Avrupa
Macron’dan kritik Ukrayna açıklamaları

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 14 Mart Perşembe günü yaptığı açıklamada Ukrayna’ya Batılı askerlerin gönderilmesinin ihtimal dışı bırakılmaması gerektiği yönündeki görüşünü yineledi fakat bugünkü durumun bunu gerektirmediğini söyledi.
Ukrayna’daki çatışmayı ‘Avrupa ve Fransa için varoluşsal’ olarak niteleyen Macron, Ukrayna’ya yardımın sınırlandırılmasını savunan herkesin “’yenilgiyi seçtiğini’ savundu.
Fransız ulusal televizyonuna verdiği bir mülakatta Macron, Ukrayna’da bir Rus zaferinin ‘Avrupa’nın güvenilirliğini sıfıra indireceğini’ ve ‘güvenliğinin olmadığı’ anlamına geleceğini ileri sürdü.
TF1 ve France 2 kanallarına konuşan Macron’a, geçtiğimiz ay diğer Avrupalı liderlerin tepkisine yol açan yorumlarında açıkça dile getirdiği Ukrayna’ya Batılı askerlerin gönderilmesi ihtimali soruldu. “Bugün böyle bir durumda değiliz,” diyen Macron, ‘tüm bu seçeneklerin mümkün olduğunu’ da sözlerine ekledi.
Böyle bir hamlenin sorumluluğunun Paris’e değil, Moskova’ya ait olacağını söyleyen Fransız lider, Fransa’nın Ukrayna’nın içine yönelik bir taarruza öncülük etmeyeceğini söyledi. Fakat Macron aynı zamanda “Bugün Ukrayna’da barış olması için zayıf olmamalıyız,” dedi.
“Çok fazla sınır var”
Macron, ‘Avrupa’mız ve Fransa için varoluşsal’ olduğunu söylediği çatışmada kıtanın güvenliğinin tehlikede olduğunu ileri sürdü. Macron, ‘Eğer durum kötüye giderse, Rusya’nın bu savaşı asla kazanmamasını sağlamaya hazır olduklarını’ da sözlerine ekledi.
Şubat 2022’de savaşın başlamasından bu yana ‘kelime dağarcığımızda çok fazla sınır’ olduğunu savunan Macron, ”İki yıl önce asla tank göndermeyeceğimizi söylemiştik. Gönderdik. İki yıl önce asla orta menzilli füzeler göndermeyeceğimizi söyledik. Gönderdik. ‘Ukrayna’yı desteklemeyelim’ diyenler barış tercihi yapmıyor, yenilgi tercihi yapıyorlar,” diye ekledi.
‘Ukrayna’da barışı sağlamak için zayıf olmamak gerektiğini’ kaydeden Macron, “Bu nedenle duruma açık bir şekilde bakmalı ve kararlılık, irade ve cesaretle, Rusya’nın kazanmaması olan hedefimize ulaşmak için gerekli araçlara ulaşmaya hazır olduğumuzu söylemeliyiz,” ifadelerini kullandı.
Avrupa’ya ‘kırmızı çizgi çizmeme’ çağrısı
Avrupa’nın kırmızı çizgiler çizmemesinin önemli olduğunu, bunun Kremlin’e zayıflık sinyali vereceğini ve Ukrayna’yı işgal etmeye devam etmesini teşvik edeceğini ileri süren Fransız lider, Ukrayna’ya yapılacak bir askeri konuşlandırmanın neye benzeyebileceği konusunda ayrıntı vermeyi reddetti.
Macron, “Bunu yapmak istemiyorum. Rusya’nın bu savaşı durdurmasını, mevzilerinden çekilmesini ve barışa izin vermesini istiyorum. Bana hiçbir şey vermeyen birine görünürlük vermeyeceğim. Bu Başkan Putin için bir soru,” dedi ve ‘kesin olmamak için nedenleri olduğunu’ öne sürdü.
Macron, “Kremlin rejimi düşmandır,” dedi ama Rusya’yı düşman olarak nitelemekten kaçındı. Ayrıca Putin’in nükleer saldırı tehdidinde bulunmasının ‘uygun olmadığını’ söyledi.
Macron’un mülakatı, Fransa Ulusal Meclisinin salı günü Ukrayna stratejisini tartışmasının ardından geldi. Fransız milletvekilleri, Macron ve Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenski tarafından geçtiğimiz ay imzalanan ikili güvenlik anlaşması da dahil olmak üzere hükümetin Ukrayna’ya verdiği desteği onayladı.
Meclis’te Ukrayna politikasını oylattı
Sembolik oylama ile Macron, savaş üçüncü yılına girerken siyasi partileri çatışma konusunda kamusal bir duruş sergilemeye zorladı. Anketlere göre haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Macron’un koalisyonunun açık ara önünde olan sağcı Rassemblement National (RN – Ulusal Birlik) çekimser kalırken, solcu La France Insoumise (LFI – Boyun Eğmeyen Fransa) partisi ret oyu kullandı.
Fransa Başbakanı Gabriel Attal bu hafta, Rusya’nın kazanmasının Fransız halkının alım gücü için bir ‘felaket’ olacağı, zira gıda ve enerji fiyatlarının yükseleceği iddiasında bulundu.
Geçen hafta Fransız L’Independant gazetesi, Fransa Komünist Partisinden Fabien Roussel, Emmanuel Macron’un Rusların Odessa veya Kiev’e doğru ilerlemesi halinde Fransa’nın müdahale edebileceğini söylediğini aktarmıştı.
AB’den 5 milyar avroluk fon
Öte yandan AB ülkelerinin Ukrayna’ya yaptıkları askeri yardımların geri ödenmesi konusunda aylardır süren çıkmaz, çarşamba günü büyükelçilerin 5 milyar avroluk yeni bir fonu destekleme kararı almalarıyla aşıldı.
Anlaşma, AB’nin bütçe dışı Avrupa Barış Fonunun (EPF) bir parçası olan ve üye ülkelerin Ukrayna’ya sağladıkları silahların kısmen geri ödenmesi için kullanılan Ukrayna Yardım Fonunu oluşturuyor. Anlaşmanın ana hatları ilk olarak Pazartesi günü Politico tarafından bildirildi. AB’nin en üst düzey diplomatı Josep Borrell, “Başardık. Mesaj açık: Ukrayna’yı galip gelmesi için ne gerekiyorsa destekleyeceğiz,” dedi.
Çarşamba günkü anlaşma EPF’yi 17 milyar avroya çıkarırken, bunun 11 milyar avrosu Ukrayna’ya, geri kalanı ise Afrika gibi diğer bölgelere tahsis edildi. EPF şu ana kadar Ukrayna’ya yardım için 6,1 milyar avro ödedi.
Ukrayna Yardım Fonunun önümüzdeki yıl 5 milyar avro daha alması bekleniyor.
Almanya’nın itirazları
Berlin, Ukrayna’ya yapılan doğrudan yardımların EPF’ye yapılan katkılardan düşülmesini istiyordu ki bu da Almanya için siyasi bir anlam ifade ediyordu zira Kiev’e askeri teçhizat sağlayan AB’nin açık ara en büyük donörü Almanya’ydı.
Almanya ayrıca ülkelerin Ukrayna’ya eski teçhizat bağışlayıp daha sonra yepyeni yedek teçhizatın tam değerini fona yüklemelerinden de rahatsızdı.
Politico’ya göre Almanya’nın talebi Brüksel’de ‘şok etkisi’ yarattı. Berlin, EPF’ye en fazla ödeme yapan ülke olduğu için (katkılar GSYİH’nin büyüklüğüne göre belirleniyor) pek çok diplomat Almanya’nın EPF’ye yaptığı ödemelerin sıfırlanmasından ve bunun da AB’nin Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımın sonu anlamına gelmesinden endişe ediyordu.
Sonunda Çek Cumhuriyeti’nin de desteğini alan Berlin, talebinden kısmen geri adım attı. İki diplomata göre, ikili yardımların yüzde 100’ünün EPF katkılarına eşdeğer olarak kabul edilmesini talep etmek yerine, yüzde 50’nin altında bir seviyeyi kabul edecek.
‘Avrupa malı’ önerisi esnetildi
Kıbrıs tarafından desteklenen Fransa, bloğun silah endüstrisini canlandırma çabalarının bir parçası olarak fonun sadece AB yapımı ekipmanların geri ödenmesinde kullanılmasında ısrar ederek anlaşmaya varılmasını engelledi.
İskandinav ve Baltık ülkelerinin yanı sıra Hollanda ve İtalya, Ukrayna’nın silah ve mühimmata olan ihtiyacının, ‘Avrupalı Satın Al’ hükmü için bir miktar esneklik olması gerektiği anlamına geldiğini savundu.
Nihai anlaşma, orta vadede blok içinden ortak alımların norm haline gelmesini ancak ara dönemde esneklik sağlanmasını öngörüyor. Politico tarafından görülen metinde ara dönem için bir bitiş tarihi belirlenmemiş. Bu da Çek Cumhuriyeti’nin öncülüğünde AB dışından 800.000 top mermisi satın alınarak Ukrayna’ya hızla gönderilmesi gibi çabalar için hayati önem taşıyor.
Avrupa
Karadağ, Ukrayna askerlerini eğiten AB misyonuna katılıyor

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılımını onayladı. Karadağ Savunma Bakanı, askerlerin Ukrayna topraklarına gönderilmeyeceğini, eğitimin Almanya ve Polonya’da verileceğini belirtti. Karadağ ayrıca, ABD desteğiyle insansız hava aracı üretip ilk partiyi Ukrayna’ya gönderecek.
Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılmasına onay verdi.
Radio Slobodna Evropa‘nın haberine göre, belgenin sunulmasından dokuz ay sonra yapılan oylamada, 81 milletvekilinden 49’u kararın lehinde oy kullandı.
Kararın gerekçesinde, Karadağ’ın bu girişime katılımının temel amacının, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası tanınmış sınırlar dahilindeki toprak bütünlüğünü koruma konusundaki savunma yeteneklerini güçlendirmek olduğu belirtildi.
Ayrıca, ülkenin bu adımla Rusya’nın askeri saldırganlığını ve diğer devletlerden gelebilecek potansiyel tehditleri caydırmaya katkıda bulunmayı hedeflediği vurgulandı.
‘Askerler Ukrayna’ya gitmeyecek’
Karadağ Savunma Bakanı Dragan Krapoviç, Karadağ askerlerinin Ukrayna topraklarında konuşlandırılmayacağının altını çizdi.
Krapoviç, “Bu konunun tamamen net olmasını istiyorum. Asla böyle bir kararı desteklemezdim. Bu misyon kapsamındaki tüm faaliyetler AB topraklarında, Polonya ve Almanya’da gerçekleştiriliyor,” ifadelerini kullandı.
AB’nin Ukrayna’ya Askeri Yardım Misyonu (EUMAM Ukraine), 17 Ekim 2022’de iki yıllık bir süre için kurulmuştu. AB ülkeleri, Kasım 2024’te misyonun görev süresini 2026’ya kadar uzatma kararı aldı. Misyonun faaliyetleri Avrupa Barış Fonu tarafından finanse ediliyor ve program kapsamında Ukraynalı askerler, başta Almanya ve Polonya olmak üzere AB üyesi ülkelerdeki üslerde eğitim görüyor.
ABD destekli İHA üretimi
Daha önce 8 Haziran’da Karadağ’ın kendi topraklarında bir insansız hava aracı (İHA) montaj projesi başlatacağı ve ilk partiyi askeri yardım olarak Ukrayna’ya teslim edeceği açıklanmıştı.
Karadağ hükümetinden yapılan açıklamada, ülkede İHA üretiminin organize edilmesinin sadece Karadağ’ın NATO çerçevesindeki savunma kabiliyetine değil, aynı zamanda Ukrayna’ya da katkı sağlayacağı belirtilmişti.
Bu projenin ayrıca Balkan ülkesinin uluslararası pazarda modern askeri teçhizatın güvenilir bir tedarikçisi olarak imajını güçlendireceği ifade edilmişti.
Proje, ABD’nin desteğiyle hayata geçirilecek ve Washington bu amaçla 15 milyon dolar tahsis edecek.
ABD’nin Podgorica Büyükelçiliği, bu yatırımın Karadağ’ın NATO kapsamındaki müttefiklik yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki kararlılığını teyit ettiğini belirterek girişimi memnuniyetle karşıladığını duyurdu.
Vučić’ten Ukrayna’ya ‘toprak bütünlüğü’ desteği ve yeniden inşa sözü
Avrupa
Fransa, Britanya’nın AB savunma fonuna erişimini engelliyor

Fransa, Brexit sonrası yeniden başlangıç olmasına rağmen, İngiliz silah şirketlerini AB’nin savunma sanayi programından dışlamaya çalışıyor.
Bir diplomatik kaynak The Telegraph’a yaptığı açıklamada, Paris’in bu program kapsamında silah satın almak isteyen üye ülkeleri, çoğunlukla blok içinde üretilen silahlarla sınırlandırmaya çalıştığını söyledi.
Avrupa Savunma Sanayii Programı (EDIP), Avrupa Komisyonu tarafından kıtanın sanayi tabanının en büyük revizyonu olarak lanse ediliyor.
Program kapsamında AB fonları, ortak tedarik projelerine ve silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın üretimine aktarılacak.
Altı aydır hazırlığı süren EDIP, on yıl sonuna kadar 800 milyar avroyu savunmaya harcamak için başlatılan daha geniş çaplı bir yarışın parçası.
Fransız diplomatlar, bu aracın yalnızca AB, Norveç ve Ukrayna’da bulunan şirketleri desteklemek için kullanılması gerektiğini ısrarla vurguladı.
Bu, program kapsamında satın alma yapmak isteyen üye ülkelerin, parçalarının en az yüzde 85’i blok içinde üretilen teknolojilerle sınırlı olacağı anlamına geliyor.
Bu talep, kısa süre önce Brüksel ile önemli bir savunma ve güvenlik anlaşması imzalayan Birleşik Krallık’ın, AB bütçesinden finanse edilen projelerin çoğundan dışlanacağı anlamına geliyor.
Londra, EDIP programı kapsamındaki ortak satın alma projelerinden de men edilecek.
Bir AB diplomatı The Telegraph’a, “Daha bir ay önce, Birleşik Krallık ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıldığını ve yeni bir dönem başladığını ciddiyetle ilan etmiştik. Fakat bu sözleri eyleme geçirmek için ilk fırsatta, kitabı kapattık,” dedi.
Sert tutum sergileyen Fransa’nın, ABD teknolojisi olduğu için Patriot karadan havaya füze savunma sistemleri üreten fabrikaların potansiyel AB fonlarının kesilmesine yol açacağına dair endişeler de var.
Bu karar, NATO’nun Avrupalı müttefikleri ve Kanada’nın, Rusya’nın olası bir saldırısına karşı hava savunma sistemlerini %400 oranında artırmaları gerektiği konusunda uyarıldığı bir dönemde geldi.
Diplomat, “Sırf Amerikan malı olduğu için, hazır bulunan tek hava savunma sistemine yatırım yapmamak kendi kendimize zarar vermek gibi görünüyor,” diye ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, fonların yabancı şirketlere yatırılmasına izin vermek yerine, AB savunma planlarının kıtanın kendi sanayisini güçlendirmek için kullanılması konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor.
Hollanda, Romanya ve Yunanistan gibi AB’deki birçok ülke, savunma stratejilerini Patriot hava savunma bataryaları gibi Amerikan sistemlerinin satın alınmasına dayandırıyor.
Endişeleri gidermek için, AB dışındaki savunma şirketlerinden blok içindeki şirketlere teknoloji transferine izin verilmesi konusunda tartışmalar sürüyor.
Fakat içeriden gelen bilgiler, bu mekanizmanın bürokrasiye takılacağı ve fonların sağlanmasının pratikte imkansız hale geleceği yönünde.
Avrupa
Avrupa: İsrail’in kendini savunma hakkı var

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından gerilim artarken, Avrupa hükümetlerinden çoğunlukla İsrail’e destek açıklamaları geldi.
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, “Bu saldırılarla ilgili haberler endişe vericidir ve tüm tarafları geri adım atmaya ve gerilimi acilen azaltmaya çağırıyoruz,” derken, Dışişleri Bakanı David Lammy de gerilimin artmasının “kimsenin çıkarına olmayacağını” ileri sürdü “Orta Doğu’nun istikrarı” vurgusu yaptı.
Öte yandan Politico’nun haberine göre İngiliz savunma yetkilileri, İngiliz uçaklarının şu anda İsrail’ İran’ın karşı saldırılarından korumaya yardımcı olmadıklarını doğruladılar.
Times gazetesi savunma editörü X’te, “Birleşik Krallık’ın, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına dahil olmadığı ve İran’ın daha önce yaptığı gibi misilleme yapması durumunda İsrail’i korumayacağı anlaşılıyor,” demişti.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu’nun kendisine cuma sabahı İsrail’in saldırısı hakkında bilgi verdiğini söyledi.
İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve İran’ın nükleer silah geliştirmemesi gerektiğini vurgulayan Merz, her iki tarafa da tırmanıştan kaçınmaları çağrısında bulundu.
Merz, “Federal Hükümet, İran’ın gelişmiş nükleer silah programına ilişkin endişelerini yıllardır defalarca dile getirmiştir. Bu nükleer program, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasının hükümlerini ihlal etmekte ve tüm bölgeye, özellikle de İsrail Devleti’ne ciddi bir tehdit oluşturmaktadır,” dedi.
Almanya’nın ülkesindeki Yahudiler ve İsrail vatandaşlarının korunmasını güçlendireceğini de sözlerine ekledi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, durumu “derinden endişe verici” olarak nitelendirdi ve tüm tarafları itidal göstermeye, gerilimi azaltmaya ve misilleme yapmamaya çağırdı.
Leyen, bölgesel ve küresel güvenlik için diplomatik bir çözümün her zamankinden daha acil olduğunu da sözlerine ekledi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İsrail’in müttefiklerinin gerilimi azaltmak için çalışmasının “hayati önemde” olduğunu söyledi. Rutte, Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere, “Bence şu anda en önemli öncelik bu,” dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise “itidal” çağrısında bulundu. Barrot, X’te yaptığı açıklamada, “Tüm tarafları itidal göstermeye ve bölgesel istikrarı bozabilecek her türlü tırmanıştan kaçınmaya çağırıyoruz,” dedi.
Bakan, “İsrail’in herhangi bir saldırıya karşı kendini savunma hakkını yeniden teyit ettiklerini” söylerken, gerilimi azaltmak için tüm diplomatik kanalların harekete geçirilmesinin çok önemli olduğunu savundu.
Élysée Sarayı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un durumu görüşmek üzere bugün saat 11’de özel bir savunma kabine toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise, “Durumun çok karmaşık olduğunu biliyoruz, fakat diplomatik bir çözümden başka bir çözüm yok. Çatışmaların bir an önce sona ermesini umuyoruz, eylemler ve tepkiler tehlikelidir, bölgedeki durum patlama riski taşıyor,” dedi.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof X’te yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki saldırıların “endişe verici” olduğunu yazdı ve tüm tarafları “sakin olmaya ve daha fazla saldırı ve misillemeden kaçınmaya” çağırdı.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya3 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını5 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’