Bizi Takip Edin

AVRUPA

Polonya’da siyasi kriz sürüyor

Yayınlanma

Polonya’da, yeni Donald Tusk hükümetinin bir önceki Hukuk ve Adalet (PiS) partisi iktidarına yönelik hamleleri ile başlayan gerilim artarak sürüyor.

İki eski PiS milletvekilinin başkanlık sarayına giren polis tarafından gözaltına alınması ile büyüyen gerginlik, bu hafta içi eski Dışişleri Bakan Yardımcısının gözaltına alınması ve Yüksek Mahkeme’nin Tusk yönetiminin devlet yayıncısını tasfiye planlarını anayasaya aykırı bularak iptal etmesiyle doruk noktasına ulaştı.

Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ve Başbakan Tusk, pazartesi günü yapılan merakla beklenen bir toplantıda, Duda’nın yeni yönetimin reformlarını ‘yasaları ihlal etme’ girişimleri olarak nitelendirmesi ve Tusk’un cumhurbaşkanını önceki hükümet döneminde ‘hukukun üstünlüğünün yıkılması’ ile suçlamasıyla gerilimi azaltmayı başaramadı.

Duda, PiS’li Mariusz Kamiński ve Maciej Wąsik’in, önceki görevlerinde görevi kötüye kullanmaktan tutuklanıp iki yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve ayrıca milletvekilliği görevlerinden de mahrum bırakılmalarına işaret etti.

Kamiński ve Wąsik söz konusu olduğunda Duda, Adalet Bakanı Adam Bodnar’ı cumhurbaşkanının affını uygulamaya ve ikiliyi serbest bırakmaya çağırdı. Ayrıca, cumhurbaşkanına göre bu ikili, parlamentodaki koltuklarını geri almalı.

Devlet medyası kavgası

Duda, ayrıca devlet televizyonu TVP de dahil olmak üzere devlet medyasının yasadışı bir şekilde ele geçirilmesi olarak adlandırdığı şeyden de endişe duyduğunu söyledi.

Geçen ay, Kültür Bakanı Bartłomiej Sienkiewicz, PiS tarafından kontrol edildiğini söylediği kamu medyası yönetimini görevden aldı ve yerine yenisini getirdi. Hükümet, PiS hükümetinin propaganda aracı haline gelen kamu medyasının siyasetten arındırılması gerektiğini belirtti.

Bu hamle, yönetim değişikliğinin Ticaret Şirketleri Kanunu’na dayanması ve yasayla geçmemesi nedeniyle PiS ve Duda’nın tepkisiyle karşılaştı.

Tusk, ‘yasaya uygun olarak yapılması’ koşuluyla, kamu medyasında olası yasal değişiklikleri tartışmaya açık olduğunu söyledi. ‘Kamu medyasının geleceğine ilişkin yasal çözümleri sakin ve tutarlı bir şekilde geliştirmemiz gerektiğine’ inandığını söyleyen Duda ise, ‘bunun gelecekte gerçekleşeceğine’ dair umudunu dile getirdi.

Duda ile görüşmenin ardından Tusk da, son siyasi olayların neden olduğu toplumsal huzursuzluğu yatıştırmak için cumhurbaşkanı ile işbirliği yapmak için ‘elinden gelenin en iyisini yapacağını’ söyledi.

Anayasa Mahkemesinden hükümete ret

Fakat Polonya Anayasa Mahkemesi (TK), kamu medyasının yönetiminde değişiklikleri uygulamak veya bunları tasfiye etmek için ticaret hukukunun kullanılmasının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.

Hükümet, TK’nin kararının, eski PiS hükümeti tarafından ‘gayri meşru bir şekilde atanmış’ bir yargıç ve eski milletvekili olmaları nedeniyle çıkar çatışması yaşayan diğer iki yargıcı içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu ilan ederek hemen yanıt verdi.

Business Insider Polska’nın haberine göre, TK yargıçlarından Jarosław Wyrembak, kamu medya kuruluşlarının tasfiyesinin yasal önlemler gerektirdiğini ve yönetim kurulunun görevden alınmasına ilişkin kararların Ulusal Medya Konseyi’nin (RMN) münhasır yetkisi olduğunu söyledi.

Tusk, PiS’i ‘sabotaj’ ile suçluyor

Tusk, daha önce, PiS muhalefetinin ‘bariz sabotaj’ taktiklerini, devlet aygıtının bir kısmı üzerindeki kontrolü sürdürme girişimi olarak kınamıştı.

Geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, “Açıkça söylemek gerekirse, en önemli devlet kurumlarının dahliyle, bir ikili iktidar inşa etme girişimi ile uğraşıyoruz,” iddiasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Duda’nın da PiS ile birlikte hareket etmesi işleri daha da karmaşıklaştırıyor. Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında Tusk, Duda’yı ‘2015’ten bu yana Polonya’da hukukun üstünlüğünün ve hukuk düzeninin tahrip edilmesine karışmakla’ suçladı.

Cumhurbaşkanı önce Tusk’ın başbakan olarak atanmasını erteledi, ardından Aralık bütçe tasarısını veto etti.

Yargı krizi katmerleniyor: Bazı savcılar bakana isyan etti

Tusk’ın Adalet Bakanı ve Başsavcısı Adam Bodnar, geçtiğimiz hafta, Duda’nın onayını almadan Ulusal Savcılık Ofisi başkanını değiştirmek için harekete geçince cumhurbaşkanı Bodnar’ın eylemlerini ‘acınası’ olarak nitelendirerek kınadı.

Duda, “Ulusal Savcılık Ofisi başkanının görevden alınması … cumhurbaşkanının yazılı onayını gerektirir. Adalet Bakanı’nın yaptıklarının hiçbir hukuki dayanağı ve değeri yoktur,” dedi.

Birçoğu eski hükümete sadık olarak görülen bazı düşük rütbeli savcılar da Bodnar’a karşı isyan başlattı. Duda pazartesi günü erken saatlerde bu isimlerle bir araya geldi.

Fakat Tusk, Ulusal Savcı Dariusz Barski’nin 2022’de uygunsuz bir şekilde atandığı konusunda ısrar ederek, resmi olarak hiçbir zaman görevde bulunmadığı için onu kovmaya gerek olmadığını öne sürüyor.

Tusk, “Cumhurbaşkanına sadece yasalara, mahkeme kararlarına ve anayasaya bağlı kalacağımızı teyit ettim. Burada müzakerelere yer yok; yasaya ya da anayasaya sadece biraz bağlı kalamayız. Umarım gelecekte cumhurbaşkanı bu yorumu kabul eder,” dedi.

Anayasa Mahkemesi de, pazartesi günü, hükümetin Barski’nin yerine aday göstermesini durduran bir karar yayınlayarak, Bodnar’a ve tüm kamu makamlarına, ‘Barski’nin haklarını, görevlerini ve yetkilerini kullanmasını engelleyen herhangi bir eylemden kaçınmalarını’ söyledi.

Mahkemenin yargıçlarından Krystyna Pawłowicz, pazar günü attığı bir tweet’te, “Polonya’nın neo-Bolşevik yıkımı ilerliyor,” iddiasında bulunarak hükümeti eleştirdi.

Eski Bakan Yardımcısı gözaltına alındı

Son olarak çarşamba günü PiS’li eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Piotr Wawrzyk’in yolsuzluk iddiası ile gözaltına alınması gerilimi iyice tırmandıracak gibi görünüyor.

Eylül ayında vize skandalının patlak vermesinin ardından, PiS hükümeti Wawrzyk’i görevden almış ve Polonya vizelerini dünyanın dört bir yanındaki konsolosluklar aracılığıyla nakit olarak satan dışişleri bakanlığı yetkililerinin karıştığı iddia edilen bir şebeke hakkında soruşturma başlatmıştı.

AVRUPA

Fransa’da son anketler: Ulusal Birlik çoğunluğu elde edemiyor

Yayınlanma

Harris Interactive tarafından yapılan bir ankete göre, Fransa’da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) partisi, yaklaşan erken seçimlerde mutlak çoğunluğu elde edemeyecek. Bu durumda Fransa, Ulusal Meclis büyük ölçüde parçalanmış bir şekilde yoluna devam edecek.

Pazar günü yapılacak ikinci tur oylamada Fransa, hiçbir grubun hükümet kurmak için yeterli sandalye sayısına ulaşamayacağı bir döneme girecek.

Harris’in çeşitli Fransız medya kuruluşları için yaptığı ankete göre RN ve müttefikleri 190 ila 220 sandalye kazanacak ki bu sayı sağın iktidar çoğunluğuna sahip olarak başbakanlığı ele geçirmesi için gereken 289 sandalyeden çok uzak.

Yeni kurulan Yeni Halk Cephesi (NFP) olarak bilinen sol ittifakın 159 ila 183 sandalye ile ikinci olacağı tahmin ediliyor. Emmanuel Macron’un merkezci Ensemble ittifakından milletvekillerinin sayısının yarı yarıya azalarak 135’in altına düşmesi bekleniyor.

RN karşıtı cephe işe yarayacak mı?

Öte yandan Financial Times’a (FT) konuşan analistler bu aşamada kesin koltuk tahminlerine ulaşmanın zor olduğu konusunda uyarıda bulundu. Fakat RN bu kadar zayıf bir sonuç elde ederse bu, rakiplerinin kendilerine karşı bir “cumhuriyetçi cephe” oluşturmak için bir araya gelme stratejisinin işe yaradığının bir işareti olacak.

Pazar günü yapılan ve RN’nin büyük bir farkla kazandığı ilk tur oylamasının ardından merkez ve sol partiler, Le Pen’in kampının iktidarı almasını engellemek için koordineli bir girişimle yaklaşık 200 adaylarını taktiksel olarak geri çekme konusunda anlaşmaya vardılar.

İkinci turda solcu ve merkezci seçmenlerden, bir sonraki Ulusal Meclis’te RN vekil sayısını azaltmak amacıyla, genellikle desteklemedikleri partilere oy vermeleri istenecek.

Seçimlere katılım oranı kritik

İçişleri Bakanlığı verilerine göre üç ittifakın katılacağı ikinci tur seçimlerin sayısı 306’dan 89’a düştü.

Seçmenlerin parti liderlerinin talimatlarına uyup uymayacağını zaman gösterecek. İlk turdaki yüksek katılımın ardından katılım yine kilit bir faktör olacak. Bazı parti yetkilileri, yaz tatili ve tercih ettikleri aday elenen seçmenler arasındaki hayal kırıklığı nedeniyle katılımın bu kez daha düşük olabileceğinden endişe ediyor.

Üç bloğa bölünmüş bir Ulusal Meclis senaryosu daha olası görünürken, parti liderleri birlikte çalışma olasılığı hakkında sinyaller göndermeye başladı.

Attal’dan sola işbirliği çağrısı

Macron’un başbakanı Gabriel Attal, merkezcilerin salt çoğunluğa sahip olamayacağını kabul etti fakat belirli politikalar üzerinde işbirliği yapmaya istekli partilerden oluşan “çoğulcu bir meclis” kurma çağrısında bulundu.

Çarşamba günü France Inter radyosuna konuşan Attal, “Ensemble grubumuzun mümkün olduğunca geniş olmasını umuyorum ve o zaman [belirli yasa tasarıları üzerinde] ilerlememizi sağlayacak anlaşmalar yapabiliriz,” dedi.

Yeşil lider Marine Tondelier böyle bir hamleye kapıyı araladı fakat bunun Macron ya da Attal’ın değil solun şartlarıyla olacağı uyarısında bulundu.

Tondelier TF1 haber kanalına verdiği demeçte, “Bu ülkede daha önce hiç kimsenin yapmadığı şeyleri yapmak zorunda kalacağız,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Zelenskiy, Başbakan Şmigal’ı görevden almaya hazırlanıyor

Yayınlanma

Ukrayinska Pravda gazetesinin kaynaklarına göre Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Denis Şmigal’ı başbakanlık görevinden almayı düşünüyor.

Habere göre Şmigal’ın yerine iki aday düşünülüyor: Başbakan Birinci Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko ve eski Bölgesel Kalkınma Bakanı ve devlete ait enerji şirketi Naftogaz’ın yönetim kurulu başkanı Aleksey Çernişov.

Gazeteye konuşan kaynak, “Devlet Başkanı, Şmigal’dan bıkmış durumda, bunu toplantılardaki tavrından anlayabilirsiniz. Artık onu pek dinlemiyor bile. Zaten bu bir hesap hatasından çok duygusal bir şey…. Zelenskiy her zaman yaratıcı çözümler ve öneriler isterken, Şmigal geçen yıllar içinde gelişmesine rağmen pek değişemiyor,” ifadelerini kullandı.

Strana.ua haber ve analiz sitesi de durumu doğruladı. Gazetenin kaynakları Yuliya Sviridenko’nun Denis Şmigal’ın yerine geçebilecek olası bir aday olduğunu öne sürdü.

Kaynaklara göre başbakanı görevden alma inisiyatifi Vladimir Zelenskiy ve özel kalemi Andrey Yermak’a ait. Kaynaklar, yeni başbakanın yaz sonuna kadar atanabileceğini öne sürdü.

48 yaşında olan Şmigal, 2020’nin mart ayından başbakan olarak görev yapıyor. Bundan önce Şmigal, Başbakan Yardımcısı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı olarak görev yapıyordu.

FT: Batı, Ukrayna’ya olan güvenini kaybediyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Sahra Wagenknecht İttifakı, AP’de yeni sol grup kuramadı

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde %6 civarında oy alan yeni parti Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) 3 Temmuz Çarşamba günü yaptığı açıklamada, AP’de alternatif bir sol grup oluşturma görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlandığını duyurdu.

Geçen bahar Sahra Wagenknecht tarafından Sol Parti’den (Die Linke) ayrılarak kurulan BSW, Avrupa seçimleri öncesinde Euractiv’e yaptığı açıklamada AP’deki diğer partilerden yeni bir parlamento grubu oluşturmak için yeterli desteği aldığını söylemişti.

Fakat dün erken saatlerde, uzun süredir görüşmelere dahil olduğu söylenen İtalyan 5 Yıldız Hareketi’nin bunun yerine AP’deki mevcut Sol gruba katılmak için başvuruda bulunduğu haberleri ortaya çıktı.

BSW’nin Avrupa seçimlerinde liste başı adayı de Masi çarşamba akşamı yaptığı açıklamada partisinin “AB Parlamentosu’nda yeni bir siyasi grup oluşturmak üzere [son haftalarda] İtalya’dan Beş Yıldız Hareketi ile yoğun bir şekilde çalıştığını” doğruladı.

De Masi, “Altı ülkeden 20 Avrupa Parlamentosu üyesi ilgilerini ifade ettikleri için yeni bir siyasi oluşuma çok yaklaştık,” demişti.

Fakat de Masi, Sol gruptan üyelerin son anda gösterdikleri ilgiye rağmen, yeni grubun yedi ülkeden 23 milletvekiline sahip olmak için gerekli eşiği aşamadığını itiraf etti. 

De Masi, “Salı akşamı (2 Temmuz), barışı koruma, diplomasi ve sosyal adalet konularına odaklandıkları için kendilerini dışlanmış hisseden Sol fraksiyonun partilerinden son dakika görüşme talepleri aldık. Partinin seçim yenilgisine rağmen Die Linke’nin parlamento gruplarına liderlik etmeye devam edecek olması onları dehşete düşürdü,” dedi.

De Masi Euractiv’e yaptığı açıklamada son dakika görüşmelerinin barşamba günü sonuçlandığını, fakat ilgili heyetlerin katılmama kararı aldıklarını söyledi.

AP vekiline göre sorun siyasi farklılıklarından ziyade, BSW ve müttefiklerinin seçim öncesi koltuk tahminlerine ulaşılamaması üzerine yeni ortaklar aramak zorunda kalması nedeniyle, yetki ve sorumlulukların paylaşımı konusundaki müzakerelerdi.

Açıklamasında, Sosyal Demokratların da görüşmelere dahil olduğunu iddia ederek, “Çoğunluk gruplarının Brüksel’deki arka oda anlaşmalarını eleştirenleri görevler ve finansman yoluyla dahil etmek için güçlü kaldıraçları var,” dedi.

De Masi ayrıca BSW’nin Sol’a katılmaya çalıştığı fakat reddedildiği yönündeki söylentileri de yalanladı.

AP’deki mevcut Sol grup, Beş Yıldız’ın 8 milletvekilini kabul etmeleri halinde sayıları en az 47 milletvekiline ulaşabileceğinden, Yeşiller’in siyasi olarak solundaki en büyük grup haline gelebilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English