Ortadoğu
NYT: Nükleer tesisler İsrail’in hedefinde değil

ABD ve İsrail, İran’ın füze saldırısına nasıl yanıt verileceğine ilişkin görüşmelere devam ediyor. İsrail’in, İran’ın nükleer tesislerini değil askeri üsleri ve bazı üst düzey istihbarat kurumlarının yerleşkelerini hedef alabileceği öne sürüldü. Eski İsrail Başbakanı Bennett, tek seferlik bir fırsat olduğunu söyleyerek İsrail’i İran’ın nükleer programına saldırmaya çağırdı.
The New York Times (NYT) gazetesine göre, İran’a saldırması beklenen İsrail, ilk aşamada nükleer tesisleri hedef almaktan ziyade askeri üsler ve bazı istihbarat kurumlarının yerleşkelerini vurabilir.
Yazıda, İran’ın nükleer tesislerinin en azından ilk aşamada İsrail’in hedefi olmadığı öne sürülürken, “Bu hedefler, İranlıların karşı saldırılarla gerilimi tırmandırmaları halinde daha sonraya bırakılmış gibi görünüyor” ifadeleri kullanıldı.
“Tek fırsatı”
Öte yandan eski Başbakanı Naftali Bennett, İsrail’in “geleceğe gölge düşürdüğünü” söylediği İran’ın nükleer programını vurma çağrısında bulundu.
Bennett, Hizbullah ve Hamas’ın zayıfladığını iddia ettiği video mesajında “İlk kez, korkunç ve tahammül edilemez bir tepkiden çekinmeden İran’a karşı hareket etme yeteneğine sahibiz. İran’ın terör ve cinayet rejimi ilk kez açığa çıktı ve savunmasız kaldı. Bu, İran rejimine ve nükleer programına ciddi şekilde zarar vermek için hem meşruiyete hem de yeteneğe sahip olduğumuz tek seferlik bir fırsat” ifadelerini kullandı.
İran’ın 1 Ekim’de İsrail’e füze saldırılarından sonra Tel Aviv yönetiminden “çok güçlü” misilleme tehditleri gelmişti.
İsrail medyası, Tel Aviv’in, İran’ın saldırısına karşılık ülkedeki petrol ve nükleer tesislerin yanı sıra Tahran’daki İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in konutu, Cumhurbaşkanlığı ofisi ve Devrim Muhafızları Ordusu’nun merkez binasının muhtemel hedefler arasında değerlendirildiğini iddia etmişti.
İsrail’in tehditlerine karşılık ise İranlı askeri yetkililer, herhangi bir saldırıya İsrail’in tüm enerji tesislerini ve altyapısını hedef alarak karşılık vereceklerini açıklamıştı.
“İsrail-ABD görüşmeleri sürüyor”
Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, İsrail’in İran’a vereceği askeri karşılık konusunda Tel Aviv’le görüşmelerin halen sürdüğünü bildirdi.
ABD olarak İran karşısında İsrail’e askeri anlamda doğrudan ve dolaylı ciddi destek verdiklerini hatırlatan Jean-Pierre, bu desteği sürdüreceklerini vurguladı.
ABD Başkanı Joe Biden, cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a ne şekilde karşılık vereceği hususunda halen net karar vermediğini kaydederek, “Eğer onların yerinde olsam petrol sahalarından farklı alternatifleri düşünürdüm” ifadesini kullanmıştı.
Biden ayrıca, İsrail’in, İran’a ait nükleer tesislere yönelik olası saldırısını desteklemediğini de belirtmişti.
Ortadoğu
Trump normalleşme için Şam’a haham ve pastör gönderiyor

Trump yönetimi Suriye’nin yeni yönetimiyle normalleşme olasılığını araştırıyor. Bu kapsamda Trump’ın ilişkilerin seyrini değerlendirmek üzere görevlendirdiği iki isim, Yahudi din adamı Abraham Cooper ve Evanjelik Pastör Johnnie Moore yakın zamanda Şam’ı ziyaret etmeye hazırlanıyor. Gündemdeki ana başlıklardan biri ise İsrail ile ilişkiler.
İsrael Hayom gazetesinin haberine göre iki yakın dost olan Haham Abraham Cooper ve Pastör Johnnie Moore’un önümüzdeki haftalarda ABD’nin Suriye ile normalleşme olasılığını değerlendirmek üzere Şam’ı ziyaret etmesi bekleniyor.
İki ismin de şu anda ABD hükümetinde resmi bir görevde bulunmuyor. Ancak habere göre Moore, Trump’ın yakın çevresinde yer alıyor ve Cooper da daha önce ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu başkanlığı görevini yürütmüştü. Moore da komisyonun eski üyelerinden biri. İkili, Suriye gezisini Trump’ın kişisel onayıyla yapacak.
Cooper, Los Angeles’tan telefonla verdiği demeçte, New York’ta Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile gerçekleştirdikleri son görüşmeye atıfla, “Amacımız gözlemlemek ve değerlendirmek. Saf değiliz. Ortada bir uzlaşı havası yoktu” dedi.
İbrahim Anlaşmalarının temelini attılar
Habere göre bu ziyaret ikilinin benzer diplomatik girişimlerde bulunduğu ilk ziyaret değil. On yılı aşkın süre önce Bahreyn’e gerçekleştirdikleri benzer bir ziyaret, daha sonra imzalanan İsrail ile bir dizi Arap ülkesinin normalleşmesi ile sonuçlanan İbrahim Anlaşmalarının zeminini oluşturmuştu. Tıpkı o süreçte olduğu gibi, şimdi de ülkeleri değerlendirmek üzere 15 maddelik bir soru listesi hazırladılar. Değerlendirmelerini yalnızca verilen yanıtlara değil, gözlemledikleri somut adımlara göre de yapacaklar. Elde edilen bulgular, ABD’nin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine dair önerilere dönüştürülecek.
Görüşmenin başında, Dışişleri Bakanı Şeybani’nin ikiliyi Şam’a davet ettiği belirtildi. Habere göre Cooper, “Hazırlıklıydı, yanıtları detaylıydı. Ödevini iyi yapmıştı” dedi. Yaklaşık 45 dakika süren görüşme bir tercüman yardımıyla yapıldı, ancak bakanın İngilizceye oldukça hâkim olduğu belirtildi.
Reuters: Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ABD’li yetkililerle görüştü
Gündemde neler var
Görüşmede ele alınan konular arasında, aralarında İsrail’in de bulunduğu birkaç ülkenin desteğiyle Suriye’de yürütülmesi planlanan insani bir projenin de yer aldığına dikkat çekilen haberde “Bu girişim, toplantıda gündeme gelen 10 ila 15 başlıktan sadece biriydi” denildi.
Cooper’ın “Azınlıkların ve Müslüman olmayan dini grupların durumu bizim için öncelikli” ifadelerine yer verilen haberde Suriye-İsrail ilişkilerinin geleceğinin de gündeme geldiği belirtildi. Cooper’a göre, Şeybani “Suriye’nin ABD olmadan yeniden inşa edilemeyeceğini” anlıyor. “Onun vizyonu, ülkeyi birleştirmek ve yeniden inşa etmek, ancak bu uluslararası yaptırımların kaldırılmasıyla mümkün olabilir ve bu da ABD’nin onayı olmadan gerçekleşemez. Suriye’nin Amerika’ya ihtiyacı olduğunu biliyorlar.”
Amerikan tarafının bakış açısına göre ise, yeni Suriye yönetimiyle normalleşme sürecinin başlaması için İsrail ile ilişkilerin tesis edilmesi ön şart. Bu konu da görüşmede tartışılan başlıklar arasındaydı. Cooper, “Suriye yönetimi, yeniden yapılanma vizyonunu hayata geçirmek için önlerinde çok büyük engeller olduğunu biliyor” dedi.
ABD Kongre üyesi: Colani, İsrail ile normalleşmeye sıcak bakıyor
Ancak hemen ardından Cooper’ın şu uyarıda bulunduğuna dikkat çekildi: “Taliban örneğini unutmamalıyız. ABD, Afganistan’dan çekilmeden önce kız çocuklarının eğitimi ve azınlık hakları konusunda vaatler verilmişti. Bugün kızlar ya evde eğitim görüyor ya da hiç eğitim almıyor. Evet, ortada bir vizyon var, ama bu vizyonun uygulanıp uygulanamayacağına bakmalıyız. Özellikle Suriye gibi her şeyin karmaşık olduğu bir ülkede.”
Ortadoğu
Gazze’de işgalin genişletilmesi planına onay

Genelkurmay Başkanı’nın, Gazze’de tutulan rehineleri tehlikeye atabileceği yönündeki uyarısına rağmen, İsrail Güvenlik Kabinesi Gazze’de işgalin genişletilmesi planını onayladı.
İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, Başbakan Binyamin Netanyahu başkanlığındaki Güvenlik Kabinesi, Gazze’ye yönelik saldırıların kademeli olarak genişletilmesini içeren planı onayladı.
İsrail basınında yer alan haberlere göre, planın ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın gelecek hafta bölgeye yapacağı ziyaretin ardından uygulanması bekleniyor. O zamana kadar Hamas ile ateşkes müzakerelerinin sürdürüleceği bildiriliyor.
Gazze’nin aşamalı olarak ele geçirilmesi planlanıyor
Yetkililerin aktardığına göre, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir tarafından sunulan plan, Gazze’nin aşamalı olarak işgal edilmesini, İsrail ordusunun bölgede kalıcı kontrol sağlamasını, sivil halkın güney bölgelere yönlendirilmesini ve Hamas’a yönelik saldırıların yoğunlaştırılmasını içeriyor. Ayrıca, Hamas’ın insani yardımlara erişiminin engellenmesi de planın bir parçası.
KAN’ın haberine göre, planın ilk aşamasında Gazze’nin belirli bir bölgesine odaklanılacak ve ardından operasyon diğer bölgelere genişletilecek. Çatışmaların aylarca sürebileceği öngörülüyor.
Kara saldırılarıyla ele geçirilen bölgelerde İsrail askerlerinin, önceki operasyonlardan farklı olarak, çatışmalar sonrasında geri çekilmeyeceği ve bu alanlarda işgali sürdüreceği ifade ediliyor.
Yardım mekanizması yeniden düzenleniyor
Toplantıda ayrıca Gazze’deki insani durum da ele alındı. İsrail Güvenlik Kabinesi, Gazze’de “şu anda yeterli gıda bulunduğu” iddiasında bulunurken, “gerektiği takdirde” bölgeye insani yardım gönderilmesi seçeneğini de onayladı.
Kabine ayrıca, yardımların Hamas’ın eline geçmesini önleme amacıyla, insani yardım dağıtım sisteminin yeniden yapılandırılmasını içeren öneriyi de kabul etti. The Times of Israel’in daha önce duyurduğu plana göre, İsrail ordusu büyük çaplı dağıtım ve depolama görevinden çekilecek; yardımlar, doğrudan uluslararası kuruluşlar ve özel güvenlik şirketleri tarafından Gazze halkına ulaştırılacak. İsrail, bu yöntemle Hamas’ın yardımları militanlarına aktarmasının zorlaşacağını düşünüyor.
Genelkurmay Başkanı: Rehineleri kaybedebiliriz
İsrail’de Gazze operasyonunun genişletilmesi konusunda siyasi liderler arasında görüş ayrılıkları sürüyor. Kanal 13’ün haberine göre, Genelkurmay Başkanı Zamir, kabineye yaptığı sunumda, Gazze’de büyük çaplı bir operasyon başlatılması durumunda rehinelerin kaybedilme riski bulunduğunu söyledi. “Kapsamlı bir harekâtta rehinelere ulaşamayabiliriz” diyen Zamir, savaşın iki temel hedefi olan Hamas’ı yok etmek ve rehineleri kurtarmanın çelişebileceğine dikkat çekti.
Rehine ailelerinin oluşturduğu Forum’dan yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı’nın uyarısının tüm İsrail halkını endişelendirmesi gerektiği vurgulanarak, “Rehineler kurtarılmadan kazanılmış bir zafer olamaz. Rehineleri kaybetmek, İsrail’in yenilgisi olur” denildi.
Orduda savaş yorgunluğu krizi
İsrail ordusunun Gazze’deki işgali genişletme planları doğrultusunda binlerce yedek askeri göreve çağırdığı, ancak bu askerlerin önemli bir bölümünün “savaş yorgunluğu” nedeniyle çağrılara uymayabileceği bildiriliyor.
Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, dün yaptığı açıklamada, ordu tarafından on binlerce yedek askere celp emri gönderildiğini duyurdu. Askerlere seslenen Zamir, “Amacımız, rehinelerimizi geri getirmek ve Hamas’ı yenilgiye uğratmak. Bu doğrultuda baskıyı artırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Haaretz gazetesinin, adı açıklanmayan askeri kaynaklara dayandırdığı haberine göre, işgalin genişletilmesi kapsamında, İsrail’in kuzey sınırı ve Batı Şeria’daki düzenli birliklerin yerini yedek askerler alacak.
Haberde, “Yedek askerlerin büyük çoğunluğu, Gazze Şeridi’ndeki operasyonların yoğunlaştırılması amacıyla yeniden konuşlandırılacak düzenli birliklerin yerine, kuzey sınırı ve Batı Şeria’da görev yapacak” denildi. Birçok komutan ve askerin ise celp almadan önce, “yorgunluk” gerekçesiyle bir sonraki çatışmaya katılmayı düşünmediklerini bildirdiği kaydedildi.
İsrail Hava Kuvvetlerinden bir kısmı emekli, 1000’e yakın pilot ve yedek asker, Gazze’ye yönelik saldırıların sonlandırılması için bir bildiri yayımlamıştı.
Ortadoğu
Lübnan’dan Hamas’a uyarı

Hizbullah’ın silahsızlandırılması tartışılırken Lübnan’dan Hamas’a uyarı geldi: Lübnan topraklarını ulusal güvenliği zedeleyecek eylemler için kullanılmasın.
ABD ve Suudi Arabistan’ın yoğun diplomatik baskıları sonucunda göreve gelen Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve mevcut hükümet, yine aynı baskı nedeniyle Hizbullah’ı silahsızlandırma yönünde adımlar atarken bu durumdan ülkedeki Filistinli mülteci kamplarında faaliyet gösteren Hamas da nasibini aldı. Lübnan’dan Hamas’a uyarı geldi.
Joseph Avn’ın yanı sıra Başbakan Nevvaf Selam, maliye, savunma, ekonomi, dışişleri, adalet ve içişleri bakanlarının katılımıyla gerçekleşen Yüksek Savunma Konseyi toplantısından sonra bir açıklama yayımlandı.
Ülkedeki güvenlik konularının yanı sıra Hizbullah’ı silahsızlandırma ve Suriye’de yaşanan gelişmelerin Lübnan’a muhtemel yansımalarının konuşulduğu aktarılan açıklamada, Suriye’de yaşanan olayların Lübnan’da olabilecek olumsuz etkilerinin önüne geçilmesinin konuşuldu.
Mart ayında Lübnan’dan İsrail’e atılan roketlerle ilgili konuya değinildiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan’ı yeni bir savaşa sürüklenmemesi uyarısında bulundu. Başbakan Selam da yasa dışı silahların devlete teslim edilmesinin altını çizerek, Hamas ve diğer Filistinli grupların ülkenin ulusal güven ve istikrarını sarsmalarına izin verilmemesi, Lübnan toprak bütünlüğünün her şeyden önemli olduğu uyarısında bulundu.”
Geçen ay, Lübnan ordusu 22 ve 28 Mart tarihlerinde İsrail’e yönelik roket saldırılarına karıştıkları iddiasıyla Lübnanlı ve Filistinli bazı kişileri gözaltına almıştı. Saldırıları hiçbir grup üstlenmezken, Hizbullah herhangi bir dahli olmadığını açıklamıştı. AFP’ye konuşan Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, saldırılarla bağlantılı olarak üç Hamas üyesinin gözaltına alındığını söylemişti. Filistinli grup, İsrail ile devam eden savaş sırasında Lübnan topraklarından zaman zaman saldırılar düzenlediğini kabul etmişti.
Konsey ayrıca, İsrail’e roket saldırısıyla bağlantılı olarak gözaltına alınan kişiler hakkında önümüzdeki hafta başında yasal sürecin başlatılacağını da duyurdu.
Kasım ayında Hizbullah ile varılan ateşkese rağmen, Lübnan topraklarını bombalamaya devam eden İsrail, ülkenin güneyindeki beş stratejik noktada da işgalini sürdürüyor.
Ateşkes anlaşması Hizbullah’ın Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesi ve güneydeki askeri üslerini kaldırması, İsrail’in ise Lübnan’ın güneyinden tamamen çekilmesini öngörüyordu.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Şin-Bet Direktörü’nün yeminli beyanı ne anlama geliyor?
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de çöküş sürüyor: Dow, 1932’den bu yana en kötü nisan ayını yaşıyor
-
Diplomasi2 hafta önce
Çin’in ABD’den enerji ithalatındaki düşüş Rusya’ya kapı açtı
-
Avrupa2 hafta önce
Alman eyaletleri silahlanma yarışına son sürat dahil oluyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
ABD’den Suriye’ye “İran” baskısı: DMO terör örgütü ilan edilsin
-
Avrupa2 hafta önce
Orbán’ın vetoları AB’yi 7. maddeye itiyor
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan ticaret savaşının kazananı olabilir mi?