Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

QUAD dörtlüsü Hint-Pasifik siber ve denizcilik girişimlerini genişletme konusunda anlaştı

Yayınlanma

Avustralya, Hindistan, Japonya ve ABD dışişleri bakanları, pazartesi günü Tokyo’da yapılan ve Antony Blinken’in “eşi benzeri görülmemiş bir stratejik uyum anı” olarak selamladığı toplantıda birlikteliği vurguladı ve Hint-Pasifik’te siber ve deniz güvenliği konusunda işbirliğini genişletme sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong ve Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar düzenledikleri ortak basın toplantısında denizaltı kablo ağlarının dayanıklılığını artırmaya, “deniz alanı farkındalığını” genişletmeye ve bölgedeki afet müdahale çerçevesini düzenlemeye yönelik girişimleri duyurdular.

Dörtlü bir açıklama yaparak “Doğu ve Güney Çin denizlerindeki durumdan ciddi endişe duyduklarını” ve “statükoyu güç ya da baskı yoluyla değiştirmeyi amaçlayan her türlü tek taraflı eyleme şiddetle karşı olduklarını” yineledi.

Açıklamada doğrudan Çin’in adı geçmezken, Güney Çin Denizi’nde Filipinler ile gerginliğin arttığı ve Pekin’in Rusya ile ortak askeri faaliyetlerini artırdığı bir dönemde geldi.

Bakanlar ayrıca Kuzey Kore’nin balistik füze fırlatmasını ve Rusya’nın Ukrayna’daki “saldırganlığını” “özgür ve açık” bir Hint-Pasifik için kilit tehditler olarak gösterdi.

Blinken, “Bu dört ülke arasında eşi benzeri görülmemiş bir stratejik uyumun yaşandığı bir andayız. Özgür ve açık, bağlantılı, güvenli, müreffeh ve dirençli bir Hint-Pasifik bölgesi için ortak bir vizyonla birleşmiş dört ülkeye sahibiz” dedi.

Bakanlar Eylül 2023’ten bu yana ilk kez bir araya gelirken Kamikawa gazetecilere yaptığı açıklamada anlaşmaların “giderek belirsizleşen bir uluslararası düzen” zemininde yapıldığını söyledi.

Toplantının başlamasından hemen önce Wong şunları söyledi: “Hepimiz bölgemizde son on yılların en zorlu koşullarıyla karşı karşıya olduğumuzun farkındayız. Hepimiz bölgenin barış, istikrar ve refahını önemsiyoruz ve hepimiz biliyoruz ki bu bir lütuf değil.”

Wong, ülkesinin denizaltı kablo iletişimi konusunda Dörtlü ortaklığa “katkısı” olarak sunduğu Avustralya Kablo Bağlantısı ve Dayanıklılık Merkezi’nin açılışını yaptı.

Denizaltı kabloları son yıllarda ABD-Çin teknoloji savaşında önemli bir mücadele alanı haline geldi ve dört ülkenin liderleri geçen yılın mayıs ayında yaptıkları zirvede Hint-Pasifik kablo ağlarının güçlendirilmesi konusunda işbirliği yapma sözü verdiler.

Wong basın toplantısında Avustralya’nın yeni merkezinin bölgedeki kablo sistemleri için teknik destek ve eğitim sağlayacağını söyledi. Pazartesi günkü ortak açıklamada ABD de bölgedeki 1,000’den fazla telekom yetkilisi ve yöneticisini eğitme sözü verdi.

Dışişleri bakanları ayrıca Deniz Alanında Farkındalık için Hint-Pasifik Ortaklığı’nın kapsamını Hint Okyanusu’na kadar genişleteceklerini açıkladılar. Blinken pazartesi günü yaptığı açıklamada, QUAD dörtlüsü liderleri tarafından 2022 yılında başlatılan girişimin amacının “bölgedeki ortakların kendi sularında neler olup bittiğini bilme kapasitelerini güçlendirmek” olduğunu söyledi.

Açıklamaya göre programın Hint Okyanusu bölümü, bölgesel bir deniz güvenliği üssü olan Hint Donanması Bilgi Füzyon Merkezi ile işbirliği içinde yürütülecek.

Pazartesi günkü toplantıda ayrıca, bölgedeki acil durumlara müdahale ederken daha düzenli bir koordinasyon sağlamayı amaçlayan insani yardım ve afet yardımı konusunda Dörtlü’nün standart prosedürlerine son şekli verildi. Ortak açıklamaya göre ittifak, mayıs ayında meydana gelen ölümcül toprak kaymasının ardından Papua Yeni Gine’ye yaklaşık 5 milyon dolarlık yardımda bulundu.

Blinken, Jaishankar, Kamikawa ve Wong açıklamalarında, “ ASEAN’ın birliği ve merkeziyetçiliğine olan sarsılmaz desteklerini” ve Pasifik ada ülkelerini desteklediklerini bir kez daha teyit ettiler.

Dörtlü toplantı, pazar günü Japonya ve ABD dışişleri ve savunma bakanları arasında yapılan “iki artı iki” oturumunu takip etti. İki ülke Hint-Pasifik bölgesinde savunma güçleri arasında daha yakın bir işbirliği yapılması -ABD güçlerinin Japonya’daki örgütlenme biçiminin yenilenmesi de dâhil olmak üzere- ve Japonya’nın Tayvan’a yakın güneybatı adalarına yeniden odaklanılması konularında mutabık kaldı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Japon kuvvetleriyle işbirliğini derinleştirmeyi amaçlayan yeniden yapılanmayı “kuruluşundan bu yana ABD Japonya Kuvvetleri’nde yapılan en önemli değişiklik ve Japonya ile askeri bağlarımızda 70 yıldır yaşanan en güçlü gelişmelerden biri” olarak nitelendirdi.

Çin’den tepki

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian ise, QUAD ülkeleri ABD, Avustralya, Japonya ve Hindistan’ı Asya-Pasifik bölgesinde gerginlik oluşturmakla eleştirdi.

Lin basın açıklamasında, “Avustralya, ABD, Hindistan ve Japonya, bölgenin açık ve özgür olması gerektiği iddiasında bulunuyor. Asıl onların yaptığı bölgesel gerginlik oluşturmak. Düşmanlık ve çatışma yaratmak, diğer ülkelerin kalkınmasını engellemektir” değerlendirmesinde bulundu.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin, yapılan açıklamaların bölgede barış, kalkınma, işbirliği ve refah arayışı eğilimine aykırı olduğunu sözlerine ekledi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English