Suriye’de İdlib’in geri kalanını, Halep’in tamamını ve Hama’nın kuzey kırsalını ele geçiren Heyet’i Tahrir Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki terör örgütlerinin başlattığı saldırıyı Türkiye destekli ÖSO’nun Tel Rıfat, ABD destekli ÖSO’nun El-Bukemal, YPG’nin Deyrizor’daki saldırıları takip etti. Suriye yönetimini destekleyen Rusya ile İran’ın kendi gündemleri ile meşgul olduğu bir döneme “denk gelen” saldırılarda Suriye ordusu dağınık bir görüntü veriyor. Suriye ordusunun direniş göstermeden Halep’ten çekilmesi Suriye’nin siyasi geleceği üzerinde de derin etkiler yaratabilecek nitelikte.
Peki Suriye sahasında hangi örgütler nerede, kime karşı savaşıyor? Bu örgütleri hangi güçler neden destekliyor?
1- Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ): İdlib-Halep-Hama
Halep, İdlib ve Hama’daki savaş sahalarında Suriye ordusunu hedef alan terör örgütlerinin başını Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) çekiyor.
HTŞ ve diğer örgütlerin katılımıyla oluşturulan Fethu’l Mubin Operasyon Odası, 27 Kasım’da Suriye ordusuna karşı “Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu”nu adıyla bir saldırı başlattı. Suriye’nin başkenti Şam’a 310 kilometre uzaklıktaki Halep’in tamamının kontrolünü ele geçiren örgütler, Hama ili istikametinde bazı küçük yerleşim yerlerini ele geçirdi. İdlib ilinin tamamını da ele geçiren örgütler AA’ya göre Hama’da da Celime, Elzeka, Beridec, Cübbeyin, Tel Meleh, Kırkat, Muğayyir ve Mabtan yerleşimleri ile Gab Ovası’nda Tüveyne, Huveyz, Şeria ve Bab Taka köylerini kontrolü altına aldı.
Fethu’l Mubin Operasyon Odası’ndan kimliğinin gizli tutulmasını isteyen bir “komutanın”, Majalla’ya verdiği bilgiye göre; bu sahadaki saldırılara HTŞ’nin dışında Ceyş el-İzze ve Ceyş en-Nasır’ın yanı sıra Nureddin Zengi Hareketi, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Ortak Kuvvet gibi Türkiye destekli ÖSO çatısı altındaki gruplardan bazıları da katılıyor.
Halep, İdlib ve Hama’daki sahalarda Suriye ordusuna yönelen saldırılara yaklaşık 40 bin muhalif unsur katılıyor. Komutan, grupların yedekte yaklaşık 80 bin savaşçısının bulunduğunu ve tamamının çeşitli savaş ve çatışma biçimlerinin yanı sıra koşullarla nasıl başa çıkılacağı, silahların nasıl kullanılacağı ve rejim güçleri ve müttefikleriyle nasıl çatışmaya girileceği konusunda askeri eğitim aldığını açıkladı.
HTŞ yani eski adıyla El Nusra, El Kaide’nin Ebubekir Bağdadi liderliğindeki Irak kolu Irak İslam Devleti (IİD) Örgütü’nün, 2011’de Suriye’ye gönderdiği Ebu Muhammed Colani önderliğinde kuruldu.
Suriye’deki kargaşadan yararlanarak hızla büyüyen El Nusra’nın lideri Colani ile Bağdadi’nin arası açılınca, Bağdadi, El Nusra’yı 2013’te feshettiğini duyurdu. Bağdadi aynı açıklamada, IİD’nin Suriye’ye doğru genişlediğini belirterek, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)’nin kuruluşunu ilan etti.
Bu süreçte El Nusra, El Kaide’ye bağlılığını duyurdu ancak bu durum IŞİD’in El Nusra’nın Suriye’deki insan, cephane ve parasal kaynaklarının büyük çoğunluğunu ele geçirmesini engelleyemedi. İki örgüt arasındaki kriz, El Kaide merkez hakemliğine de gitti ancak kriz aşılamadı.
El Kaide ile bağı yüzünden El Nusra hızla ülkelerin terör listesine girmeye başladı. Türkiye de 2014’te terör listesine dahil etti. 2014’ten itibaren IŞİD, Suriye coğrafyasına hızla yayılınca El Nusra ve diğer gruplar İdlib bölgesine sıkıştı.
Rusya’nın Suriye’de devreye girmesi ve Suriye ordusunun toprak bütünlüğünü sağlamaya yönelik hızla yöneldiği operasyonlar, El Nusra’yı, diğer gruplarla birleşmeye yöneltti. Bunun için El Kaide ile bağını kopardığını duyurdu ve Şam’ın Fethi Cephesi (ŞFC) ismini aldı.
Tabii El Kaide ile “bağını koparması” sadece görünürdeydi. Çünkü, El Nusra’nın bu adımı, El Kaide yöneticilerinin “Şam cihadının yararına ve diğer örgütlerle birleşmek için ne gerekiyorsa yapılmasını” salık vermesinin hemen ardından gelmişti. Ancak isim değişikliği de ŞFC’nin sadece küçük birkaç grupla birleşmesini sağlayabilmişti.
2017’de Nureddin Zengi Hareketi, Liva’ul Hak gibi birkaç grupla beraber ve Colani’nin askeri önderliğinde HTŞ kuruldu. HTŞ, amacını “şeriatın hakimiyeti ve laikliğin reddi” olarak duyurdu.
Ocak 2017’de Astana kapsamında IŞİD ve El Nusra hariç tutularak İdlib’de ateşkes ilan edildi. Ancak ateşkesten faydalanan HTŞ, 2017’nin yaz aylarında İdlib’in diğer büyük grubu Ahraru’ş-Şam’la bir kapışmaya girdi ve Ahraru’ş-Şam büyük bir yenilgi aldı. Bu tarihten sonra HTŞ, hızla genişleyerek ve diğer örgütleri bünyesine zorla ya da gönüllü olarak katarak, 2019 sonuna kadar İdlib’in yüzde 95’ine hâkim oldu. Yaklaşık 30 bin savaşçısıyla bölgedeki en etkili silahlı güç konumunda.
2- Türkiye destekli ÖSO (SMO): Halep’in kuzeyi ve kuzey kırsalı
İdeolojik açıdan en karışık cephe örgütü olan Türkiye’nin kontrolündeki ÖSO (Suriye Milli Ordusu-SMO) Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu’nun (SMDK) askeri yapılanması. ‘Suriye Geçici Hükümeti’ adıyla bir de hükümetleri var.
SMO bünyesinde Feylak el Şam, Ceyş el Ahrar, Ceyş el Nasr, Ahraru’ş-Şam, Nureddin Zengi gibi onlarca örgüt bulunuyor. Bu örgütlerden birçoğunun geçmişte CIA denetimindeki “Askeri Operasyonlar Koordinasyon Odası”ndan ve Körfez ülkelerinden askeri ve finansal destek aldığı biliniyor.
SMO’ya bağlı bazı örgütler HTŞ liderliğindeki Halep saldırısına katılırken bir kısmı da PKK/YPG’ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında Tel Rıfat ilçe merkezini ele geçirdi.
Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığına göre Türkiye, HTŞ’nin saldırılara başlamasından bir gün sonra Halep’in kuzeyinde kendi nüfuz alanındaki SMO gruplarını gizli bir acil durum toplantısına çağırdı. SMO komutanlarından biri, toplantı sırasında Türk tarafıyla HTŞ’nin operasyonuna paralel YPG’nin Halep’in kuzeyindeki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahalleleri ile Halep’in kuzey kırsalındaki Tel Rıfat ve Münbiç’te kontrol ettiği bölgelerden çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi.
3- PKK/YPG: Deyrizor’da Fırat’ın doğusu
Türkiye destekli ÖSO’nun saldırısıyla Tel Rıfat’tan çekilmek zorunda kalan ABD destekli terör örgütü PKK/YPG, Deyrizor ilinin Fırat’ın doğusunda kalan topraklarındaki 7 köyden Suriye ordusunu çıkarmak için saldırı başlattı.
AA’ya göre PKK/YPG Murrat, Haşşam, Mazlum, Tabiyye, Hüseyiniyye, Salihiyye ve Hatla köylerindeki Suriye ordusuna karşı saldırıya geçti ve çatışmalar devam ediyor.
Deyrizor kent merkezinden başlayarak Suriye-Irak sınırına yakın El-Bukemal ilçesine kadar olan bölgede, Suriye ordusu varlık gösterdiği biliniyor.
Fırat Nehri’nin doğusunda kalan Deyrizor topraklarının neredeyse tümü PKK/YPG’nin işgalinde, il merkezi ve diğer kırsal bölgeler ise Suriye ordusunun kontrolünde bulunuyor.
4- ABD destekli ÖSO: Deyrizor’da Irak sınırı
Suriye’nin Humus ile Deyrizor ilinde ABD güçlerinin konuşlandığı Tenef’te ABD destekli ÖSO, El-Bukemal ve Meyadin ilçelerine saldırı başlattı.
Bu saldırıların hedefi Suriye’nin Irak ile olan bağlantısını kesmek. Suriye-Irak sınırına yakın El-Bukemal’de Suriye ordusuna destek veren İranlı gruplar yoğun olarak bulunuyor. Bu bölge Irak’ta İran’a yakın güçler ile kara bağlantısı için kritik öneme sahip.