Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD, Rusya’nın enerji şirketlerine yaptırımları genişletecek

Yayınlanma

ABD Enerji Bakan Yardımcısı Geoffrey Pyatt, Washington yönetiminin Rusya’nın enerji sektörüne ve ilgili altyapıya yönelik yaptırımları genişleteceğini bildirdi.

Pyatt’a göre kısıtlamalar, Vostok Oil ve Yakutsk LNG projelerini etkileyecek.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde düzenlenen enerji konulu konferansta açıklamalarda bulunan Pyatt, “Vostok Oil ve Yakutsk LNG de dahil olmak üzere, kilit enerji projelerinin yanı sıra bu alandaki gelecekteki projelerin ve ilgili altyapının geliştirilmesinde yer alan çok çeşitli şirketlere yaptırım uygulamaya devam edeceğiz,” diye konuştu.

23 Şubat 2024 tarihinde ABD yönetimi, yüze yakın Rus şirketine yaptırım uyguladı.

Bunların en büyükleri kömür piyasasının kilit oyuncuları SUEK ve Meçel, boru üreticisi TMK ve en büyük konteyner operatörü TransContainer’di.

Diğer yandan Rusya’nın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) projeleri de yaptırım listesine dahil edildi.

Bunlar arasında Ust-Luga’da kurulacak tesisin işletmecisi Rushimalyans (yüzde 50’si Gazprom’a, yüzde 50’si Rusgazdobıça’ya ait), Novatek yapıları ve Albert Avdolyan’ın Yakutistan projesi Globaltek de bulunuyor.

WSJ: ABD, Rusya’nın Arktik LNG-2 projesini raydan çıkarmaya çalışıyor

AMERİKA

Palantir CEO’su İsrail karşıtı protestoculara ‘pagan’ dedi ve ‘Kuzey Kore’ye gönderilmelerini’ savundu

Yayınlanma

Teknoloji sektörünü ABD Kongresi ile buluşturmayı amaçlayan özel bir Capitol Hill forumu çarşamba günü çok sayıda teknoloji devinin yöneticisini bir araya getirdi.

Gündemde ise, Washington’un savunma ve sınır güvenliği teknolojisi planlarının giderek daha fazla merkezinde yer alan Peter Thiel bağlantılı Palantir Technologies’in CEO’su Alex Karp vardı.

CEO, “pagan” İsrail karşıtı protestoları kınadı, protestocuların ‘Kuzey Kore’ye gönderilmesini’ önerdi ve ticari düşmanlarına insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlemeyi düşündüğünü söyledi.

POLITICO’ya göre Karp, Capitol Hill’de düzenlenen ve sadece davetlilerin katıldığı etkinlikte öne çıkan konuşmacılardan biriydi. Etkinlikte, çoğu ulusal güvenlik, yapay zeka ve diğer gelişmekte olan teknolojiler hakkında çok daha sert açıklamalar yapan bir dizi Kongre üyesi ve teknoloji yöneticisi de yer aldı.

ABD’de ‘göçmen dostları’ ile ‘göçmen düşmanları’nın ortak sektörü: Özel göçmen hapishaneleri

TikTok yasağının mimarının düzenlediği etkinlikte konuştu

Etkinlik, Karp’ın üst düzey danışmanlarından ve geçen hafta ABD’de TikTok’un yasaklanmasına yol açabilecek bir yasa tasarısının kabul edilmesinde kilit rol oynayan Jacob Helberg tarafından organize edildi.

Konuşmada, İsrail’in 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonuna verdiği tepkiyi protesto eden bazı öğrencilerin KoreDemokratik Halk Cumhuriyeti’ni de övdüklerini ve belki de ‘yeniden eğitim için oraya gönderilmeleri gerektiğini’ söyledi.

CEO, “Karp’ın sponsorluğunda bir değişim programı yapacağız. Kuzey Kore’de birkaç ay, tadı güzel aromalı ağaç kabuğu. Bakalım bu konuda ne hissedeceksiniz,” dedi.

POLTICO’nun aktardığına Palantir CEO’su, Silikon Vadisi’nin şahinleri arasında yer alıyor ve çoğu zaman Washington’daki normal tartışmalardan bile çok farklı, serbest bir retorikle konuşuyor.

Karp’ın açıklamalarını sadece birkaç dakika sonra eski Başkan Donald Trump’ın forumda sürpriz bir şekilde kaydedilmiş video görüntüsü izledi.

Silikon Vadisi şirketlerinden Pentagon’a çağrı: Askeri tedarik yöntemini değiştirin

Risk sermayedarlarını ‘dronlarla vurmayı’ hayal etmiş

Palantir, savunma sektörü için veri analitiği konusunda uzman ve yapay zeka ve diğer araçların kullanımı konusunda İsrail ordusu ile ortaklıkları var.

Karp, İsrail’in geçen yılki 7 Ekim operasyonuna verdiği tepkinin destekçisi ve çarşamba günkü 30 dakikalık konuşmasının çoğunu Columbia Üniversitesi ve diğer kampüsleri sarsan İsrail karşıtı protestolara karşı çıkarak geçirdi.

Karp, “Columbia’ya bakın. Seçkin okullarımıza yapılan yatırımı açıklamanın hiçbir yolu yok ve sonuçta ortaya bir pagan dini çıkıyor: vasatlık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük ve şiddetin pagan dini,” ifadelerini kullandı.

Palantir CEO’su protestoları “affedilemez” ve “anlaşılmaz” olarak nitelendirdi ve öğrencilerin “maskeler takarak ve son 3.000 yıldır en çok ayrımcılığa uğrayan nüfusu dışlayarak ayrımcılık karşıtı bir mimariyi” benimsediklerini iddia etti.

Daha önceki bir konuşmasında Karp, bazı risk sermayedarlarına karşı geleneksel düşmanlığından da söz etmişti. Capitol Hill’deki konuşmasında CEO, “Geçmişte Silikon Vadisi girişimcilerine karşı öfke duyan biriydim ve tüm normları ihlal ederek intikam almak için, özellikle de hedef alarak, drone destekli teknolojiyi kullanmanın her türlü fantezisini kurdum,” dedi.

Pentagon yapay zekaya yatırım yapıyor

Karanlıktaki şirket: Palantir

Eski PayPal CEO’su Thiel’in Palantir’i, ilk başkanlık döneminde Trump’a verdiği destekle de biliniyordu.

Thiel’in kurduğu gizemli veri madenciliği şirketi Palantir, Göçmenlik ve Gümrük Muhafazanın (ICE) ‘pis işlerini’ yaptığı gerekçesiyle eleştiriliyordu.

2020 yılında, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu (WEF) esnasında CNBC’ye bir mülakat veren Palantir CEO’su Alex Karp, şirketinin ABD’deki ‘belgesiz insanları bulduğunu’ söylemişti.

Palantir, yıllar boyunca, ICE’nin göçmenleri sınır dışı etme operasyonlardaki rolünü inkar etmişti. Şirket, ICE’nin yanı sıra Pentagon, Adalet Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı ile de çalışıyor ve yüklü sözleşmeler elde ediyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Kanada’da devlet destekli ötanazinin hedefi yoksullar ve engelliler

Yayınlanma

Kanada, ‘ölümcül hastaların onurlu bir şekilde ölmelerini’ sağlayan, dünyanın en yüksek yardımlı ölüm/ötanazi oranlarından birine sahip. 

Bununla birlikte ortaya saçılan bilgiler, devlet destekli ötanazinin yoksullara ve engellilere ‘sosyal yardım’dan kurtulmanın bir yolu olarak kurgulandığı şüphelerini doğuruyor.

Jacobin’de yer alan habere göre Kanada’nın Ölümde Tıbbi Yardım (MAiD) programına yönelik uyarılar yıllardır yapılıyor. Engelli hakları savunucularına göre, insanları yoksullaştıran ve bunu orantısız bir şekilde engellilere yapan bir sistemde, hayatta kalmak için mücadele etmekten daha kolay olduğu için insanların ölümü seçme riski fazlasıyla gerçek.

Bu hak grupları tıbbi bakıma yeterince yatırım yapılmamasının ‘insanları uçurumun kenarına ve ötesine iteceğini’, bunun da bazılarının sevdiklerine ya da toplumun geneline ‘yük olmak’ yerine ölmeyi seçeceği anlamına geldiğini söylüyorlardı.

Kanada şu anda dünyadaki en yüksek yardımlı ölüm oranlarından birine sahip. The Guardian’ın şubat ayında bildirdiği üzere, ülkedeki ölümlerin yüzde 4,1’i doktor destekli olarak gerçekleşti ve bu sayı 2021 ile 2022 yılları arasında yüzde 30 artarak büyümeye devam ediyor. Haberin yazarı Leyland Cecco, MAiD’i tercih eden 13.100’den fazla kişiyle yapılan bir ankette, önemli bir çoğunluğun (yüzde 96,5) ölümcül hastalık veya yakın ölüm karşısında yaşamlarına son vermeyi seçtiğini yazıyor. Buna karşılık yalnızca 463 kişinin bunu ‘kronik bir durum’ karşısında tercih etmiş.

Sosyal yardımlar kiraya bile yetmiyor

Önceleri devlet destekli ölümleri destekleyen Kanadalı gazeteci Jeremy Appel, geçen sene yazdığı bir makalede bu fikrinden vazgeçtiğini söyleyerek, “Kanada’daki ötanazinin, geç dönem kapitalizmin acımasız mantığıyla sosyal fonların alaycı sonunu temsil ettiğini fark ettim: onurlu bir yaşam sürmek için ihtiyaç duyduğunuz fondan sizi mahrum bırakacağız […] ve eğer bundan hoşlanmıyorsanız, neden kendinizi öldürmüyorsunuz?” demişti.

Kanada’nın en kalabalık eyaleti olan Ontario’da, engelli desteği alan bir kişi ayda yaklaşık 1.300 dolar alıyor. Eyaletin sosyal yardım programı Ontario Works ise ayda en fazla 733 dolar ödüyor. Tek odalı bir dairenin kira bedeli birçok şehirde rutin olarak ayda ortalama 2.000 doları buluyor. Nisan ayında Toronto’da tek yatak odalı bir dairenin aylık kira ortalaması neredeyse 2.500 dolardı.

Makalede, amiyotrofik lateral skleroz hastası bir kişinin uygun tıbbi yardım bulamadığı için, bir başka kişinin ise yalnızca ‘duyma kaybına’ uğramasına rağmen devlet destekli ötanazi ile öldüğüne dikkat çekiliyor.

Toronto Üniversitesi hukuk profesörü Trudo Lemmens, Globe and Mail için şubat ayında kaleme aldığı bir yazıda, “MAiD rejimimizin ölüme erişimi bir fayda olarak teşvik etmesinin ve ölümü korunması gereken bir zarar olarak önemsizleştirmesinin sonuçları giderek daha açık hale geliyor,” demişti.

700 engelliye devlet destekli ölüm

Lemmens, MAiD’in ‘makul ölçüde öngörülebilir bir ölümle’ karşı karşıya olmayanlar için doktor destekli ölüme izin veren ikinci yolunu eleştirirken, kabul edilmesinden sonraki iki yıl içinde ‘ikinci yol’ MAiD sağlayıcılarının, ‘çoğunun muhtemelen yıllarca ömrü kalmış olan yedi yüze yakın engelli insanın hayatına son verdiğine’ dikkat çekiyor.

MAiD’in ruhsal hastalıkları da kapsayacak şekilde genişletilmesine ilişkin endişelerini dile getiren Lemmens, ‘yetersiz sosyal ve ruh sağlığı hizmetlerinin ve barınma desteklerinin sağlanamamasının insanları MAiD talebinde bulunmaya ittiğine dair endişelerin arttığını’ belirterek, ‘ruhsal hastalıkların MAiD’e temel teşkil etmesinin erken ölüm riskine daha fazla maruz kalan insanların sayısını artıracağını’ ifade etti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD donanması savaş zamanında hangi Hint-Pasifik tersanelerini kullanabileceğini araştırıyor

Yayınlanma

ABD ordusu, Çin’in donanma kapasitesine ayak uydurmak amacıyla, Kongre tarafından onaylanması halinde önümüzdeki mali yılda altı kadar Amerikan donanma gemisinin bakım çalışmalarını uluslararası tersanelerde gerçekleştirecek.

Ordunun talebi bu yıl içinde onaylanırsa, ABD donanması gemilerinde bu tür işler için yabancı tersanelerin kullanımı yaygınlaşacak ve bu durum ABD standartlarına uygun tersanelerin sertifikalandırılmasına yol açacak.

ABD Donanma Bakanı Carlos Del Toro çarşamba günü Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nin 2025 mali yılı bütçesine ilişkin oturumunda yaptığı konuşmada “Eğer savaşa girmek zorunda kalırsak, o zaman gerekli olacak hasar onarımını yapabilmek için bu gemileri hangi tersanelere ve hangi ülkelere gönderebileceğimiz konusunda tam bilgiye sahip olacağız” dedi.

Mevcut yapıya göre, Tayvan Boğazı’nda bir çatışma olması halinde, ABD’nin hasar gören gemileri onarım için Guam, Hawaii ya da ABD’nin Batı Sahili’ne geri göndermesi gerekiyor. Onarımların çatışmaya daha yakın tersanelerde yapılmasıyla ABD gemilerinin hızlı bir şekilde savaş alanına geri gönderilmesi hedefleniyor.

Del Toro, bakım faaliyetlerinin 90 günden az süreceğini söyledi. Pentagon’un 2025 mali yılı Ekim 2024’ten Eylül 2025’e kadar sürecek.

Japonya, Güney Kore ve Hindistan

Donanma son yıllarda ABD müttefikleri ve ortaklarının tersanelerinde küçük ölçekli onarım denemeleri yaptı.

Geçtiğimiz ay Başkan Joe Biden ve Japonya Başbakanı Fumio Kishida, ABD donanma gemilerinin Japon tersanelerinde tamir edilmesini araştırmak üzere anlaştılar.

Del Toro’nun şubat ayında Japonya’nın Yokohama kentindeki Mitsubishi Heavy Industries tersanesine yaptığı ziyaretin ardından USNS Big Horn filo ikmal gemisi onarımdan geçti. Bundan önce de Güney Kore’nin güneydoğusundaki Ulsan kentindeki tersaneleri gezmişti.

Biden ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Eylül 2023 toplantısının ardından yaptıkları ortak açıklamada, “Hindistan’ın ABD Donanması’nın ileri konuşlu varlıklarının ve diğer uçak ve gemilerin bakım ve onarımı için bir merkez olarak ortaya çıkmasını” memnuniyetle karşıladılar.

Hindistan’da USNS Charles Drew ve USNS Matthew Perry kuru yük gemilerinin yanı sıra USNS Salvor kurtarma ve kurtarma gemisi de 2022’den bu yana birbiri ardına onarım için Chennai yakınlarındaki Larsen & Toubro’nun Kattupalli tersanesine yanaştı.

Savaşta ilk onlar hedef alınır

Uzmanlara göre, ABD donanma gemilerinin onarımı tersaneler için yeni bir iş fırsatı sunarken, Del Toro’nun tersanelerin savaş zamanında kullanılmasına doğrudan atıfta bulunması müttefikleri tedirgin edebilir.

Japonya’nın Deniz Öz Savunma Kuvvetleri’nden eski bir amiral, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “Bir kez tespit edildiklerinde, savaş patlak verirse düşman tarafından ilk hedef alınanlar olabilirler” dedi.

Amerikan yerel kapasitesinin Çin’e yetişmek için yeterli olmadığı anlaşıldıkça, yabancı tersanelerin kullanımının ABD donanması için en önemli öncelik olduğu düşünülüyor.

Amerikan ticari gemi inşası 1980’lerden bu yana aşırı korumacı düzenlemeler ve azalan mavi yakalı işgücü nedeniyle durdu. Del Toro’ya göre, ABD’nin gemi inşa ve onarımına yönelik gelecek talebi karşılayabilmesi için 50.000 veya daha fazla tersane çalışanına ihtiyacı olacak.

Cato Enstitüsü’nden araştırma görevlisi Colin Grabow Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada, ölçek ve rekabet eksikliğinin bir sonucu olarak, “ABD’de inşa edilen konteyner gemilerinin Asya’dakilere kıyasla genellikle yaklaşık 4,5 kat ila 5 kat daha pahalı” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English