Bizi Takip Edin

AMERİKA

Pentagon yapay zekaya yatırım yapıyor

Yayınlanma

Silikon Vadisi’nde geliştirilen teknolojiler Amerikan ordusunun ihtiyaçları doğrultusunda geliştiriliyor. Pentagon yapay zeka alanındaki teknolojiden özellikle denizlerde rakip olarak gördüğü Rusya ve Çin’e karşı avantaj elde etmek için faydalanıyor. Yapay Zeka alanını radarına alan Pentagon özellikle gelecek gördüğü start up projelerine büyük yatırımlar yapıyor.

Financial Times gazetesi “Yapay Zeka Silahlanma Yarışında Pentagon’a Nasıl Yardımcı Oluyor?” başlıklı ayrıntılı bir makale yayımladı. Gelişen teknolojinin modern savaşı dönüştürdüğü fikri işlenen makalede ABD ordusunun yapay zeka şirketlerine yaptığı yatırımlar mercek altına alınıyor.

İngiliz müdendis Richard Jenkins’in 2013 yılında başlattığı su altı otonom hareket kabiliyetine sahip Saildrone programı Pentagon’dan destek alan programlardan sadece biri. San Francisco merkezli şirket 2021 yılından bu yana Amerikan donanmasına yapay zeka sistemleriyle donatılmış bir su altı filosu geliştirmesi için yardımcı oluyor. ABD donanması özellikle Arktik Okyanusu ve Güney Çin Denizi’nde su altı istihbarat toplamaya büyük önem veriyor. Bu kapsamda Saildrone Surveyor’u geliştiren şirket 2021 yılında 100 milyon dolar yatırım aldı.

Modern savaşın dinamiklerini yapay zekadaki gelişmelere göre değiştiği belirtilen makalede Çin’in ABD savunmasını geçersiz kılan gelişmiş silah sistemlerini hızla geliştirmesi, Ukrayna’daki savaş ve yapay zekadaki şaşırtıcı ilerlemelerin ABD ordusunun bu alana yatırım yapmasını teşvik ettiği belirtiliyor. Özellikle ticari alandaki teknolojik gelişmelerin savaş alanına aktarılması Amerikan ordusu için öncelik olarak belirleniyor.

Makalede “Yakın zamana kadar, Pentagon’un Silikon Vadisi’ndeki inovasyon makinesini ulusal savunma için kullanma çabaları yetersiz kaldı” değerlendirmesi de yapılıyor.

ABD güvenlik brimlerinin bu alana yaptığı yatırımlara dikkat çekilen makalede, “1999 gibi erken bir tarihte kurulan CIA’nın girişim kolu In-Q-Tel, daha sonra Google Earth adını alacak olan Keyhole ve Palantir gibi yeni kurulan şirketlere yüzlerce yatırım yaptı” deniliyor.

“Çin’in hipersonik füze testleri ve ardından Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesi, dikkatleri Pentagon’a çevirdi. Reform ihtiyacı zaruri hale geliyordu” denilen makalede Ukrayna savaşının yarattığı etkilere özel bir parantez açılıyor:

“Ukrayna’nın uydu görüntüleri ve otonom dronlar gibi hem ticari hem de savunma uygulamalarına sahip olan çift kullanımlı teknolojiyi konuşlandırması, ABD’nin Washington ile Kaliforniya arasındaki uçurumu kapatması için en büyük katalizörlerden biri.

Musk’ın SpaceX’i, Rus müdahalesine dirençli Starlink internet hizmetini açtığında, ilk kez bir ticari şirket savaş sırasında bir ülkenin askeri kapasitesinin omurgasını sağlamış oldu.

‘Ukrayna’da olanlar oyunun kurallarını değiştirdi. Shield Capital’de risk sermayedarı Mike Brown, ‘diğer tüm çatışmalarda olduğundan daha fazla ticari teknoloji kullanılıyor’ diyor.”

Makalede ayrıca ABD’nin Çin’e yetişmek gibi bir görevinin olduğu belirtiliyor:

“ABD, Çin’in ileri teknolojisine yetişmek istediği için, Silikon Vadisi’nin parlak beyinlerinden ve onun zengin yatırımcılarından yararlanmak için artan bir baskı da var. Pekin’in muhtemelen ABD savunma sistemlerinden kaçabilecek gemisavar balistik füzeleri ve uzun menzilli hipersonik füzeleri test etmesi, yeniliğin caydırıcı olarak ne kadar kritik olduğunun altını çiziyor.”

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English