Bizi Takip Edin

AVRUPA

Polonya Savunma Bakanı: Ukrayna üzerindeki Rus füzelerini vurma yükümlülüğümüz var

Yayınlanma

Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Polonya ve Ukrayna’ya sınırı olan diğer ülkelerin, NATO’nun muhalefetine rağmen, gelen Rus füzelerini hava sahalarına girmeden önce vurmakla “yükümlü” olduklarını söyledi.

Sikorski Financial Times’a (FT) verdiği mülakatta, Ukrayna toprakları üzerinde yapılacak müdahalelerin Atlantik ittifakını Ukrayna’daki savaşa bulaştırabileceği endişesinden bağımsız olarak Varşova’nın vatandaşlarının güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi.

Sikorski, “NATO üyeliği her ülkenin kendi hava sahasını koruma sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, bu bizim kendi anayasal görevimizdir. Ben şahsen, düşman füzeleri hava sahamıza girme rotasında olduğunda, [onları vurmanın] meşru müdafaa olacağı görüşündeyim çünkü hava sahamıza girdiklerinde, enkazın birilerini yaralama riski önemlidir,” dedi.

Polonya bu yaz başında Ukrayna ile ikili bir güvenlik anlaşması imzalamış ve iki ülke “Polonya topraklarına doğru ateşlenen füze ve İHA’ların, ilgili devletler ve kuruluşlar tarafından mutabık kalınan gerekli prosedürler izlenerek, Ukrayna hava sahasında önlenmesinin fizibilitesini” incelemeyi taahhüt etmişti.

Polonya, “müdahale hakkı” konusunda ısrar ediyor

Fakat NATO’nun görevden ayrılan genel sekreteri Jens Stoltenberg, ittifakın “çatışmanın bir parçası haline gelmesi” riskini taşıdığını söyleyerek öneriyi reddetmişti.

Sikorski, 26 Ağustos’ta şüpheli bir Rus insansız hava aracının Polonya’ya geçmesinin ardından ülkesinin müdahale hakkı konusunda ısrar etti.

Polonyalı yetkililer o tarihten bu yana, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik füze saldırısı sırasında muhtemelen rotasından saparak Ukrayna topraklarına geri inmiş olabilecek İHA’yı arıyor.

Sikorski, bir füze durdurulduğunda hedefine ne kadar yakınsa Polonyalı kayıp riskinin o kadar arttığını, bu nedenle Ukrayna üzerinde daha yüksek bir irtifada vurulmasının tercih edildiğini söyledi. Bakan, “Ukraynalılar bize dediler ki: Buyurun,” diye ekledi.

NATO “savaş tehdidi” nedeniyle ihtiyatlı

Bazı batılı yetkililer böyle bir politikanın batı müdahalesi konusundaki kırmızı çizgileri bulanıklaştıracağını ve muhtemelen Rusya’nın misillemesine yol açacağını söylüyor.

Kiev, NATO topraklarında bulunan bataryalardan batı Ukrayna üzerinde hava savunma koruması sağlamak da dahil olmak üzere batılı müttefiklerini savaşa daha fazla dahil olmaya zorluyor.

Ayrıca müttefiklerine Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge uygulaması için defalarca baskı yaptı. NATO ise bu tür çağrılara, kendisini Rus güçleriyle doğrudan çatışmaya sokabileceğini söyleyerek karşı çıkıyor.

NATO’nun görevden ayrılan genel sekreter yardımcısı Mircea Geoană FT’ye verdiği demeçte, “Ukrayna’ya yardım etmek için ve gerilimin tırmanmasını önlemek için elimizden geleni yapmalıyız. NATO’nun çizgisi savaşın en başından beri bu noktada tutarlıdır. Elbette her müttefikin ulusal güvenliğini sağlama konusundaki egemenlik hakkına saygı duyuyoruz. Fakat NATO içinde, hepimiz için sonuçları olabilecek bir şeye girmeden önce her zaman danışırız ve Polonyalı müttefiklerimiz ittifak içinde danışma konusunda her zaman kusursuz olmuştur,” dedi.

Öte yandan pek çok Ukraynalı NATO’nun tutumunun değişeceği konusunda umutlu. Kiev’deki Globsec düşünce kuruluşunda güvenlik analisti olan Mykola Nazarov, Batılı başkentlerin uzun menzilli füzeler, modern tanklar ve F-16 savaş uçakları gönderme kararlarına atıfta bulunarak, “Bazı kırmızı çizgilerin aşılabileceğini gördük. Ukraynalılar Polonya’nın da müdahale etmesi için büyük baskı yapıyorlar çünkü Ukrayna tüm topraklarını, özellikle de şu anda batı Ukrayna’yı iyi bir şekilde kapsayacak hava kaynaklarına sahip değil,” dedi.

Sikorski Kursk saldırısından memnun

Sikorski, Ukrayna’nın Kursk bölgesine başlattığı saldırının askeri başarısını değerlendirmek için henüz erken olduğunu söyledi.

Fakat Sikorski, saldırıyı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “şok etmenin” ve ona “kurbanın her zaman beklediğiniz şeyi yapmadığını” göstermenin bir yolu olarak memnuniyetle karşıladı.

Sikorski, “Sadece Ukrayna değil tüm Batı Putin’in dengesini bozmalı ve bizim tarafımızın sürekli olarak yaptığı hatalardan biri Putin’e ne yapacağımızı ya da yapmayacağımızı önceden söylemek… ve işte bu yüzden bu [Kursk] taarruzunun sonucu geçen yılki karşı taarruzdan çok daha iyi, ki bu taarruzu tahmin etmek ve dolayısıyla buna hazırlanmak çok kolaydı,” diye ekledi.

Polonya Trump’a hazırlanıyor

ABD başkanlık seçimleri öncesinde Sikorski, Avrupalı siyasetçilerin Amerikan kamuoyunu ve siyasetçilerini Avrupa’nın uluslararası güvenliğe katkıda bulunma konusunda geri kalmadığına ikna etmek için daha fazlasını yapmaları gerektiğini söyledi.

Askeri harcamalara Avrupa tarafından sağlanan daha yüksek mali ve insani yardımları da ekleyen Sikorski, “Anlatacak iyi bir hikayemiz var: sadece savunmaya daha fazla harcama yapmakla kalmıyoruz, aynı zamanda Ukrayna için ABD’den daha fazla harcama yapıyoruz,” dedi.

AVRUPA

İngiltere: Putin’in yeni oyun alanı Batı Balkanlar

Yayınlanma

Batı Balkanlar, Birleşik Krallık hükümetinin üst kademelerindeki isimler tarafından “yeni sıcak nokta” olarak tanımlanıyor ve Londra, “Rus etkisini” önlemek için bölgedeki altı devletin de AB’ye katılması için bastırıyor.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy geçen hafta bölgeye yaptığı bir ziyaret sırasında POLITICO’ya verdiği demeçte, “Avrupa’da savaşın yaşandığı ve Rusya’nın bölgeye uzun süredir müdahale ettiğini gördüğümüz bu dönemde, gözünüzü hâlâ aşılması gereken eski sorunların bulunduğu Batı Balkanlar’dan ayırırsanız aptallık etmiş olursunuz,” dedi.

Putin’in buradaki çıkarının “bölgeyi istikrarsız tutmak” olduğunu öne süren İngiliz bakan, Rusya’nın Batı Balkanları oluşturan ülkeleri “diken üstünde tutmak, istikrarsızlaştırılmış bir nüfusa sahip olmak ve siber ve hibrit bir savaş yürütmek” gibi hedefler güttüğünü öne sürdü.

Bölgedeki altı Balkan ülkesi de AB’ye üye olmaya çalışıyor; fakat hem Bosna-Hersek, hem de Sırbistan çeşitli nedenle istikrarlı olmaktan uzak.

Kamuoyu önünde yorum yapma yetkisi bulunmayan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Birleşik Krallık yetkilisi, “[Batı Balkan ülkeleri] Şu anda ilerlemek zorundalar yoksa Rusya’nın oyun alanı olmaya devam edecekler,” iddiasında bulundu.

Yetkililer, Brüksel Ukrayna’nın üyeliğiyle meşgul olmadan önce Balkan ülkelerinin “arada kalmayı bırakmaları” için “oldukça dar bir pencere” olduğunu söylüyorlar.

Lammy, Sırbistan’ın 2009 yılında başlattığı AB’ye katılma sürecini “gerçekten istediğine” inanıyor. Bakan, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da verdiği bir mülakatta, “Fakat oraya nasıl, ne kadar hızlı ve ne kadar ciddi bir şekilde ulaşılacağı konusunda farklı bakış açıları var. Alternatif bir vizyon var ve bu daha karanlık bir vizyon. Oligarşiye, yolsuzluğa, ağır devlet kontrolüne, çok daha fazla polis devletine işaret eden bir pozisyon. Böyle bir vizyon da var ve bunlar dünyanın bu bölgesinde tartışılıyor,” dedi.

Lammy POLITICO’ya verdiği demeçte, Aleksandar Vučić ile çarşamba günü başkanlık sarayında yaptığı görüşmede protestoları ve sonik silah kullanımı iddialarını gündeme getirmeden önce “Halkın yanındayız” dedi.

Dışişleri Bakanı, “yasadışı göçle mücadele” ve Sırbistan’ı Batı’ya yakınlaştırma ikili amacını güden bir dizi anlaşmayı imzalamak için Balkan ülkesine gitti.

Öte yandan Sırbistan lideri medyaya verdiği demeçte, “Büyük Britanya’daki protesto ve gösteriler hakkında yorum yapmak aklıma bile gelmiyor çünkü Büyük Britanya’nın egemenliğine saygı duyuyorum,” diyerek Lammy’ye cevap verdi.

Vučić ayrıca protestoculara karşı güç ya da sonik silah kullanıldığını reddetti ve Lammy’nin basına yaptıkları açıklamalar sırasında “anayasaya aykırı” eylemlerini gündeme getirmesi üzerine Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin lideri Milorad Dodik’i savundu. Dodik, ABD ve Britanya’nın yaptırım listesinde.

POLITICO’ya konuşan Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ise, “çılgın hegemonyacı komşu” olarak tanımladığı Sırbistan ile ilişkilerde her şeyin yolunda gitmediğini söyledi.

POLITICO, NATO Barış Gücü (KFOR) kapsamında bölgede bulunan İngiliz askerlerinin Lammy’ye, Kosova’daki Sırp faaliyetlerini istihbarat operasyonları da dahil olmak üzere Rusya’nın desteklediğine inandıklarını söylediğini aktardı. Askerler ayrıca siyasi mitingler ve seçimlerin yanı sıra kritik altyapıyı da gözetliyor.

Kosovalı yetkililer bir süredir Sırbistan’la yeni bir savaş ihtimalinin çok da uzak olmadığı uyarısında bulunuyorlar.

Lammy ile görüşmesinde Osmani, iki ülkenin silah alımını ve birliklerinin daha fazla ortak operasyon yapmasını içeren bir ekonomi ve güvenlik anlaşması imzalanması konusunda kendisine baskı yaptı.

Ayrıca POLITICO’ya ülkesinin İngiltere ve Fransa’nın Ukrayna için organize etmeye çalıştığı barış gücüne katılma isteğini “resmen ifade ettiğini” söyledi fakat bunu Londra’nın istediği anlaşmayı imzalaması şartına bağladı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya’da cumhurbaşkanı adayları Ukrayna kartını oynuyor

Yayınlanma

Polonya’da Ukraynalılara yönelik olumsuz kamuoyu görüşü son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Araştırma merkezi Res Futura’nın verilerine göre, artan suç oranları, sosyal yardımların kötüye kullanıldığı iddiaları ve çiftçilerin yaşadığı haksız rekabet bu durumun temel nedenleri arasında yer alıyor.

Polonyalı internet kullanıcıları, son üç yılda Ukraynalılara karşı rekor düzeyde olumsuz bir tavır sergiledi.

Kamuoyu araştırma merkezi Res Futura’ya göre, mart ayında Ukraynalı mülteciler ve Kiev yönetimi hakkındaki eleştirel yayınların sayısı 325 milyona ulaştı.

Mesajlardaki baskın temanın Ukrayna ordusuna yapılan askeri yardımın durdurulması çağrısı olması dikkat çekti; bu çağrıların oranı yüzde 32 olarak kaydedildi.

Ayrıca, Polonyalılar ülkede yaşayan Ukraynalıları suç oranlarının artmasından ve sosyal yardımları kötüye kullanmaktan yaygın olarak sorumlu tutuyor.

Olumsuz içerikli paylaşımların altındaki yorumlarda Volin Katliamı sıkça tartışıldı. Bu konu, muhalif yayınların yüzde 46’sında gündeme geldi.

Ukraynalılara yönelik tutum, Polonyalı sosyologların sıkça incelediği bir konu hâline geldi.

Nitekim, şubat ayında Radio ZET, vatandaşların yaklaşık yüzde 57’sinin Kiev’in Moskova ile barış anlaşması yapması gerektiğine inandığını gösteren verileri paylaştı.

Ankete katılanların sadece yüzde 30’u farklı bir görüş belirtti.

Sosyologların bu konuya ilgisi, Polonya’daki kitlesel mülteci varlığının yol açtığı karmaşık sosyal durumla kolayca açıklanıyor.

TASS‘ın haberine göre, geçen hafta ülkede 34 yaşındaki bir Ukrayna vatandaşı, işverenini kundaklama suçlamasıyla tutuklandı. Polis, mağdurun durumunun ağır olduğunu bildirdi.

Epoznan‘ın haberine göre de şubat ayında trafik kurallarını sürekli ihlal eden ve trafik kamerasına orta parmağını gösteren bir genç Polonya’dan sınır dışı edildi.

Yoldan geçenleri dövdüğü ve kadınları taciz ettiği defalarca tespit edilen başka bir Ukraynalının sınır dışı edilmesi de benzer şekilde kamuoyunda yankı buldu. Söz konusu şahsın dairesinde uyuşturucu madde de ele geçirildi.

Polonyalıların hoşnutsuzluğunun ekonomik nedenleri de bulunuyor.

Ülkede çiftçi protestoları devam ediyor. Tarım sektörü çalışanlarının gösterileri 2024 yılında başlamıştı.

Çiftçiler, Ukrayna’dan gelen gıda ürünleriyle oluşan haksız rekabet koşullarından şikayetçi. Avrupa Birliği (AB) düzeyinde bu sorun henüz çözülemedi.

Bu durum, Ukrayna faktörünün ülkenin iç siyasetinde giderek daha belirgin bir rol oynadığını gösteriyor.

18 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu faktörün etkisi de artıyor.

Sivil Platform (PO) adayı Rafal Trzaskowski favori olarak görülürken, onu Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) Karol Nawrocki ve Konfederasyon Partisi’nden Sławomir Mentzen takip ediyor.

Ukrayna konusu, adayların seçim kampanyalarında önemli bir yer tutuyor.

Nitekim Nawrocki, Vladimir Zelenskiy konusunda “derin bir hayal kırıklığı” yaşadığını ifade etti.

Nawrocki, Varşova’nın Kiev’e yaptığı yardım karşılığında “hiçbir şey almadığını” ve bunun “ortaklık anlayışıyla bağdaşmadığını” vurguladı.

Mentzen ise Polonyalı askerlerin Ukrayna’da konuşlandırılmasına karşı çıktı. Hatta Lviv Belediye Başkanı Andriy Sadovyi ile polemiğe girdi.

Mentzen, şehri ziyareti sırasında Stepan Bandera anıtının yanında çektiği videoda, Ukraynalı milliyetçiyi “terörist” olarak nitelendirdi ve Kiev’i “suçlulara tapmakla” eleştirdi.

Tusk: Polonya bir cephe ülkesi, Ukrayna’nın savunmasına her şeyini veremez

Okumaya Devam Et

AVRUPA

ABD, Polonya’daki Ukrayna yardım merkezinden askeri personelini çekti

Yayınlanma

ABD Ordusu, Ukrayna’ya askeri destek dağıtımında önemli bir lojistik merkez olan Rzeszów yakınlarındaki Jasionka üssünden Amerikan personelinin ve askeri teçhizatının çekildiğini açıkladı.

Başbakan Donald Tusk, “Amerikalılar bizi önceden bilgilendirdi ve Rzeszów bölgesinden çekilen birliklerin Polonya’da konuşlanmaya devam edeceği konusunda güvence verdi. Bu Polonya’daki ya da Avrupa’daki ABD güçlerinin azaltılması anlamına gelmiyor,” dedi.

Komutanlıktan yapılan açıklamada, birliklerin “ABD askeri operasyonlarını optimize etmeye yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak, Müttefiklere ve ortaklara verilen destek düzeyini artırırken aynı zamanda verimliliği de artırarak” ülkedeki diğer yerlere taşınacağı belirtildi.

Birliklerin ve teçhizatın yeniden konumlandırılması kararının “Polonyalı ev sahipleri ve NATO müttefikleri ile yakından koordine edilen aylarca süren değerlendirme ve planlamayı yansıttığı” belirtilen açıklamada, Jasionka aracılığıyla Ukrayna’ya askeri yardımın kolaylaştırılmasının artık Polonya ve NATO liderliğinde devam edeceği ifade edildi.

2022’de Ukrayna savaşının başlamasının ardından ABD kuvvetleri Jasionka’da geçici bir varlık tesis etmişti.

Polonya’daki kalıcı bir askeri üssü olarak yer almamasına rağmen, bölge son üç yıldır ABD, NATO ve ortak güçler tarafından kullanılıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English