Bizi Takip Edin

Amerika

Siemens’in ABD şefinden ‘Bidenomics’e övgü

Yayınlanma

Siemens’in ABD’deki başkanı Barbara Humpton, şirketleri Biden yönetiminin sanayi politikasının faydalarını seçmenlere anlatmaya çağırdı ve bir hükümet değişikliğinin Amerikan ekonomisini ‘modernleştirmek’ için gereken vergi indirimleri ve sübvansiyonları tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Humpton, ‘temiz enerji’ için 369 milyar dolarlık bir teşvik paketi içeren Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) gibi önlemlerin ‘partiler üstü ve aşkın bir konu’ olması gerektiğini ve gelecek yılki ABD seçimlerinden sağ çıkmalarının tüm Amerikalıların çıkarına olduğunu savundu.

Humpton Financial Times’a (FT) verdiği bir mülakatta, “Seçmenlere bu tabloyu anlatmak için hikayeler yayınlamalıyız. Böylece Beyaz Saray’da oturan ya da Capitol Hill’de yasa yapan her kimse bunun Amerikalı işçiler, Amerikalı aileler ve açıkçası ulusal güvenliğimiz için ne kadar önemli olduğunu bilsin,” dedi.

ABD hükümetini en büyük küresel müşterisi olarak sayan Siemens, Başkan Joe Biden’ın geçen yıl imzaladığı IRA’nın bir sonucu olarak güneş enerjisi endüstrisi için bazı bileşen üretimini Almanya’dan ülkeye taşıdı.

Cumhuriyetçilerin IRA’ya saldırıları artıyor

Siemens’in ABD genel müdürünün yorumları, Cumhuriyetçi başkan adaylarının gelecek yılki seçimleri kazanmaları halinde Biden’ın imzasını taşıyan IRA’nın yürürlükten kaldırılması yönündeki çağrılarının arttığı bir dönemde geldi.

Geçtiğimiz ay Cumhuriyetçi başkan adayı ve eski Güney Carolina valisi Nikki Haley, IRA’yı ‘vergi artışları ve Çin’e fayda sağlayan yeşil sübvansiyonlarla dolu bir komünist manifesto’ olarak nitelendirerek yürürlükten kaldırmaya söz verdi. Aralarında eski başkan Donald Trump ve Florida valisi Ron DeSantis’in de bulunduğu rakipleri de yasayı eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta Cumhuriyetçilerin başkanlık ön seçim münzarasında eski başkan yardımcısı Mike Pence de ‘Amerikan benzinli otomotiv üretimini mezarlığa sürükleyen zorunluluk ve sübvansiyonlardan kurtulacağını’ söyledi.

IRA, dünyanın en büyük ekonomisinin ‘yeşil enerji’ye geçişine ve yerli bir üretim üssü oluşturulmasına yardımcı olacak teşvikler için 10 yıllık bir çerçeve sunuyor. Bir araştırma şirketi olan Rhodium Group tarafından yapılan bir analize göre, temiz enerjiye yapılan yatırımlar bu yıl yüzde 37 artarak 200 milyar doları aştı.

IRA’ya yönelik artan siyasi saldırılar, vergi indirimlerinin kaybının projelerinin kârlılığını baltalayacağından ve ülkenin emisyon azaltımlarını durduracağından korkan enerji yöneticilerini endişelendiriyor. 

Amerikan Petrol Enstitüsü’nde politika, ekonomi ve düzenleyici işlerden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Dustin Meyer, “Başkanlık partileri arasındaki çekişme hiç olmadığı kadar keskin ve şiddetli. Bu, uzun vadeli, uzun vadeli ufuklu yatırımlara dayalı bir sektör için çok ama çok zor. Biraz tutarlılık, biraz istikrar ve öngörülebilirlik gerçekten çok işimize yarayacaktır,” diyor.

‘Temiz’ yatırımlar Cumhuriyetçi eyaletlere

Yasa Cumhuriyetçilerin desteği olmadan yürürlüğe girmiş olsa da, teşvik edilmesine yardımcı olduğu özel sektör yatırımları orantısız bir şekilde Cumhuriyetçi bölgelere akıyor.

FT tarafından yapılan bir analize göre, temiz enerji üretim projelerinin dörtte üçünden fazlası Cumhuriyetçilerin kontrolündeki bölgelere gidiyor. 

Göreve geldiklerinde IRA’yı yürürlükten kaldıracaklarını söyleyen iki Cumhuriyetçi başkan adayına ev sahipliği yapan Güney Carolina, temiz enerji üretim projeleri için en iyi eyalet. 2022’de güneş enerjisi kurulumları için ilk 10 eyaletin yarısı Cumhuriyetçilerin yönetimindeydi.

Biden, Washington’daki iklim gündemine karşı oy kullanan senatörlere rağmen Cumhuriyetçi bölgelerin temiz enerji yatırımlarına kucak açtığı örneklere dikkat çekmekte gecikmedi. 

Geçtiğimiz ay Başkan, Güney Koreli üretici CS Wind’in Colorado’da rüzgar enerjisi üretimini artırmaya yönelik yeni bir projesine atıfta bulundu ve tesisin, IRA’nın kabul edilmesine ‘karşı çıktığını’ söylediği Cumhuriyetçi Lauren Boebert’in bölgesinde yer aldığına dikkat çekti.

Patronlar ‘öngörülebilirlik’ istiyor

Humpton gibi iş dünyası liderleri, görevde kim olursa olsun, ‘temiz enerji’ projelerinin Cumhuriyetçi eyaletlerde giderek yoğunlaşmasının IRA’nın vergi kredilerinin hayatta kalmasını sağlayacağını umuyor. 

Humpton, ABD sanayi politikası hakkında çok fazla tartışma olacağını, fakat çoğu politikacının iş dünyasının ‘istikrar ve öngörülebilirliğe’ ihtiyacı olduğunu anladığını söyledi. Siemens liderine göre, başkan olması durumunda bile Trump’ın ‘IRA’yı yırtıp atmasının kaçınılmaz olmadığını’ da sözlerine ekledi.

Humpton, Biden’ın IRA, Chips Yasası ve Altyapı Yatırım ve İstihdam Yasası gibi sanayi politikası tedbirlerinin ABD’de istihdamı ve üretimi artırdığını ileri sürdü ve bu önlemlerin aynı zamanda batarya üretimi gibi yeni endüstrileri de ülkeye çektiğini söyledi.

Yatırımcılara ait tüm kamu hizmetlerini temsil eden Edison Electric Institute’un yönetim kurulu başkanı Pedro Pizarro da ‘temiz enerji’ye geçişin ortadan kalkmayacağını kaydetti. Pizarro, “Umarım siyasi söylemlerin çoğu yerini gerçek ekonomik aklıselime bırakır,” dedi.

Amerika

Temyiz mahkemesinden Trump’a Ulusal Muhafızlar desteği

Yayınlanma

ABD’de temyiz mahkemesi, Donald Trump’a Kaliforniya Ulusal Muhafızlar kontrolünü eyalet valisine iade etmesini emreden bir kararı geçici olarak durdurdu.

ABD Dokuzuncu Daire Temyiz Mahkemesi, daha önce federal hükümetin Ulusal Muhafız birliklerini Los Angeles’a sevk etmesini geçici olarak yasaklayan bir alt mahkeme kararını durdurdu.

Temyiz mahkemesi, Trump’ın göçü durdurma ve Kaliforniya’daki Ulusal Muhafızları federalleştirerek protestoları bastırma çabalarını baltalamakla tehdit eden bir kararı askıya aldı.

Alt mahkemenin kararının geçerli olup olmayacağına karar vermek için 17 Haziran’da başka bir duruşma yapılacak.

Ulusal Muhafızların federalleştirilmesini kısa süreliğine yasaklayan San Francisco bölge mahkemesi yargıcı Charles Breyer, ABD başkanının “eylemlerinin yasadışı olduğunu, hem yasal yetkisini aştığını hem de federalizm kavramını tanımlayan ABD Anayasası’nın Onuncu Maddesini ihlal ettiğini” söylemişti.

Trump’ın emirlerine şiddetle karşı çıkan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, temyiz mahkemesinin kararının ardından gazetecilere, Breyer’in kararının kalacağından “emin” olduğunu savunmuştu.

Newsom, daha önce başkanın “orduyu kendi vatandaşlarına karşı kullanma eyleminin demokrasimizi tehdit ettiğini ve bizi otoriterliğe tehlikeli bir şekilde yaklaştırdığını” uyarmıştı.

Temyiz mahkemesinin kararı, mahkemenin nihai olarak Trump’ın görüşüne katıldığı anlamına gelmiyor ama şimdilik Ulusal Muhafızların komutasını başkanın elinde bırakıyor.

Trump, göçmen baskınları nedeniyle çıkan protestolara yanıt olarak geçen cumartesi günü Ulusal Muhafızları çağırmış, ardından pazartesi günü de ABD Deniz Piyadelerine, Muhafızları destekleme emri vermişti.

700 kişilik bir ABD Deniz Piyade taburunun bugün (13 Haziran) gelmesi bekleniyor. Bu, ABD içinde sivil polis operasyonlarını desteklemek için askeri güçlerin olağanüstü bir şekilde kullanılması anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

Amerika

‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Yayınlanma

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.

Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.

Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.

Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.

Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.

İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.

Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.

Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.

Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.

“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.

Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.

Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.

Trump’ın ‘harika’ vergi yasasında sona doğru

SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.

Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.

Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.

Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.

Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.

Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.

Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Yayınlanma

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.

Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.

Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.

Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.

The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek. 

O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.

Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.

Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.

Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.

Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English