Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

NATO yetkilisi: Batılı yatırımcıların silah endüstrisinden uzak durması aptalca

Yayınlanma

NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, finans kuruluşlarını artan güvenlik tehditlerine uyum sağlamaya çağırırken, Batılı derecelendirme kuruluşları, bankalar ve emeklilik fonlarının savunma yatırımlarından kaçınmakla “aptallık” ettikleri iddiasında bulundu.

Bauer, yatırımcıların “kolektif savunmadaki” rollerini anlamamalarının, Ukrayna savaşının ardından önemli hükümet fonlarını kaçırma riski anlamına geldiğini söyledi.

Bauer, “Trilyonlarca dolar sizi neden ikna etmiyor? Ticari içgüdülerinize ne oldu? Aptal mısınız siz? Ben de emeklilik fonlarına bunu söylüyorum. Aptal mısınız?” diye sordu.

Yatırım getirisine bakıldığı takdirde bile, “önümüzdeki 20 yıl boyunca harcanacak çok fazla para” olduğunu savunan NATO yetkilisi, “Bu, Çin ve ABD arasındaki gücün yeniden dengelenmesiyle ilgili. Eğer tektonik plakalar kayarsa, depremler olur. Jeopolitik güç plakaları değişirse savaşlar olur. Dünya savaşları olacağını sanmıyorum ama şu anda gördüğümüz gibi bölgesel savaşlar muhtemelen yakın geleceğimizin bir parçası olacak,” dedi.

Almanya’nın Rheinmetall ve Norveç’in Kongsberg Gruppen gibi birçok büyük Avrupa silah şirketinin hisseleri, hükümetin tank, füze ve top siparişlerinin artması ve yatırımcıların NATO’nun yeniden silahlanmasının önümüzdeki yıllarda kazançları artıracağına dair bahisleri nedeniyle geçtiğimiz yıl yükseldi. 

Fakat bazı Avrupa bankaları, silah üreticilerinin üretimlerini artırmalarına yardımcı olmak için onlara kredi verme konusunda hala isteksiz. Bu durum özellikle daha geniş bir tedarik zinciri için hayati önem taşıyan küçük üreticiler için ciddi bir sorun teşkil ediyor.

NATO ülkelerindeki savunma girişimlerine yapılan risk sermayesi yatırımları 2019’dan bu yana dört kat artmış olsa da, Avrupa’daki bazı kurumsal fonların çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) kaygıları nedeniyle silahlanmaya yatırım yapması hâlâ yasak.

AB ortak bütçesinde de savunmaya yönelik doğrudan yatırımlara ilişkin bir yasak bulunuyor.

Üç yıllık görev süresinin ardından bu ayın sonunda NATO’daki görevinden ayrılacak olan Hollandalı deniz subayı Bauer, bu politikaların geçerliliğini yitirdiğini savundu.

NATO yetkilisi, “Hâlâ insanları öldürdükleri için savunma yeteneklerine yatırım yapmanın etik olmadığını söyleyen emeklilik fonları ve bankalar var. Bir de sürdürülebilirlik hedefleri meselesi var ve onlara şunu söylüyorum: gidin ve Gazze’yi ziyaret edin. Gidin ve Ukrayna’yı ziyaret edin. Gidin ve Yemen’i ziyaret edin. Gidin ve Suriye’yi ziyaret edin ve bir bakın. Savaşın ne yaptığını göreceksiniz,” dedi.

Bauer, “caydırıcılık amacıyla savunmaya yatırım yapmanın” aslında “en iyi sürdürülebilirlik önlemi” olduğunu ileri sürdü.

Bauer ayrıca doğudaki bazı NATO üyelerine “Rusya’ya ve tehdide daha yakın oldukları için” daha düşük kredi notu verildiğine dikkat çekti. NATO yetkilisi, “Eğer NATO’nun bir parçasıysanız, cezalandırılmak yerine bir bonus alacağınız varsayılır,” diyerek buna tepki gösterdi.

S&P Global Ratings geçen yıl mayıs ayında Estonya, Litvanya ve Letonya’nın notunu düşürürken Ukrayna’daki savaşın üç Baltık ülkesi üzerindeki iktisadi etkisini gerekçe göstermişti.

“Stratejik düşünme eksikliğinin bazen şaşırtıcı olabildiğini” kaydeden Bauer, işletmeler için sadece bir sonraki çeyreğe bakmanın yeterli olmadığını savundu.

Çok sayıda iş insanı için güvenlik tehdidinin “hâlâ çok uzakta bir şey” olduğunu fakat durumun böyle olmadığını savunan Bauer, geçen yıl Los Angeles’ta Amerikalı bir finansçının ev sahipliğinde düzenlenen bir finans toplantısına katıldıktan sonra “şok olduğunu”, orada askeri üniforma giyen tek kişinin kendisi olduğunu ve savunmanın kimsenin radarında olmadığını söyledi.

Bauer, “Paranın güvenlikten kopuk olduğu fikri endişe verici çünkü ekonomiler ancak istikrarlı ve güvenli bir ülkede gelişir. Ve bu istikrar ve güvenlik 75 yıldır NATO tarafından garanti altına alınmıştır,” iddiasında bulundu.

Savunmanın bir maliyet değil yatırım olduğunu savunan Bauer, “Ve pek çok insanın kafasında değişmesi gereken şey de budur. Yatırımcıların, derecelendirme kuruluşlarının vs. kafasında bu otomatik bir bağlantı gibi görünmüyor [bu süreç] rahatsız edici derecede yavaş,” dedi.

DİPLOMASİ

Çin’in yeni Fransa Büyükelçisi ilişkilerde ‘daha fazla ilerleme’ sözü verdi

Yayınlanma

Çin, Lu Shaye’nin yerine Kuzey Afrika ve Avrupa işlerinde deneyimli bir diplomatı Fransa Büyükelçisi olarak atadı.
Deng Li, salı günü Fransız protokol şefi Frederic Pied’e güven mektubunu sunarak görevine başladı.

“Çin-Fransa ilişkilerinin sağlam bir temeli ve geniş perspektifleri var. İkili ilişkilerin daha da ilerlemesine katkıda bulunmak için Fransız tarafıyla birlikte çalışmaya kararlıyım” dedi.

Aynı zamanda Monako Büyükelçisi olarak da görev yapacak olan Deng’in ataması, Fransa’nın yeni Başbakanı Francois Bayrou’nun konyak ihracatı konusundaki ticari anlaşmazlıkta ilerleme sağlamak amacıyla Çin’e yapacağı ziyaret öncesinde gerçekleşti.

Duyuru Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından pazartesi günü Fransız büyükelçileriyle yapılan yıllık bir konferansta yapıldı. Reuters’e göre Macron, Bayron’un seyahatinin tarihini açıklamadı.

60 yaşındaki Deng, 2021 yılından bu yana dışişleri bakan yardımcılığı görevini yürütüyordu. Deng bundan önce 2015-2020 yılları arasında Türkiye Büyükelçisi ve Batı Asya ve Kuzey Afrika İşleri Daire Başkanı olarak görev yapmıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Paşinyan, Aliyev’in açıklamalarına yanıt verdi

Yayınlanma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in söylemlerine rağmen Ermenistan’ın barış stratejisine bağlı kalacağını belirtti. Paşinyan, ulaşım projeleri ve sınır güvenliği mekanizmaları gibi somut tekliflerle barış anlaşmasının tamamlanması için Azerbaycan’ın olumlu yanıtını beklediklerini dile getirdi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan’ın son dönemdeki açıklamalarıyla bölgesel gerilimi tırmandıracağını iddia ederek Erivan’ın barış arayışını sürdürme kararlı olduğunu dile getirdi.

Devlet haber ajansı Armenpress‘e mülakat veren Paşinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Ermenistan’ı “faşist bir devlet” olarak nitelediği açıklamalarına yanıt verdi.

“Belki de Bakü, bölgede tırmanışa zemin hazırlamak için ‘meşruiyet’ oluşturmaya çalışıyor,” diyen Paşinyan, “Biz bu yola girmeyeceğiz ve barış stratejisine bağlı kalmaya devam edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan Paşinyan, sınırların belirlenmesi, bir barış anlaşmasının nihayete erdirilmesi, “Barışın Kavşağı” isimli ulaşım projesinin uygulanması ve önceki çatışmalarda kaybolan kişilerin akıbetinin belirlenmesi gibi insani meselelerin çözümüne odaklanmayı sürdüreceklerini belirtti.

Paşinyan, her iki ülkenin birbirine yönelik olumsuz algılarını kabul etmesi ve ele alması gerektiğini ifade etti.

“Bu karşılıklı algılar, yıllar boyunca süregelen çatışmalara yol açtı,” diyen Paşinyan, “Barış gündemi, bu algıların tartışılmasını ve ele alınmasını içeriyor,” değerlendirmesini yaptı.

Paşinyan, barış anlaşmasının taslak metninde kalan iki maddelik anlaşmazlık için çözüm önerileri sunduklarını ve Azerbaycan’ın olumlu yanıt vermesi hâlinde anlaşmayı imzalamaya hazır olduklarını dile getirdi.

Ayrıca, Aliyev’in Ermenistan üzerinden bir “koridor” talebine karşılık, Ermenistan’ın kendi “Barışın Kavşağı” projesini önerdiğini belirtti. Bu proje, Azerbaycan’ın farklı bölgeleri arasında Ermenistan üzerinden geçişlere izin verecek ulaşım bağlantılarının yanı sıra, Ermenistan’ın Azerbaycan üzerinden kendi bağlantılarını oluşturmasını içeriyor.

“Yerash-Sadarak-Ordubad-Meğri-Zengezan demiryolunun açılması konusunda Azerbaycan’a çok somut bir teklif sunduk,” ifadesini kullanan Paşinyan, “Bu sadece bir teklif değil, somut sorunlara somut bir çözümdür,” şeklinde konuştu.

Paşinyan, Azerbaycan’ın Ermenistan’daki askerî reformlara ilişkin endişelerine yanıt vererek, ülkesinin savunma kapasitesini koruma hakkını dile getirdi.

Başbakan, “Ermenistan Cumhuriyeti’nin askerî reform gündeminde tek bir gayri resmi unsur bile yoktur. Kimse Ermenistan Cumhuriyeti’nin savunulabilir bir orduya sahip olma hakkını sorgulayamaz,” dedi.

Askerî yığınağa ilişkin karşılıklı endişelerin giderilmesi amacıyla bir ikili silah kontrol mekanizması kurulmasını önerdiklerini belirten Paşinyan, bu teklifin Bakü’nün yanıtını beklediğini söyledi.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ateşkes ihlalleriyle ilgili suçlamalara da değinen Paşinyan, iki ülkenin bu iddiaları araştırması için ortak bir mekanizma kurulmasını önerdiklerini ancak bu girişimin de Azerbaycan tarafından yanıt beklediğini ifade etti.

Paşinyan, iki ülkenin sınır belirleme komisyonlarının ocak ayında bir araya geleceğini doğruladı. “2024’teki sınır belirleme konusundaki olumlu deneyimin, sakin ve çalışmaya odaklı bir ortamda geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Biz böyle bir çalışma için hazırız,” diye ekledi.

Azerbaycan ve Ermenistan sınır görüşmelerinde yeni tur planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB’den Trump’a Grönland tepkileri

Yayınlanma

Donald Trump’ın Grönland’ı askeri yöntemleri de dışlamadan ABD’ye bağlamak istediğini bir kez daha söylemesi, AB içinde rahatsızlığa neden oldu.

Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland, AB üyesi olmamakla birlikte “AB’ye bağlı Denizaşırı Bölge” olarak sınıflandırılıyor ve mineral zengini bu dev adada yaşayan yaklaşık 57.000 kişiden sadece 2.000’i Danimarkalı değil, yani nüfusun çoğunluğu AB vatandaşlarından oluşuyor.

Danimarka, Grönland’ın 1985 yılında yapılan referandumla AB’den ayrılmasına rağmen Grönland’ın dış ve güvenlik politikasının kontrolünü elinde tutuyor.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Donald Trump’ın Grönland’ı güç kullanarak ele geçirme ihtimalini reddetmemesinin ardından, AB’nin hiçbir ülkenin “egemen sınırlarına saldırmasına” izin vermeyeceğini söyledi.

France Inter radyosuna konuşan Barrot’a, ABD’nin Danimarka topraklarını işgal etme ihtimali soruldu. Barrot buna yanıt olarak, “Avrupa Birliği’nin dünyadaki diğer ulusların, kim olurlarsa olsunlar, hatta Rusya’dan başlayarak söyleyebilirim, egemenlik sınırlarına saldırmasına izin vermesi söz konusu olamaz. Biz güçlü bir kıtayız, kendimizi daha da güçlendirmemiz gerekiyor,” dedi.

Fransız bakan, Trump’ın Grönland’ı işgal etmesini beklemediğini fakat Avrupa’nın daha güvensiz bir dünyaya karşı “uyanması” gerektiğini de sözlerine ekledi.

Barrot, Grönland, Kanada ya da Panama Kanalına yönelik “emperyalist” eylemlerin “Amerikan halkı tarafından çok kötü karşılanacağına” inandığını da söyledi.

AB’den Trump’ın Grönland açıklamalarına ilk tepki: Yorum yok

“Grönland, Grönlandılarındır”

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise salı günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın devasa Arktik adasını satın alma saplantısına cevaben, “Grönland’ın, satılık olmadığını açıkça belirttiğini” söyledi.

Frederiksen, Grönland Başbakanı Múte Egede’nin “Grönland halkı arasında Grönland’ın satılık olmadığı ve gelecekte de olmayacağı konusunda büyük bir destek olduğu konusunda çok ama çok net olduğunu” söyledi.

Frederiksen Danimarka yayın kuruluşu TV 2’ye verdiği mülakatta, “Bir yandan Amerika’nın Grönland’a olan ilgisinin artmasından memnuniyet duyuyorum. Fakatk elbette bunun, geleceklerinin ne olacağına Grönlandlıların karar vereceği bir şekilde gerçekleşmesi önemlidir,” dedi.

2019’da Trump’ın adayı satın alma teklifini “saçma” olarak nitelendiren Frederiksen, kendi geleceklerine karar vermenin Grönlandlılara bağlı olduğunu söyledi ve adada büyüyen bağımsızlık hareketini “meşru” olarak nitelendirdi.

Başbakan, “Birçok Grönlandlı arasında bağımsızlık yönünde güçlü bir istek olduğunu görebiliyorum. Bu meşrudur ve bu nedenle Grönland’ın geleceğinin [Grönland’ın başkenti] Nuuk’ta şekillenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.

Danimarka ile 2009 yılında yapılan bir anlaşma uyarınca Grönland başarılı bir referandumdan sonra bağımsızlığını ilan edebilir.

Grönland lideri Egede’nin yeni yıl konuşması sırasında ima ettiği üzere bu referandum adanın nisan ayında yapılacak parlamento seçimleriyle eş zamanlı olarak gerçekleştirilebilir.

Trump’ın basın toplantısı: İzolasyonizme eşlik eden yayılmacılık

AB ülkeleri Trump’a “toplu cevap” için istişare turunda

Financial Times’a (FT) konuşan ve son günlerde ulusal başkentler arasındaki görüşmelere katılan üst düzey bir blok yetkilisi, AB liderlerinin “Trump’ın yorumlarından derinden rahatsız olduklarını” söyledi.

Yetkililer, Trump’ın oğlunun salı günü Grönland’a yaptığı ziyaretin, seçilmiş başkanın sözlerini artık daha ciddiye alan yetkilileri ürküttüğünü de sözlerine eklediler.

“Her gün [Trump’tan] yeni bir endişe duyuyoruz,” diyen üst düzey AB yetkilisi, blok liderlerinin toplu olarak en iyi nasıl karşılık verileceği konusunda sürekli temas halinde olduklarını da sözlerine ekledi.

Trump, Panama’dan sonra Grönland’a göz dikti

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English