Bizi Takip Edin

ASYA

ŞİÖ liderlerinden Semerkant Deklarasyonu: Yeni ve çok kutuplu bir düzen

Yayınlanma

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Konseyi toplantısının sonuçlarına ilişkin bildiri, üye devletlerin liderleri tarafından imzalandı. Liderler, örgütün diğer devletlerle işbirliğine açık olduğunu yeniden teyit etti.

Özbekistan’ın Semerkant şehrinde Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliğinde 22.’si düzenlenen zirve sona erdi. ŞİÖ üyesi Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Pakistan, Hindistan ve Özbekistan liderleri zirve sonuçlarına ilişkin Semerkant Deklarasyonu’nu imzaladı.

Dünyanın yeni bir büyük değişim ve gelişim çağına doğru giderken, birçok zorluk ve tehditle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken söz konusu deklarasyon, bölgesel istikrarı, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı, ulaşım ve iletişim bağlarını güçlendirmeyi, daha temsili, demokratik ve çok kutuplu bir uluslararası düzen inşa etmeyi amaçlayan çeşitli yaklaşımlar içeriyor.

Deklarasyonda Orta Asya’nın ŞİÖ için önemi vurgulanarak, “Örgütün üyeleri Orta Asya’yı ŞİÖ’nün çekirdeği olarak görüyor ve bölge ülkelerinin refah ve barış, sürdürülebilir kalkınma ve iyi bir komşuluk, güven ve dostluk alanı oluşturma çabalarını destekliyor” denildi.

Egemenliğe saygı ve iç işlere karışmama vurgusu

Her ülkenin kendi siyasi, ekonomik ve sosyal kalkınma yollarını seçme haklarına saygı duyulması ve her ülkenin ulusal egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve eşitliğine iç işlerine müdahale olmaksızın saygı gösterilmesi ilkesinin altı çizilen deklarasyonda, bu ilkelerin  uluslararası ilişkilerin sürdürülebilir gelişiminin temeli olduğu vurgulandı.

Üye ülkelerin, ŞİÖ’nün barış ve güvenliği koruma çabalarını güçlendirmeye devam edeceği teyit edilen bildiride, uluslararası ve bölgesel çatışmalarla mücadele etmek için üye ülkeler arasındaki ilişkilerin siyasi ve diplomatik yollarla derinleştirileceği kaydedildi.

Dünya çapındaki terör eylemlerini kınayan ŞİÖ liderleri, terörizmi, ayrılıkçılığı ve aşırıcılığı destekleyebilecek koşulları ortadan kaldırmayı amaçladıklarını beyan etti.

Liderler, Afganistan’da tüm etnik, dini ve siyasi grupların temsilcilerinin katılımıyla kapsayıcı bir hükümete ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Nükleer silahsızlanma gündemi

Küresel füze savunma sistemlerinin bazı ülkeler tarafından tek taraflı olarak geliştirilmesini kınayan liderler, bunun uluslararası güvenlik ve istikrarı olumsuz etkilediğini dile getirdi.

Nükleer silahsızlanma gündemi hakkında konuşan ŞİÖ liderleri, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın taraf devletleri olarak, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı konusunda işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan anlaşmanın tüm ilkelerini dengelemeye ve desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.

Çoklu alanlarda işbirliğinin derinleştirilmesi

Liderler, ekonomik gerçekler dikkate alınarak Dünya Ticaret Örgütünün etkinliğinin artırılması ve organizasyonda reform yapılması çağrısında bulundu.

ŞİÖ ülkeleri çeşitli alanlardaki işbirliğinin yanı sıra, inovasyon, girişimcilik, yoksulluğun azaltılması ve geleneksel tıptan oluşan görev güçlerinin oluşturulmasına ilişkin kararı da kabul etti.

ŞİÖ Devlet Başkanları Konseyi’nin 22. toplantısında ayrıca küresel gıda güvenliğinin korunması, uluslararası enerji güvenliği, iklim değişikliğinin ele alınması ve güvenli, istikrarlı ve çeşitlendirilmiş bir tedarik zincirinin sürdürülmesine ilişkin bir dizi bildiri ve belge de yayınlandı.

Bir sonraki Zirve Hindistan’da

Zirveye, örgüte üye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, gözlemci ülkeler Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaagiin Khurelsukh, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, davetli liderler Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev katıldı.

Bu zirvenin ardından ŞİÖ dönem başkanlığı Hindistan’a geçerken, bir sonraki ŞİÖ Zirvesi 2023’te Hindistan’da yapılacak.

ASYA

Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı

Yayınlanma

Çin otomobillerinin Rusya’daki satışları, yaptırımların Batılı markaları Moskova ile ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla yeni rekorlara ulaştı.

Pekin’in Washington ve Brüksel’den elektrikli araç ihracatına yönelik yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Rusya’daki satışların artması Çinli otomobil üreticilerine yardımcı olurken, Rus otomobil kültüründe de hızlı bir değişimin mühendisliğini yaptı.

Moskova’da yaşayan bir otomobil blog yazarı olan Ilya Frolov, Financial Times’a verdiği demeçte, “Eğer bir araba satın alacaksanız, seçiminiz ya [Rus yapımı] bir Lada ya da gri ithalat olarak getirilen son derece pahalı bir Avrupa arabası ya da çok iyi donanımlı ve nispeten ucuz bir Çin arabası” dedi.

Ukrayna müdahalesi sonrası, daha önce Rusya’nın otomobil pazarına hakim olan Avrupalı, Koreli ve Japon otomobil üreticilerinin araç satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.

Avtostat analiz ajansına göre, Şubat 2022’deki müdahale sırasında bu markalar tüm satışların yüzde 69’unu oluşturuyordu. Şu anda pazar payları sadece yüzde 8,5. Çinli üreticilerin payı ise aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 57’ye yükseldi.

Bir endüstri grubu olan China Passenger Car Association’ın verilerine göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında Rusya, 849.951 araca ulaşan hacmiyle Çin yapımı otomobiller için en büyük ihracat noktası oldu. İkinci en büyük hedef olan Meksika ise bu rakamın yarısından daha azını ithal etti.

CPCA genel sekreteri Cui Dongshu, “Çin’in son yıllarda otomobil ihracatında kaydettiği büyüme esas olarak Rusya pazarından gelen katkılara dayanıyor,” dedi. “Rusya’nın otomobil pazarının rekabetçi ortamındaki dramatik dalgalanmalar ve değişiklikler, Çinli otomobil şirketlerine geniş satış fırsatları ve büyük karlar sağladı” diye ekledi.

Rusya’ya satılan Çinli araçların yaklaşık %90’ı içten yanmalı motorlara sahip olsa da, geniş hibrid SUV’larda uzmanlaşmış elektrikli araç üreticisi Li Auto tarafından üretilen 15.000’den fazla otomobil 2024’ün ilk sekiz ayında Rusya’da satıldı.

Çin’in varlığının genişlemesi o kadar büyük oldu ki sadece müşteriler değil sektör profesyonelleri de yeni şirketlere akın etti.

Otomobil endüstrisiyle çalışan Krasnoe Slovo adlı halkla ilişkiler ajansının Moskova’daki yöneticisi Vadim Gorzhankin, Financial Times’a verdiği demeçte, “[Eskiden Batılı şirketlerde çalışan] neredeyse herkes artık Çinli şirketlerde çalışıyor,” dedi.

Çin gümrük verileri, otomobil üreticilerinin tam rakamların mevcut olduğu en son ay olan eylül ayında Rusya’ya 1,8 milyar dolar değerinde otomobil ihraç ettiğini gösteriyor; bu rakam 2021’in aynı ayında 96 milyon dolardı.

Financial Times’a gör, Çin’in artan hakimiyeti bazı yerli üreticileri kızdırdı – özellikle de kaynaklarının daha fazlasını silah üretimine yönlendirmek zorunda kalanları.

Rusya’nın en güçlü silah üreticisi Rostec’in başkanı Sergei Chemezov, devleti Çin araçlarına “koruyucu önlemler” uygulamaya çağırdı. Şirketinin Rusya’nın en büyük otomobil üreticisi Lada’nın üreticisi Avtovaz’da hissesi var ve Avtovaz eylül ayında yaptığı açıklamada Çin araçlarının satışlarındaki artışın ardından pazar payının %25’e düşebileceğini söyledi.

Ülkenin otomobil üreticileri, batılı parçalara ve teknolojiye erişimi kısıtlayan yaptırımlardan ağır darbe aldı. Bunu telafi etmek için onlar da sık sık Çin’e yöneldi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Sri Lanka devlet başkanının koalisyonu erken seçimde çoğunluğu elde etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake’nin koalisyonu Ulusal Halkın Gücü (NPP),  seçim kurulunun cuma günü açıkladığı sonuçlara göre, erken genel seçimlerde çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Eylül ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dissanayake, ağır bir mali krizden çıkmaya çalışan ülkede yoksullar arasındaki sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan politikaları için yetki istiyor.

Marksist eğilimli Dissanayake’nin koalisyonu perşembe günkü seçimlerden önce parlamentodaki 225 sandalyeden sadece üçüne sahipti ve bu da onu koalisyonu feshetmeye ve yeni bir yetki istemeye sevk etti.

Sri Lanka Seçim Komisyonu’nun internet sitesinde yer alan son sonuçlara göre NPP perşembe günkü seçimlerde yaklaşık %62 ya da 5,4 milyon oy alarak 52 sandalye kazandı ve parlamentoda çoğunluğu elde etme yolunda ilerledi.

“Bunu Sri Lanka için kritik bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Güçlü bir parlamento oluşturmak için yetki bekliyoruz ve halkın bize bu yetkiyi vereceğinden eminiz,” dedi Dissanayake perşembe günü oyunu kullandıktan sonra.

“Sri Lanka’nın siyasi kültüründe eylül ayında başlayan ve devam etmesi gereken bir değişim var” diye ekledi.

Dissanayake’nin koalisyonunun başlıca rakibi olan muhalefet lideri Sajith Premadasa’nın Samagi Jana Balawegaya partisi 13 sandalye ve oyların yaklaşık %19’unu kazandı. Önceki Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe’nin desteklediği Yeni Demokratik Cephe ise iki sandalye kazandı.

17 milyondan biraz fazla Sri Lankalı beş yıllık bir dönem için milletvekillerini seçme hakkına sahipti. Rekor sayıda 690 siyasi parti ve bağımsız grup 22 seçim bölgesinde yarıştı.

On yıllardır aile partilerinin egemen olduğu ülkede siyasete yabancı olan Dissanayake, daha büyük refah önlemleri ve rüşvet gibi yoksullukla mücadele politikalarını destekliyor.

Sri Lanka’da genel seçimlerde, özellikle de başkanlık oylamasından kısa bir süre sonra yapılıyorsa, genellikle başkan desteklenir.

Başkan yürütme yetkisini elinde bulunduruyor ancak Dissanayake’nin tam teşekküllü bir kabine atayabilmesi ve vergileri düşürme, yerel işletmeleri destekleme ve yoksullukla mücadele gibi önemli vaatlerini yerine getirebilmesi için parlamentoda çoğunluğa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca Sri Lanka’nın tartışmalı yürütme başkanlığını kaldırmayı planlıyor ancak bunu uygulamak için parlamentoda üçte iki çoğunluğa ihtiyacı var.

22 milyonluk bir ülke olan Sri Lanka, 2022’de ciddi bir döviz sıkıntısının tetiklediği ekonomik krizin altında ezilmiş, bu da ülkeyi temerrüde itmiş ve ekonomisinin 2022’de %7,3, geçen yıl ise %2,3 küçülmesine neden olmuştu.

Uluslararası Para Fonu’nun 2,9 milyar dolarlık kurtarma programıyla desteklenen ekonomi geçici bir toparlanma sürecine girdi ancak yüksek hayat pahalılığı başta yoksullar olmak üzere pek çok kişi için hala kritik bir sorun.

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan Afganistan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten faydalanarak Afgan ticaretini Pakistan güzergahından Hintli bir şirket tarafından işletilen İran limanına yönlendirmeye çalışıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Genel Sekreter J.P. Singh başkanlığındaki üst düzey bir heyet 4 ve 5 Kasım tarihlerinde Kabil’i ziyaret etti. Heyet Afganistan Savunma Bakanı Molla Muhammed Yakup, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki ve Kabil’deki BM kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya geldi. Görüştükleri konular arasında India Ports Global Limited tarafından işletilen İran’ın Çabahar limanı da vardı.

Bakanlık sözcüsü Randhir Jaiswal geçen hafta düzenlediği basın brifinginde “Hindistan’ın insani yardımları, Çabahar limanının Afganistan’daki iş dünyası tarafından işlemler, ihracat ve ithalat için nasıl kullanılabileceği ve yapmak istedikleri diğer şeyler hakkında görüşmelerde bulundular” dedi.

Taliban’ın savunma bakanlığı da sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Yaqoob’un Hintli heyetle ilişkilerini geliştirme yollarını görüşmek üzere bir araya geldiğini doğruladı. Muttaki’nin ofisi de Singh ile yaptığı görüşmenin detaylarını açıklayarak Taliban’ın baş diplomatının ikili siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve Afgan işadamlarının Hindistan’a seyahat edebilmeleri için daha kolay vize verilmesini talep ettiğini kaydetti.

Yeni Delhi’deki Observer Araştırma Vakfı Stratejik Çalışmalar Programı’nda yardımcı araştırmacı olan Kabir Taneja, Hindistan’ın bir süredir Çabahar limanını Afganistan için alternatif bir ticaret yolu olarak tanıtmaya çalıştığını söyledi.

“[Çabahar] projenin temel tasarımının bir parçası. Ayrıca Kabil’e, Afganistan’ın uzun süredir birincil liman olarak kullandığı Karaçi limanına bir alternatif sunmaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English