Bizi Takip Edin

ASYA

OECD’den Avustralya hükümetine baskı: Vergi yasasını değiştirdiler

Yayınlanma

OECD, binlerce çok uluslu şirketin vergilerini nereye ödediklerini kamuya açıklamalarını gerektiren bir yasanın yumuşatılması için Avustralya’nın ‘ikna edilmesine’ yardımcı oldu.

Financial Times’a (FT) konuşan konu hakkında bilgi sahibi kişiler, Paris merkezli örgütün Avustralya’nın iktidardaki İşçi Partisi hükümetine, bazı çok uluslu şirketlerin ülke bazında vergi faturalarını kamuya açıklamalarını gerektiren yeni bir finans yasa tasarısının önemli bir bölümünü iptal etmesi için baskı yaptığını söyledi.

Yasa ile birlikte aralarında teknoloji devi Meta, petrol şirketi BP ve sigorta şirketi AIA’nın da bulunduğu, Avustralya’da faaliyet gösteren ve yıllık geliri 1 milyar A$’ın (669 milyon ABD Doları) üzerinde olan yaklaşık 2.500 çok uluslu şirket bu durumdan etkilenecekti.

Tasarının Haziran ayında Avustralya parlamentosundan geçmesi ve 1 Temmuz’da yürürlüğe girmesi bekleniyordu. Ancak tasarının geçen ay kabul edilen versiyonunda önemli değişiklikler yapıldı ve Avustralya hükümeti planlanan kamuya açık ülke bazında vergi raporlama rejimini bir yıl ertelediğini duyurdu.

İddiaya göre OECD’den yetkililer Avustralya Hazinesine, 2015 OECD anlaşmasını imzalayan ülkelerin bunu vergi raporlarının kamuya açıklanmayacağı temelinde yaptıklarını vurguladıklarını söyledi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişi, “OECD’nin tasarıya karşı çok ciddi bir muhalefeti vardı ve bu da tedbirden geri adım atma kararının arkasındaki kritik faktörlerden biriydi,” dedi.

Büyük çok uluslu şirketler, 2015 yılında OECD tarafından imzalanan uluslararası bir anlaşma kapsamında halihazırda bazı ülke verilerini vergi makamlarına bildirirken, Avustralya’nın önerisi yeni verileri açıklayacaktı. OECD’nin ülke vergi raporları ise kamuoyu ile paylaşılmıyor.

FT’ye konuşan kişiler, Japonya’nın ve Japon iş dünyasının bu tedbire karşı çıkanların başında geldiğini söyledi.

Önerilen tedbirlere yapılan kamuoyu başvuruları, Nestlé, Roche gibi 62 İsviçre merkezli çok uluslu şirketin çıkarlarını temsil eden SwissHoldings ve 130 üyesi arasında Deutsche Bank, Bank of China, Bank of America, Citigroup ve BNP Paribas gibi birçok bankanın bulunduğu Avustralya Finansal Piyasalar Birliği de dahil olmak üzere ticaret gruplarının güçlü lobi faaliyetlerini de ortaya çıkardı.

Dikkat çekici bir başka nokta da, OECD’nin şu anki şefinin, Avustralya’daki Liberal Parti’nin eski maliye bakanı Mathias Cormann olması.

ASYA

DSÖ Çin’i, COVID-19’a neden olan virüsün kökenine ilişkin verileri paylaşmaya çağırdı

Yayınlanma

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyayı kasıp kavuran virüsün ilk kez Çin’in Wuhan kentinde tespit edilmesinden beş yıl sonra Pekin’i koronavirüsün kökenine ilişkin verileri paylaşmaya çağırdı.

DSÖ pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Covid-19’un kökenlerini anlayabilmemiz için Çin’i veri ve erişim paylaşmaya çağırmaya devam ediyoruz. Bu ahlaki ve bilimsel bir zorunluluktur,” dedi.

DSÖ açıklamasında, ülkeler arasında “şeffaflık, paylaşım ve işbirliği” olmadan, dünyanın gelecekteki salgın ve pandemileri “yeterince önleyemeyeceği ve bunlara hazırlanamayacağı” belirtildi.

Çoğu bilim insanı virüsün hayvanlardan insanlara geçtiğine inanıyor. 2021 yılında DSÖ liderliğindeki bir ekip Wuhan’a giderek virüsün muhtemelen yarasalardan insanlara başka bir hayvan aracılığıyla bulaştığını söylemiş, fakat daha fazla araştırma yapılması gerektiğini de eklemişti.

Ne var ki geçen yıl FBI Direktörü Christopher Wray, ajansının Wuhan’daki “büyük olasılıkla potansiyel bir laboratuvar olayının” pandemiye yol açtığını değerlendirdiğini ve tartışmalı “laboratuvar sızıntısı” teorisini desteklediğini söyledi.

ABD istihbaratı bunu destekleyecek doğrudan bir kanıt bulamadı ve Çin de o dönemde bu iddianın “hiçbir inandırıcılığı olmadığını” söyledi.

Cumhuriyetçilerin liderliğindeki bir kongre alt komitesinin bu ayın başlarında salgınla ilgili iki yıllık bir soruşturmanın ardından virüsün Çin’deki bir laboratuardan kaynaklandığı sonucuna varmasının ardından virüsün kaynağı ABD’de de siyasi açıdan tartışmalı bir konu haline geldi.

Komisyondaki Demokratlar ise kendi raporlarını yayınlayarak, soruşturmanın “virüsün kökenini bulmada ya da yeni koronavirüsün nasıl ortaya çıktığına dair anlayışı geliştirmede başarısız olduğunu” savundu.

Pekin, salı günü DSÖ’nün yorumlarına karşılık vererek Covid ile ilgili bilgileri “hiç saklamadan” paylaştığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, “Covid-19 izlenebilirliği konusunda Çin en fazla veri ve araştırma sonucunu paylaştı ve küresel izlenebilirlik araştırmalarına en büyük katkıyı yaptı,” dedi.

Mao, “DSÖ’nün uluslararası uzmanları, Çin’e yaptıkları ziyaret sırasında gitmek istedikleri tüm yerlere gittiklerini ve görmek istedikleri tüm insanlarla buluştuklarını defalarca söylediler,” diye ekledi.

2023 yılında Wuhan’daki bir canlı gıda pazarından toplanan genetik veriler Çinli bilim insanları tarafından Covid-19’u rakun köpekleriyle ilişkilendiren uluslararası bir veri tabanına yüklendi. Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, bu köpeklerin hastalığın “en olası taşıyıcıları” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Japonya Başbakanı Ishiba, azınlık hükümetinden kaçınmak için koalisyon arayışında

Yayınlanma

Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, çarşamba günü yayınlanan bir radyo programında, azınlık hükümetinin yönetimindeki çıkmazı kırmanın bir yolu olarak “büyük bir koalisyon kurma seçeneğinin muhtemel olacağını” söyledi.

Ishiba bu yorumu, yönetimini istikrara kavuşturmak için büyük iktidar ve muhalefet partilerinden oluşan bir büyük koalisyonu düşünüp düşünmediği sorulduğunda yaptı.

Başbakan ayrıca 24 Aralık’ta kaydedilen radyo programında, net bir amaç olmaksızın büyük bir koalisyon kurmamak için dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Çarşamba günü yayınlanan başka bir radyo programında, Ishiba’nın Liberal Demokrat Partisi’nin (LDP) küçük ortağı Komeito’nun başkanı Tetsuo Saito da büyük koalisyon kurma olasılığından bahsetti.

“Büyük koalisyonun önündeki engel mevcut seçim sistemidir” diyen Saito, Japonya parlamentosunun en önemli alt kanadı olan Temsilciler Meclisi için tek sandalyeli seçim sistemi reformuna ilişkin tartışmaların hızlandırılması gerektiğini belirtti.

Önceden kaydedilen radyo programında konuşan Saito, “Bence büyük bir uzlaşmaya varmamızı sağlayacak bir sistem üzerinde düşünmenin zamanı geldi” dedi.

İktidardaki LDP ve Komeito koalisyonu Ekim 2024 seçimlerinde Alt Meclis çoğunluğunu kaybederken, ana muhalefetteki Japonya Anayasal Demokrat Partisi (CDP) ve yine bir muhalefet partisi olan Halk için Demokrat Parti (DPP) büyük kazanımlar elde etti.

CDP’nin kıdemli milletvekillerinden Ichiro Ozawa çarşamba günü yaptığı açıklamada muhalefetin bazı politikaları hayata geçirmek için LDP ve Komeito ile işbirliği yapmak yerine onlardan iktidarı alması gerektiğini söyledi.

“Seçmenlerin ekim seçimlerinde LDP-Komeito koalisyonunu reddettiği açıktı. Muhalefet partilerinin bu iradeyi neden tam olarak karşılayamadıklarını bilmiyorum,” dedi Ozawa.

LDP ve Komeito, yasaları geçirmek üzere desteklerini kazanmak için esas olarak DPP ve Nippon Ishin no Kai ile müzakere ediyor. Buna karşılık DPP ve Nippon Ishin de kendi politikalarını desteklemeleri için onları yanlarına almaya çalışıyor.

Çarşamba günü yayınladığı ayrı bir Yeni Yıl mesajında Ishiba, “mümkün olan en geniş” uzlaşmaya varmak amacıyla diğer partilerin görüşlerini dikkatle dinleyeceğini söyledi.

Başbakan ayrıca ülkeyi yeniden canlandırma sözü verdi.

Japonya’nın azalan nüfusunun “sessiz bir ihtimal” olduğunu söyleyen Ishiba, ülke ekonomisinin ve bölgelerin azalan canlılığına ilişkin bir kriz duygusunu ifade etti.

“Japonya’ya bir bütün olarak canlılığını yeniden kazandıracağız” diyen Ishiba, yönetiminin Bölgesel Canlandırma 2.0 girişimini harekete geçirerek ‘Tokyo’daki aşırı yoğunlaşmayı düzelteceğini ve cazip bölge ve şehirlerin birbirine bağlı olduğu bir Japonya inşa edeceğini’ sözlerine ekledi.

Ishiba ayrıca, ücret artışları ve yatırımların öncülük ettiği “büyüme odaklı bir ekonomi” yaratmak amacıyla ücret artışlarının ve kurumsal sermaye harcamalarının teşvik edilmesine yardımcı olma sözü verdi.

Rusya-Ukrayna savaşı ve Kuzey Kore’nin nükleer ve füze gelişimine atıfta bulunan Ishiba, “aynı madalyonun iki yüzü gibi” diplomasi ve ulusal savunmayı teşvik ederek “Japonya’nın (ulusal) çıkarlarını koruyacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin’in elektrikli araç lideri BYD 2024’te rekor satış gerçekleştirdi

Yayınlanma

Çin’in en çok satan otomobil üreticisi BYD, kendi iç pazarında sert bir rekabet yaşanmasına rağmen geçen yıl dünya çapında rekor sayıda elektrikli araç ve hibrit araç sattı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Tesla’nın en büyük rakibi 2024 yılında 4,3 milyon elektrikli ve hibrit araç satarak daha önce belirlediği 3,6 milyonluk hedefin çok üzerine çıktı. Şirket Çarşamba günü geç saatlerde yaptığı bir sosyal medya paylaşımında “Çin’in şampiyonu, dünyanın şampiyonu” dedi.

BYD geçen yıl 1,76 milyondan fazla saf elektrikli araç satarak 2024 yılında dünyanın en çok satan elektrikli araç şirketi olma yarışında Tesla ile arasındaki farkı daralttı. Tesla’nın perşembe günü açıklanacak dördüncü çeyrek satış rakamlarına göre, 2024 yılında 1,81 milyon elektrikli araç satma hedefine ulaşabilmesi için 515.000’e ulaşması gerekiyor. Çin’in ilk kârlı elektrikli araç girişimi Li Auto, Stellantis destekli Leapmotor ve akıllı telefon üreticisi Xiaomi de 2024 yılında sırasıyla 500.000, 290.000 ve 135.000 elektrikli araç satarak hedeflerini aştı.

Çin’in, son on yılda yüz milyarlarca dolarlık devlet sübvansiyonları sonucunda, 2025 yılında ilk kez içten yanmalı motorlu araçlardan daha fazla saf batarya ile çalışan otomobiller ve plug-in hibritler de dahil olmak üzere elektrikli araç satması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English