Bizi Takip Edin

Rusya

Rus şirketleri yaptırımların hafifletilmesi ihtimalini değerlendirdi

Yayınlanma

Rusya’daki sanayi işletmelerinin çoğu, yabancı üreticilerin geri dönmesiyle rekabetin artması riskine rağmen, olası yaptırım iptalini olumlu veya nötr karşılıyor. İşletmeler en çok ekipman ve malzeme tedarikinin yeniden başlamasını beklerken, en büyük endişeleri ise ithal ürünlerle rekabetin geri dönmesi. Uzmanlar, ithal ikamesinde ilerleme kaydedildiğini ancak rekabetin yerli üreticilerin gelişimi için önemli olduğunu belirtiyor.

Rusya’daki işletmelerin çoğu, yabancı üreticilerin geri dönmesiyle rekabetin artması riskine rağmen, ülkeye yönelik yaptırımların olası kaldırılmasını olumlu veya nötr olarak değerlendiriyor.

Rusya Bilimler Akademisi Ulusal Ekonomik Tahmin Enstitüsü’nden iktisatçı Sergey Tsuhlo, Finans Üniversitesi’nde düzenlenen ekonomi istatistikleri ve analitiği konulu konferansta sanayi işletmeleri anketini sundu.

Tsuhlo, her ay sanayicilerle anketler düzenleyerek sanayi iyimserlik endeksini hesaplıyor.

Tsuhlo, mart sonunda yaptığı açıklamada, Rusya sanayisinin duyarlılığını yansıtan bu göstergenin şubat-mart aylarında sıfır değerlerini koruyarak “donma noktasında” kaldığını belirtmişti.

Nisan anketine, işletmelerin yaptırımların kaldırılmasının olası sonuçlarını nasıl değerlendirdikleri, bundan ne gibi riskler ve olumlu etkiler bekledikleri hakkında sorular dahil edildi.

Katılımcıların yüzde 54’ü yaptırımların kaldırılmasının sonuçlarını olumlu, yüzde 26’sı ise nötr olarak değerlendirdi. Yaklaşık her beş işletmeden biri olumsuz görüş bildirdi: Yüzde 18’i orta derecede olumsuz, yüzde 1’i ise kesinlikle olumsuz bir değerlendirme yaptı.

Şirketlerin yaptırımların hafiflemesine bakışı

RBK gazetesinin haberine göre Tsuhlo, Rus sanayisinin yaptırımlara yönelik “ikili doğasına” dikkat çekti. İktisatçı, “Bir yandan ithal parça, ekipman ve malzeme tedarikine bağımlı, diğer yandan geri dönen ithalatla rekabet etmek zorunda kalacak,” diye açıkladı.

Tsuhlo, buna rağmen yaptırımların kaldırılmasının sonuçlarına ilişkin olumlu değerlendirmelerin ağır bastığını ve işletmelerin eksilerden çok artılar gördüğünü dile getirdi.

Sanayicilerin yaklaşık dörtte üçünün beklediği ana olumlu etki, ekipman, yedek parça ve teknoloji tedarikinin yeniden sağlanması oldu.

Neredeyse aynı oranda (yüzde 72) katılımcı, ithal bileşen ve malzeme tedarikinin yeniden başlamasını bekliyor.

İlk üç beklentiyi, ihracat-ithalat işlemleri için normal ödeme sistemlerinin yeniden kurulması beklentisi tamamlıyor; bunu katılımcıların yüzde 45’i istiyor.

Diğer olumlu sonuçlar arasında katılımcıların en sık belirttiği beklentiler; önceki teknolojik zincirlerin ve ürün kalitesinin yeniden sağlanması (yüzde 33), ihracat talebinin ve lojistik zincirlerinin yeniden kurulması (yüzde 32) oldu.

İşletmeler ayrıca, ithalatın geri dönmesiyle birlikte ithal ikamesi ekipman fiyatlarının düşeceğine inanıyor: Rus malı ekipmanlar için bu beklenti yüzde 30, Çin malı ekipmanlar için ise yüzde 27 seviyesinde.

İşletmelerin ana risk olarak gördüğü şey, kendi ürünleriyle rekabet eden ithalatın pazarlara geri dönmesi.

Katılımcıların yüzde 39’u bu tür endişelerini dile getirdi. Tsuhlo, “Ancak genel olarak, ithalatla rekabetin de olmasının o kadar da kötü olmadığını düşünüyorum,” dedi.

Yaptırımların kaldırılmasının diğer sıkça dile getirilen olumsuz yönleri arasında, Rus işletmelerinin ürünlerine yönelik ithal ikamesi talebinin azalması (yüzde 21) ve şu anda ihtiyaç duyulan yerli ithal ikamesi ürünlerinin piyasadan dışlanması (yüzde 19) yer alıyor.

Sanayicilerin sadece yüzde 14’ü Çinli ve diğer yabancı ithal ikamesi ürünlerinin piyasadan çekilmesinden endişe duyuyor.

Ankete katılan işletmelerin yüzde 8’i, artan rekabet ortamında kendi üretim maliyetlerinin ve fiyatlarının artabileceğini göz ardı etmiyor.

Yaptırım sürecine ilişkin beklentiler gerçekleşti mi?

Tsuhlo, raporunda ayrıca Rus sanayicilerinin yaptırımların uygulanması ve yabancı ithalatçıların çekilmesine ilişkin beklentileriyle mevcut durumu karşılaştırdı ve Nisan 2022 ile Mart 2025 anket sonuçlarını kıyasladı.

Yaptırımların en yaygın sonucu, Rusya’da veya dost ülkelerde alternatif tedarikçilerin bulunmaması nedeniyle üretim maliyetlerinin ve fiyatların artması olmaya devam ediyor: 2022’de bunu yüzde 64 belirtirken, üç yıl sonra bu oran yüzde 60 oldu.

Alternatif tedarikçilerin yokluğu endişesi de önemini koruyor; 2022’de işletmelerin yüzde 62’si bu konudan bahsederken, 2025’te bu oran yüzde 55’e geriledi.

2022 beklentileri ile 2025 gerçekliği arasındaki en büyük fark, ithal hammadde ve bileşenlerin ikame edilememesi nedeniyle üretimde olası bir düşüşün değerlendirilmesinde ortaya çıktı.

Yaptırım baskısının başlangıcında işletmelerin yüzde 34’ü bu tür endişelerini dile getirirken, bu yılın mart ayında bu riskten sadece yüzde 9’u bahsediyor.

Ayrıca, mevcut ithal ekipmanın bakımı ve onarımı yapılamadığı için durması veya değiştirilmesi endişesi taşıyanların oranı yarı yarıya azaldı (yüzde 40’tan yüzde 20’ye).

Rus iş dünyasının 2022 baharında dile getirdiği yaptırımlardan kaynaklanan olumlu beklentiler gerçekleşti: O dönemde işletmelerin yüzde 36’sı kendi ürünlerine yönelik ithal ikamesi talebinin artmasını beklerken, 2025’te bunu belirtenlerin oranı yüzde 41’e yükseldi.

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği’nin ocak ayında yaptığı anket, 2024 sonu itibarıyla yaptırımlardan kaynaklanan kısıtlamalardan şu veya bu şekilde etkilenen işletmelerin oranının azaldığını gösterdi.

Özellikle, ithalat kısıtlamaları nedeniyle yeni ekipman satın alamadığını belirtenlerin oranı (ikinci çeyrekte yüzde 29’dan dördüncü çeyrekte yüzde 15’e) ve yabancı karşı taraflarla ödeme yapamadığını belirtenlerin oranı (ikinci çeyrekte yüzde 28’den yüzde 15’e) düştü.

Diğer yandan yılın ilk yarısında ankete katılan şirketlerin yüzde 20’si yaptırımların faaliyetleri üzerindeki etkisinden bahsederken, yıl sonuna doğru bu oran yüzde 14’e geriledi.

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) Reel Sektör Gelişim Analizi ve Tahmini Yönü Başkanı Vladimir Salnikov ise, yaptırımların etkisini ruble kuruna benzetiyor: “Sanayide kimine zayıf ruble, kimine güçlü ruble daha iyi gelir, kimine ise arada bir şey ya da fark etmez.”

Salnikov, “Her şey duruma, farklı sektörlerdeki işletmelerin çalıştığı modellere bağlı. Örneğin, erişilemez hale gelen veya hâlâ karmaşık yollarla temin edilmesi gereken bileşenleri kullanan biri için ithalatın yeniden başlaması elbette bir artı olacaktır. Ama bazılarının da gerçekten rakipleri ortaya çıkacak,” diye ekliyor.

Rusya’dan çekilen ABD’li şirketler 300 milyar doları aşan kayba uğradı

İthal ikamesi ne kadar başarılı?

Danışmanlık şirketi ATK+ Proje Yöneticisi Andrey Kusik de, ithal ikamesi süreçlerinin Rus üreticilerin yabancı tedarikçilere olan bağımlılığını azalttığını, ancak sermaye yoğun sektörlerde (örneğin elektronik, otomotiv bileşenleri ve endüstriyel ekipman üretimi) ithalat payının düşürülmesinin hâlâ önemli bir zorluk olmaya devam ettiğini söylüyor.

Uzman, işletmelerin büyük ölçüde adapte olduğunu, satın alma stratejilerini yeniden yönlendirdiğini ve bazı şirketlerin, özellikle Merkez Bankası’nın yüksek faiz oranı bağlamında, daha önce satın alınan ekipmanın ömrünü mümkün olduğunca uzatmaya çalıştığını ekliyor.

Kusik, “Bu koşullarda işletmeler genellikle üç tedarik kanalı kullanıyor: paralel ithalat, OEM çözümleri ve analoglarının satın alınması ve tersine mühendisliğin geliştirilmesi,” diyor.

OEM (original equipment manufacturer—orijinal ekipman üreticisi), orijinal üreticiden müşterinin markası altında mal üretimi anlamına geliyor.

Bunun yanı sıra mühendislik merkezi Kronstadt’ın Operasyon Direktörü Aleksandr Tretyakov, örneğin petrol ve doğalgaz sektöründe, jeolojik araştırma ve sonraki saha geliştirme için kullanılan bazı ekipman pozisyonlarında yerlileştirme oranının yüzde 85 ila 90’a yaklaştığını, ithal ikamesi açısından ana “büyüme alanlarının” ise gaz türbinleri (gaz sıkıştırma ve elektrik üretimi için) olarak kaldığını belirtiyor.

Tretyakov, petrol arıtma kompleksinde kontrol vanaları ve pompa ürünlerinde yerlileştirme seviyesinin arttığını ve “daha yavaş hızlarda da olsa kompresör teknolojisi ve yüksek güçlü buhar türbinlerinde de büyüme sağlandığını” ifade ediyor.

Rusya Yüksek Ekonomi Okulu (VŞE) Yapısal Politika Araştırmaları Merkezi Direktör Yardımcısı Anna Fedyunina, ithal ikamesindeki başarıların öncelikle düşük ve orta teknolojili sektörlerle ilgili olduğunu, ancak kendi üretimini organize etmeyi başaran yerlerde bile ürün kalitesinin genellikle ithal analoglarından düşük olduğunu düşünüyor.

Fedyunina, “Kalite sorunlarının daha sonra bu ürünleri tüketen sektörler için kısıtlamalara yol açması önemli. Bu durum özellikle, ithal ikamesi ürünlerinin sınırlı işlevsellik, daha kısa hizmet ömrü ve modern dijital arayüzlerin eksikliği ile karakterize edildiği takım tezgahları ve makine mühendisliğinin belirli alanları için geçerlidir,” diye belirtiyor.

Kusik, kısa vadede yaptırım rejiminin gevşetilmesinin gerçekten olumlu bir faktör olarak algılanacağını söylüyor; bu durum, özellikle yüksek teknolojili bileşenlere ve ekipmanlara erişim açısından üretim zincirlerindeki dar boğazları hızla giderme fırsatı sunacak.

Fakat uzman, uzun vadede, hem makro düzeyde devlet destek önlemleriyle hem de işletmeler düzeyinde sistematik çalışmalarla ithalat bağımlılığını azaltma politikasını sürdürmenin önemli olduğunu vurguluyor.

Fedyunina, rekabetin önemli olduğuna ve ithal ikamesinin çok uzun süre “izole” edilmesinin yerli ürünlerin rekabet gücüne ulaşmasını engellediğine inanıyor.

Fedyunina, “İthal ikamesinin uygulanmasına ilişkin yabancı deneyimlere dayanarak, yerli üreticileri yabancı rakiplerle ‘çarpıştırma’ görevinin, genellikle yerli şirketlerin kalitesi ve başarıları üzerinde son derece olumlu bir etkisi olduğunu görüyoruz,” diyor.

Rusya’dan paralel ithalata kısıtlama hazırlığı

Rusya

Medinskiy: Savaş ve müzakereler tarihte her zaman eş zamanlı yürür

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy, savaş ve müzakerelerin tarihte her zaman eş zamanlı yürütüldüğünü belirtti. Medinskiy, İstanbul’da Ukrayna ile devam eden görüşmeler bağlamında, bu durumun tarihsel örneklerle sabit olduğunu ifade etti.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı ve İstanbul’daki Ukrayna müzakerelerinde Rus heyetine başkanlık eden Vladimir Medinskiy, Rossiya-1 televizyonuna verdiği mülakatta, savaş ve müzakerelerin tarihte her zaman eş zamanlı yürütüldüğünü ifade etti.

Medinskiy, Napolyon’un “Savaş ve müzakereler genellikle eş zamanlı yürütülür,” sözüne atıfta bulunarak bu durumu vurguladı.

Medinskiy, dünya tarihindeki çeşitli çatışmalardan örnekler vererek, askeri operasyonların müzakerelerle aynı anda yürütüldüğünü belirtti. Medinskiy, “Vietnam Savaşı’nda ABD ve Vietnam arasında askeri operasyonlar sırasında sürekli müzakereler yapıldı; Kore Savaşı’nda da askeri operasyonlar sırasında sürekli müzakereler oldu; 20. yüzyıldan örnek verecek olursak Sovyet-Finlandiya Savaşı. Aslında tarih şaşırtıcı bir şekilde tekerrür ediyor,” diye ekledi.

Medinskiy, “Askeri operasyonlar sırasında barış müzakereleri yapılır ve sonunda bu barış müzakerelerinde bir sonuca varılır, ardından barış anlaşması imzalanır ve askeri operasyonlar sona erer. Bunu şunun için söylüyorum, savaş ve müzakereler tarihte her zaman eş zamanlı yürür,” ifadelerini kullandı.

Devlet Başkanı Yardımcısı, Moskova’nın Kiev ile temasları İstanbul sürecinin devamı olarak gördüğünü bir kez daha vurguladı.

Daha önce, 14 Mayıs’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’yı İstanbul’daki müzakerelerde temsil edecek heyetin yapısını onaylamıştı.

Rus heyetine, üç yıl önceki gibi Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy başkanlık ediyor.

Heyet üyeleri arasında Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekat Dairesi Başkanı İgor Kostyukov ve Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin bulunuyor.

Medinskiy ve Fomin, 2022 yılında Ukrayna ile yapılan müzakere heyetinde de yer almıştı.

Ukrayna heyetine ise 2022’deki İstanbul müzakerelerine katılan Savunma Bakanı Rustem Umerov başkanlık etti. Heyette Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Kislitsa, Ukrayna Güvenlik Teşkilatı (SBU) Başkan Yardımcısı Aleksandr Poklad, Dış İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı Oleg Lugovskiy ve diğer yetkililer yer alıyor.

Rusya ile Ukrayna arasında 2022’de başlayan çatışmadan bu yana taraflar birçok kez çözüm girişiminde bulundu.

İlk üç tur müzakere Belarus’ta yapıldı: 28 Şubat’ta Gomel’de, 3 ve 7 Mart’ta Brest’te; ancak kilit konularda anlaşmaya varılamadı.

10 Mart 2022’de Antalya Diplomasi Forumu marjında Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları bir araya geldi, fakat bu toplantı da ilerleme sağlamadı.

Daha önemli bir gelişme, 29 Mart’ta İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan toplantıda yaşandı. Bu toplantıda Ukrayna heyeti, Rus tarafına olası bir anlaşma taslağı ve garantör ülkeler listesi sundu.

Fakat 17 Mayıs’ta Ukrayna müzakereleri resmi olarak askıya aldı ve 4 Ekim’de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile diyalog kurulmasının imkânsızlığına dair Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi kararını imzaladı.

Diplomatik çıkmaza rağmen, 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin arabuluculuğuyla Karadeniz Tahıl Girişimi üzerinde anlaşmaya varıldı.

18 Mart’ta ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında yapılan telefon görüşmesinin ardından Rus tarafı, enerji altyapısına yönelik saldırılardan karşılıklı vazgeçme fikrini destekledi. Ertesi gün Devlet Başkanı Zelenskiy de benzer önlemlere onay verdi.

11 Mayıs 2025 gecesi Devlet Başkanı Putin, Ukrayna ile İstanbul’da ön koşulsuz doğrudan müzakereler yapılması önerisinde bulundu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, görüşmeye ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti.

Trump, Rus mevkidaşının Ukrayna ile doğrudan müzakerelerin yeniden başlatılması önerisini desteklerken, Zelenskiy 15 Mayıs’ta İstanbul’da yapılması planlanan müzakerelere katılacaklarını teyit etti.

İstanbul barış müzakerelerinin ilk günü olan 15 Mayıs’ta Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında doğrudan görüşme gerçekleşmedi.

Rus heyeti başkanı Vladimir Medinskiy, İstanbul’daki Rusya Başkonsolosluğu binası önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Kiev ile doğrudan temasların görevinin, çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırarak uzun vadeli barışın tesis edilmesi olduğunu belirtti.

Medinskiy, Rus tarafının İstanbul’daki barış müzakerelerinde olası uzlaşmaları tartışmaya hazır olduğunu ve bu toplantıyı 2022’de yapılan barış müzakerelerinin devamı olarak gördüğünü kaydetti.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saygısından dolayı Savunma Bakanı Rustem Umerov başkanlığındaki Ukrayna heyetini İstanbul’a gönderdiğini söyledi.

Akşam saatlerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy başkanlığındaki Rus heyetiyle bir görüşme gerçekleştirdi.

Rusya ve Ukrayna, ‘1000’e 1000′ esasına göre esir takası konusunda anlaştı

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya, Afganistan üzerinden Hindistan ve Pakistan’a demiryolu istiyor

Yayınlanma

Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk, Moskova’nın Afganistan’da Hindistan ve Pakistan’a ulaşacak bir demiryolu ağı geliştirmekle ilgilendiğini açıkladı.

Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk, KazanForum çerçevesinde düzenlenen Rus-Afgan iş forumunda yaptığı konuşmada, Moskova’nın Afganistan’da Hindistan ve Pakistan’a erişim sağlayacak bir demiryolu ağı geliştirilmesiyle ilgilendiğini ifade etti.

Kommersant gazetesinin aktardığına göre Overçuk, bu stratejik projenin ekonomik fizibilite çalışmasının 2026 yılının başlarına kadar hazırlanmasının planlandığını belirtti.

Overçuk, Rus şirketlerinin Taliban yönetimindeki Afganistan‘a demiryolu ağı tesislerinin inşası için “geniş bir yelpazede” modern teknik ekipmanın yanı sıra cer ve yolcu vagonları teklif etmeye hazır olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı ayrıca, Rus otomobil üreticilerinin de “Afgan ortaklarla yük ve yolcu taşıma araçları tedariki konusunda işbirliğini geliştirmekle” ilgilendiklerini de sözlerine ekledi.

Kabil yönetiminin, ekonomik alanda işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çeşitli önerileri içeren bir listeyi Moskova’ya ilettiğini belirten Overçuk, Rusya ve Afganistan’ın lojistik dışında enerji, ulaşım makineleri mühendisliği, madencilik endüstrisi ve tarım gibi sektörlerde de işbirliği potansiyeline sahip olduğunu kaydetti.

Overçuk, işbirliği seçeneklerinin hâlihazırda değerlendirme aşamasında olduğunu ifade etti.

Bu gelişmeler yaşanırken, Rusya’da ise devlet demiryolu şirketi Rus Demiryolları’nın mali sorunlar nedeniyle demiryolu altyapısı inşa ve genişletme programlarında kesintiye gidildiği bildiriliyor.

Bu yıl, Rus Demiryolları’nın sermaye inşaat harcamalarını da içeren yatırım programını yüzde 37 oranında azalttığı öğrenildi.

Geçen yılın kasım ayında hükümete sunulan plana göre, Rus Demiryolları’nın sermaye harcamaları 1,3 trilyon rubleden 834 milyar rubleye düşürüldü.

Özellikle, Baykal-Amur Hattı ve Trans-Sibirya Demiryolu’nun modernizasyonuna daha önce planlanandan 5 kat daha az, yani 75 milyar ruble harcanacağı belirtiliyor.

Rusya Federasyonu’nun Avrupa kısmındaki limanlara yönelik altyapı geliştirme harcamalarının ise neredeyse durma noktasına geleceği ifade ediliyor.

Bloomberg Economics Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ekonomisti Aleksandr İsakov, Nisan 2025 itibarıyla RZD ağındaki yük taşımacılığının yıllık bazda yüzde 9,7 oranında düştüğünü kaydetmişti.

Öte yandan, Nisan ayında Afganistan Kamu İşleri Bakanı Muhammed İsa Sani, Kabil’deki Rusya Büyükelçisi Dmitriy Jirnov ile gerçekleştirdiği görüşmede, Sovyet mühendisler tarafından inşa edilen stratejik öneme sahip Salang Karayolu’nun yeniden inşası için Rusya’dan yardım talebinde bulunmuştu.

Taliban yönetimi ayrıca yeni bir karayolu tüneli inşa edilmesi konusunda da Rusya’nın desteğini istemişti.

Rusya’nın Taliban’ı terör listesinden çıkarması ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya ordusu Donetsk’te Volnoye Pole yerleşimini ele geçirdi

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, ordunun Donetsk’teki Volnoye Pole yerleşim biriminde kontrolü sağladığını açıkladı. Bakanlık ayrıca, 10-16 Mayıs tarihleri arasında Ukrayna’nın askeri sanayi tesislerine, altyapılarına ve mühimmat depolarına yönelik altı grup saldırı düzenlendiğini bildirdi.

Rusya Savunma Bakanlığı, ordu birliklerinin Ukrayna’nın Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) bulunan Volnoye Pole yerleşim biriminde kontrolü ele geçirdiğini bildirdi.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, son dönemde bölgedeki ilerleyişin devam ettiği vurgulandı.

Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre, 10 Mayıs ile 16 Mayıs tarihleri arasında Rusya ordusu, yüksek hassasiyetli silahlar ve saldırı droneları kullanarak altı ayrı grup saldırısı gerçekleştirdi.

Bu saldırılar sonucunda hedef alınan noktalar arasında, Ukrayna savunma sanayiine ait ve Neptün gemisavar füzeleri ile insansız deniz araçları için bileşen üreten bir işletme, askeri havaalanı altyapı tesisleri, silah ve askeri teçhizat montaj ve onarım atölyeleri, saldırı amaçlı insansız hava araçları (İHA) ve insansız deniz araçlarının depolandığı ve kullanıma hazırlandığı merkezler, mühimmat depoları ile Ukrayna güçleri ve yabancı paralı askerlerin geçici konuşlanma noktalarının bulunduğu belirtildi.

Bakanlık, 15 Mayıs’ta Rus güçlerinin DHC’deki Torskoye ve Novoaleksandrovka yerleşimlerini kontrol altına aldığını da hatırlattı.

Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov’un, Torskoye’nin ele geçirilmesindeki başarılarından dolayı 67. Motorlu Piyade Tümeni komutanlığını ve personelini tebrik ettiği ve teşekkürlerini ilettiği kaydedildi.

Savunma Bakanlığı, daha önceki günlerde de DHC’de bazı yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını duyurmuştu.

Bakanlık, 14 Mayıs’ta Mihaylovka, 13 Mayıs’ta Mirolyubovka, 12 Mayıs’ta Kotlyarovka ve 8 Mayıs’ta Troitskoye köylerinin Rusya ordusunun kontrolüne geçtiğini açıklamıştı.

Putin, Rusya Kara Kuvvetleri Komutanı Salyukov’u görevden aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English