Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’da enflasyonda keskin yavaşlama

Yayınlanma

Rusya Federal Devlet İstatistik Kurumu (Rosstat), 11-17 Mart haftasında tüketici fiyatları endeksinin sadece yüzde 0,06 arttığını, bunun son altı ayın en düşük seviyesi olduğunu açıkladı. Uzmanlar, bu yavaşlamanın büyük ölçüde geçici faktörlerden kaynaklandığını, özellikle rubledeki değerlenme ve mevsimlik sebze fiyatlarındaki düşüşün etkili olduğunu belirtiyor.

Rusya Merkez Bankası’nın faiz oranları hakkında karar vermesinden bir gün önce, enflasyon önemli ölçüde yavaşladı. 11-17 Mart haftasında tüketici fiyatları endeksi sadece yüzde 0,06 arttı.

T-investitsii baş ekonomisti Sofya Donets, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda bu oranın son altı ayın en düşük seviyesi olduğunu ve mevsimsel normların altında kaldığını belirtti.

MMI analistleri de yüzde 0,06’lık oranın bu hafta için düşük olduğunu kabul ederek, son 13 yılda sadece 2017’de daha düşük olduğunu, 2018 ve 2024’te ise aynı seviyede gerçekleştiğini ifade etti.

Balıkta yüzde 0,6’lık artış görülürken, birçok et ve süt ürününde fiyatlar yüzde 0,3-0,4 arttı.

Fakat sebze ve meyve fiyatlarındaki yüzde 0,7’lik düşüş, Maliye Bakanlığı’nın değerlendirmesine göre gıda enflasyonunun yüzde 0,05’e gerilemesine yol açtı.

Gıda dışı ürünlerin fiyatları neredeyse hiç değişmezken (yüzde 0,01), hizmetlerdeki yüzde 0,11’lik artış genel tabloyu olumsuz etkiledi.

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) Başkan Yardımcısı Dmitriy Belousov, enflasyonun belirgin şekilde düştüğünü belirtirken, yıllık bazda yüzde 10’un üzerinde sabitlendiğini vurguladı.

Şubat ayında tüketici fiyatları haftalık yaklaşık yüzde 0,2 artarken, 3 Mart’ta sona eren haftada ve 4-10 Mart haftasında enflasyon sırasıyla yüzde 0,15 ve yüzde 0,11 olarak gerçekleşti.

Yılın başından itibaren fiyatlardaki artış, bir önceki yılın yüzde 1,95’ine kıyasla yüzde 2,28 oldu.

Mevcut yavaşlama, büyük olasılıkla geçici olan faktörlerin sonucu. Bu faktörler ortadan kalktığında enflasyon tekrar hızlanabilir.

Gazprombank analistleri, hızlanan ithalat fiyatlarındaki düşüş (rublenin yüzde 4,8 daha değer kazanması sayesinde) ve bazı gıda ürünlerindeki fiyat düşüşleri (bayram döneminin sona ermesi) nedeniyle fiyat baskısının azalmaya devam ettiğini belirtiyor.

Özellikle salatalık fiyatları bir haftada yüzde 11, bir ayda ise yaklaşık yüzde 25 düştü.

Belousov, bu durumu alışılmadık derecede elverişli doğal koşullara bağlayarak, “mevsimlik seraların” (sadece yeterince sıcak havalarda çalışan ve dolayısıyla ilkbaharda piyasaya ilk mevsimlik ürünleri, sonbaharda ise son ürünleri sunan) ürünlerini normalden önemli ölçüde daha erken piyasaya sürmesine olanak sağladığını ifade etti.

Ekonomist Yegor Susin ise, Telegram kanalından yayımladığı değerlendirmesinde “Büyük ölçüde tek seferlik faktörler ve değişken bileşenler sayesinde aşağı kaymaya devam ediyoruz,” diye yazdı.

MMI analistleri, salatalık hariç tutulduğunda bile haftalık enflasyonun yavaşladığını, önceki iki haftadaki yüzde 0,16 ve yüzde 0,18’e kıyasla yüzde 0,13 olduğunu hesapladı.

Ancak enflasyonu yavaşlatan her iki faktörün (rublenin güçlü değerlenmesi ve salatalık fiyatlarındaki düşüş) geçici olduğunu, dolayısıyla enflasyondaki yavaşlamanın da geçici olduğunu belirten analistler, bu durumu “yanıltıcı” olarak nitelendirerek yıllık tahminleri etkilemediğini ifade etti.

Bunun ynaı sıra Raiffeisenbank analistleri, rubledeki yükselişin enflasyonu düşürmeye yardımcı olmasına rağmen, kurdaki değişimin etkisinin abartılmaması gerektiği konusunda hemfikir.

Donets, rublenin tekrar düşmesi durumunda endişe edilecek bir durum görmediğini, kurun geçen yılki zirveleri aşmasını beklemediğini ve bu zirvelerin zaten fiyatlara yansıdığını belirtti.

Gazprombank analistleri, fiyat artışlarının sadece döviz baskısıyla değil, aynı zamanda şubat sonu ve mart başındaki tüketici aktivitesindeki düşüşün etkisiyle de yavaşladığını, ancak en son verilerin aktivitede hızlanma dalgasına işaret ettiğini ve bunun fiyat artışlarına 2-3 hafta gecikmeyle yansıyabileceğini öne sürüyor.

Analistlere göre, rublenin güçlü olduğu dönem de “hızla sona erebilir”.

Şubat ve mart aylarında düşen petrol ihracat fiyatları, “enflasyonu düşürme eğilimlerini” haziran ayına kadar “yeterince hızlı bir şekilde tersine çevirebilir”.

Analistler, şu anda enflasyonla ilgili iyimserliğin zirvesinin yaşandığını düşünüyor.

RUSYA

AB, Rusya’nın Karadeniz anlaşması için yaptırımların hafifletilmesi şartını reddetti

Yayınlanma

Avrupa Birliği (AB), Suudi Arabistan’daki ABD-Rusya görüşmelerinde ele alınan Karadeniz güvenliği anlaşması için Kremlin’in Rus bankalarına yönelik yaptırımların hafifletilmesi talebini geri çevirdi. AB Komisyonu Sözcüsü, Rosselhozbank gibi bankalara yönelik yaptırımların kaldırılmasının ancak Rusya’nın Ukrayna’daki askeri müdahaleyi bitirmesi ve askerlerini çekmesiyle mümkün olacağını savundu.

Avrupa Birliği (AB), Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen Rusya-ABD görüşmelerinde ele alınan Karadeniz’deki güvenlik anlaşması kapsamında Moskova’nın Rus bankacılık sektörüne yönelik yaptırımların hafifletilmesi taleplerini reddetti.

Avrupa Komisyonu Sözcüsü Anitta Hipper, dün yaptığı açıklamada Brüksel’in, Rusya’nın Ukrayna ile kısmi bir ateşkes için talep ettiği üzere Rosselhozbank’a (Rusya Ziraat Bankası) yönelik yaptırımları kaldırma planı olmadığını belirtti.

Hipper, yaptırımların hafifletilmesi için “Ukrayna’ya yönelik haksız ve gerekçesiz saldırganlığın sona ermesi ve tüm Rus birliklerinin Ukrayna topraklarından koşulsuz olarak çekilmesi gerektiğini” iddia etti.

Financial Times‘ın aktardığına göre Hipper, “AB’nin temel amacı, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaş yürütme kabiliyetini azaltmak için yaptırımlar da dahil olmak üzere mümkün olan tüm araçları kullanarak Rusya üzerinde maksimum baskı kurmak olmaya devam ediyor,” diye ekledi.

ABD, Riyad’daki görüşmelerden bir gün sonra, salı akşamı Rusya ile Karadeniz konusunda mutabakata varıldığını duyurmuştu.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, Karadeniz’de güvenli seyrüsefer ve güç kullanımından kaçınılması konusunda mutabakata varıldı.

Buna karşılık Washington’ın, Rus gıda üreticilerinin dünya pazarına yeniden erişimini kolaylaştıracağı belirtilmişti.

Fakat bu açıklamadan birkaç saat sonra Kremlin’in yayımladığı belgede, anlaşmanın ancak Rosselhozbank ve “uluslararası gıda ticareti operasyonlarını sağlamada yer alan” diğer Rus bankalarına yönelik yaptırımlar kaldırıldıktan sonra yürürlüğe gireceği vurgulandı.

Kremlin, özellikle bankaların SWIFT sistemine yeniden bağlanması ve döviz muhabir hesaplarına yeniden erişim sağlaması gerektiğine dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin, ilk kez yabancı bir şirket hakkındaki kayyum kararını geri çekti

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İtalyan Ariston şirketinin Rusya’daki varlıklarının kayyuma devredilmesi kararını iptal eden bir kararname imzaladı. Bu, Rusya’da yabancı bir şirket hakkındaki fiili millileştirilme kararının iptal edildiği ilk örnek oldu. İtalya kararı memnuniyetle karşılarken, Alman Bosch şirketinin varlıkları üzerindeki kontrol devam ediyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İtalyan Ariston şirketinin varlıklarının geçici olarak Gazprom Bytovye Sistemy A.Ş.’ye devredilmesine ilişkin daha önce alınan kararı iptal eden bir kararname imzaladı.

Kararname, yayım anından itibaren yürürlüğe girdi. Bu durum, Rusya’da yabancı bir işletme hakkındaki fiili millileştirilme kararının geri çekildiği ilk örnek oldu.

Ariston CEO’su Paolo Merloni, Rusya makamlarının kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek, bu kararın “şirketin Rusya’daki birimini yeniden bağımsız olarak yönetmesine olanak tanıdığını” ifade etti.

Merloni, bu adımı “ülkedeki on yıllık yatırımların ve sorumlu yönetimin tanınmasının bir işareti” olarak nitelendirdi.

İtalya Dışişleri Bakanlığı da Moskova’nın adımlarını olumlu değerlendirdi ve bu sonucun bakanlık, İtalya’nın Moskova Büyükelçiliği ile Rusya’da faaliyet gösteren Avrupalı ve İtalyan iş dünyasının “uzun vadeli diplomatik çalışmalarının” bir ürünü olduğunu vurguladı.

Fakat yeni kararname, varlıkları Ariston ile aynı zamanda Gazprom Bytovye Sistemy’ye devredilen Alman sanayi devi Bosch’un Rusya’daki birimini kapsamıyor.

Putin, geçen yılın nisan ayında imzaladığı kararnameyle, Ariston’un Rusya’daki iştiraki olan ve ısıtma ekipmanları ile su ısıtma sistemleri üreten Ariston Thermo Rus şirketinin yüzde 100 hissesini Gazprom Bytovye Sistemy’nin yönetimine devretmişti.

Aynı kararnamede, BSH Hausgeräte’nin (Bosch grubuna ait) Rusya’daki birimi olan BSH Bytovye Pribory Ltd. Şti.’nin de Gazprom Bytovye Sistemy’ye devredilmesi yer alıyordu.

Bu adımlar, İtalya hükümetinin sert tepkisine neden olmuştu.

Başbakan Giorgia Meloni, Moskova’dan açıklama talep etmiş ve uluslararası hukuka uyulması gerektiğini savunmuştu.

Buna karşılık, Rusya’nın Roma Büyükelçiliği, bu adımı, Ukrayna’daki askeri müdahale sonrası Rusya Merkez Bankası’nın varlıklarının dondurulmasını da içeren Batı yaptırımlarının zorunlu kıldığı bir tedbir olarak nitelendirmişti.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Profesör Katasonov: Rusya’da ‘büyük devletleştirme’ zamanı geldi

Yayınlanma

Rus iktisatçı Profesör Valentin Katasonov, Maliye Bakanı Anton Siluanov’un yeni ‘büyük özelleştirme’ önerisini eleştirerek, bunun ülkedeki soygunun devamı olduğunu savundu. Katasonov, Svobodnaya Pressa gazetesindeki makalesinde, Rusya’nın devasa ticaret fazlasına rağmen sermayenin yurt dışına aktığını, devletin ekonomideki payının kritik seviyelere düştüğünü belirterek acil ‘büyük devletleştirme’ çağrısı yaptı.

Rus İktisat Doktoru ve Profesör Valentin Katasonov, Svobodnaya Pressa gazetesinde yayımlanan makalesinde, Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov’un yeni “büyük özelleştirme” çağrısına tepki gösterdi.

Katasonov, bu planların Rusya’da yıllardır süregelen “soygunun” devamı olduğunu ve ülkenin egemenliğini tehlikeye attığını savundu.

Katasonov, Rusya’nın yıllardır ham madde, enerji kaynakları, kereste ve altın gibi değerli varlıklarının ihracı yoluyla soyulduğunu belirterek, “Sadece petrol ve doğalgaz ihracatın yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor,” dedi.

İhracatın ithalatı karşılama argümanına karşın, Rusya Federasyonu’nun var olduğu sürece kronik dış ticaret fazlası verdiğine dikkat çeken Katasonov, şu verileri paylaştı:

“Sadece son üç yılda (2022-2024) Rusya’nın toplam dış ticaret fazlası 628,1 milyar dolar gibi astronomik bir seviyeye ulaştı. Bu rakam 2022’de 337,2 milyar dolar, 2023’te 140 milyar dolar ve 2024’te 150,9 milyar dolardı.”

Katasonov, bu fazlanın rubleye çevrildiğinde Rusya’nın yaklaşık bir buçuk yıllık bütçesine denk geldiğini vurguladı.

Rusya Merkez Bankası’nın resmi verilerine göre, yurt dışında yaklaşık 1 trilyon dolarlık Rus varlığı bulunduğunu (uluslararası döviz rezervleri hariç) aktaran Katasonov, “Bu ticaret fazlasının ve yurt dışı varlıkların büyük kısmı Rusya için değil, başka ülkeler için çalışıyor. Bunların başında da hasmımız olan ülkeler geliyor. Bu durumda Rusya’nın egemenliğinden bahsetmek zor,” değerlendirmesinde bulundu.

Katasonov, Batı ile “ilan edilmemiş savaş” sürerken bile Rusya sermayesinin yurt dışındaki offshore merkezlerden dönmeye isteksiz olduğunu belirtti.

Sermayenin kozmopolit doğasına dikkat çeken Katasonov, Karl Liebknecht, Karl Marx ve Vladimir Lenin’in “sermayenin vatanı olmadığına” dair sözlerini hatırlattı.

Katasonov, “Bir yanda iktidar Rusya’nın egemenliğini güçlendirmekten bahsederken, diğer yanda doğası gereği kozmopolit olan sermayeyi destekliyor. Bu felsefi dille tam bir antinomi (çelişki),” ifadelerini kullandı.

Bu çelişkinin sürdüğünü gösteren bir gelişme olarak Katasonov, Maliye Bakanı Anton Siluanov’un 18 Mart’ta Rosimuşestvo’nun (Federal Mülk İdaresi Teşkilatı) genişletilmiş kurul toplantısındaki açıklamalarına işaret etti.

Siluanov’un, “Büyük özelleştirme için bir teklifimiz olacak. Bize göre, şimdi bu konuyu tekrar gündeme getirmenin tam zamanı,” sözlerini aktaran Katasonov, Siluanov’un kendisini ikinci Anatoliy Çubays (Boris Yeltsin döneminde özelleştirme süreçlerinin ardındaki kötü şöhretli isim) gibi hissettiğini öne sürdü.

Katasonov, Çubays’ın yürüttüğü ilk “büyük özelleştirme” sonrası geriye sadece “artıkların” kaldığını belirtti.

‘Kapitalistlerimiz Rusya’da bu yenmemiş artıkları kapmak istiyorlar’

Katasonov, “Sürekli aç olan kapitalistlerimiz (tırnak içinde ‘bizim’ diyorum zira Rusya ile tek bağları burada kapitalist olmalarıdır), özlerinde kozmopolit olsalar ve çeşitli offshore merkezlerinde kayıtlı bulunsalar da Rusya’yı unutmuyorlar. Rusya’da bu yenmemiş artıkları kapmak istiyorlar. Bu artıkların stratejik öneme sahip olması umurlarında değil. Egemenlik, ulusal güvenlik ve ulusal çıkarlar gibi kavramlar onlara yabancı,” ifadesini kullandı.

Siluanov’un sürekli aynı argümanı kullandığını belirten Katasonov, bakanın kamu mülklerinin satışından hazineye gelir sağlanacağı vaadini eleştirdi.

Siluanov’un, “2025 yılında bu tür mülklerin satışından en az 100 milyar ruble gelir elde edilmesi öngörülüyor,” dediğini hatırlatan Katasonov, “Bu, mevcut kurla 1 milyar doların biraz üzerinde. Oysa sadece geçen yıl Rusya’nın ticaret fazlası 150 milyar doları aştı,” karşılaştırmasını yaptı.

Katasonov, bu ticaret fazlasının arkasında Rus hazinesine milyarlarca dolar vergi ödemekten kaçan “kaçak sermaye” olduğunu ancak Siluanov’un bu durumu görmezden geldiğini ifade etti.

Katasonov, ekonomide devletin “çok fazla eli olduğu” argümanına da Rosstat verileriyle yanıt verdi.

Devlet (federal hükümet, oblastlar, belediyeler) mülkiyetindeki işletme ve kuruluş sayısının 2000 yılında 151 bin (toplamın yüzde 4,5’i) iken, 2023’te 83 bine (toplamın yüzde 2,5’i) düştüğünü kaydetti.

Katasonov, “Yani 2000-2023 arasında devlet işletmelerinin sayısı yüzde 45 azaldı,” dedi.

Benzer şekilde, ülke ekonomisindeki menkul kıymetlerde devlet payının 2000’de yüzde 25 iken 2023’te yüzde 15’e; sabit sermaye yatırımlarındaki devlet payının ise 2000’de yüzde 23,9 iken 2023’te yüzde 17,5’e gerilediğini aktardı.

Madencilik sektörünün yirmi yıldan kısa sürede tamamen özel sermayenin eline nasıl geçtiğini fark etmedik bile’

Katasonov, özellikle reel sektördeki duruma dikkat çekti. Madencilik sektöründe federal hükümetin sahip olduğu ana sermaye payının 2005’te yüzde 51,9 iken 2023’te sadece yüzde 0,3’e düştüğünü vurgulayan

Katasonov, “Madencilik sektörünün yirmi yıldan kısa sürede tamamen özel sermayenin eline nasıl geçtiğini fark etmedik bile,” dedi.

Katasonov, Anayasa’nın 9. maddesinde tabii kaynakların devlet mülkiyetinde de olabileceğinin belirtilmesine rağmen, fiiliyatta kaynakların devlete değil, onları çıkaran özel şirketlere ait olduğunu ve bu şirketlerin kaynakları yurt dışına taşıdığını dile getirdi.

İmalat sanayinde ise federal hükümetin ana sermaye payının 2005’te yüzde 11 iken 2023’te yüzde 9,1’e düştüğünü belirten Katasonov, “İktidar sürekli ekonominin yapısal dönüşümünden, ham madde bağımlılığından kurtulmaktan bahsederken, imalat sanayinde devletin bu kadar küçük ve küçülen payıyla bu nasıl başarılabilir? Özel sermaye için her açıdan ham madde odaklılık daha kârlı,” dedi.

Siluanov’un “büyük özelleştirme” duyurusuna geri dönen Katasonov, Çubays dönemindeki ilk özelleştirmenin halkın soygunu olduğunu tekrarladı.

‘Birkaç küçük özelleştirmeden sonra soyacak bir şey kalmayacak’

Katasonov, “Bu ve bunun gibi birkaç küçük özelleştirmeden sonra devlet mülkiyeti tamamen sıfırlanacak. Soyacak bir şey kalmayacak,” uyarısında bulundu.

Bunun yanı sıra devletleştirme kavramına değinen Katasonov, yıllardır hiçbir yetkilinin devletleştirme veya el konulan mülklerin devlete iadesi (deprivatizasyon) gerekliliğinden bahsetmediğini belirtti.

Tek istisnanın Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr Bastrıkin olduğunu hatırlatan Katasonov, Bastrıkin’in Mayıs 2023’te St. Petersburg Uluslararası Hukuk Forumu’nda ekonominin temel sektörlerinin devletleştirilmesini önerdiğini ancak bu önerinin sessizlikle karşılandığını anımsattı.

Ülkede 2001 tarihli özelleştirme yasası olmasına rağmen hâlâ bir devletleştirme yasası bulunmadığına dikkat çeken Katasonov, “Eğer Batı ile mücadelede ayakta kalmak ve kazanmak istiyorsak, devlet mülkiyetinin kalıntılarının özelleştirilmesine değil, tam tersine devletleştirmeye ihtiyacımız var. 1990’larda ‘büyük özelleştirme’ yapıldıysa, şimdi bize hayati derecede gerekli olan ‘büyük devletleştirme’dir. Hem de mümkün olan en kısa sürede,” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English