Leyen, “Bunu duymaktan yoruldum. Eğer bu savaşı sona erdirmek istiyorsanız Putin’in savaşmayı bırakması gerekiyor ve o zaman savaş biter,” dedi.
Danimarka Halk Partisi ve AP’deki sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubunun başkan adayı Anders Vistisen, ana akım partileri Ukrayna’daki savaşı AB anlaşmalarını değiştirmek ve veto hakkını ortadan kaldırmak için bir ‘kamuflaj’ olarak kullanmakla suçladı.
Gazze savaşı: Refah işgaline karşı muğlak ifadeler
Tekrar söz alan Baier, 7 Ekim’den bu yana yaklaşık 35.000 Filistinlinin ölümüne neden olan Gazze’deki İsrail saldırısını gündeme getirdi. Avusturyalı siyasetçi, “Avrupa Birliği Gazze’deki savaşı durdurması için İsrail’e ne zaman yaptırım uygulayacak?” diye sordu.
Leyen, İsrail’in ‘insancıl hukuk ve uluslararası hukuk sınırları içerisinde’ kendini savunma hakkı olduğunu söyleyerek AB’nin resmi çizgisini tekrarladı ve ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması, insani yardımın artırılması ve iki devletli bir çözüm için çalışılması çağrısında bulundu.
Hollandalı Yeşil siyasetçi Bas Eickhout, Refah’ın işgalinin nihai ‘kırmızı çizgisi’ olup olmadığını sorunca, Leyen buna cevap olarak, “Ben asla kırmızı çizgiler çizmem ama Netanyahu’nun Refah’ı işgal etmesinin kabul edilemez olduğunu düşünüyorum,” dedi.
Bunun ne anlama geldiği sorulduğunda ise Leyen, Refah işgal edildiği takdirde ‘üye devletlerle oturup bu konuda harekete geçeceklerini’ belirtti.
Sağ ile ilişkiler: ECR’ye kapıları kapatmadı
Başkan Leyen, AP’de sağ gruplarla işbirliği konusunda da konuştu.
Leyen ID’de temsil edilen ‘aşırı sağı’ ‘Putin’in vekilleri’ olarak eleştirirken, haziran ayındaki Avrupa seçimleri öncesinde kampanya yürütmeye başlayan diğer sağcı milliyetçilerle birlikte çalışmayı da reddetti.
ID’de Fransa’dan Ulusal Birlik (RN), Almanya’dan Almanya için Alternatif (AfD) ve Danimarka’dan Danimarka Halk Partisi gibi partiler yer alıyor.
Danimarka Halk Partisi’nden Anders Vistisen’e hitap eden Leyen, AfD’deki müttefiklerini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in destekçisi olmakla suçlayarak seçim programlarının ‘Putin’in yalanlarını ve propagandasını’ yansıttığını ileri sürdü.
“Asıl sorundan uzaklaşmamamız çok önemli: dezenformasyon ve kutuplaştırmayla içeriden yıkmaya çalışan Putin’in vekilleri bunlar. Ve bu akşam burada bunun bir örneğini görüyoruz,” diyen Leyen, Vistisen’i işaret etti.
Bununla birlikte Leyen, bu yaz yapılacak seçimlerin ardından Avrupa Muhafazakârları ve Reformcuları (ECR) grubuyla bir anlaşmaya açık olduğunu ima etti.
Leyen, ECR ile işbirliğinin ‘parlamentonun yapısına ve kimin hangi grupta yer alacağına bağlı olduğunu’ söyledi.
Maastricht’teki tartışmaya kimseyi göndermeyen ve AB’nin ‘yeşil mutabakatını’ bazen ‘dogmatik, anti-ekonomik ve anti-sosyal’ tanımlayan ECR’nin içinde Giorgia Meloni’nin partisi İtalya’nın Kardeşleri, Polonya’da eski iktidar partisi Hukuk ve Adalet (PiS) ve İspanya’dan Vox yer alıyor.
Leyen, ‘merkez sağ’ olarak görülen ve Alman Hıristiyan Demokratların başını çektiği Avrupa Halk Partisi (EPP) içerisinde.
TikTok yasağı gündemde
Leyen, tartışma sırasında TikTok’un Avrupa Birliği’nde yasaklanmasının bir seçenek olduğunu da ima etti.
Moderatörün TikTok’un sahibi ByteDance tarafından satılmadığı takdirde ulusal bir yasakla karşı karşıya olduğu Amerika Birleşik Devletleri’ne atıfta bulunmasının ardından Leyen, “Bu seçenek dışarıda bırakılmış değil,” dedi ve hemen ardından Komisyon’un TikTok’u kurumsal telefonlarında yasaklayan dünya çapındaki ilk kurum olduğunu ekledi.
“TikTok’un tehlikesini tam olarak biliyoruz,” diyen Leyen’in başkanlık kampanyasında TikTok’u bir propaganda aracı olarak kullanmayacağı da bildirilmişti.
Geçtiğimiz hafta TikTok, kullanıcıları TikTok Lite uygulamasıyla etkileşime girdikleri için ödüllendiren bir özelliğini, Komisyon’un Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında incelemeye başlamasının ardından askıya almaya karar verdi.
Avrupa
Ukrayna, Alman finansmanıyla kendi topraklarında uzun menzilli füze üretecek

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Berlin’de yaptığı görüşmenin ardından, iki ülkenin Ukrayna topraklarında Alman finansmanıyla uzun menzilli silah sistemlerinin ortak üretimi konusunda anlaştığını duyurdu. Menzil kısıtlaması olmayacak sistemlerin yanı sıra Almanya, Ukrayna’nın Starlink ağının önemli bir bölümünü de finanse edecek.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Kiev’e yönelik askeri desteğin genişletileceğini ve iki ülkenin yeni bir savunma sanayi işbirliğine adım attığını duyurdu.
Dpa ajansının aktardığına göre Merz, Almanya’nın Ukrayna’da uzun menzilli silah sistemlerinin üretimine finansman sağlayacağını ve bu sistemlerin menzilinde herhangi bir kısıtlama olmayacağını belirtti.
Menzil kısıtlaması olmayacak
Görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Merz, “Bu bağlamda yeni bir şeyi vurgulamak istiyorum. Ülkenin Starlink ağının önemli bir kısmını finanse edeceğiz ve savunma bakanlarımız bugün Ukrayna’da üretilen uzun menzilli silah sistemlerinin, sözde uzun menzilli sistemlerin tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalayacaklar. Menzil konusunda herhangi bir kısıtlama olmayacak. Bu, Ukrayna’nın kendi toprakları dışındaki askeri hedeflere karşı bile kendisini tam olarak savunmasına olanak tanıyacak,” dedi.
Şansölye Merz, bu adımın iki ülke arasında “büyük potansiyele sahip yeni bir askeri-sanayi işbirliğinin başlangıcı” olduğunu vurguladı. Merz, şansölye seçilmeden önce de Ukrayna’nın Almanya’dan Taurus uzun menzilli füzeleri alabileceğini ifade etmişti.
Konuyla ilgili doğrudan bir soruya Merz, “Ukrayna’ya uzun menzilli silahlar sağlamak istiyoruz,” yanıtını verdi ve “ortak üretim” kararına atıfta bulundu. Ancak işbirliğinin ayrıntılarının kamuoyuyla paylaşılmayacağını da sözlerine ekledi.
Alman Savunma Bakanlığı’ndan üretim takvimi
Daha sonra Alman Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, savunma anlaşmasının imzalandığı teyit edildi.
Açıklamada, Almanya’nın Ukrayna’daki silah üretimini yatırım taahhüdü çerçevesinde “Ukrayna’da uzun menzilli silah sistemlerinin üretimini finanse edeceği” belirtildi.
Bakanlık, “2025 yılında önemli miktarda uzun menzilli silah sisteminin üretilmesi bekleniyor. Silah sistemleri hızla Ukrayna ordusunun kullanımına sunulacak, ilk sistemler sadece birkaç hafta içinde konuşlandırılabilir. Herhangi bir ek eğitime gerek duyulmayacak,” ifadelerini kullandı.
Kremlin’den tepki: Savaşı kışkırtıyor
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Merz’in uzun menzilli füzelerle ilgili açıklamalarını “savaşı daha da kışkırtma” ve Ukraynalıları daha fazla savaşmaya zorlama girişimi olarak değerlendirdi.
TASS‘ın aktardığına göre Peskov, “Ve bu, barış sürecine girme girişimlerini engellemekten başka bir şey değildir,” dedi.
Merz’den barış müzakereleri açıklaması
Barışçıl çözüme ilişkin de konuşan Merz, “Ukrayna’dan daha fazla kimse barış istemiyor,” dedi ve ülkesinin müzakerelerin bir sonraki aşamasına hazır olduğunu belirtti.
Başbakan, “Nerede yapılacağı önemli değil, Vatikan, Cenevre ya da başka herhangi bir üçüncü yer olabilir. Biz Avrupalılar bu müzakereleri desteklemeye hazırız,” diye vurguladı.
Şansölye Merz, 26 Mayıs’ta yaptığı bir açıklamada Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD tarafından “Ukrayna’ya tedarik edilen silahlarda artık herhangi bir menzil kısıtlaması olmadığını” ifade etmişti.
Ancak bu açıklamanın ardından Almanya Başbakan Yardımcısı Lars Klingbeil, Berlin’in bu konudaki politikasının değişmediğini söyleyerek Merz’i yalanlamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise bu bilgiyi doğrulamamıştı.
Merz, ertesi gün yaptığı bir başka açıklamada ise Ukrayna’nın aldığı silahların menzil kısıtlamalarının kaldırılması kararının “birkaç ay önce” alındığını söylemişti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da böyle bir kararın uzun zaman önce gizlice alınmış olabileceğini öne sürmüştü.
Merz, Ukrayna konusunda ‘çelişkili’ açıklamaları nedeniyle eleştirilerin hedefinde
Avrupa
Portekiz’de Chega artık ana muhalefet partisi

Portekiz’in sağcı Chega partisi, bu ay yapılan parlamento seçimlerinde son oyların sayılmasının ardından ülkenin ana muhalefet partisi oldu.
Bu, iki merkezci gücün 50 yıllık hakimiyetine son veren tarihi bir an olarak kayda geçti.
Eski rahip adayı ve futbol yorumcusu André Ventura’nın liderliğindeki Chega’nın ikinci olduğu, oyları en son sayılan yurtdışı vatandaşlar arasında birinci olmasıyla çarşamba günü açıklandı.
Nihai sonuçlar, “merkez sol” Sosyalistleri üçüncü sıraya düşürdü ve görevdeki “merkez sağ” Başbakan Luís Montenegro’nun çoğunluğu elde edemediğini teyit etti.
Bu durum, Montenegro’nun bir başka kırılgan azınlık hükümeti kurması ihtimalini artırdı. Montenegro, bir yıl önceki ilk seçim kampanyasından bu yana, “sorumsuz ve güvenilmez” olarak nitelendirdiği Chega ile koalisyon hükümeti kurmayı reddetti.
Fakat sağın güçlü performansı, başbakanı Chega’nın öncelikleri olan göçmenlik başta olmak üzere bazı konularda tavrını sertleştirmeye ve belirli yasaların geçmesi için Chega’nın oylarını aramaya zorlayacak.
Ventura bu hafta gazetecilere verdiği demeçte, asıl meramının “Chega’nın göç ve güvenlik politikalarının yeniden şekillendirilmesinde ve Portekiz’in faşist diktatörlüğünün sona ermesinden sonra çoğu siyasi partinin sola kaymış olduğu dönemde yazılan 49 yıllık anayasanın revizyonunda oynayacağı rol” olduğunu söyledi.
Ventura’nın partisi, Portekiz’in 230 sandalyeli parlamentosunda 60 sandalye kazandı. Montenegro’nun Demokratik İttifak (AD) grubu 91, Sosyalistler (PS) ise 58 sandalye kazandı.
Financial Times’a (FT) konuşan Lizbon Üniversitesi siyaset bilimi profesörü Paula Espírito Santo, Montenegro “çıkar çatışması” iddiaları nedeniyle güven oylamasını kaybettikten sonra 18 Mayıs’ta yapılan seçimlerden bu yana Ventura’nın “daha sakin, daha kontrollü” olduğunu söyleyerek “Eskisi kadar agresif değil,” iddiasında bulundu.
Analistler, muhalefet lideri olarak Ventura’nın, Montenegro’dan hesap sorarken taviz vermeyen bir tutum sergilerken, aynı zamanda lider adayı olarak yeni bir sorumluluk imajı oluşturmaya çalışarak ince bir çizgi izleyeceğini belirtiyor.
Espírito Santo, “Bir sonraki adıma, bir sonraki seçimlere hazırlanıyor gibi görünüyor. Bu seçimlerde daha da yükselebilir ve hatta başbakan olabilir,” dedi.
Ventura, son beş yılda göçmenlere ve Portekiz’in Roman topluluğuna karşı sert söylemleriyle siyasi bir güç haline geldi. Aynı zamanda yolsuzluğu ve Lizbon’un köklü siyasi ikili iktidar sistemini de eleştirdi.
Bu hafta da iki ana akım partiye saldırmaya devam etti ve Montenegro’ya, 2024’te Sosyalistlerle yaptığı anlaşmayı tekrarlayarak göreve gelip bütçeyi geçirmemesi konusunda uyarıda bulundu.
Ventura, “Montenegro, statükoyu korumak, yani oylamaya rağmen her şeyi aynı tutmak, yani son 50 yıldır PS ve [AD] arasında gördüğümüz düzenlemenin devamı, ya da siyasi dinamikte niteliksel bir sıçrama sağlamak arasında seçim yapmak zorunda kalacak,” dedi.
Avrupa
Hükümetin emeklilik fonları planına City of London’dan itiraz

Birleşik Krallık, ülkenin emeklilik fonlarının özel piyasalara ve yurtiçi ekonomiye yatırım yapmasını zorunlu hale getirmeyi planladığını açıkladı. Bu karar, City of London’daki yatırım yöneticileri tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
Hazine Bakanlığı perşembe günü e-posta ile yaptığı açıklamada, hükümetin “emeklilik planları tasarısında özel piyasalara yapılacak yatırımlar için bağlayıcı varlık tahsis hedefleri belirleme yetkisi” alacağını duyurdu.
Ayrıca, kamu çalışanları için tanımlanmış fayda programlarından “yerel yatırım öncelikleri” için 27,5 milyar sterlin (36,9 milyar dolar) kaynak ayırdığını vurguladı.
Temmuz ayında iktidara gelen İşçi Partisi hükümeti, özel yatırımları ve iktisadi büyümeyi artırma vaadini yerine getirmeye çalışıyor. Bu amaçla, ülkenin parçalanmış emeklilik sistemini yeniden düzenlemek için bir dizi önlem açıkladı.
13 Mayıs’ta verdiği bir röportajda Maliye Bakanı Rachel Reeves, emeklilik fonlarının Birleşik Krallık varlıklarına para ayırmasını zorunlu hale getirmeyi reddetmemişti.
Reeves’in açıklamaları, 17 büyük emeklilik fonu sağlayıcısının varlıklarının en az %5’ini Birleşik Krallık özel piyasalarına yatırma taahhüdünün ardından geldi.
Böyle bir zorunluluk getirilmesi olasılığı, yatırım yöneticileri arasında tedirginlik yarattı. Aviva’dan Amanda Blanc’ın da aralarında bulunduğu imzacı şirketlerin CEO’ları, emeklilik fonlarının müşterilerinin çıkarlarını en iyi şekilde korumakla yükümlü olduklarını belirterek, planlanan kurala karşı çıkıyor.
Danışmanlık şirketi LCP’nin ortağı Laura Myers perşembe günü yaptığı açıklamada, “Hükümetin mütevellilere nasıl yatırım yapmaları gerektiğini söyleme tehdidi çok fazla. Mütevelliler, üyelerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak bir yatırım stratejisi oluşturmak için mesleki uzmanlıklarından yararlanır,” dedi ve bunun “asla o günkü hükümetin siyasi öncelikleri tarafından geçersiz kılınmaması” gerektiğini ekledi.
Hükümet, yaklaşık 1,3 trilyon sterlinlik emeklilik tasarruflarını bir dizi “mega fon”da bir araya getirme ve şirketlerin tanımlanmış fayda programlarının fazlalıklarına erişerek bunları ana faaliyetlerine yatırmalarına izin verme planlarını da doğruladı. Tasarı, yaz tatili öncesinde parlamentoya sunulması bekleniyor.
Phoenix Group CEO’su Andy Briggs, özetlenen reformların İngilizlerin yeterli emeklilik tasarrufuna sahip olmasını sağlamak için yeterli olmadığını söyledi.
Briggs, “İnsanların daha fazla tasarruf yapmasına yardımcı olacak net bir plana ihtiyacımız var, böylece gelecekte kötü bir emeklilik hayatına sürüklenmesinler,” dedi.
-
Dünya Basını4 gün önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika1 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş6 gün önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Ortadoğu1 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Ortadoğu2 hafta önce
Eski ABD Büyükelçisi Jeffrey: Şaraa’yı Esad’a karşı koruduk
-
Görüş1 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak