Bizi Takip Edin

AMERİKA

New York eyaleti cezaevlerindeki ölümleri bildirmeyi durdurdu

Yayınlanma

New York eyaleti Ceza İnfaz Kurumu (DOC), eski New York Şehri Belediye Başkanı Bill de Blasio döneminden kalma, bir tutukevinde biri öldüğünde basına haber verme uygulamasının sona erdiğini açıkladı.

Yeni DOC baş sözcüsü Frank Dwyer, parmaklıklar ardındaki son ölümler hakkında kamuoyunun bilgilendirilmemesi sorulduğunda, “Bu bir politika değil, bir uygulamaydı,” dedi.

Geçtiğimiz iki yıl boyunca, departmanın medya ekibi cezaevlerinde ölen kişilerin ölümünü duyuran bir basın açıklaması yayınlıyordu. Bültende genellikle kişinin adı, kaldığı yer, ölüm tarihi ve saati gibi temel bilgiler yer alıyordu.

Fakat son iki hafta içinde DOC, 14 Mayıs’ta Rikers’ta akıl hastası kişiler için özel bir birimin üst katından atladığı iddia edildikten sonra ölen 52 yaşındaki Rubu Zhao ve Cumartesi günü yetkililerin ilk olarak kalp krizi olarak etiketledikleri kafatası kırığı nedeniyle ölen 31 yaşındaki Joshua Valles de dahil olmak üzere en az iki ölüm hakkında kamuoyunu bilgilendirmedi. Valles, ölümünden günler önce DOC gözetiminden ayrılmıştı.

Gözetmenin Swain’e gönderdiği mektuba göre, Valles 20 Mayıs’ta sağlık personeline baş ağrısı şikayetinde bulunduğunda Rikers’ta özel bir tıbbi birime yerleştirilmişti. 

Raporda Valles’in daha sonra Elmhurst Hastanesine getirildiği, burada durumunun kötüleştiği ve yaşam destek ünitesine bağlandığı belirtildi. Gözlemci, hapishane yetkililerinin Valles’in hastaneye naklini 24 saatlik rapor olarak adlandırılan bölüme kaydetmediklerini söyledi.

Bunun yerine, görevli memurlar Rikers’ta tutulan fiziksel bir kayıt defterinin içine el yazısıyla bir not düşmüşler. Mart 2019’da şehrin Soruşturma Departmanı, hapishane yetkililerinin tehlikeli olayları önemli ölçüde eksik saydığı sonucuna vardıktan sonra, Islah Departmanının kayıt tutma sistemini tamamen dijitalleştirmesini tavsiye etmişti.

The Legal Aid Society’de Mahpus Hakları Projesi’nde çalışan avukat Kayla Simpson, “Bence bu, hikâyeyi kontrol etmek için hapishaneleri incelemeden tecrit etmeye yönelik bir dizi girişimin parçası,” dedi.

Şimdiki New York Şehri Belediye Başkanı Eric Adams yönetimi altında, DOC ayrıca Rikers ve diğer şehir hapishanelerinden gerçek zamanlı video izleme erişimini, kurumu denetleyen Düzeltme Kurulu üyelerine vermeyi reddetti.

Dwyer, tüm hapishane ölümlerinin departmanın sağlık işleri birimine, özel soruşturma ekibine, din görevlisine ve hukuk ekibine rapor edildiğini belirtti.

Dwyer, şehrin adli tabibinin yanı sıra eyalet başsavcılığı ve eyalet Islah Komisyonu ile de temasa geçildiğini sözlerine ekledi.

DOC’nin ölüm açıklamalarında yapılan değişiklik, departmanı denetleyen federal gözlemcinin, Islah Komiseri Louis Molina ve ekibini yakın zamanda meydana gelen bir ölüm ve diğer dört ‘hapsedilen kişilere zarar veren ciddi ve rahatsız edici olay’ hakkında düzgün bir şekilde bilgilendirmedikleri için eleştirdiği sırada geldi.

Cuma günü yayınlanan özel bir raporda federal gözlemci Steve Martin, iki hafta boyunca solunum cihazına bağlı kalan ve gardiyanlar tarafından dövüldükten sonra boynundan aşağısı felç olan bir tutukluyla ilgili medya raporlarına güvenmek zorunda kaldığını yazdı.

Molina özel raporu gizli tutmaya çalışmış ve Martin’e ‘büyük adımlar attığımız bir dönemde bunun departmana büyük zarar vereceğini’ söylemişti. Molina ayrıca raporun ‘kendi kendimizi yönetemeyeceğimize inananların ateşini körükleyeceğini’ de savunmuştu.

Martin’in Cuma günkü özel raporuna göre, izleme ekibi Valles’in durumundan ancak hastaneye kaldırıldıktan iki gün sonra haberdar oldu. Hapishane yetkilileri Martin’e Valles’in kalp krizi geçirmiş gibi göründüğünü ve herhangi bir cinayet şüphesi olmadığını söylemişti.

Martin ayrıca, Molina’nın ‘resmi bir yanlışlık olmadığını’ ve ‘vakayla ilgili başka hiçbir ayrıntı bilmediklerini’ söylediğini yazdı. Fakat Martin’in son mektubuna göre, yapılan otopside Valles’in kafatasında çatlak olduğu ortaya çıktı.

Hapishane yetkililerine göre Valles bir ay önce başka bir mahkumla kavga etmiş ama herhangi bir yaralanma rapor edilmemiş.

AMERİKA

ABD Gizli Servisi’nde büyük istifa dalgası

Yayınlanma

ABD Gizli Servisi’nde 2022-2023 döneminde 1400’den fazla personelin istifa ettiği belirtilirken, kurumun son 20 yılın en büyük personel kaybıyla karşı karşıya olduğu bildirildi.

The New York Times’ın federal verilere dayandırdığı haberine göre, 2022 ve 2023 yılları arasında ABD Gizli Servisi’ndeki 7 bin 800 çalışandan en az 1400’ü kurumdan ayrıldı.

Bu rakam, kurumun son 20 yılda yaşadığı en büyük personel kaybına işaret ediyor.

Gazete, 20’den fazla mevcut ve eski Gizli Servis çalışanıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde, ayrılan personelin çoğunlukla “en iyi eğitimli mensuplar” olduğunu ortaya koydu.

İstifaların başlıca nedenleri arasında karşılığı ödenmeyen fazla mesailer, terfi ve işe alımlardaki kayırmacılık ile insansız hava araçları gibi yeni teknolojilerin kullanımında yaşanan sorunlar yer alıyor.

Uzmanlar, Gizli Servis’in işe alım standartlarında da düşüş yaşandığına dikkat çekiyor.

Kurum, 2024 yazı itibarıyla 8 bin 100 personele ulaşmış olsa da bu sayı 2026 yılına kadar sorunsuz operasyon yürütebilmek için gerekli görülen 10 bin hedefinin oldukça altında kalıyor.

Kurum Geçici Müdürü Ronald L. Rou Jr., NYT‘ye verdiği demeçte bu zorlukları kabul ederek, kurumun eğitimli ajan sayısını artırması ve teknolojik altyapısını güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Bu toplu istifalar, siyasi kampanyalar ve çok sayıda kongrenin düzenleneceği yoğun 2024 takvimi öncesinde gerçekleşiyor. Son aylarda başkan adayı Donald Trump’a yönelik iki suikast girişiminin yaşanması durumun ciddiyetini artırıyor.

Trump, temmuz ayında Pennsylvania’daki seçim kampanyası etkinliğinde kulağından yaralanmış, eylül ayında ise Trump International Golf Club’da bir Gizli Servis görevlisi, çit dışında dürbünlü tüfek tespit etmişti.

Şüpheli şahıs, Trump’tan 270-460 metre uzaklıkta yakalanmış, üzerinde dürbünlü bir AK-47, iki sırt çantası ve bir GoPro kamera ele geçirilmişti.

İlk saldırı girişiminin ardından Gizli Servis, Trump’ın güvenlik önlemlerini artırdığını açıklamıştı. İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas olayı güvenlik zafiyeti olarak değerlendirerek bağımsız soruşturma sözü vermişti.

Fakat ikinci saldırı girişimi sonrasında, ajanların golf kulübü arazisinde önceden gerekli aramaları yapmadığı ortaya çıktı. Gizli Servis bu hatayı kabul ederek, sorumlu personel hakkında işlem başlatılacağını duyurdu.

FBI, Florida’daki olayı “Trump’a suikast girişimi” olarak soruşturuyor

Okumaya Devam Et

AMERİKA

CIA, Çin, İran ve Kuzey Kore’de casus ağını genişletiyor

Yayınlanma

CIA, Rusya’daki ‘başarılı uygulamasının’ ardından, Çin, İran ve Kuzey Kore’deki potansiyel muhbirler için güvenli iletişim talimatları yayımladı.

Associated Press‘in haberine göre, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Rusya’da gizli bilgi paylaşmak isteyenlere yönelik bir kullanım kılavuzunu ‘başarıyla test ettikten sonra’, diğer ülkelerdeki potansiyel muhbirlere de ulaşmaya karar verdi.

Kurum, internette Korece, Farsça ve Mandarin Çincesi dillerinde, potansiyel muhbirlerin ABD istihbaratıyla güvenli bir şekilde irtibata geçebilmeleri için gerekli adımları detaylandıran talimatlar yayımladı.

Kuzey Kore, İran ve Çin’de yaşayanları hedef alan bu talimatlar, kullanıcının kimliğini gizlemek için tasarlanmış özel araçlar kullanarak CIA ile internet sitesi veya dark web üzerinden iletişim kurmanın yollarını sunuyor. Teşkilat, benzer bir talimatı Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından Rusça olarak yayımlamıştı.

CIA, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Dünyanın dört bir yanından insanlar bizimle temas kurmaya çalışıyor ve biz de onlara bunu nasıl güvenli bir şekilde yapabileceklerini öğretiyoruz. Bu yöndeki çabalarımız Rusya’da başarılı oldu ve diğer otoriter ülkelerdeki insanların da iş yapmaya açık olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.”

Talimatlar Telegram, YouTube, X, Facebook, Instagram ve LinkedIn gibi sosyal medya platformlarında yayınlanıyor. CIA, kısıtlamaları aşmak ve gözetlemeyi önlemek için potansiyel muhbirlere sanal özel ağlar (VPN’ler), özel tarayıcılar kullanmalarını ve internet tarama geçmişini silmelerini öneriyor.

Teşkilat, güvenliğin, diğer faktörlerin yanı sıra, belirli bir programın seçimine bağlı olduğu konusunda uyarıda bulunuyor: “Merkezi Rusya, İran, Çin veya ABD’ye dostça davranmadığı düşünülen başka bir ülkede olmayan bir VPN sağlayıcısı kullanın.”

The Wall Street Journal‘ın geçen yıl mevcut ve eski Amerikan istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberine göre, savaştan ve Rusya’daki gelişmelerden duyulan memnuniyetsizlik, hükümet yetkilileri ve diğer Ruslar arasında muhbir toplamak için uygun bir zemin yaratıyor.

Yetkililer, CIA’in güvenli internet kanalları aracılığıyla kendisiyle temas kurma çağrısının sonuç verdiğini belirtti.

Geçen yılın mayıs ayında teşkilat özel bir Telegram kanalı oluşturdu ve burada yayınladığı mesaj ve videolarla Ruslara ABD istihbaratıyla iletişim kurma yollarını ve neden iletişime geçmeleri gerektiğini anlattı.

Şimdi Koreliler, İranlılar ve Çinliler için de paylaşımlar yapılmaya başlandı. En son ocak ayında Ruslar için yapılan paylaşımlar 47 bin ila 61 bin arasında görüntülenirken, 2 Ekim’de yeni alıcılar için yapılan paylaşımlar yaklaşık 6 bin kez görüntülendi.

New York Times, CIA’in Ukrayna’ya ‘gizli desteğini’ yazdı

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk’ın satın almasından bu yana Twitter’ın değeri yüzde 79 azaldı

Yayınlanma

Elon Musk’ın 44 milyar dolara satın aldığı Twitter’ın (şimdiki adıyla X) değeri, Fidelity’nin son değerlemesine göre yüzde 79 oranında düşerek yaklaşık 9,4 milyar dolara geriledi.

TechCrunch‘ın haberine göre, danışmanlık firması Fidelity’nin son değerlemesi, Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X’in (eski adıyla Twitter) değerinin, orijinal satın alma fiyatı olan 44 milyar doların dörtte birinden daha azına düştüğünü ortaya koydu.

Bu değerleme, ağustos sonu itibarıyla X’teki hissesinin değerini yüzde 78,7 oranında azaltan Fidelity Blue Chip Growth Fund’ın yakın zamanda açıklanan verilerine dayanıyor.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, Fidelity başlangıçta mavi çip fonu aracılığıyla X’e 19,66 milyon dolar yatırım yapmıştı.

Bu, Fidelity’nin X’teki hissesinin değerinde gördüğü ilk düşüş değil.

Daha önce, temmuz sonu itibarıyla Fidelity, X’teki hisselerine yaklaşık 5,5 milyon dolar değer biçmişti. Yüzde 78,7’lik düşüş, Fidelity’nin şu anda X’e bir bütün olarak yaklaşık 9,4 milyar dolar değer biçtiği anlamına geliyor.

X, aynı adı taşıyan bir sosyal ağ geliştiren Amerikan teknoloji şirketi. Eskiden Twitter olarak bilinen platform, şirketin şu anki sahibi Elon Musk tarafından yeniden yapılandırıldıktan sonra adını değiştirdi. Musk, Twitter’ı 27 Ekim 2022 tarihinde satın almıştı.

Elon Musk, “trans yasasını” gerekçe göstererek şirketlerini California’dan taşıma kararı aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English