Bizi Takip Edin

AMERİKA

Teksas ve Kaliforniya’da Filistin eylemlerine sert polis saldırıları

Yayınlanma

Filistin yanlısı protestolar ABD geneline yayılmaya devam ederken polis çarşamba gecesi Kaliforniya ve Teksas’ta onlarca protestocuyu öğrenci gözaltına alındı.

Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde, çevik kuvvet üniformalı eyalet otoyol devriye polisleri ve atlı polisler bir protestoyu dağıttı ve 20 kişiyi gözaltına aldı.

Güney Kaliforniya Üniversitesi yönetimi ise kampüsünü kapalı ilan etti ve Los Angeles Polis Departmanından (LAPD) bir gösteriyi dağıtmasını istedi. 

Kampüs güvenliğinin kampüsteki çadır kampına ve öğrencilere müdahale için LAPD’den yardım istemesinin ardından çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.

Diğer gösteriler ise Brown Üniversitesi, Michigan Üniversitesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve California State Polytechnic’te gerçekleşti.

California State Polytechnic’teki öğrencilerin bir binanın içinde kurduğu barikat üçüncü gününe girdi ve okul hafta sonu boyunca kampüsü kapatarak dersleri çevrimiçi hale getirdi.

Protestocu öğrenciler üniversitelerden İsrail’le ilişkilerini kesmelerini ve İsrail’in Filistinli sivillere yönelik saldırılarını dizginlemesi için ABD hükümetine baskı yapmalarını talep ediyorlar.

Teksas polisi protestoculara saldırdı

Kaliforniya’daki gözaltılar çoğunlukla sessiz gerçekleşirken, Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde sert polis müdahalesi yaşandı.

Bazıları at sırtında ve ellerinde coplarla yüzlerce yerel polis ve eyalet polisi protestocuların üzerine yürüdü.

Eyalet Kamu Güvenliği Bakanlığına göre, polis memurları üniversitenin ve Teksas Valisi Gregg Abbott’un emriyle 34 gözaltı yaptı.

Polis saldırısında Fox 7 Austin foto muhabiri de kanlar içinde kaldı ve ayrıca gözaltına alındı.

Teksas Valisinden polise destek

Sosyal medya platformu X’te Vali Abbott gözaltılara destek verdi ve katılan öğrencilerin okuldan atılması gerektiğini söyledi.

Abbott, “Teksas’taki herhangi bir devlet kolejinde veya üniversitesinde nefret dolu, antisemitik protestolara katılan öğrenciler okuldan atılmalıdır,” diye yazdı.

Abbott’un yorumları, bu ayın başlarında ‘üniversite kampüslerinde antisemitik söylem ve eylemlerdeki keskin artış’ olarak tanımladığı durumu cezalandırmak için okulların ifade özgürlüğü politikalarını gözden geçirmelerini gerektiren bir idari emir yayınlamasının ardından geldi.

Kararnamede, Çarşamba günü Teksas Üniversitesinde protesto düzenleyen Filistin Dayanışma Komitesi gibi gruplar ‘potansiyel ihlalciler’ olarak nitelendirilmişti.

Öğrenciler, “Polis saldırısı gösterileri artıracak,” diyor

Teksas’ta üçüncü sınıf öğrencisi olan Dane Urquhart, polisin varlığını ve gözaltıları ‘aşırı tepki’ olarak nitelendirdi ve polisler gelmeseydi protestonun barışçıl kalacağını sözlerine ekledi.

Urquhart, “Tüm gözaltılar nedeniyle, daha çok (gösteri) olacağını düşünüyorum,” dedi.

Polis kalabalığı kontrol etmek için saatler süren çabaların ardından ayrıldı ve yaklaşık 300 gösterici çimlerin üzerinde oturmak ve okulun ikonik saat kulesinin altında slogan atmak için geri döndü.

Çarşamba gecesi bir açıklama yapan üniversitenin başkanı Jay Hartzel, “Kurallarımız önemlidir ve uygulanacaktır. Üniversitemiz işgal edilmeyecektir,” dedi.

Temsilciler Meclisi Başkanından Columbia rektörüne istifa çağrısı

Öte yandan Columbia Üniversitesi çarşamba günü erken saatlerde öğrenciler ve polis arasında yeni bir çatışmayı önledi. 

Üniversite Rektörü Minouche Shafik salı günü Filistin yanlısı çadır kampının temizlenmesi konusunda bir anlaşmaya varılması için gece yarısına kadar süre tanımıştı, fakat okul müzakereleri uzatarak protestocularla görüşmelere 48 saat daha devam edeceğini söyledi.

Çarşamba günü kampüsü ziyaret eden ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson, Shafik’e ‘bu kaosa bir düzen getiremezse’ istifa etmesi çağrısında bulundu.

Johnson, “Eğer bu hızlı bir şekilde kontrol altına alınmazsa ve bu tehditler ve gözdağı durdurulmazsa, Ulusal Muhafızlar için uygun bir zaman olacaktır,” dedi.

Çarşamba akşamı bir Columbia sözcüsü, üniversitenin Ulusal Muhafızları getirmekle tehdit ettiği yönündeki söylentilerin asılsız olduğunu söyledi. Columbia’nın iletişimden sorumlu başkan yardımcısı Ben Chang, “Odak noktamız düzeni sağlamak ve bunu diyalog yoluyla başarabilirsek başaracağız,” dedi.

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English