Bizi Takip Edin

RUSYA

McDonald’s’tan Visa’ya: Rusya’ya hangi Batılı şirketlerin dönmesi mümkün?

Yayınlanma

Amerikan giyim markaları, Rusya’daki alışveriş merkezlerine geri dönmek için nabız yoklamaya başladı. Ardından, McDonald’s, Visa ve Mastercard, Batılı otomobil üreticileri ve teknoloji üreticileri de dahil olmak üzere diğer tüm markaların geri dönüşü başlayacak. Rusya’ya ilk kimler gelecek ve kimlerin geri dönüşü zor olacak?

Rusya, başta mevcut ABD Başkanı Donald Trump’a sadık olanlar olmak üzere Batılı marka ve şirketlerin geri dönüşüne hazırlanıyor.

Rusya Alışveriş Merkezleri Birliği, 2022’de Rusya’yı terk eden Inditex (Zara, Zara Home, Massimo Dutti, Bershka, Oysho, Pull & Bear, Stradivarius markalarının sahibi) ile Rusya’ya dönüş konusunda özel görüşmeler yürüttüklerini belirtti.

Bu, Batılı marka ve şirketlerin yakında Rusya’ya dönebileceğine dair ilk haber oldu. Peki, Rusya’da ilk sıralarda kimler yer alabilir ve kimlerin geri dönüşü zor olacak?

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Finansal Piyasalar Komisyonu Başkanı Anatoliy Aksakov, uluslararası ödeme sistemleri Visa ve Mastercard’ın bu yıl içinde faaliyetlerine yeniden başlayabileceğini düşünüyor.

Ayrıca, McDonald’s restoran zincirinin yıl sonuna kadar Rusya’da yeniden açılabileceği yönünde görüşler ortaya çıktı.

İletişim Yönetimi Enstitüsü Genel Müdürü Vadim Siprov, Vzglyad gazetesine yaptığı açıklamada, PepsiCo, Coca-Cola, Apple, Cisco, Microsoft, Johnson & Johnson, Nike, Ford ve diğerleri gibi şirketlerin Rusya’ya ilk dönenler arasında olacağını söyledi.

Rusya’daki demiryolu mühendisliği alanında bir dizi büyük projede yer alan ve ülkeden ayrılmaları nedeniyle 5 milyar avrodan fazla kayıp yaşayan Alman Siemens ve Fransız Alstom şirketleri de Rusya’ya dönebilir.

Rusya Ulusal Taşımacılık ve Altyapı Araştırma Merkezi Başkanı Pavel İvankin, Rusya pazarının onlar için cazip olmaya devam ettiğini düşünüyor.

Vadim Siprov, Alman ev aletleri, Adidas, Hugo Boss ve Puma giyim markalarının raflarımıza hızla dönebileceğini ve önde gelen otomobil üreticilerinin temsilciliklerinin yeniden açılabileceğini kaydetti.

Siprov, “Elbette, Almanya’daki Donald Trump’a yönelik güçler üstün gelirse ve Londra ile Brüksel’in baskısına karşı koyabilirlerse,” diye ekledi.

Ancak Siprov, Japonya ve Güney Kore’nin muhtemelen Almanya’yı geride bırakacağını ve Rusya’da büyük Asyalı elektronik, ev aletleri ve otomobil üreticilerinin tekrar görülebileceğini de sözlerine ekledi.

Güney Kore’de, Moskova ile Washington arasında başlayan diyalog nedeniyle Samsung, LG ve Hyundai gibi yerli işletmelerin Rusya’ya dönmeyi düşündükleri bildiriliyor.

Siprov ayrıca, pek çok büyük havayolu şirketinin de Ukrayna ihtilafı sona erdikten sonra Moskova ile ilişkilerini mümkün olan en kısa sürede yeniden kurmaya çalışacağı görüşünde.

Bununla birlikte, Rusya makamları Batılı şirketlerin geri dönüşüne şimdilik oldukça sakin yaklaşıyor.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, “Yabancı markaların geri dönüşünü herhangi bir şekilde teşvik etmek veya özendirmek gibi bir görev henüz yok,” açıklamasında bulundu.

Sektöre dönük çok sayıda yaptırım göz önüne alındığında, durumun daha karmaşık olmasına rağmen, Batılı havayolu şirketlerinin Rusya’ya geri dönüşü hakkında konuşulmaya başlandı.

Bu arada, giyim markalarının alışveriş merkezlerine dönmesi zor olmayacak, burada önemli olan alışveriş merkezlerinde yer bulmak.

Fakat pek çok şirket için bu süreç kolay olmayacak. Dahası, eski koşullarla geri dönmek çoğu zaman mümkün olmayacak.

Freedom Finance Global Baş Analisti Natalya Milçakova, Vzglyad’a verdiği demeçte “Rusya’da daha önce üretimi olmayan, yalnızca ürünlerini ihraç eden Batılı ülkelerden şarap ve sert alkollü içki üreticileri gibi şirketler veya Rusya’dan ayrılmayan, yalnızca adını değiştiren ve hızlı bir şekilde ‘tersine yeniden markalaşma’ yapabilecek şirketler Rusya’ya kolayca geri dönebilir,” dedi.

Mind Money Broker CEO’su Yuliya Handoşko ise “Tüm altyapıyla geri dönmek başka bir konu. Önemli faktörlerden biri ticari alanların mevcudiyeti, diğeri ise insan kaynağı. Örneğin, IKEA yıllarca personel yönetim sistemini kurdu ve bunu kısa sürede yeniden oluşturmak mümkün değil. Dahası, şirkette çalışan kişilerin geri dönmek isteyeceği kesin değil, zira üç yılda çok şey değişti,” diye konuştu.

Öte yandan, IKEA’nın ticari alanları çoğu zaman talep görmeden kaldı. Fakat McDonald’s Rusya’ya aynı koşullarda geri dönmeyecek.

Milçakova, “McDonald’s artık Rusya’da doğrudan çalışmayacak, yalnızca dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi franchise yoluyla çalışacak. Rusya’da bu franchise’ı satın almak isteyenler mutlaka bulunacaktır. Ancak, geçen yüzyılın 90’lı yıllarının başında olduğu gibi, Rusya’da McDonald’s restoranlarının heyecanlı bir şekilde açılması artık olmayacak, zaman değişti,” değerlendirmesini yaptı.

Bununla birlikte, aslında hiçbir yere gitmeyen şirketler var: Sahipleri vergi kayıtlarını değiştirmediler, iş yapısı aynı kaldı, sadece marka değişti. Handoşko, Coca-Cola açısından durumun böyle olduğunu belirtiyor.

Bazı şirketler, varlıkları daha sonra geri alma hakkıyla Rusya’dan ayrıldı. Örneğin, Hyundai ve Renault fabrikaları bu koşulla satıldı.

Bu nedenle, varlıklarını geri alma hakkı olmadan satanlara kıyasla, yasal açıdan geri dönüşleri daha kolay olabilir.

Milçakova, “Rusya’da kendi fabrikaları veya perakende zincirleri olan, kendi mağazalarını inşa eden veya depo ve ticari alan kiralayan şirketler için zor olacak, zira pazardaki en avantajlı yerler zaten Rus halefleri veya dost ülkelerden şirketler tarafından işgal edilmiş durumda. Rusya makamları, elbette, yeni yatırımcılara yatırımlarının dokunulmazlığını garanti edecek ve hiçbir şeyi eski sahiplerine öylece geri vermeyecek,” ifadesini kullandı.

Elbette, Handoşko’nun da kabul ettiği gibi, hem yasal hem de fiili olarak sahiplerini değiştirerek Rusya’daki işlerinden tamamen çıkan şirketler için geri dönmek en zor olanı olacak. Bu nedenle, 2025’te büyük şirketlerin Rusya’ya toplu olarak geri dönmesini beklemiyor.

Ancak uzmanlar, Visa ve Mastercard’ın her durumda Rusya’ya döneceğinden emin. Handoşko, “Bu neredeyse kaçınılmaz, çünkü Rusya henüz yabancı ödeme sistemleriyle çalışan tam teşekküllü Batılı kartlar yapmayı öğrenemedi ve bunlara olan talep yüksek olmaya devam ediyor. Ayrıca, Visa ve Mastercard’ın kritik öneme sahip olduğu Apple Pay ve benzeri ödeme sistemleriyle ilgili sorun çözülmedi,” diye ekledi.

Bunun yanı sıra Milçakova, “Visa ve Mastercard, Rusya’ya ancak Ulusal Kartlı Ödeme Sistemine, yani yabancı ödeme sistemlerinin Rusya içinde çalışamayacağı Mir ödeme sistemine yönelik yaptırımlar kaldırıldıktan sonra dönebilecek. Ayrıca, Rus bankalarına yönelik yaptırımların da kaldırılması gerekiyor, aksi takdirde Rusya’da kim onların kartlarını çıkaracak? En kötü ihtimalle, yalnızca Rusya’da hâlâ varlığını sürdüren bazı yabancı bankaların şubeleriyle ortaklaşa çalışabilecekler,” yorumunu yaptı.

Bununla birlikte, yaptırımlar kaldırıldığında Rusların Mir kartlarını değiştirmek için koşacağını beklemiyor, tam tersine, Visa ve Mastercard’ın burada sıfırdan başlaması ve en azından kısmen kaybettikleri pazar paylarını geri kazanması gerekecek.

Batılı havayolu şirketlerinin uçuşlarının geri dönüşü de aynı hikaye. Özellikle Avrupalı havayolu şirketleri, Sibirya üzerinden Asya’ya uçma imkanını geri kazanmak istiyor. Bu, seyahat süresini kısaltıyor ve işletmeler için büyük tasarruf sağlıyor.

Şu anda Asyalı havayolu şirketleri, Sibirya üzerinden uçmaya devam ettikleri ve büyük bir daire çizmek zorunda kalmadıkları için Asya’ya uçuş pazarını Batılı rakiplerinden kazanıyorlar.

Fakat Rusya, bu kozu ancak havacılık sektöründeki tüm yaptırımların kaldırılması gibi önemli bir şey karşılığında kullanacak, böylece Rus havayolu şirketleri sadece istedikleri yere uçmakla kalmayıp, aynı zamanda yabancı uçak ve Batılı uçaklar için yedek parça satın alabilecekler.

Plehanov Rusya Ekonomi Üniversitesi Uluslararası İşletme Bölümü Doçenti Anastasya Prikladova, “Devlet, sanayinin gelişimine dönük sektörel programlar uyguluyor, bu nedenle yabancı şirketlerin geri dönüşü kritik görünmüyor. Örneğin, Rolls-Royce’un geri dönüşü nedeniyle sivil uçaklar için uçak motoru üretimi çalışmalarının durması beklenmemeli. Aynı zamanda, gıda ve hafif sanayi işletmeleri, yabancı şirketlerin rekabetinin arttığını hissedebilir. Genel olarak, devlet destek programları, bu desteği yalnızca Rus sermayeli şirketlerin alabileceği şekilde yeniden gözden geçirilebilir,” dedi.

Diğer yandan Rusya’nın güçlü olmadığı ve Batılı şirketlerin sahip olduğu teknoloji ve mallara açıkça ilgi duyduğu sektörler mevcut.

Milçakova, “Bize göre, henüz yeterli ithal ikamesi olmayan veya ithalatı ikame etmenin çok zor olduğu alanlarda Batılı şirketlerin gelmesi gerekiyor. Bunlar, özellikle yüksek teknoloji sektörü için bileşen ve yedek parça üretimi, akıllı telefon üretimi, elektrikli ve geleneksel orta ve lüks sınıf otomobil üretimi. Özellikle onkoloji ve ağır hastalıkların tedavisi için dünyaca ünlü ilaç ve tıbbi preparat üreticilerinin, ayrıca sporcu beslenmesi ve hayvan yemleri üreticilerinin geri dönüşü de büyük önem taşıyor. Pek çok Rus, ödeme sistemlerinin, özellikle Google Pay, PayPal, favori şarap ve sert alkollü içkilerin vb. geri dönüşünü bekliyor. Fakat gıda sanayii ve fast food konusunda neyden vazgeçilebileceğini düşünmek gerekiyor,” diye ekledi.

RUSYA

Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor

Yayınlanma

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Güney Koreli Hyundai, Samsung ve LG gibi büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor. LG Moskova’daki fabrikasını kısmen yeniden faaliyete geçirirken, Hyundai ve Samsung durumu yakından takip ediyor ve savaş sonrası döneme hazırlanıyor. Şirketler, yaptırımların kalkması ve Çinli rakiplerin artan pazar payı gibi belirsizliklere rağmen Rusya pazarının önemini vurguluyor.

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Hyundai Motor Group, Samsung Electronics ve LG Electronics gibi Güney Koreli büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor.

LG Electronics, şirketin Moskova’daki elektrikli ev aletleri fabrikasının kısmen yeniden faaliyete geçtiğini belirtti.

Şirket, bu adımın Ukrayna’daki savaşın başlangıcından beri atıl durumda olan üretim hatlarının bozulmasını önlemek amacıyla atıldığını ve “fabrikada mevcut olan malzemelerin kullanıldığını” ifade etti. Fabrikada çamaşır makinesi ve buzdolabı üretiliyordu.

LG CEO’su Cho Joo-wan ise 25 Mart’ta yaptığı açıklamada, savaşın devam etmesi nedeniyle şirketin hâlâ “temkinli davrandığını” söyledi.

CEO Cho, “Yaptırımlar [Rusya’ya yönelik] kaldırıldığında faaliyete yeniden başlayabileceğimiz için durumu dikkatle takip ediyoruz,” ifadesini kullandı.

Hyundai Motor Group da durumu takip ediyor ve savaş sonrası Rusya pazarına girme senaryosunu değerlendiriyor.

Şirket, “Henüz karar alınmadı ve şirket durumun gelişimini dikkatle izliyor,” dedi.

The Korea Times‘ın yazdığına göre Hyundai Motor’un iştirakleri Kia, Hyundai Mobis ve Hyundai Steel’in yakın zamanda Rusya’da iş ilanı vermesi, şirketin Rusya pazarına geri dönme “ihtimalinin yüksek” olduğunu gösteriyor.

Hyundai ve Kia, savaş öncesinde ülkede lider otomobil markalarıydı.

Fakat grup, Aralık 2023’te St. Petersburg’daki fabrikasını 10 bin ruble gibi sembolik bir fiyata satarken, iki yıl içinde geri satın alma opsiyonunu da anlaşmaya eklemişti.

Bu nedenle, şirketin Rusya’daki fabrikasının faaliyetlerini yeniden başlatma kararını bu yıl sonuna kadar vermesi gerekiyor.

Samsung Electronics, 2022 yılında Kaluga’daki fabrikasının faaliyetlerini askıya almıştı.

Bu fabrikada yılda 1 milyon adet televizyon, monitör ve çamaşır makinesi üretiliyordu.

Şirket, paralel ithalat yoluyla ülkedeki satış noktalarını desteklemeye devam etti ancak Rusya Federasyonu’nda üretim yapmadı ve savaşın başlamasının ardından bazı üretim hatlarını yerli şirketlere kiraladı.

Şubat ayında Kommersant gazetesi, Samsung’un pazarlama harcamalarının yıl başından bu yana yıllık bazda yüzde 30 arttığını yazmıştı.

Korea Times‘a konuşan adı açıklanmayan bir holding temsilcisi, Rusya’nın Koreli şirketler için hâlâ büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Temsilci, savaş sona erdiğinde “işleri yeniden başlatmak için muhtemelen her türlü çabanın gösterileceğini” ifade etti.

Ancak temsilci, Rusya Federasyonu’na yönelik hangi yaptırımların kaldırılabileceğinin ve “Koreli firmaların Çinli şirketlerin genişlettiği pazar payını nasıl geri kazanabileceğinin” henüz belli olmadığını da sözlerine ekledi.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkenin Rusya ile ikili ticaret hacmi 2021’de 29,9 milyar dolara ulaşmıştı.

Rusya Federasyonu o dönemde Güney Kore’nin en büyük 12. ihracat pazarı konumundaydı.

İtalyan ev aletleri üreticisi Ariston, geçtiğimiz günlerde Batılı şirketler arasında Rusya’ya geri döneceğini açıklayan ilk şirket olmuştu.

Şirket, Rusya’daki iştiraki Ariston Thermo Rus’un kontrolünü yeniden ele aldığını duyurmuştu.

Ariston, Rusya Federasyonu’ndaki faaliyetlerine mevcut yaptırımlara uyarak devam edeceğini vurguladı.

Kaç Batılı şirket Rusya’yı terk etti?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, Elon Musk’a Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral teklif etti

Yayınlanma

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, milyarder Elon Musk’ın planladığı Mars görevi için Rusya’nın küçük boyutlu nükleer santral kullanımını önerebileceğini belirtti. Dmitriyev, Rusya’nın Mars görevi için sunabileceği gelişmiş teknolojik kabiliyetler olduğunu vurguladı ve Roskosmos ile Rosatom’un Musk ile çalışmaya ilgi duyduğunu ifade etti.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Rusya’nın Amerikalı milyarder Elon Musk’ın planladığı Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral kullanımını önerebileceğini söyledi.

RIA Novosti ajansının haberine göre Dmitriyev, “Rusya, Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral ve diğer gelişmiş teknolojik imkanları sunabilir,” ifadesini kullandı.

Dmitriyev, nükleer santralin kullanımına ilişkin ayrıntı vermedi.

Bir yıl önce, Roskosmos’un eski başkanı Yuriy Borisov, Rusya ve Çin’in 2033-2035 yıllarında Ay’a nükleer güç ünitesi teslim etme ve kurma konusunda ortak projeyi görüştüklerini bildirmişti.

Rusya Devlet Başkanı tarafından Rusya ile ABD temaslarının yeniden kurulması sürecinde uluslararası işbirliği özel temsilcisi olarak atanan Dmitriyev, geçen haftalarda Roskosmos ve Rosatom’un özel Amerikan şirketi SpaceX’in başkanı Musk ile ortak çalışma konusundaki ilgisinden daha önce bahsetmişti.

RDIF başkanına göre, Rus şirketleri “Mars uçuşu da dahil olmak üzere yardımcı olabilirler”. Dmitriyev ayrıca yakın zamanda Musk ile olası görüşmelerin yapılacağını da duyurmuştu.

SpaceX’in kurucusu Musk, 2024 seçimlerinde Donald Trump’ın en büyük sponsorlarından biriydi ve Beyaz Saray’da başkanın en yakın danışmanlarından biri oldu.

Musk, mart ayında yaptığı açıklamada, Starship uzay gemisinin gelecek yılın sonunda Optimus adlı insansı robotla birlikte Mars’a gideceğini duyurdu.

Ayrıca Musk, 2029 gibi erken bir tarihte Kızıl Gezegen’e insan indirme olasılığını dışlamadığını, ancak bunun için 2031 yılını daha olası gördüğünü belirtti.

Daha önce X platformunda Musk’ın bir gönderisine Rusya ile ortak Mars görevi önerisiyle yanıt veren Dmitriyev, “Mars görevi için Rusya’nın sunabileceği çok şey olduğuna inanıyoruz, zira uygulanabilir olduğunu düşündüğüm bazı nükleer teknolojilere sahibiz,” dedi.

Moskova’nın Ukrayna’da askeri operasyon başlatmasının ardından ekonomik bağların çoğunun kopmasına rağmen, Rusya ve ABD uzay alanındaki işbirliğini sürdürüyor.

Özellikle Roskosmos ve NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) yönelik çapraz uçuş anlaşmasını birkaç kez uzattı; son uzatma 2026 yılına kadar geçerli olacak.

Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) ortak ExoMars gezegen araştırma projesinden çekilmesi ve Rus iniş platformu ile Avrupa yapımı gezgini taşıması planlanan görevin gerçekleşmemesi üzerine Rusya, 2022 yılında kendi Mars görevi üzerinde çalışmaya başlayacağını duyurdu.

Rusya’dan Elon Musk’a Mars’a ortak sefer teklifi

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Arktik’te işbirliğine hazırız

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Murmansk’taki Uluslararası Arktik Forumu’nda yaptığı konuşmada, ülkesinin Arktik’te hem dost hem de Batılı ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu belirtti. Putin, Arktik Konseyi’nin zayıfladığını ifade ederken, NATO’nun bölgedeki artan faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Mart’ta Murmansk’ta düzenlenen Uluslararası Arktik Forumu’nun genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya’nın Arktik’te hem dost ülkelerle hem de ilgi göstermeleri halinde Batılı ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu belirtti.

Putin, Arktik’teki uluslararası etkileşimin şu anda en iyi dönemini yaşamadığını kaydetti.

Devlet Başkanı, daha önce işbirliği için Arktik Konseyi’nin kurulduğunu ancak bu mekanizmanın “bugün zayıfladığını” söyledi.

Putin, “Böyle durumlarda dedikleri gibi: İstemiyorsanız, siz bilirsiniz,” diye ekledi.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre Putin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı Danimarka’dan satın alma fikrine de değindi.

Putin’e göre, “bu yalnızca ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir”. Bunun sıra dışı konuşmalar olduğunu düşünmenin yanlış olduğunu belirten Putin, “Aslında ABD’nin bu tür planları 19. yüzyılın 60’lı yıllarında ortaya çıkmıştı. O zamanlar Amerikan yönetimi Grönland ve İzlanda’yı ilhak etme olasılığını değerlendiriyordu, ancak bu fikir o dönemde Kongre’den destek görmedi,” dedi.

Putin, daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin adada askeri üsler kurması ve savaşın bitiminden sonra Danimarka’ya Grönland’ı satın alma teklifinde bulunması da dahil olmak üzere konunun tarihçesini anlattı.

Devlet Başkanı’na göre, bu konu genel olarak iki ülke arasındaki ilişkilere dair ve Rusya’yı ilgilendirmiyor, ancak “bizi elbette endişelendiren tek gerçek, NATO ülkelerinin genel olarak Uzak Kuzey’i giderek daha fazla olası çatışmalar için bir sıçrama tahtası olarak belirlemesi ve bu koşullarda asker kullanımını tatbik etmesi”.

Bunun yanı sıra Putin, Rusya’nın Arktik’te kimseyi tehdit etmediğini ancak bir müdahale hattı oluşturduğunu söyledi.

Putin, Arktik bölgesinin Rusya topraklarının dörtte birinden fazlasını oluşturduğunu, burada yaklaşık 2,5 milyon Rusya vatandaşının yaşadığını, ülkenin GSYİH’sinin yüzde 7’sinin ve ihracatının yaklaşık yüzde 11’inin buradan sağlandığını sıraladı.

Devlet Başkanı, son 10 yılda Kuzey Deniz Yolu’ndaki kargo akışının on kat arttığını belirtti: 2014’te 4 milyon ton iken 2024’te bu rakam yaklaşık 38 milyon tona ulaştı. 2030 yılına kadar kargo akışının 70-100 milyon tona ulaşması bekleniyor.

Putin, ana görevlerin, Kuzey Deniz Yolu’nu St. Petersburg’dan Murmansk üzerinden Vladivostok’a uzanacak Trans-Arktik Ulaşım Koridoru’nun kilit bir bölümü haline getirmekle ilgili olduğunu söyledi.

Putin’e göre, bu güzergâh “dünya sanayi, tarım, enerji merkezlerini ve tüketici pazarlarını daha kısa, güvenli ve ekonomik olarak kârlı bir güzergâhla birbirine bağlamalıdır”.

Putin, Trans-Arktik Koridoru’nun geliştirilmesi için birkaç görev belirledi. Rusya’nın şu anda dünyanın en büyük buzkıran filosuna sahip olduğunu kaydeden Putin, bu pozisyonları güçlendirmek ve şu anda yalnızca Rusya’da bulunan nükleer olanlar da dahil olmak üzere yeni nesil buzkıranları hizmete sokmak gerektiğini vurguladı.

Putin, “Bunlardan dördü -en yeni 22220 serisi- halihazırda Arktik’te görev yapıyor. Bu seriden üç atomlu buzkıran daha inşa ediliyor -Çukotka, Leningrad ve Stalingrad- ayrıca süper güçlü 120 megavatlık Rossiya buzkıranı da yapılıyor,” diye konuştu.

Putin ayrıca, Rusya’nın Arktik’te taşımacılığı sağlayacak kargo ve acil durum kurtarma gemileri de dahil olmak üzere kendi ticaret filosuna ihtiyacı olduğunu belirtti.

Mevcut kapasitenin bunun için yetersiz olduğunu kaydeden Putin, “Tüm yönlerde hareket etmek; hazır gemileri satın almak ve sipariş etmek, dünya üreticileriyle işbirliği kurmak ve genel olarak tüm Rus gemi inşa sistemini önümüzdeki stratejik görevlere göre inşa etmek gerekiyor,” dedi.

Hükümetin ise Rus gemi inşa ve onarım işletmelerini desteklemesi, tersane inşaatı konusunu çalışması gerektiğini ifade etti.

Diğer yandan Putin, Rusya’da Arktik üzerinden yük taşımacılığı yapacak yerli operatörler için koşullar yaratılması gerektiğini ve Rusya’nın burada ortak girişimler kurmaya hazır olduğunu söyledi.

Putin, “Uluslararası lojistik operatörleri bu tür şirketlere sadece sermaye ve teknolojiyle değil, aynı zamanda ticaret gemileri filolarının bir kısmıyla da kârlı bir şekilde yatırım yapabilir,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya’nın kuzey limanlarının kapasitesini ve cirosunu artıracağını belirten Putin, Belarus, Çin, BAE ve diğer ülkelerin Arktik’in ulaşım altyapısının geliştirilmesine ilgi gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Trans-Arktik Koridoru çerçevesinde çok modlu merkezler oluşturulacağını ifade eden Putin, hükümete Arktik’teki deniz limanlarının kapasitesini genişletme planlarını belirleme ve yenilerinin nerede ortaya çıkması gerektiğini tespit etme talimatı verdi.

Putin, Rusya’nın Arktik Demiryolu Poligonu geliştirme projesini de uygulayacağını söyledi: “Bugün RJD’nin (Rusya Demiryolları) gelişimi meselesini biliyoruz… Ancak bunun hakkında -şimdi söylediğim şey hakkında, Kuzey Demiryolu’nun geliştirilmesi hakkında- şimdiden düşünmek gerekiyor.”

ABD ve Rusya, Arktik’te işbirliği arayışında

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English