Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Şifa Hastanesi toplu mezara dönüştü: Cesetler defnedilemiyor

Yayınlanma

İsrail ordusunun karadan saldırılarını giderek yoğunlaştırdığı abluka altındaki Gazze Şeridi’nde gözlerin çevrildiği Şifa Hastanesi’ndeki durum giderek zorlaşıyor. İsrail ordusunun hastaneyi kuşatması nedeniyle hastane bahçesinde dört bir yanda biriken cesetler defnedilemiyor.

İsrail’in Gazze Şeridi’nde yakıt, elektrik, iletişim ve interneti kesmesinden sonra İsrail ordusu ile Kassam Tugayları arasındaki en şiddetli çatışmalar, Şifa Hastanesi ve Kudüs Hastanesi civarında yaşanıyor.

İsrail ordusu, Gazze’de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. İsrail, Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin altında tüneller olduğunu, burada Hamas liderliğinin ofislerinin bulunduğunu iddia ediyor. Hamas bu iddiayı yalanlasa da hastan savaşın en önemli hedeflerinden biri haline geldi ve herhangi bir savaşta en güvenli yer olması beklenen hastaneler şu an toplu mezara dönüşmüş durumda. Kudüs hastanesi hastalar ve personel tahliye edilmeye çalışılırken İsrail’in SİHA’larla kuşattığı Şifa Hastanesinde cesetler bile defnedilemez durumda.

Gazze Sağlık Bakanlığı, Gazze’nin kuzeyindeki tüm hastanelerin hizmet dışı olduğunu, Şifa Hastanesi’nin yoğun bakım bölümündeki prematüre bebek ve hastaların elektrik kesintisi, bombardıman ve sıkı kuşatma nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu. Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir El Burş, Şifa Hastanesi’nin avlusunda 100 cesedin çürüdüğünü duyurdu.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra da “İsrail ordusu Şifa Hastanesi’ni kuşatmış durumda. Hastanenin doğu ve güney çıkışlarında tanklar var, giriş-çıkışlara izin vermiyor. Hastanenin bahçesi keskin nişancılar tarafından hedef alınıyor. Bu tıbbi kompleksin içinde bir binadan diğer binaya geçmek dahi mümkün değil” dedi.

Gazze’deki Hükümet Medya Ofisinden yapılan açıklamada ise İsrail işgal ordusunun, işlemiş olduğu suçları gizlemek amacıyla internet ve iletişimi kestiğine işaret edildi ve “Gazze Şeridi’nde 2 milyon 300 binden fazla insan kurtarma ekipleri, acil servisler ve sivil toplum ekipleriyle iletişime geçemiyor” ifadeleri yer aldı. Açıklamada, “Birbirleriyle iletişim imkanı bulamayan ekiplerin bu durumu Gazze Şeridi’nde idam hükmü demektir. Bu da İsrail’in uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası örfleri ihlal etmesi yönüyle yeni bir suç işlemesi demektir” değerlendirmesinde bulunuldu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da sosyal medya üzerinden “Şifa Hastanesi’nde durum çok vahim. Hasta ölümlerinde feci oranda artış var. Ne yazık ki hastane, artık hastane olarak hizmet veremiyor” açıklamasında bulundu.

“Su almaya çıkan hedef oluyor”

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki İnsani İşler Koordinatörü Andrea de Domenico, hafta sonu çatışmaların Şifa Hastanesi etrafında yoğunlaştığına dikkati çekti ve temel altyapının zarar gördüğünü, bazı personelin hayatını kaybettiğini bildirdi. De Domenico, hastaneler ve civarlarındaki askeri operasyonların hastaları ve personeli korumak için önlem alarak gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizerek “Hastaları, Gazze’nin herhangi bir yerine güvenli bir şekilde taşıma imkânı yok” uyarısında bulundu.

Hastaneden su almak için çıkan kişilerin keskin nişancılar tarafından vurulduğu bilgisini edindiklerini kaydeden de Domenico, keskin nişancıların kim olduğunu teyit etmenin mümkün olmadığını söyledi. Şifa Hastanesi’nde 43 bebeğin kuvözde ve oksijene bağlı olduğunu ifade eden de Domenico, bağlantı kesildiği için tam sayısını bilmemekle beraber bazı bebeklerin hayatını kaybettiğini öğrendiklerini aktardı.

BM: Gazze’de felaket gözler önünde gerçekleşiyor

Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, Gazze’deki gelişmelere ilişkin açıklama yaptı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in hafta sonu muhataplarıyla yoğun görüşmeler yürüttüğünü aktaran Dujarric, ” Gazze’deki insani felaket kapalı kapılar ardında değil, gözler önünde gerçekleşiyor. Durum çok ciddi. Önümüzdeki birkaç günde olabileceklerden ciddi endişe duyuyoruz” uyarısında bulundu.  BM’nin insani ateşkes çağrısı konusunda ısrarcı olduğunu aktaran Dujarric, “Böylelikle her damla yakıt ya da bir ambulansın geçişi için müzakere etmek zorunda kalmayız” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail: Savaşın sonu yakın değil

İsrail’in hastane katliamı ABD Başkanı Joe Biden’a soruldu. Biden, “Bildiğimiz gibi, olup bitenlerle ilgili endişelerimi dile getirmekten çekinmedim. Umudum ve beklentim, hastanelere yönelik müdahale eylemlerinin daha az olması ve İsraillilerle temas halinde kalmamızdır” dedi.

Gazze sınırında İsrail askerlerine yaptığı ziyarette konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise savaşın sonunun yakın olmadığını söyledi: “Bu bir operasyon değil, sonuna kadar bir savaş. Bunu bilmeniz benim için önemli. Rehineleri geri getirmek için çalışacağız, bölge sakinlerinin tam güvenliğini sağlayacağız ve Hamas’ı bitireceğiz.”

Kahire: İsrail yardımların girişine engel oluyor

Mısır, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, Refah Sınır Kapısı’nın kapalı tutulduğuna ilişkin iddialar üzerine açıklama yaptı. Zeyd, “Gazze Şeridi’ndeki krizin başlangıcından bu yana hiçbir zaman Refah Sınır Kapısı kapatılmadı, Refah Sınır Kapısı açık” ifadelerini kullandı. “Engelleyici şartlar ve dayanaksız gerekçelerle Gazze Şeridi’ne yardımların girişine engel olan İsrail tarafıdır” diyen Ebu Zeyd, bunun aksine dair iddiaları ortaya koyanları kınadıklarını dile getirdi. Ebu Zeyd, “Sınırın kapalı olduğunu öne sürenler, bölgeyi ziyaret eden Birleşmiş Milletler yetkilileri tarafından yapılan açıklamalara baksın” dedi. Ebu Zeyd, Mısır tarafının insani yardımların Gazze tarafına sürdürülebilir şekilde girebilmesi için üzerine düşen icraatları yerine getirdiğini uluslararası yetkililerin açıklamalarından kavrayacağını hatırlattı.

Ürdün: İsrail hükümeti tüm kırmızı çizgileri aşıyor

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Ürdün resmi televizyon kanalına, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Safedi, “(Filistin’de) Gelecek daha da kötü (olacak). Çünkü tüm kırmızı çizgileri aşan ve ihlal etmediği hiçbir uluslararası hukuk bırakmayan bir İsrail hükümetiyle karşı karşıyayız” dedi.

İsrail’in, Gazze’de barbarca savaşını sürdürdüğünü ve bu savaşı artık hiçbir mantıklı yanı kalmayan söylemleriyle örtbas etmeye çalıştığını kaydeden Safedi, Ürdün’ün de İsrail’in asılsız söylemlerini açığa çıkarmayı hedefleyen çabalarına devam ettiğini aktardı. İsrail’in Gazze’de işlediği suçların olumsuz sonuçları konusunda uyarıda bulunan Safedi, İsrail’in, Batı Şeria’da yaptıklarının durumun daha kötü hale gelmesine neden olacağına dikkati çekti. Çatışmayı Hamas’ın ortaya çıkarmadığını, tam aksine çatışmanın Hamas’ın var olmasına neden olduğunu belirten Safedi, “Hamas baskını, mahrumiyetin, hak ihlalinin, onur ihlalinin ve işgalin sürdüğü bir ortamda ortaya çıktı” dedi.

Safedi, Ürdün’ün Hamas’ın siyasi yönetimiyle iletişim kanallarını açma konusundaki düşüncesine ilişkin bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “İletişimimizi sürdürmesini bilen bir ülkeyiz ve girdiğimiz tüm kapıların bizi hedefimize nasıl ulaştıracağını biliyoruz, o da Filistin halkının haklarının tam olarak karşılanması temelinde bu çatışmaya son vermektir. Biz de ona göre hareket ediyoruz.”

Kassam Tugayları: İsrail esir takası konusunu erteliyor

Öte yandan Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Hamas’ın Telegram kanalından yayınlanan ses kaydında, İsrail’le esir takası anlaşması ve sahadaki çatışmalara ilişkin bilgi verdi. Ubeyde, Katarlı arabulucuların geçen hafta boyunca Gazze’deki İsrailli esirlere karşılık, Filistinli 200 çocuk ve 25 kadının serbest bırakılması için çalıştığını kaydetti. İsrail’in, Gazze’deki 100 kadın ve çocuğun serbest bırakılmasını istediğini aktaran Ebu Ubeyde, Kassam olarak, 5 günlük bir ateşkesle 50 kadın ve çocuğu serbest bırakabileceklerini ve bu sayısının 70’i bulabileceğini arabuluculara ilettiklerini söyledi. Esir takası için yapılacak anlaşmanın, ateşkesi ve insani yardım girişini içermesini talep ettiklerini belirten Ebu Ubeyde, İsrail’in bu konuyu “ertelediğini ve kaçtığını” dile getirdi.

Sahadaki çatışmalara ilişkin de bilgi veren Ebu Ubeyde, Filistinli direnişçilerin, İsrail askerlerinin girdiği noktalara sızarak, tanklar ile askeri araçlarını hedef aldığını ve askerlere saldırdığını kaydetti. Son 48 saat içinde 20 İsrail askeri aracını tamamen ya da kısmi olarak imha ettiklerini söyleyen Ebu Ubeyde, “İsrailli komutanların direnişi yok etme hayali, yenilgiden kaçıştır” diye konuştu.

Ortadoğu

İngiltere, Ben-Gvir ve Smotriç’i yaptırım listesine alabilir

Yayınlanma

New York Times’ın haberine göre İngiliz hükümeti, Gazze Şeridi’ndeki felaket boyutundaki insani durum nedeniyle artan uluslararası baskılar devam ederken İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Smotriç’e yaptırım uygulamayı değerlendiriyor. Başbakan Starmer hükümeti henüz nihai bir karar vermemiş olsa da bakanların Filistinlilerin yerinden edilmesini açıkça desteklemesi kararı etkileyebilecek faktörler olarak öne çıkıyor.

New York Times gazetesinin haberine göre, İngiliz hükümeti Gazze Şeridi’ndeki feci insani durum nedeniyle İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotriç‘e yaptırım uygulamayı masaya yatırdı.

Önerinin ilk olarak Muhafazakar Parti hükümetinde Dışişleri Bakanı olan David Cameron tarafından gündeme getirildiği, ancak Başbakan Keir Starmer liderliğindeki mevcut hükümetin henüz kesin bir karar almadığı belirtildi.

Buna rağmen, son haftalarda bu yöndeki ivmenin arttığı ve Londra’nın Gazze’deki İsrail operasyonlarının genişlemesini kınayan Paris ve Ottawa’ya katıldığı kaydedildi.

Gazeteye konuşan konuya vakıf bir diplomata göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın “bu durumun bir an önce sona erdirilmesi” yönündeki açıklamalarıyla birlikte yaptırım fikrine ABD’den açık bir muhalefet gelmese de Washington’daki bir Yahudi müzesi dışında meydana gelen ve İsrail büyükelçiliği çalışanlarının ölümüyle sonuçlanan saldırı bazı İngiliz yetkililerin tereddüt etmesine yol açtı.

Bu durumun, yaptırım kararının zamanlaması konusunda bir duraksamaya neden olduğu ifade edildi.

İsrailli analistler, Witkoff’un ateşkes teklifine sert çıktı: ‘Kazanımlar tehlikede’

Gazze’ye yardım artışı bekleniyor

New York Times‘a konuşan yetkililere göre İngiliz hükümeti, İsrail hükümetinin Gazze’ye insani yardımda somut bir artışa izin verip vermeyeceğini görmek için bekleme eğiliminde.

Böyle bir gelişmenin, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelen Filistinlilerin yerinden edilmesi politikalarını açıkça destekleyen iki İsrailli bakanın “kara listeye” alınmasını erteleyebileceği düşünülüyor.

Gazeteye göre Ben-Gvir ve Smotriç, Gazze’deki askeri operasyonların genişletilmesinin en önde gelen destekçileri arasında yer alıyor.

Filistin devletini tanıma konusunda isteksizlik sürüyor

Öte yandan Londra; Norveç, İspanya ve İrlanda’nın son dönemde attığı bağımsız bir Filistin devletini tanıma adımına katılma konusunda hâlâ isteksiz davranıyor.

New York Times, Paris’in Londra’yı muhtemelen Haziran ayında yapılması beklenen uluslararası bir zirvede kendisiyle koordineli hareket etmeye çağırdığını ancak bazı İngiliz diplomatların tanımanın zamanlamasının sahada bir şeyi değiştirmeyeceğine inandığını belirtti.

Londra’daki iç tartışmalar, ilerleme kaydetmeye daha eğilimli olduğu belirtilen Dışişleri Bakanlığı ile Başbakan Keir Starmer’ın özellikle kendi partisinden ve Birleşik Krallık’taki insan hakları aktivistlerinden artan baskılarla karşı karşıya olduğu için temkinli davranan hükümet arasında belirgin bir görüş ayrılığının olduğunu da ortaya koydu.

Bu bağlamda, eski İsrailli “barış müzakerecisi” ve U.S./Middle East Project adlı araştırma kuruluşunun başkanı Daniel Levy, başbakanın temas halinde olduğu bazı çevrelerin kendisine, “Eğer bir adım atmazsanız, bunun mirasınızda bir dipnottan daha fazlası olacağını biliyor musunuz?” dediğini aktardı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrailli analistler, Witkoff’un ateşkes teklifine sert çıktı: ‘Kazanımlar tehlikede’

Yayınlanma

İsrailli askeri analistler, ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından sunulan Gazze’de ateşkes teklifine tepki gösterdi. Analistler, önerinin İsrail’in sahadaki kazanımlarını tehdit ettiğini ve askerlerin moralini bozabileceğini savunurken, Hamas ise teklifi kabul ettiğini duyurdu.

İsrailli askeri uzmanlar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması amacıyla sunulan öneriye sert tepki gösterdi.

Kanal 14‘ün haberine göre analistler, söz konusu teklifin İsrail’in sahada elde ettiği kazanımları tehlikeye atacağını ve askerlerin moralini olumsuz etkileyebileceğini savundu. Hamas ise dün yaptığı açıklamada Witkoff’un önerisini kabul ettiğini duyurdu.

‘Witkoff’un önerisi çok kötü’

Askeri analist Noam Amir, “Witkoff’un önerisi çok kötü,” diyerek İsrail’in Morag ekseni gibi kazanımlarını kaybedeceğini ve denetimsiz insani yardımlar yoluyla Hamas’a “nefes alma imkanı” sağlanacağını belirtti.

Amir, “Henüz serbest bırakılacak tehlikeli esirlerden bahsetmedik bile,” ifadelerini kullandı.

Amir, 60 günlük ateşkesin fiilen “savaşın sonunun başlangıcı” anlamına geleceğini öne sürerek, “Fiili bir ateşkese girdiğimizde, bu güçle savaşa geri dönebilecek miyiz?” sorusunu yöneltti.

Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda Amir, önerilen esir takasının ayrıntılarını da paylaştı. Buna göre İsrail, müebbet hapis cezasına çarptırılmış 125 esiri ve Gazze’den 1111 esiri serbest bırakacak, ayrıca 180 kişinin naaşını teslim edecek.

Noam Amir, Gazze’deki İsrailli askerlerden “onlarca öfkeli mesaj” aldığını ve askerlerin savaşın durdurulmasına karşı çıktığını aktardı.

Bazı askerlerin, “Bizi neden geçen ay buraya soktular? Sesimizi duyurmak için var gücünle bağırmalısın, bu savaş durdurulmamalı. Refah’ta başardıklarımızın hepsi değersiz mi?” dediğini belirtti.

Yair Golan: İsrail, çocukları hobi olarak öldürüyor

‘Öneri İsrail’i geri adım atmaya zorlayabilir’

i24news kanalından gazeteci Amihai Stein ise Witkoff’un, İsrail’in talep ettiği gibi ilk etapta 10 esirin serbest bırakılacağı ve müzakereler devam etmediği takdirde ateşkes bitiminde çatışmalara dönme olasılığının bulunduğu, pozisyonlar arasında denge kuran bir öneri formüle etmeye çalıştığını kaydetti.

Bununla birlikte Stein, “Öneri, özellikle insani yardımların Hamas’ı zayıflatmaya başlamasının ardından, İsrail’i kısıtlayabilir ve katı tutumundan geri adım atmaya zorlayabilir. Şimdi Hamas, yeni bir anlaşma şeklinde bir cankurtaran halatı elde ediyor,” uyarısında bulundu.

Washington’dan iyimserlik ve baskı

İsrail, plana ilişkin henüz resmi bir tutum açıklamadı. Ancak Yedioth Ahronoth gazetesine göre, tahminler önerinin Witkoff’un ilk sunduğu ve 10 esirin tek seferde serbest bırakılmasını içeren orijinal plana yakın olduğu yönünde. Bu ise Tel Aviv’in öneriye itiraz etmeyebileceği anlamına geliyor.

İsrail basınında yer alan haberlerde ise, “Netanyahu liderliğindeki daraltılmış bir forumda bu akşam İsrail’e teslim edilen anlaşma önerisi üzerine bir tartışma yapılacağı” belirtildi.

Anlaşmanın kabul edilmesi durumunda, müzakerelerin ayrıntıları tamamlamak üzere “yakınlaştırma görüşmeleri” formatında Doha’ya taşınacağı bildirildi.

Witkoff, dün yaptığı açıklamada, “uzun vadeli bir çözüme” ulaşılması konusunda iyimser olduğunu belirterek, teklifindeki maddelerin değiştirilebileceğine işaret etti.

Witkoff, “Bugün sonuna kadar belge taslağının gözden geçirilmek üzere Başkana sunulmasını bekliyorum,” diyerek, “önce geçici bir ateşkese, ardından da bu çatışmaya uzun vadeli bir çözüme” ulaşılması gerektiğini vurguladı.

Öte yandan Yedioth Ahronoth gazetesine konuşan kaynaklar, “Washington’un, Hamas’ın müzakerelerin başından beri talep ettiği ve Tel Aviv’in daha önce reddettiği, savaşın sona ermesi için garantiler içeren bir anlaşmayı kabul etmesi yönünde İsrail’e büyük baskı uyguladığını” ifade etti.

Aynı kaynaklar, Katar ile ABD arasında, Hamas’ın muhtemel onayıyla perde arkası görüşmelerin yapıldığına dikkat çekti.

Hamas, dün yaptığı açıklamada Witkoff ile ayrıntılarını açıklamadan “prensip anlaşmasına varıldığını” duyurmuştu.

Hamas, Witkoff’un önerisinin detaylarını açıkladı

Hamas da dünkü açıklamasında Witkoff’un ateşkes önerisini kabul ettiğini duyurdu.

Örgüt, anlaşmanın “kalıcı bir ateşkes sağlayan, işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini, yardım akışını ve anlaşmanın ilanından hemen sonra bölgenin işlerini yönetecek profesyonel bir komitenin göreve başlamasını içeren genel bir çerçeveye” dayandığını belirtti.

Ayrıca açıklamaya göre anlaşma, “arabulucuların garantisiyle, üzerinde anlaşmaya varılan sayıda Filistinli esirin serbest bırakılması karşılığında 10 İsrailli esirin ve bir dizi naaşın serbest bırakılmasını” içeriyor.

Örgüt, “bu çerçeveye ilişkin nihai yanıtı beklediğini” kaydetti.

Bibi’den koalisyonuna Gazze’de ateşkes için ‘Hamas’ güvencesi

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Pezeşkiyan: Yaptırımlar kalksa da kalkmasa da ilerleyeceğiz

Yayınlanma

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Umman ziyaretinde yaptığı açıklamada, yaptırımlar kalksa da kalkmasa da İran’ın ilerlemeye devam edeceğini ve İslam ülkeleri arasındaki işbirliğinin diğerlerine olan ihtiyacı ortadan kaldıracağını belirtti. Dışişleri Bakanı Arakçi ise uranyum zenginleştirme konusunda taviz verilmeyeceğini vurgulayarak, ABD ile dolaylı görüşmelerin yeni turunun yakında belirlenebileceğini söyledi.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, dün Umman’da yaptığı açıklamada, ülkesinin yaptırımlar devam etse de kaldırılsa da ilerlemeye devam edeceğini vurguladı.

Pezeşkiyan, İslam ülkeleri arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesinin İran’ı başka hiçbir güce muhtaç bırakmayacağını belirtti.

Aynı zamanda İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi de Umman’dan, Tahran’ın uranyum zenginleştirme konusunda taviz vermeyeceğinin altını çizerek, ABD ile dolaylı nükleer görüşmelerin yeni turu için tarihin yakında belirlenebileceğini ifade etti.

Pezeşkiyan, bölgede istikrarın güçlendirilmesinin tüm bölge ülkelerinin ortak sorumluluğu olduğunu ifade ederek, “İslam ülkeleri arasında mantıksal ilişkilere dayalı işbirliğinin güçlendirilmesi bizi herkesten bağımsız kılacaktır,” dedi.

İran Cumhurbaşkanı ayrıca, “Biz birbirimiz için tehdit değil, aksine birbirimiz için birer fırsatız. Bu yolda birlikte ilerleyebiliriz,” diye ekledi.

Uranyum zenginleştirme konusunda net duruş

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi de Umman’dan yaptığı açıklamada, İran’ın müzakerelerdeki kırmızı çizgisinin altını çizerek, “Uranyum zenginleştirme meselesinde kimseye taviz vermeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Avrupa’dan gelen açıklamalara da değinen Arakçi, “Eğer Avrupalıların talebi uranyum zenginleştirmenin durdurulması ise nükleer dosyamız hakkında onlarla asla diyaloğu sürdürmeyeceğiz. Tutumlarını netleştirmeleri gerekiyor,” dedi.

Arakçi, salı günü yaptığı benzer bir açıklamada da “Eğer İngiltere’nin pozisyonu, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın ve İngiltere’nin nükleer anlaşmanın bir tarafı olarak taahhütlerinin açık bir ihlali anlamına gelen İran içinde sıfır zenginleştirme dayatmak ise bu durumda nükleer dosya ile ilgili aramızda tartışılacak bir konu kalmaz,” diye konuşmuştu.

Umman ziyaretinin iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ele aldığını teyit eden Arakçi, “Umman tarafıyla ABD ile yürütülen dolaylı müzakereler hakkında istişarelerde bulunduk,” bilgisini paylaştı.

Arakçi, ABD ile bir sonraki dolaylı görüşme turunun tarihiyle ilgili olarak, “Tarihin önümüzdeki günlerde belirlenmesi mümkün,” diye ekledi.

İran ordusundan ‘hazırız’ mesajı

Bu bağlamda, İran ordusu Koordinasyon İşleri Yardımcısı Amiral Habibullah Seyari, silahlı kuvvetlerin tam teyakkuz halinde olduğunu ve düşmanların planlarını bozguna uğratacağını belirterek, “Herhangi bir saldırganın burnunu yere sürteceğiz,” değerlendirmesini yaptı.

FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English