Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Moldova Başbakanı: Transdinyester, AB’nin mali yardımını reddetti

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Transdinyester Cumhuriyeti yetkililerinin, doğalgaz alımları için AB’nin sunduğu mali yardımı reddettiğini açıkladı. Recean, Tiraspol’ün kararına rağmen, Moldova hükümetinin Macar bir şirket aracılığıyla Dinyester’in sol yakasına doğalgaz transitini engellemeyeceğini belirtti.

Transdinyester yönetimi, doğalgaz alımları için Avrupa Birliği’nin (AB) sunduğu mali yardımı kabul etmedi. Moldova Başbakanı Dorin Recean, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Tiraspol’ün bu kararına rağmen, Moldova hükümetinin, Macar bir şirket aracılığıyla Dinyester’in sol yakasına doğalgaz transitini engellemeyeceğini ifade etti.

Kişinev, Tiraspol’den doğalgaz akışının devamı karşılığında bazı adımlar atmasını talep ediyor.

Moldova hükümetinin resmi Telegram kanalından 10 Şubat sabahı yapılan açıklamada, Başbakan Dorin Recean, “Orta vadede, AB’nin 60 milyon avroluk teklifi, Transdinyester bölgesini şantaj ve enerji istikrarsızlığından kurtaracak bir çözümdü. Fakat Tiraspol bu çözümü reddetti,” ifadelerini kullandı.

Başbakan, “Tiraspol’ün reddettiği temel koşul, tüketiciler için tarifelerin kademeli olarak artırılmasıydı. Sonuç olarak, 60 milyon avroluk Avrupa yardım paketinden para alamıyorlar,” diye ekledi.

Başbakan Recean, doğalgazın, Macar enerji ticaret şirketi MET Gas and Energy Marketing AG’nin katılımıyla sol yakaya akmaya devam edeceğini belirtti.

Tedarik planına göre, MET Gas and Energy Marketing AG, Moldovagaz ile imzaladığı sözleşme uyarınca Moldova sınırına doğalgazı teslim edecek ve Tiraspol, Moldovagaz ile Tiraspoltransgaz arasındaki anlaşmaya dayanarak, Moldova sınırından bölgeye doğalgaz transitinin masraflarını peşin ödeyecek. Moldova Başbakanı, bunun “uzun vadeli soruna bir çözüm olmadığını” vurguladı.

Recean, açıklamasında, Kişinev’in transite izin vermesi karşılığında Tiraspol’ün “açıklık gösteren birkaç adım atmasını” beklediklerini belirtti.

Bu adımlar arasında siyasi tutukluların serbest bırakılması, Ribnitsa’daki lise sorununun çözülmesi, Moldova kamu televizyonunun yayın ağında tutulması ve 2022’de kurulan kontrol noktalarının kaldırılması yer alıyor.

Recean, Transdinyester yetkililerinin, Rusya ile olan bağları nedeniyle Avrupa yardımını reddettiğini söyledi. Başbakan Recean, “Rusya, bölge üzerindeki kontrolünü kaybetme korkusuyla Avrupa yardımını kabul etmelerine izin vermiyor,” dedi.

Ocak ayının sonunda Kommersant gazetesi, Macar enerji ticaret şirketi MET International AG’nin, muhtemelen Transdinyester’e doğalgaz tedariki için Trans-Balkan doğalgaz boru hattında kapasite rezervasyonu yapmaya başladığını bildirmişti.

DİPLOMASİ

Rus siyaset bilimci Markov: Türkiye’de medeniyetler çatışması yaşanıyor

Yayınlanma

Türk-Rus Toplumsal Forumu Genel Sekreteri ve siyaset bilimci Sergey Markov, Türkiye’nin medeniyetler temelinde ikiye bölündüğünü ve bu durumun uzun yıllar devam edeceğini belirtti. Markov, laik kesimin Avrupa yanlısı, İslamcı kesimin ise Rusya ile iyi ilişkiler istediğini ifade etti. Ayrıca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ülkedeki bu ayrışmayı daha da derinleştirdiğini ifade etti

Türk-Rus Toplumsal Forumu Genel Sekreteri ve tanınmış siyaset bilimci Sergey Markov, Telegram kanalında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararını ele aldı.

Markov, Türkiye’nin medeniyetler temelinde ikiye bölündüğünü ve bu durumun uzun yıllar devam edeceğini savundu.

Markov, Türkiye’deki bu ayrışmayı şu sözlerle ifade etti: “Türkiye, medeniyetler açısından ikiye bölünmüş durumda. Bir yarısı laik Türkiye’den yana, diğer yarısı ise İslamcı Türkiye’den yana.”

Laik kesimin Avrupa yanlısı olduğunu savunan Markov, İslamcı kesimin ise çok yönlü dış politika izleyerek Rusya ile iyi ilişkiler kurmak istediğini vurguladı.

Markov, “Laik ve Avrupa yanlısı Türkler, genellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük şehirlerde ve sahil bölgelerinde yaşıyor. Bu nedenle, Erdoğan’a karşı olan muhalefet bu şehirlerde daha güçlü. Bu kesimin gelir düzeyi ve eğitim endeksi daha yüksek ve daha aktifler,” dedi.

İslamcı kesimin ise genellikle kırsal bölgelerde yaşadığını ve iktisadi olarak daha dezavantajlı olduğunu kaydeden Markov, “İslamcı Türkiye’yi destekleyenler ise genellikle kırsal bölgelerde yaşıyor ve zengin değiller. Ancak seçimlere katılım oranları daha yüksek,” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın, medeniyet olarak laik Türkiye’ye daha yakın olduğunu belirten Markov, siyasi işbirliğinin ise İslamcı kesimle yapıldığını söyledi.

Markov, “Rusya, medeniyet olarak laik Türkiye’ye daha yakın. Ancak, laik kesim Rusya’nın düşmanlarıyla işbirliği yapıyor. Bu nedenle, Rusya siyasi olarak İslamcı Türkiye ile işbirliği yapıyor,” diye ekledi.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının Türkiye’deki bu ayrışmayı daha da derinleştirdiğini savunan Markov, şöyle devam etti:

“Laik Türkiye’nin lideri konumundaki İmamoğlu’nun tutuklanması, ülkedeki bu iki kesimin doğrudan çatışmasına yol açtı. Mahkeme, İmamoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Bugün milyonlarca kişinin katılımıyla yasaklı protesto gösterileri bekleniyor.”

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çekya Cumhurbaşkanı, Ukrayna’ya asker göndermeye hazır olduklarını açıkladı

Yayınlanma

Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Rusya ile savaşın sona ermesinin ardından Ukrayna’da kurulacak barışı koruma misyonuna katılmaya hazır olduklarını açıkladı. Pavel, Çekya’nın Ukrayna’ya güvenlik garantisi verecek ülkeler arasında yer alacağını ve NATO üyeliği konusunun da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, European Pravda gazetesine verdiği mülakatta, Rusya ile savaşın sona ermesinin ardından Çekya’nın Ukrayna’daki barışı koruma misyonuna katılmaya hazır olduğunu belirtti.

Pavel, Prag’ın, Kiev ile Moskova arasındaki anlaşmaların uygulanmasını denetlemek üzere asker göndermeye istekli ülkelerden oluşacak “gönüllüler koalisyonuna” katıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı, bu konudaki görüşmelerin devam ettiğini ve “ortak bir askeri birlik gönderme isteği ortaya çıkar çıkmaz Çekya’nın da bunun bir parçası olacağını” ifade etti.

Prag’ın, Ukrayna’ya güvenlik garantisi verecek ülkeler arasında yer almayı planladığını da belirten Pavel, bunun “kendilerini korumak” adına yapılması gerektiğini öne sürdü.

Pavel, siyasilerin bu konuda “farklı görüşleri olabileceğini”, ancak buna istekli “güçlü bir Avrupa grubu olursa”, “Çekya’nın da bunların arasında olması gerektiğini” söyledi.

Bunun yanı sıra Pavel, Ukrayna’daki güvenliğin iki temel faktörle -Avrupalı barış güçleri ve Amerikan kurumlarının ülkedeki aktif katılımı- sağlanacağını belirtti.

Ayrıca Pavel, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini, zira “siyasilerin gelip geçtiğini” ve üç yıl sonra ABD’de bu konuda farklı bir bakış açısına sahip olabilecek başka bir yönetimin olabileceğini de sözlerine ekledi.

Rusya ile ihtilafın sona ermesinin ardından Ukrayna’ya barış gücü gönderme misyonuna İngiltere ve Fransa öncülük ediyor.

The Times‘ın haberine göre; Türkiye, Kanada ve Avustralya da bu amaçla asker göndermeyi kabul etti.

30’dan fazla ülke ise misyona silah ve lojistik destek dahil olmak üzere destek vermeye hazır olduğunu ifade etti.

Toplamda “gönüllüler koalisyonu” Ukrayna’ya 30 bin civarında barış gücü askeri gönderebilir.

İngiltere, bu askerleri “barış anlaşmasını korumak ve Rusya’yı caydırmak için ne kadar gerekiyorsa” o kadar uzun süre boyunca bölgede tutmayı planlıyor.

Koalisyon ülkeleri, taahhütlerin detaylarını görüşmek üzere 27 Mart’ta yeniden bir araya gelecek.

Bu arada Çin de inisiyatife göz atmaya başladı.

Welt‘in AB diplomatik çevrelerindeki kaynakları, Pekin’in diplomatları aracılığıyla misyona katılım konusunu “yokladığını” ve Avrupalı ülkelerin böyle bir adımı kabul edip etmeyeceğini araştırdığını bildirdi.

Gazetenin kaynakları, Çin’in “gönüllüler koalisyonuna” dahil edilmesinin, Rusya’nın barış anlaşmasının imzalanmasının ardından yabancı askerlerin Ukrayna’da bulunmasına rıza gösterme ihtimalini “daha olası” hâle getireceğini vurguladı.

Daha önce Bloomberg‘e konuşan Kremlin’den ismi belirtilmeyen kaynaklar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barış gücü olarak Avrupa birliklerinin katılımına karşı çıkarak, özellikle Çin’den veya diğer “tarafsız” ülkelerden asker görmek istediğini belirtmişti.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise NATO güçlerinin herhangi bir bayrak altında Ukrayna’da bulunmasının, savaşın asıl gerekçelerinin ortadan kalkmadığı anlamına geleceğini açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Beyaz Saray, 20 Nisan’a kadar ateşkes anlaşması hedefliyor

Yayınlanma

Bloomberg’in haberine göre, Beyaz Saray, Rusya ve Ukrayna arasında 20 Nisan’a denk gelen Paskalya’ya kadar bir ateşkes anlaşması sağlamayı hedefliyor. ABD yönetiminin bu hedefi, taraflar arasındaki ciddi görüş ayrılıkları nedeniyle risk altında bulunuyor.

Bloomberg‘e konuşan kaynaklara göre, Beyaz Saray, Rusya ve Ukrayna arasında birkaç hafta içinde ateşkes sağlanmasını umuyor ve 20 Nisan’da kutlanacak Paskalya’ya kadar bir anlaşmaya varılmasını hedefliyor.

ABD yönetiminin 20 Nisan’a kadar anlaşma yapmayı hedeflediği belirtilirken kaynaklar, iki taraf arasındaki ciddi görüş ayrılıkları nedeniyle bu takvimin değişebileceğini de kabul ediyor.

Rusya’nın daha önce Kiev’e silah sevkiyatının durdurulması talebinde bulunduğu ve bunun bir barış anlaşması için gerekli olduğu hatırlatılıyor.

Bloomberg, bu talebin Ukrayna ve müttefikleri tarafından reddedildiğini belirtiyor.

Ajansın kaynaklarına göre, mart ayının başlarında önemli silah sevkiyatlarını kısa süreliğine askıya alan Beyaz Saray, bu konuda herhangi bir kısıtlamayı henüz kabul etmedi.

Bugün Ukrayna ve Rusya heyetleri, Suudi Arabistan’da ABD heyetleriyle bir araya geldi.

Habere göre, görüşmelerde tarafların, Rusya ve Ukrayna devlet başkanlarının ABD Başkanı Donald Trump ile ayrı ayrı yaptığı telefon görüşmelerinde üzerinde anlaştıkları, enerji tesislerine yönelik 30 günlük saldırıların durdurulmasının “uygulanması ve denetlenmesine ilişkin teknik detayları” ele alması bekleniyor.

Görüşmelerin ayrıca Karadeniz’deki ateşkesin olası genişletilmesine odaklanacağı belirtiliyor.

Ajans, Moskova ve Kiev temsilcilerinin, Mart 2022’de İstanbul’da bir araya geldiklerinden ve bir barış anlaşmasına varamadıklarından beri ilk kez çatışmayı sona erdirmek için paralel görüşmelere katılacaklarını vurguluyor.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, Rusya’yı toplantıda üst parlamento kanadı Federasyon Konseyi Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Grigoriy Karasin ve Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB) Direktörü Danışmanı Sergey Beseda’nın temsil edeceğini belirtmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD heyetinde yer alacak isimleri henüz açıklamadı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English