Çin, Hong Kong’un ulusal güvenlik yasasına yönelik eleştirilere sert tepki göstererek bazı ülkeleri “iftira ve karalama” yapmakla suçladı.
Madde 23 olarak bilinen yasa salı günü Hong Kong yasa koyucuları tarafından, bir aylık bir tartışma süreci sonunda oybirliğiyle kabul edildi. Yasa, vatana ihanet, sabotaj, isyan, devlet sırlarının çalınması, dış müdahale ve casusluk gibi suçları birkaç yıldan ömür boyu hapse kadar değişen şekilde cezalandırıyor.
23 Mart’ta yürürlüğe girecek olan yasa Hong Kong dışında da geçerli olacak.
Hong Kong yeni ulusal güvenlik yasasını oybirliğiyle kabul etti
Yasa, Çin yönetimindeki şehirde temel özgürlükler üzerinde ‘etkileri’ olabileceği gerekçesiyle Batı ülkelerinin eleştirilerine maruz kaldı. Yasanın “ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve gözdağı vermek için kullanılabileceği” öne sürülüyor.
Çin çarşamba günü, özellikle Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’ni “ikiyüzlü” olmakla suçlayarak karşılık verdi.
Çin’in 2020 yılında kabul ettiği ulusal güvenlik yasasının hemen ardından gelen 23. Madde, Hong Kong lideri John Lee’ye göre mevzuattaki “boşlukları” kapatmak üzere tasarlandı.
İngiltere’ye ‘sömürgecilik fantezilerinden vazgeç’ uyarısı
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında “Çin, Hong Kong’un ulusal güvenlik düzenlemelerini karalayan ve lekeleyen bazı ülke ve kurumlara karşı güçlü bir memnuniyetsizlik ve kesin bir muhalefet ifade etmektedir” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron salı günü, 1997’de Çin’e devredilmeden önce eski bir İngiliz kolonisi olan kentte “hak ve özgürlüklere daha fazla zarar verecek” bir yasa için “aceleye getirilmiş” bir süreç olarak nitelendirdiği yasama sürecine ilişkin endişelerini dile getirdi.
Cameron hızlı bir şekilde tasarlandığını öne sürdüğü yasanın, 1984 yılında imzalanan ve Çin’in Hong Kong’u “tek ülke, iki sistem” ilkesi çerçevesinde yönetmeyi kabul ettiği uluslararası bağlayıcılığı olan Çin-İngiliz Ortak Deklarasyonu’nun altını oyduğunu savundu. Cameron, yeni yasanın Hong Kong’un uluslararası bir şehir olarak itibarını etkileyeceğini de sözlerine ekledi.
Çarşamba günü İngiltere’yi eleştiren Çin’in Hong Kong’daki dışişleri bakanlığı ofisi, ülkeyi “Hong Kong’daki sömürgeci etkisini sürdürme fantezisinden vazgeçmeye” çağırdı.
Pekin’in dış ilişkiler komiseri yaptığı açıklamada “Birleşik Krallık Hong Kong’un durumu hakkında kışkırtıcı ve sorumsuz yorumlar yapıyor… bunların hepsi sömürgeci ve vaiz olarak köklü zihniyetinden kaynaklanıyor” dedi.
Londra’nın kendi ulusal güvenlik yasalarına açık bir atıfta bulunulan açıklamada, İngiltere “ikiyüzlü ve çifte standart uygulayan” bir ülke olarak eleştirildi.
‘İkiyüzlülük’
Komiserin açıklaması, salı günü “Hong Kong halkının hak ve özgürlükleri üzerindeki potansiyel etkisinden” endişe duyduğunu söyleyerek önlemi eleştiren AB’yi de hedef aldı.
Açıklamada mevzuatın “Avrupa Birliği ofisinin çalışmalarını önemli ölçüde etkileyebileceği” ve “Hong Kong’un uluslararası bir iş merkezi olarak uzun vadeli çekiciliği” konusunda soru işaretleri doğurabileceği belirtildi.
Komiser, AB’nin yorumlarına “güçlü bir hoşnutsuzluk ve muhalefet” ifade ederek, AB’yi “Hong Kong’daki mevzuata yönelik güçlü itirazı öngörmeye” ve “ikiyüzlü çifte standart ve önyargılarından vazgeçmeye” çağırdı.
Eleştiri korosu
Avustralya, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler de yasayı kamuoyu önünde eleştirdi.
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong çarşamba günü kendisini ziyaret eden Çinli mevkidaşı Wang Yi’yi yeni yasanın “hak ve özgürlükleri daha da aşındıracağı” ve uluslararası taahhütleri ihlal edeceği konusunda uyardı.
AFP haber ajansına konuşan bir Avustralya dışişleri bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri bakanı Hong Kong’daki insan hakları konusundaki endişelerini dile getirdi,” diyerek Pekin’de pek de hoş karşılanmayan açıklamaları aktardı.
Japonya çarşamba günü yaptığı açıklamada “özgür ve açık bir sistemin korunmasına ve Hong Kong’un demokratik ve istikrarlı gelişiminin sağlanmasına büyük önem verdiğini” söyledi.
Japonya, “[Hong Kong’un ulusal güvenlik yasasının] kabul edilmesine ilişkin ciddi endişelerini yinelerken, bunun “Tek Ülke, İki Sistem” çerçevesine olan güveni daha da zayıflatacağını” belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vedant Patel salı günü yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin yasadaki “kapsamlı ve muğlak olarak yorumladığımız hükümlerden endişe duyduğunu” söyledi.
BM insan hakları şefi Volker Turk, yasayı ve “aceleyle” kabul edilmesini “insan haklarının korunması için geriletici bir adım” olarak nitelendirerek, “ifade özgürlüğü, barışçıl toplanma ve bilgi alma ve verme hakkı da dahil olmak üzere uluslararası insan hakları hukuku kapsamında korunan çok çeşitli davranışların suç sayılmasına” yol açabileceğini söyledi.