İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskın sonrası Netanyahu’nun BAE ziyareti ileri bir tarihe ertelendi. Netanyahu, Arap ülkeleri ile imzaladığı İbrahim Anlaşmalarının genişletilmesini yeni hükümetinin öncelikli planı olduğunu duyurmuştu.
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Ben-Gvir, sabahın erken saatlerinde İsrail polisinin yoğun koruması altında Harem-i Şerif’e girdi. Provokatif eylemleriyle tanınan aşırı sağcı Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa’ya giren görevdeki ilk İsrailli Bakan oldu. İsrailli politikacı, Mescid-i Aksa’daki statükoyu ihlal eden ve Filistinlilerce baskın olarak değerlendirilen bu eylemini, İbrani takvimine göre “Tevet” ayının 10’uncu gününde (Asara BeTevet) gerçekleştirdi.
Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa’ya giren görevdeki ilk İsrailli Bakan oldu.
Ben-Gvir’in daha önce Mescid-i Aksa’yı “ziyaret” edeceğini duyurması, işgal altındaki Filistin topraklarında tepkiyle karşılanmış ve gerilimi tırmandırmıştı. Ben-Gvir, yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.
Egemenlik ihlali
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Ancak Yahudiler, İsrail’in tek taraflı kararı ve bazı fanatik Yahudi örgütlerinin girişimleriyle, 2003’ten bu yana İslami Vakıflar İdaresinin izni olmadan polis eşliğinde kutsal mabede girerken, bu baskınlar özellikle 2022 yılında giderek artan bir hal aldı. Geçen yılın Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlaller açısından en belirgin sene olduğunu duyuran İslami Vakıflar İdaresinin verilerine göre, 2022 yılı boyunca 48 binden fazla Yahudi yerleşimci Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.
“Sorumlu Netanyahu”
Filistin Dışişleri Bakanlığı, Ben-Gvir’in baskınını “benzeri görülmemiş bir provokasyon” olarak değerlendirdi. Bakanlık, bu baskının “çatışmaların tırmanmasına yol açacak ciddi bir tehdit, çatışmaları durdurma taleplerini hiçe sayma ve Mescid-i Aksa’ya yönelik Yahudi yerleşimci baskınlarının ve ihlallerinin daha da artmasının önünün açılması” olarak görüldüğü vurgulandı. Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, şu ifadelere yer verildi: “Bakanlık, Mescid-i Aksa’ya yönelik bu açık saldırıdan Netanyahu’yu sorumlu tutmaktadır ve kardeş Ürdün Haşimi Krallığı ile koordineli olarak her düzeyde olayın takipçisi olacaktır.”
Hamas Sözcüsü Hazım Kasım da “Faşist siyonist bakan Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa baskını İsrail’in kutsal mekanların hüviyetine yönelik açtığı savaşı sürdürdüğünü gösteriyor” açıklamasını yaptı.
İİT ve Türkiye’den kınama
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İsrail’in işgal gücüyle Aksa’daki mevcut tarihi ve hukuki statüyü değiştirmeyi amaçladığına” işaret etti. Açıklamada, eylem “tüm Müslümanlara yönelik bir tahrik ve ilgili uluslararası kararların apaçık ihlali” olarak nitelendirildi. Aksa baskınının şiddetle kınandığı vurgulanan İİT açıklamasında, Kudüs, Kudüs halkı ve kutsal değerlerine yönelik tüm bu ihlallerin sonuçlarından İsrail’in sorumlu olduğunun altı çizildi. Açıklamada ayrıca uluslararası topluma “İsrail’in dini çatışmayı besleyen ve bölgede istikrarı sarsan bu radikal eylemlerinin önüne geçilmesi” çağrısında bulunuldu.
Türk Dışişleri Bakanlığı ise “Ben-Gvir’in, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirdiği provokatif eylemi endişeyle karşılıyor ve kınıyoruz” açıklamasını yaptı. Açıklamada, İsrail, Kudüs’teki dini mekanların statüsünü ve kudsiyetini ihlal edecek ve bölgede gerginliğin tırmanmasına neden olacak bu tür provokasyonların engellenmesi için sorumlulukla hareket etmeye davet edildi.
İlk kez ziyaret edecekti
Ben-Gvir’in kışkırtması İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “İbrahim Anlaşmalarını genişletme” politikasına da ilk darbeyi vurdu. İsrail; Netanyahu’nun bir önceki başbakanlığı döneminde bir dizi Arağ ülkesiyle ilişkilerini normalleştirmek için İbrahim Anlaşmalarını imzalamıştı. Netanyahu, İbrahim Anlaşmalarını genişletmenin yeni hükümetinin önceliği olduğunu açıklamıştı. Ancak Netanyahu’nun aşırı sağcı ve dindar siyonist müttefiklerinin eylem ve açıklamaları nedeniyle Netanyahu’nun bu hedefine ulaşmasına kuşkuyla yaklaşılıyordu. Nitekim yeni hükümet açıklanır açıklanmaz Ben-Gvir’in attığı adım, Netanyahu’nu zor durumda bıraktı. Yeni İsrail Başbakanı, ilk yurtdışı ziyaretini gelecek hafta BAE’ye yapmayı planlıyordu. Bir İsrail Başbakanı’nın BAE’ye ilk ziyareti olması nedeniyle ziyarete ayrıca önem veriliyordu. Netanyahu daha önceki iktidar döneminde 2021 yılının başında BAE’ye bir ziyaret gerçekleştirmeyi planlamış ancak İsrail’in erken seçim kararı nedeniyle ziyaret gerçekleşmemişti. Ancak Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa kışkırtmasından saatler sonra İsrail basını ziyaretin belirsiz bir tarihe ertelendiğini duyurdu.
Öte yandan Ben-Gvir’in kışkırtması sonrası BAE’den yapılan açıklamada İsrail, Ben-Gvir’in baskınına izin verdiği için kınanmış ve meydana gelen ciddi ve provokatif ihlalleri durdurmaya çağrıldı. Netanyahu’nun hükümeti kurma sürecinde BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Netanyahu’yu “aşırı sağcı” isimleri hükümete dahil etmeme konusunda da uyarmıştı.
“Yenilerini ekleyeceğiz”
Ziyaret ertelendi ancak Netanyahu, Arap ülkeleriyle normalleşmede ısrarcı. Baskından sonra düzenlenen kabine toplantısında konuşan Netanyahu, hedefinin “barış çemberini genişletmek” olduğunu “barış” anlaşması imzaladıkları bazı Arap ülkelerine yenilerini ekleyeceklerini söyledi. Netanyahu, “Dört ayda 4 tarihi barış anlaşması imzaladıktan sonra, 6 Arap ülkesiyle mevcut barış anlaşmalarını derinleştirmeye ve bunlara bölgedeki diğer Arap ülkeleriyle tarihi atılımlar eklemeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Geçmişte Mısır ve Ürdün ile ilişkilerini normalleştiren İsrail, Netanyahu’nun liderliğinde 2020’de Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas ile de bu çerçevede anlaşmalar imzalamıştı.