Bizi Takip Edin

Diplomasi

Meloni’nin seçimi: Ya Avrupa-Amerikan sanayi ittifakı, ya Çin’e yöneliş

Yayınlanma

ABD’nin Avrupa sanayi ürünlerine uyguladığı gümrük vergilerini askıya alması, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin 17 Nisan’da Washington’da Başkan Donald Trump ile yapacağı görüşme öncesinde önemli bir diplomatik pencere yarattı.

Gümrük vergilerinin durdurulmasının açıklanmasından bu yana Trump’la görüşmesi beklenen ilk Batı Avrupalı lider olan Meloni, kendisini tıkanmış olan AB-ABD ticaret diyaloğunu yeniden canlandırabilecek bir katalizör olarak konumlandırmayı hedefliyor.

Fransa’dan gelen ilk sürtüşme işaretlerine rağmen Paris tutumunu hızla yumuşattı. Bir Fransız bakan, Meloni’nin ziyaretinin Avrupa’nın birliği için “potansiyel olarak bölücü” olduğunu savunmuştu.

Euractiv’e konuşan Meloni’ye yakın kaynaklar ziyaretin amacını açıklarken, “Meloni Washington’a Avrupa sürecini baltalamak için değil, [Trump’la] iyi ilişkilerini kullanarak bir Avrupa müzakeresini kolaylaştırmaya yardımcı olmak için gidiyor,” dediler.

Bir kaynak, “Dürüst olmak gerekirse, (Fransız bakanın söyledikleri) anlaşılmaz bir okuma olacaktır. Macron Trump’a gittiğinde büyük bir Avrupalı oluyor. Meloni bunu yaptığında, Avrupa’yı parçalamakla mı suçlanıyor?” diye sordu.

‘Kördüğümü kırmak için bir şans’ yorumları

Meloni’nin zamanlaması tesadüf değil. Avrupa Parlamentosu’ndaki İtalya’nın Kardeşleri (Meloni’nin partisi) delegasyonunun lideri Carlo Fidanza’ya göre, gümrük tarifelerinin durdurulması AB-ABD ticaret görüşmelerinin yeniden başlatılması için ilk gerçek fırsatı sunuyor.

Euractiv’e konuşan Fidanza, “Desteklediğimiz ve büyük saygı duyduğumuz Komisyon Üyesi Maroš Šefčovič’in çabaları bir müzakere çerçevesi oluşturmayı başaramadı. Bu, masaya oturmak ve ortak çözümlere yardımcı olmak için ilk gerçek şans,” diye konuştu.

Meloni’nin gündeminin en üst sırasında Avrupa sanayi malları üzerindeki gümrük vergilerinin azaltılması hedefi yer alıyor.

Fidanza, “Eğer sıfır gümrük vergisine ulaşmayı başarırsak, çok daha iyi olur,” dedi.

Roma, KDV meselesini Trump’a anlatmayı deneyecek

Meloni’nin diplomatik çabalarının kritik bir parçası da, özellikle ABD’nin KDV konusundaki tutumuna ilişkin yanlış anlamaları ortadan kaldırmak.

Fidanza, Trump yönetiminin KDV’yi “yanlışlıkla” ayrımcı bir ticaret engeli olarak gördüğünü belirterek bu konunun sorunlu olduğunu vurguluyor.

“Bize göre bu bir hata,” diyen Fidanza, bu yanlış anlamanın ABD’nin Avrupa’nın ticaret fazlasına ilişkin hesaplamalarını çarpıttığını öne sürdü.

Bu meselenin ele alınması ve çözüme kavuşturulması İtalyan heyetinin gündeminin kilit unsurlarından birini oluşturuyor.

Tarifelerin ötesinde ABD, İtalya için özellikle hassas bir konu olan tarife dışı engeller konusunda da devreye girebilir. ABD, Avrupa düzenleyici çerçevesinin bazı unsurlarını, özellikle bürokratik ve idari gereklilikler ile gıda gibi sektörlerdeki sağlık ve kalite standartlarını ticaretin önünde engel olarak görmeye devam ediyor.

Fakat Roma için bu standartlar müzakere edilemez. AP vekili, “Gıda güvenliği söz konusu olduğunda, bu kriterler bizim için çok önemli,” diyor.

Çin faktörü masada olacak

Meloni’nin Washington ziyareti sadece gümrük tarifeleriyle ilgili değil, Avrupa’nın yeni küresel güç dengesinde nerede durduğuyla da ilgili.

Meloni’nin gündeme getirmesi beklenen en önemli konulardan biri, Fidanza’nın Brüksel’de yanlış anlaşıldığını düşündüğü Trump’ın Çin’e yönelik stratejik duruşu.

ABD’nin tutumunu sertleştirdiği bir dönemde AB’nin Pekin’le yeniden ilişki kurma kararını eleştiren Fidanza, bu yaklaşımı dar görüşlü ve riskli olarak nitelendirerek AB’nin “tam da yapmaması gereken şeyi” yaptığını öne sürüyor.

İtalya’ya göre Trump’ın hamlesi: Çin’i dengelemek için birleşik cephe

Fidanza’ya göre Trump’ın gümrük vergilerini askıya alması daha geniş bir jeopolitik mesaj taşıyor: ABD’nin Çin’in küresel endüstriyel genişlemesini dengelemek için birleşik bir Batı iktisadi cephesi oluşturmaya olan ilgisi.

Bu strateji sadece ABD’nin ticaret açığını ele almanın ötesine geçiyor, fakat Amerika’nın büyük kamu borcu göz önüne alındığında bu önemli bir husus olmaya devam ediyor. Öncelik ise, Atlantik ötesinde stratejik uyumun sağlanması.

Fidanza’ya göre Meloni bu anın stratejik öneminin farkında ve Trump ile görüşmesini, Çin üretimine bağımlılığa gerçek bir alternatif olarak konumlandırılan koordineli bir Avrupa-Amerikan sanayi ittifakını savunmak için kullanmayı amaçlıyor.

Sonuç olarak Fidanza, Meloni’nin gezisinin Avrupa’yı temel bir jeopolitik seçimle karşı karşıya bıraktığına inanıyor: ya sanayi ve ekonomi politikalarını batıya doğru yeniden düzenlemek ya da AB Komiseri Frans Timmermans’ın elektrik geçişine yaklaşımında olduğu gibi Çin yanlısı olarak algılanan politikaları izlemeye devam etmek.

Fidanza, “Meloni’nin çözmek için Washington’a gideceği jeopolitik düğüm işte bu,” diyor.

Diplomasi

ABD ve İran görüşmesi öncesi “İsrail” ve “Rusya” diplomasisi

Yayınlanma

Abbas Irakçi, Sergey Lavrov

ABD ve İran arasında yarın Roma’da yapılacak olan ikinci tur nükleer müzakerelerden saatler önce İran-Rusya ve ABD-İsrail arasında diplomasi trafiği yaşandı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya geldi. İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Mossad Başkanı David Barnea ise ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmek üzere Paris’e gitti.

İki ülke 12 Nisan’da Umman’da yaptıkları dolaylı görüşmenin ardından, nükleer müzakerelerin ikinci turu için yarın İtalya’nın başkenti Roma’da bir araya gelecek. Görüşmenin arabuluculuğunu geçen hafta olduğu gibi bu hafta da Umman yapacak. Taraflar, 2015 tarihli Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) yeniden canlandırılması ve nükleer gerilimin düşürülmesi için yürütülen görüşmelerde ilerleme sağlamayı hedefliyor.

Nükleer program değil, nükleer silah hedefte

İlk tur sonrası hem Washington hem Tahran görüşmeleri “olumlu ve yapıcı” olarak nitelendirmişti. Roma’daki yeni turda, İran’ın nükleer programına sınırlama getirilmesi karşılığında, ABD’nin bazı yaptırımları hafifletmesi gibi adımların ele alınması bekleniyor.

Lavrov ve Irakçi Moskova’da buluştu

Roma’daki buluşmaya saatler kala Paris ve Moskova iki önemli buluşmaya ev sahipliği yaptı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya geldi. ABD ve İran arasındaki müzakereleri desteklediğini açıklayan Lavrov, “İran’ın yasal çıkarlarını dikkate alan anlaşmaları destekleyeceğiz. İran için fayda sağlayacak, ABD için kabul edilebilir olacak her türlü rolü oynamaya, yardımcı olmaya, arabuluculuk yapmaya hazırız. Bu durumda sadece nükleer konusuyla ilgili anlaşmanın tek seçenek olduğunu düşünüyoruz” dedi.

İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması çerçevesinde çözüm yolunu bulmaya hazır olduğunu belirten Lavrov, “Nükleer dışında başka konuları müzakerelerde dillendirmeye çalışanların bunu dikkate alması gerekiyor. Bu riskli bir durum yaratıyor” ifadesini kullandı.

“Amerikalıların bu konudaki niyetinden şüphe ediyoruz” diyen İranlı bakan ise özetle şöyle konuştu: “Gerçekçi olmayan talepler, anlaşmaya varma şansını azaltacak. Eğer Amerikalılar niyetinde ciddi olduklarını gösterirse ve gerçekçi olmayan taleplerde bulunmazsa anlaşma sağlanabilir. ABD yönetiminin tehditleri, yaptırımları ve baskı kurma yönündeki yaklaşımı nedeniyle, doğrudan müzakere edemeyiz. Müzakereleri dolaylı şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.”

“Rusya destek vereceğini ve olası bir anlaşmada rol oynayacağını umuyoruz. Lavrov, bu konuda çalışmaların devam edeceği güvencesini verdi. Bu yöndeki gelişmelerle ilgili Rus ve Çinli meslektaşlarımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz.”

İsrail devrede

Bir diğer kritik görüşme Fransa’da yaşandı. İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Mossad Başkanı David Barnea, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmek üzere Paris’e gitti.

NYT: İsrail’in İran saldırısı ABD’deki çatlak nedeniyle rafa kalktı

İsrail merkezli Walla haber sitesine konuşan kaynaklar, Dermer’in İran’ın nükleer programına ilişkin gizli görüşmeler yapmak üzere Paris’e uçtuğunu, Mossad Başkanı Barnea’nın da sürece dahil olduğunu bildirdi. Kaynaklara göre, “İsrail, kendi pozisyonunu netleştirerek ABD’nin İran müzakerelerindeki tavrını etkilemeyi hedefliyor.”

The New York Times gazetesi, Trump’ın kısa süre önce İsrail’in İran’a yönelik ortak saldırı önerisini “geri çevirdiğini” yazmıştı.

İsrail, yıllardır İran’ın nükleer tesislerine yönelik geniş çaplı bir saldırı planı üzerinde çalışıyor. Ayrıca yalnızca İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldıran bir anlaşmayı kabul edilebilir bulduğunu belirtiyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rubio: Ukrayna’da ilerleme olmazsa ABD masadan kalkar

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ukrayna’da barış görüşmelerinde hızlı ilerleme kaydedilmemesi hâlinde ABD’nin arabuluculuk rolünden çekilebileceğini belirtti. Rubio, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış anlaşmasıyla hâlâ ilgilendiğini ancak somut adımlar atılmaması durumunda başka önceliklere yöneleceklerini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın önümüzdeki günlerde ilerleme görmemesi hâlinde ABD’nin Rusya ile Ukrayna arasındaki barış arabuluculuğundan çekileceğini söyledi.

Rubio, Paris’te Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ardından Reuters‘ın aktardığına göre şunları söyledi: “Bu bizim savaşımız değil… Bu işi haftalarca, aylarca sürdürmeye niyetli değiliz. Bu nedenle, bunun önümüzdeki birkaç hafta içinde mümkün olup olmadığına çok hızlı bir şekilde —birkaç günden bahsediyorum— karar vermeliyiz. Eğer mümkünse, biz varız. Değilse, odaklanmamız gereken başka önceliklerimiz var.”

Rubio, Trump’ın hâlâ bir anlaşma yapmakla ilgilendiğini ancak anlaşma olasılığına dair derhal net sinyaller görmezse başka konulara geçmeye hazır olduğunu vurguladı.

Amerikalı siyasetçi, seçim kampanyası sırasında Beyaz Saray’a döndükten sonra savaşı 24 saat içinde bitirme sözü vermişti.

Ancak başkanlık görevine başladıktan sonra, çözüm sürecinde engellerle karşılaşınca bu süreyi nisan-mayıs aylarına ertelemişti.

Rubio, dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Lavrov’un “Ukrayna krizinin temel nedenlerini güvenilir bir şekilde ortadan kaldırmak amacıyla Moskova’nın Amerikalı mevkidaşlarıyla ortak çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu teyit ettiği” belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Rubio’nun, Kiev ve Paris’teki Avrupalı liderlere de sunulan Ukrayna konulu olası anlaşmanın ana hatları hakkında Lavrov’u bilgilendirdiğini duyurdu.

Bakanlık açıklamasında, “Trump ve ABD savaşın sona ermesini istiyor ve şimdi tüm taraflara kalıcı ve uzun vadeli bir barış taslağı sundu,” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada ayrıca, Paris’te girişimin “heyecanla” karşılandığı ve bunun, tüm tarafların çaba göstermesi hâlinde barışa ulaşılabileceğini gösterdiği kaydedildi.

Kremlin ise Ukrayna’daki savaşı sona erdirme müzakerelerinin zorlu ilerlediğini açıkladı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova ve Washington’ın “hâlâ barıştan söz etmesine rağmen” Avrupa başkentlerinin “savaş şahinlerine dönüştüğünü” ve savaşın devam etmesinde ısrar ettiğini öne sürdü.

Kiev’in de çözüme direndiğini kaydeden Peskov, “Süreç oldukça zor ilerliyor,” diye ekledi.

Trump, önceki gün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den Ukrayna’da ateşkes önerisine 20 Nisan’a kadar yanıt beklediğini belirtmişti.

Trump, “Katliamların durmasını istiyoruz,” diye vurgulamıştı.

Axios‘a konuşan kaynaklara göre, Putin’in nisan ayı sonuna kadar ateşkese yanaşmaması hâlinde ABD, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamaya hazırlanıyor.

Fox News‘e konuşan kaynaklar daha önce Trump’ın Putin’den memnun olmadığını ve Rus liderin müzakere sürecini kasten uzattığına inandığını aktarmıştı.

Kanalın haberine göre Beyaz Saray, Kremlin’in “gölge filosuna” karşı sert kısıtlamalar getirmeyi değerlendiriyor.

Trump daha önce yaptığı açıklamalarda, Rus petrolü satın alan ülkelere yüzde 50’ye varan gümrük vergileri getirebileceğini belirtmişti.

Trump’ın özel temsilcisi Kellogg’dan Ukrayna için ‘Almanya modeli’ önerisi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Ukrayna’dan Çin’e silah tedariki suçlaması

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Çin’in Rusya’ya topçu ve barut tedarik ettiğine dair ellerinde istihbarat bilgisi olduğunu iddia etti. Zelenskiy, Çin’in Rusya topraklarında silah üretimi organize ettiğinden şüphelendiklerini de belirtti. Rusya ve Çin ise bu iddiaları yalanladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Çin’in Rusya’ya topçu ve barut tedarik ettiğine dair ellerinde istihbarat bilgisi olduğunu öne sürdü.

Zelenskiy, bu bilgilerin hem istihbarat servislerinden hem de Ukrayna Güvenlik Servisi’nden (SBU) alındığını belirtti.

UNIAN‘ın aktardığına göre, Zelenskiy bir brifingde yaptığı açıklamada, “Önemli bir bilgi, pek hoş değil. Nihayet Çin’in Rusya Federasyonu’na silah tedarik ettiğine dair bilgi aldık,” dedi ve ekledi: “Bugün Güvenlik Servisi’nden, istihbaratlardan barut ve topçu hakkında genel bilgiye sahibiz.”

Zelenskiy ayrıca, Ukrayna’nın Çin’in Rusya topraklarında “bazı silahların” üretimini organize ettiğinden şüphelendiğini ve detayların önümüzdeki hafta açıklanacağını söyledi.

Nisan ayı başlarında Ukrayna ordusu, Donetsk oblastında Rusya ordusu için savaşan iki Çin vatandaşını esir aldığını iddia etmişti. Kısa bir süre sonra Zelenskiy, Kiev’in Rusya ordusu saflarında 150’den fazla Çin vatandaşının savaştığına dair bilgiye sahip olduğunu duyurmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise bu iddiaları yalanladı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, iddiaları “tamamen yalan” olarak nitelendirdi ve Çin’in çatışmanın çözümü konusunda dengeli ve sorumlu bir duruş sergilediğini belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cian da benzer bir açıklama yaparak, Pekin’in Ukrayna’daki çatışmalara katılmak üzere asker göndermediğini vurguladı.

Reuters‘a konuşan bir kaynağa göre, “Çinli yetkililer gerçekten de savaş taktiklerini incelemek amacıyla Çin Halk Kurtuluş ordusu (ÇHKO) subaylarını Rusya’ya gönderdi.”

Ajansın iddiasına göre, bu askerler Rusya topraklarında cephe gerisinde bulunuyor ve Rus birliklerinin eylemlerini gözlemlemek için temas hattına yakın bölgelere seyahat ediyorlar.

Kaynak, bu ziyaretlerin “yalnızca” Moskova ve Pekin’in rızasıyla gerçekleştiğini savundu.

Xi, Kim ve Putin Zafer Günü için Kızıl Meydan’da buluşacak mı?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English