Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Nijerya Devlet Başkanı’nın 11. uçağı tartışma yarattı

Yayınlanma

Ülke son on yılların en kötü ekonomik krizini yaşarken Nijerya Devlet Başkanlığı milyonlarca dolarlık bir jeti hava filosuna katması tartışma yarattı.

Geçen yıl Devlet Başkanı seçilen Bola Tinubu, “kısa bir çalışma ziyareti”nde bulunduğu Fransa’ya yeni uçağı Airbus A330’la uçtu. Financial Times’ta yer alan habere göre Nijeryalıların yeni uçağı ilk kez bu ziyaret sırasında öğrendi. Bu, Tinubu’nun geçen yıl göreve başlamasından bu yana Fransa’ya yaptığı en az dördüncü ziyaretti.

Pistten gelen görüntüler, her geçen gün ekonomik koşulları daha da zorlaşan halkın gerçeklerinden kopuk olmakla eleştirilen Tinubu hükümetine yönelik öfkeyi tetikledi. Eski Eğitim Bakanı Oby Ezekwesili, yeni jeti, geçen yıl mayıs ayında iktidara gelen hükümetin “mali sorumsuzluğunun ve taşkınlığının” bir sembolü olarak nitelendirdi.

Eski başkan adayı Peter Obi ise dürüstlük çağrısında bulundu. X’te yaptığı paylaşımda “Hükümet, parasını harcadığı halka yeterli bilgi vermezse, hiçbir şey kaybetmez ama saygınlığını yitirir” dedi.

Abuja merkezli Demokrasi ve Kalkınma Merkezi’nde araştırma analisti olan Afolabi Adekaiyaoja, yeni jeti “bu hükümetin halktan ne kadar kopuk göründüğünün talihsiz bir metaforu” olarak niteledi: “Yönetim vatandaşlardan sıkıntı ve tasarrufa katlanmalarını isterken sadece belirli bir azınlık için harcama yapılıyor.”

Eleştiriler üzerine bir açıklama yapan Devlet Başkanlığı sözcüsü Bayo Onanuga, uçağın Nijerya Senatosu Güvenlik Komitesi’nin tavsiyesi üzerine satın alındığını, Tinubu’nun son Suudi Arabistan seyahatinde kullanılan 19 yaşındaki eski uçağın arıza yaptığını söyledi.

Onanuga ayrıca, uçağın “piyasa fiyatının çok altında satın alındığını, Nijerya’nın her yıl milyonlarca dolara varan bakım ve yakıt maliyetlerinden büyük tasarruf sağladığını” belirtti. Hükümet, uçak için ne kadar ödendiğini açıklamadı, ancak yerel medya yaklaşık 100 milyon dolar civarında olduğunu tahmin ediyor. Onanuga, “Yeni uçak, geniş ve son teknoloji havacılık sistemleri, özel iç dizayn ve iletişim sistemi ile donatılmıştır” diye ekledi.

A330 jetinin filoya eklenmesiyle Nijerya’nın başkanlık filosundaki uçak ve helikopter sayısı 11’e yükseldi. Ancak diğer 10 uçak önceki hükümetlerden devralındı ve bunlardan üçü satışa sunulmuş durumda.

Yönetişim analisti Joachim MacEbong, savurgan harcamaların jetlerle ve hatta federal hükümetle sınırlı olmadığını, eyalet düzeyindeki yönetimleri de kapsadığını söyledi. MacEbong, “Harcama önceliklerine bakarsanız, hükümetin Nijeryalıların yaşadığı zorlukların farkında olmadıklarını görürsünüz” dedi.

Birçok Nijeryalı, Tinubu’nun geçen yıl imzaladığı bütçede yaşam alanını yenilemek için 2,9 milyar naira, eşinin ofisi için araçlara 1,5 milyar naira ve araç alımları da dahil diğer maliyetler için 28 milyar naira ayrılmasına tepkiliydi. Ayrıca, 2015 yılında bir önceki hükümet tarafından terk edilen, Başkan Yardımcısı Kashim Shettima’nın resmi konutunun yenilenmesinin tamamlanması için 14 milyar naira daha harcandı.

Protestolarda 21 kişi hayatını kaybetti

Nijerya’nın 1990’lardan bu yana yaşadığı en kötü ekonomik kriz milyonlarca insanı daha da perişan etti; enflasyon neredeyse on yılın en yüksek seviyesine ulaştı ve naira iki devalüasyonun ardından geçen yıl ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 70 değer kaybetti.

Tinubu’nun ekonomi üzerindeki “bozucu” etkileri ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu savunduğu önlemlerin bir parçası olarak göreve geldiği ilk gün akaryakıt sübvansiyonlarını kaldırmasından bu yana akaryakıt fiyatları üç kat arttı.

Artan akaryakıt fiyatlarının daha da tetiklediği hayat pahalılığına karşı bu ay başı düzenlenen 10 günlük protestolarda 21 kişi hayatını kaybetti, binden fazla kişi tutuklandı. Protestolarda çıkan şiddet olayları nedeniyle bazı eyaletlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Ortadoğu

İran meclisi, UAEA ile işbirliğini askıya alma tasarısını onayladı

Yayınlanma

İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu, ABD’nin ülkedeki üç nükleer tesise yönelik saldırısının ardından, hükümeti Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile tüm işbirliğini askıya almaya zorlayan yasa tasarısını onayladı. Tasarı, nükleer tesislerin güvenliği garanti altına alınana kadar kamera kurulumu, denetimler ve müfettiş girişleri gibi tüm faaliyetlerin durdurulmasını öngörüyor.

İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu, ABD’nin ülkedeki üç nükleer tesise yönelik saldırısının ardından, hükümeti Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile tüm işbirliğini askıya almaya zorlayan yasa tasarısını kabul etti.

IRNA ajansının aktardığına göre tasarı, nükleer tesislerin güvenliği garanti altına alınana kadar denetimler ve müfettiş girişleri de dahil olmak üzere tüm faaliyetlerin durdurulmasını içeriyor.

Komisyon Sözcüsü İbrahim Rızai, pazartesi günü öğleden sonra yapılan toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Rızai, “Hükümeti Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliğini askıya almaya zorunlu kılan tasarı gündeme alındı ve maddelerinin incelenmesinin ardından genel hatları komisyon üyelerince onaylandı,” dedi.

İran, Katar’daki ABD üssünü vurdu

Denetimler ve müfettiş girişleri durdurulacak

Sözcü Rızai, kabul edilen tasarının içeriğine ilişkin detayları da paylaştı. Rızai, “Bu tasarıya göre hükümet, kamera kurulumu, denetimler, müfettişlerin girişi veya ajansa rapor sunulması gibi ajansla olan her türlü işbirliğini askıya almakla yükümlü olacak. Bu durum, ülkemizin nükleer merkezlerinin güvenliği garanti altına alınana kadar devam edecektir,” ifadelerini kullandı.

Karar, Amerika Birleşik Devletleri’nin pazar günü şafak vaktinde İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan’daki üç nükleer tesisine saldırı düzenlemesinin ardından geldi.

İran’dan meşru müdafaa vurgusu

Saldırının ardından İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, yayımladığı mesajla ülkesinin tüm seçenekleri saklı tuttuğunu belirtti.

Arakçi, “Birleşmiş Milletler Antlaşması ve meşru müdafaa çerçevesinde karşılık verme izni veren hükümleri uyarınca İran, egemenliğini, çıkarlarını ve halkını savunmak için tüm seçenekleri saklı tutmaktadır,” dedi.

İran Atom Enerjisi Kurumu da bir bildiri yayımlayarak saldırıyı kınadı. Bildiride, Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerin, uluslararası hukuka ve özellikle Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) aykırı, vahşice bir eylemle hedef alındığı vurgulandı.

Kurum, “Bu milli sanayinin gelişim yolunun durdurulmasına izin vermeyeceğiz,” açıklamasında bulundu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İran, Katar’daki ABD üssünü vurdu

Yayınlanma

İran devlet televizyonu, Katar’daki el-Udeyd Hava Üssü’nü hedef alan bir askeri operasyon başlattığını duyurdu. Saldırının ardından ABD’nin Irak, Bahreyn, Kuveyt ve Katar’daki askeri üslerinde en yüksek alarm seviyesine geçildiği bildirildi.

İran devlet televizyonu, geçtiğimiz saatlerde yaptığı duyuruyla Katar topraklarında bulunan Amerikan el-Udeyd Hava Üssü’ne karşı askeri operasyonun başladığını bildirdi.

Saldırının ardından ABD’nin Irak ve Orta Doğu’daki diğer üslerinde en yüksek düzeyde alarm durumuna geçildi.

El-Udeyd, ABD’nin Orta Doğu’daki en büyük hava üssü olma özelliğini taşıyor ve ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) operasyon karargahına ev sahipliği yapıyor.

Saldırının detayları ve hedefleri

Axios portalının İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Tahran emirliğe doğru altı füze fırlattı. İsrailli Ynet portalı ise bir kaynağa atıfta bulunarak İran’ın Irak’taki bir hedefe bir, Katar’daki hedeflere ise 10 füze ateşlediğini yazdı.

Sky News‘in aktardığına göre, el-Udeyd üssünde az sayıda İngiliz askeri ve askeri teçhizatı da bulunuyor.

Yerel kaynaklar, Katar’ın başkenti semalarında uçan birkaç cismin görülebildiğini ve muhtemelen hava savunma sistemlerinin çalışmasıyla ortaya çıkan patlama seslerinin duyulduğunu bildirdi.

ABD, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidine karşı hazırlıklara başladı

Bölgedeki üslerde alarm durumu

Reuters ajansı, ABD’nin Irak’taki hava üssünde ve Irak merkezli Şafak News portalına göre Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’nde maksimum muharebe hazırlığı durumuna geçildiğini duyurdu.

İran devlet televizyonu ise Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Irak’taki çeşitli ABD üslerinde alarm sirenlerinin çaldığını aktardı.

Taraflardan ilk tepkiler

İran Silahlı Kuvvetleri, ülkeye yönelik hiçbir saldırgan eylemin yanıtsız bırakılmayacağı taahhüdünde bulundu.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ve ABD Genelkurmay Başkanı Dan Cain, “durum odası” olarak adlandırılan merkezde gelişmeleri anlık olarak koordine ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği Ofisi, İran’ın saldırısına ilişkin yaptığı yorumda, devam eden misillemelerin istikrarsızlığı daha da kötüleştirdiğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidine karşı hazırlıklara başladı

Yayınlanma

ABD’li askeri yetkililer, İran’ın küresel petrol ve gaz sevkiyatının beşte birinin yapıldığı Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidine karşı acil durum planları hazırlıyor. The New York Times’ın haberine göre Pentagon, İran’ın füze ve İHA saldırılarından endişe ederken, ABD donanması da bölgedeki gemilerini daha az savunmasız hale getirmek için dağıtma yoluna gidiyor.

ABD’li askeri yetkililer, İran’ın Basra Körfezi ile Umman Körfezi’ni birbirine bağlayan ve küresel petrol ile gaz sevkiyatı için hayati önem taşıyan Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidini hayata geçirmesi ihtimaline karşı bir eylem planı hazırlıyor.

The New York Times‘ın (NYT) haberine göre, askeri yetkililer ve analistler, İran’ın füze ve insansız hava aracı saldırılarını bölgedeki ABD üsleri ve tesisleri için ciddi bir tehdit olarak görüyor.

Bazı yetkililer ayrıca, İran’ın vekil gücü olan Kudüs Gücü’ne bağlı birimlerin Amerikan birliklerine saldırabileceği yönündeki endişelerini dile getiriyor.

İran parlamentosu, Amerikan bombardıman uçaklarının Fordo, Natanz ve İsfahan’daki üç kilit nükleer tesise yönelik saldırılarının ardından Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasını onaylamıştı.

Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi İsmail Kevseri, konuyla ilgili nihai kararın ülkenin Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından verileceğini bildirmişti.

İranlı uzmandan Hürmüz Boğazı için kademeli eylem planı önerisi

ABD donanması gemilerini dağıtıyor

Küresel petrol ve gaz hacminin yaklaşık beşte birinin taşındığı ve en dar noktasında 33 kilometre genişliğe sahip olan su yolunun İran tarafından kapatılması, Basra Körfezi’nde bulunan Amerikan mayın tarama gemilerini izole edebilir.

Beyaz Saray’daki görüşmelere katılan iki Pentagon yetkilisine göre, ABD donanması, gemilerini daha az savunmasız hale getirmek amacıyla körfezdeki unsurlarını dağıtmayı hedefliyor.

İsrail güçlerinin bir haftadan uzun süren ve İran’ın nükleer tesislerini hedef alan saldırısında, İran’ın deniz üslerine saldırı düzenlenmedi. Bu durum, Tahran’ın bölgede hâlâ güçlü bir donanmaya sahip olduğu anlamına geliyor.

Bölgede yaklaşık 40 bin Amerikan askeri bulunurken, İran’ın Hürmüz Boğazı’na döşeyebileceği büyük bir mayın stoğu da mevcut.

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan İran politikası uzmanı Kerim Sadjadpur, durumu, “İran’ın eylem seçeneklerinin birçoğu, bir intihar bombacısının kendini patlatmasının stratejik eşdeğeridir. Tahran, Hürmüz Boğazı’nı mayınlayarak, bölgesel petrol tesislerini yıkarak ve İsrail’e füzelerle saldırarak diğer ülkelere büyük zarar verebilir, ancak İran misilleme saldırısından sağ çıkamayabilir,” sözleriyle değerlendirdi.

Basra Körfezi’nde bir mayın tarama gemisinde görev yapmış eski bir ABD donanma subayına göre, İran’ın Hürmüz Boğazı’nda en az bir hafta sürecek bir mayın temizleme operasyonunu Amerika için son derece maliyetli ve tehlikeli hale getirme kapasitesi bulunuyor.

Küresel ekonomi de etkilenecek

Boğazın mayınlanması, neredeyse tüm petrol ihracatı bu kanaldan geçen İran için de ciddi ekonomik hasara yol açacak.

Bölgedeki ticari gemiciliğin güvenliğinden sorumlu olan ABD donanmasının Beşinci Filosu ve diğer ülkeler, boğazın kapatılmasının sonuçlarını artan enerji fiyatları şeklinde hissedecek.

Analitik şirketi Vortexa’nın verilerine göre, 2022’nin başından Mayıs 2025’e kadar boğazdan geçen günlük petrol, kondensat ve yakıt akışı 17,8 milyon ila 20,8 milyon varil arasında değişiyordu.

Irak, İran, Kuveyt, BAE ve Suudi Arabistan gibi birçok OPEC üyesi, petrollerinin büyük kısmını, çoğunlukla Asya’ya olmak üzere, bu boğaz üzerinden ihraç ediyor.

Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatçılarından biri olan Katar da neredeyse tüm LNG sevkiyatını bu yolla gerçekleştiriyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English