Almanya Şansölyesi Olaf Scholz 11 Eylül Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Almanya’nın AB’deki ortaklarından gelen tepkilere aldırmadan sınır kontrollerini uygulamaya devam etmekte kararlı olduğunu ve “ihtilafın gerekli olduğunu” vurguladı.
Scholz Alman Federal Meclisi’nde (Bundestag) milletvekillerine yaptığı açıklamada, “Bu başarılı yaklaşımı sürdüreceğiz, (…) komşularımızla [işimiz] zorlaşsa da bunu yapıyoruz,” dedi.
Şansölye, “bu ihtilafa katlanmanın gerekli olduğuna inandığını” da ekledi.
Almanya, AB’nin sınırlardan muaf seyahat bölgesi Schengen kurallarının onaylanmış bir istisnası olarak Polonya, Çekya, Avusturya ve İsviçre ile olan sınırlarında kontroller uyguluyordu.
İçişleri Bakanlığı, mevcut kontrollerin düzensiz göçle mücadelede başarılı olduğunu defalarca dile getirdikten sonra, önümüzdeki haftadan itibaren diğer tüm sınırlara yeni kontroller eklemeyi planlıyor.
Almanya’nın komşuları artan sınır kontrollerinden rahatsız
CDU ile sert atışmalar
Scholz ayrıca göçle mücadele müzakerelerinde masadan kalkan ana muhalefet CDU/CSU’ya da ateş püskürdü. CDU/CSU, düzensiz göçmenlerin Almanya sınırından sistematik olarak geri çevrilmesi yönündeki taleplerinin reddedilmesi üzerine hükümetle göç görüşmelerinden çekilmişti.
Alman hükümeti, CDU/CSU’nun önerisinin Avrupa yasalarını ihlal edeceği uyarısında bulunmuştu.
Scholz, “Bazılarınız komşu ülkelerin de hâlâ orada olmasına oldukça şaşırmış durumda. Pek çok kişi büyük bir kibirle orada oturduğu için açıkça söylemek isterim ki Federal Almanya Cumhuriyeti’nin gücü sınırlarında biter,” dedi.
Scholz ayrıca CDU’yu “sağcı basında poz verirken” göç politikası değişiklikleri konusunda iyi niyetli müzakerelerde bulunmamakla suçladı.
Scholz, muhafazakâr milletvekillerine, “Slogan atıyorsunuz, hiçbir şey yapmıyorsunuz,” diye bağırdı.
Fakat Şansölye, AB’nin şu anda üye devletler tarafından uygulanmakta olan göç reformu yürürlüğe girene kadar her türlü tedbirin “geçici” olması gerektiğini bir kez daha teyit etti.
Almanya, AB yasalarının gerekli aktarımını “neredeyse tamamlamış” durumda. Scholz, “Bu yasalar yakında Alman Federal Meclisine gelecek ve bu yıl içinde kabul edilecek,” dedi.
Almanya, ‘göç baskısı’ azalana kadar sınır kontrollerini sürdürecek
CDU: Sonsuz döngüye giren görüşmelerde yokuz
CDU lideri Friedrich Merz çarşamba günü Scholz’un göç politikasına ilişkin partiler arası görüşmelerin devam etmesi teklifini reddederek, salı günü hükümet tarafından sunulan politikaların ülkeye göçü sınırlandırmak için gerekenlerin çok gerisinde kaldığını savundu.
Merz, “İşte bu yüzden sizinle sonu gelmez bir görüşme döngüsüne girmiyoruz,” dedi.
Merz, bunun yerine Scholz hükümetinin kamuoyunda tartışılması için parlamentoya somut bir dizi öneri getirmesi gerektiğini söyledi.
Merz ayrıca Scholz’un salı akşamı yapılan son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasını “siyasi puan toplamak için tezgahladığı” yönündeki iddialarını da reddetti. CDU lideri suçlamayı “utanç verici” olarak nitelendirdi.
Orta Avrupa’da ‘domino etkisi’: Sınır kontrolleri artırılıyor
Şansölyeye göre ülkenin göçmenlere ihtiyacı var
Scholz ayrıca hükümetinin göç politikasını savundu ve ülkenin vasıflı yabancı işçileri çekme ihtiyacını vurguladı.
Federal Mecliste Şansölye, “Dünyada çalışan nüfusu azalan ve ekonomik büyümesi olan hiçbir ülke yok. Karşı karşıya olduğumuz gerçek budur,” dedi.
Scholz, Almanya’nın göçe açık kalması ve aynı zamanda gelenlerin kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.
Şansölye, “Biz siyasi zulüm görenlere, canını kurtarmak için kaçanlara, canını kurtarmak zorunda olanlara koruma sağlayan bir ülkeyiz ve bu bizim anayasamızda var ve bunu tartışmaya açmıyoruz,” dedi.
Bu nedenle “dünyaya açık olmanın” gerekli olduğunu savunan Scholz, bununla birlikte dünyaya açıklığın, “isteyen herkesin gelebileceği anlamına gelmediğini” ileri sürdü.
Scholz, “Almanya’ya kimin geleceğini seçebilmeliyiz. Bunu burada açıkça söylüyorum,” diye ekledi.
AfD liderinden Scholz’a “çöküşün şansölyesi” suçlaması
AfD Eş Başkanı Alice Weidel ise Scholz’un hemen ardından söz alarak onun “çöküşün şansölyesi” olduğunu söyledi.
Volkswagen’deki son sorunlara ve işgücünü azaltma planlarına işaret ederek, “En ünlü isimler Almanya’daki istihdamı azaltıyor ve yurtdışına taşınıyor çünkü artık burada rekabet edemiyorlar,” dedi.
Weidel, trafik lambası koalisyonu ve CDU liderliğindeki önceki hükümeti göç yanlısı politikalarıyla Alman toplumunu bölmekle suçladı ve “Hepsi de son yıllarda ve on yıllarda devletin göç politikasındaki başarısızlığını aktif olarak desteklediler,” dedi.
Vatandaşların “göstermelik göç zirveleri” ile yatıştırıldığını savunan Weidel, “göçmen akınının en az beş yıl süreyle tamamen durdurulması”, “tüm kaçakların ve suçluların derhal sınır dışı edilmesi” ve göç için “tüm refah devleti teşviklerinin” kaldırılması çağrısında bulundu.
Sol Parti ve BSW: Sadece göç hakkında konuşmayın
Sol Parti ve Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) hükümeti yanlış siyasi öncelikler belirlemekle eleştirdi.
Sol Parti’nin Federal Meclis’teki eş başkanı Heidi Reichinnek, hükümetin yüksek kiralar, klinikler ya da iş güvenliği gibi konularda hiçbir çözümü olmadığını söyledi. Reichinnek, Almanya’nın karşı karşıya olduğu tek sorunun göç olmadığını söyledi.
BSW kurucusu ve lideri Sahra Wagenknecht ise, trafik lambası hükümeti politikalarının “insanları demokrasiden umutsuzluğa düşürdüğünü” savundu.
Wagenknecht, “Demokratik siyaset, soğuk bir balonun içine yerleşmek yerine ülkenin sorunlarıyla yeniden ilgilenmekle başlar,” dedi.
Wagenknecht, Scholz hükümetini Almanya’da demokrasi, refah, güvenlik ve barış için bir tehdit olmakla suçladı.