Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’e “havuç”, Hamas’a “sopa”

Yayınlanma

blinken-netanyahu

Blinken İsrail ziyaretinde, Gazze’de taraflar arasında uzlaşıya varılamamasından Hamas’ı sorumlu tuttu. Ateşkes için İsrail’e Suudilerle normalleşme kartını masaya koydu.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, savaşın başladığı Ekim ayından bu yana bölgeye yaptığı yedinci ziyaret olan Orta Doğu gezisinin son gününde İsrail’de temaslarda bulundu.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile Tel Aviv’de yaptığı görüşmenin başında Blinken, İsrailli bazı aşırı sağcı bakanların müzakere edilen esir takası mutabakatına karşı olduklarını dile getirmesine ve Netanyahu’nun Refah kışkırtmasına rağmen taraflar arasında uzlaşının sağlanamaması nedeniyle Hamas’ı suçladı.

Blinken, “Rehinelerin evlerine dönmesini sağlayacak bir ateşkes sağlamaya ve bunu hemen gerçekleştirmeye kararlıyız. Ve bunun başarılamamasının tek nedeni Hamas’tır. Masada bir teklif var” ifadelerini kullandı.

İsrail’e normalleşme kartı

Blinken’ın, görüştüğü İsrailli yetkililere, “Suudi Arabistan ile normalleşmenin Gazze’deki ateşkese bağlı olduğunu” söylediği belirtildi.

İsrail Kanal 13 televizyonu, Blinken’ın Tel Aviv’deki siyasi liderlerle yaptığı görüşmeye dair detayları paylaştı. Blinken’ın, görüşmede, Gazze’de ateşkes olmaksızın Suudi Arabistan ile normalleşmenin gerçekleşmeyeceği uyarısında bulunduğu kaydedildi.

İsrailli yetkililere, normalleşme penceresinin sınırlı ve kısa süreli olduğunu ileten Blinken’ın, “İsrail, Suudi Arabistan ile normalleşmeye ulaşmak istiyorsa Gazze’de derhal ateşkes sağlamalıdır” ifadelerini kullandığı aktarıldı. Haberde, Blinken’ın, Refah kentine bir askeri operasyonun normalleşmeyi ilerletmeye zarar vereceği uyarısında da bulunduğuna dikkat çekildi.

The Times of Israel’e konuşan İsrailli bir yetkili, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Blinken’a, olası bir rehine anlaşmasının bir parçası olarak Gazze’deki savaşın sona erdirilmesini kabul etmeyeceğini söylediğini aktardı. Yetkili, Netanyahu “Blinken’a bir anlaşmaya varmakla ilgilendiğimizi ancak Hamas’ı devirmeye kararlı olduğumuzu söyledi” dedi.

Netanyahu’nun ofisinden The Times of Israel’e yapılan açıklamaya göre Netanyahu Blinken’a Hamas’la yapılacak rehine anlaşmasının Refah işgalini engellemeyeceğini de söyledi. Açıklamada, “Refah operasyonunun hiçbir şeye bağlı olmadığını Netanyahu, Blinken’a açıkça ifade etti” denildi.

Hizbullah’la çatışmaya da dikkat çekmiş

İsrail resmi televizyon KAN’ın haberine göre ise Blinken, Hamas ile bir anlaşmanın zorunlu olduğu konusunda İsraillileri ikna etmeye çalıştı. Blinken’ın ikna için kullandığı argümanlardan birinin “kuzey meselesi” olarak nitelendirdiği Hizbullah ile yaşanan çatışmalar olduğuna işaret edilerek, ABD’li Bakan’ın, İsrailli yetkililere, “Gazze’de savaş sürdüğü sürece kuzeyde bir çözüme ulaşmak imkansızdır” dediği vurgulandı.

Refah’a ikna olmadı

İsrailli liderlerle yaptığı toplantının ardından gazetecilere konuşan Blinken, İsraillilerin kendisini Refah’ın karadan işgal edilmesi halinde yaşanmasından korkulan insani felaketi önleyebileceklerine ikna edemediklerini söyledi.

Blinken “Sivillerin zarar görmemesini sağlayacak etkili bir plan olmadan Refah’ta büyük bir askeri operasyonu destekleyemeyiz, desteklemeyeceğiz- ve hayır, böyle bir plan görmedik. Hamas sorunuyla başa çıkmanın, büyük bir askeri operasyon gerektirmeyen başka ve bize göre daha iyi yolları var” dedi.

Blinken’ın pazartesi günü başlayan Orta Doğu ziyareti, hem Mısır ve Katar’ın İsrail’le birlikte hazırladığı anlaşma teklifi Hamas’ın önündeyken hem de Netanyahu’nun bu hafta başında ifade ettiği gibi “anlaşma olsun ya da olmasın” Refah’ı işgalde ısrar ettiği bir döneme denk geldi.

Hamas’ın İsrail’in önerisini kabul edip etmeyeceği belli değil.

Dün akşam Hamas liderlerinden Usame Hamdan Lübnan televizyonuna verdiği bir demeçte “Mevcut müzakere teklifine ilişkin tutumumuz olumsuz” dedi. Ancak Hamas basın bürosu daha sonra bu yorumlara açıklık getirdi. Basın ofisi “Olumsuz tutum müzakerelerin durduğu anlamına gelmiyor. Bir ileri bir geri meselesi var” açıklaması yaptı.

Hamas uzun zamandır herhangi bir anlaşmanın Gazze’de yaşayan iki milyondan fazla insanın çoğunu evlerini terk etmek zorunda bırakan savaşın kalıcı olarak sona erdirilmesi gerektiğinde ısrar ediyor. Ancak Hamas’a sunulan teklifte bu yönde bir ifade yer almıyor. “Çatışmaların esir takası sürecinde geçici olarak durması”nı öngören teklifte “kalıcı ateşkes için müzakere ihtimali”ne atıf yapılıyor.

ORTADOĞU

Suriye Rusya’dan yeni banknotlar getirtiyor

Yayınlanma

Suriye Merkez Bankası, ekonomisini zor durumda bırakan ciddi nakit sıkıntısını hafifletmek için Rusya’dan yeni banknotlar getirdi.

Merkez Bankası cuma günü yaptığı açıklamada Suriye poundlarının “Rusya’dan Suriye’ye Şam uluslararası havaalanı üzerinden” ulaştığını söyledi ancak para miktarını teyit etmedi. Bankacıların ve işletmelerin nakit sıkıntısının işlerini ciddi şekilde engellediğini söylemesinin ardından nakit paraya şiddetle ihtiyaç duyuluyordu.

Bu hamle, devrilen lider Beşar Esad’ın sığındığı bir ülkeden teslimatı müzakere etmek zorunda kalan ve yaptırımlar nedeniyle Batı’dan banknot tedarik etmekte zorluk çeken Suriye’nin yeni hükümeti için Rusya’ya bağımlılığın devam ettiği bir alanın altını çiziyor.

Adının açıklanmasını istemeyen bir tekstil üreticisi ve perakendeci, Financial Times’a verdiği demeçte, sıkıntının “insanlar bankaya para yatırmayı bıraktı çünkü çekemeyeceklerinden endişe ediyorlar” noktasına ulaştığını söyledi.

Suriye sosyal medyasında merakla beklenen banknotların gelişiyle ilgili söylentiler dolaşıyordu, ancak merkez bankası cuma günü yaptığı açıklamada ayrıntıları doğrulamadan “bu paranın büyüklüğü ve miktarı hakkında dolaşan rakamların” “tamamen yanlış” olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Asaad al-Shaibani geçen ay Financial Times’a yaptığı açıklamada, Esad hükümeti döneminde merkez bankası ihtiyaç duyulduğunda Rusya’dan basılı para sevkiyatı sipariş edecekti dedi. Devlet tarafından işletilen Rus matbaası Goznak, sürekli değiştirilmesi gereken banknotları tedarik ediyor.

Banknot uzmanlarına göre, Batılı banknot matbaaları tedariklerini hemen tamamlayamayacak ve ülkeye karşı devam eden yaptırımlar ışığında Suriye’ye nakit para sağlama konusunda isteksiz olacaklar.

Yeni rejimin bazı Suriye banknotlarını tedavülden kaldırmaya çalışıp çalışmadığı da belirsizliğini koruyor. En yaygın kullanılan iki banknottan biri olan 2,000 Suriye poundunda, şu anda Rusya’da yaşayan Esad’ın resmi bulunuyor.

Merkez Bankası geçen ayın sonunda para çekme işlemlerine getirdiği geçici sınırlamayı kaldırdı ancak bankalardan nakit para çekmek isteyen ticari ve bireysel müşteriler hala sık sık geri çevriliyor.

Financial Times’a konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen iki bankacı, bazı özel bankaların son haftalarda Merkez Bankasından her gün 600 milyon Sterlin (46.000 $) kadar para aldığını söyledi.

İşadamları, bu miktarın işletmeleri ayakta tutmak için yeterli olmadığını söylüyor. Üreticiler ve tüccarlar tedarikçilere ve maaşlara ödeme yapmak için banka mevduatlarının çoğuna erişemiyor.

Bir bankacı, “Tüccarlar çalışanlarına [nakit] rezervlerinden ödeme yapıyor ve bu iki aydır işe yaradı, ancak daha ne kadar dayanabilirler?” dedi.

Bankalar arası havaleler hala mevcut ve işadamları zaman zaman mal alıp satmak için bu yöntemi kullanıyor.

Nakit sıkıntısının etkisi, tedavülde kaç Suriye poundu olduğuna dair bilgi eksikliği nedeniyle daha da kötüleşti.

Çoğu merkez bankasının aksine Suriye Merkez Bankası, dolaşımdaki banknot miktarına ilişkin ayrıntılar içeren haftalık tablolar hazırlamıyor. Web sitesine erişilememesi de faaliyetlerine ilişkin belirsizliği artırıyor.

İşletmeler, satışlarının düştüğünü söylüyor. Bazıları da ihracat kısıtlamalarının kaldırılmasının ardından baskı altında, bu da artık mevcut stokları zararına satmak zorunda oldukları anlamına geliyor.

Tekstilci bir işadamı, Financial Times’a, “İnsanlar harcama yapmıyor çünkü ne olacağını bilmiyorlar,” dedi. “Şirketler harcama yapmıyor çünkü nakit gelirleri yok ve ana öncelikleri çalışanlarına ödeme yapmak” diye ekledi.

Bu arada Batılı hükümetler Suriye’ye ve bankacılık sektörüne yönelik yaptırımların çoğunu yürürlükte tuttu. Avrupa Birliği de dahil olmak üzere bazı yetkililer önlemlerin aşamalı olarak hafifletileceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD’den Mısır’a “Gazze planı” baskısı

Yayınlanma

ABD’nin, Mısır’ı Trump’ın Gazze planına ve Filistinlilerin Mısır’a yerleştirilmesine razı olması yönünde baskı yaptığı öne sürüldü.

Londra merkezli Al-Araby Al-Jadeed gazetesinin Washington’daki Mısırlı kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Pentagon, Kahire yönetimini Trump’ın planına uymaya zorlamak amacıyla askeri yardımları kısıtlama tehdidinde bulundu.

Haberde, özellikle Mısır ordusunun ihtiyaç duyduğu rutin bakım malzemeleri ve yedek silah parçalarının yardım kesintisinden etkilenebileceği belirtildi.

‘Trump’ın Gazze planı uluslararası bir kriz haline gelecek’

Trump, 25 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Mısır ve Ürdün’ün Gazze’den gelen Filistinlileri kabul etmesi gerektiğini söylemişti. Devam eden günlerde ise ABD’nin Gazze’yi kontrol altına alması ve Filistinlilerin kalıcı olarak başka bölgelere yerleştirilmesi gerektiğini savunmuştu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı ise Filistinlilerin kendi topraklarında kalmasını garanti altına alacak alternatif bir Gazze yeniden inşa planı sunacağını duyurdu. Ancak hem Mısır hem Ürdün hem de diğer Arap ülkelerinden yükselen itiraza rağmen Trump planında ısrarcı olmayı sürdürüyor.

Trump’ın Gazze planına karşı Mısır kendi “vizyonunu” sunacak

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Lübnan: İsrail’in 5 noktada kalma talebini reddettik

Yayınlanma

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, “ABD’li yetkililer bana İsrail’in Lübnan’ın güneyinde işgal ettiği köylerden 18 Şubat’ta çekileceğini ancak 5 noktada kalmayı sürdüreceğini bildirdiler” dedi.

Meclis Başkanı Berri, başkent Beyrut’ta Ateşkesi Denetleme Komitesi Başkanı ABD’li Tümgeneral Jasper Jeffers ile yaptığı ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson’ın da hazır bulunduğu görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Berri, “ABD’li yetkililer bana İsrail’in Lübnan’ın güneyinde işgal ettiği köylerden 18 Şubat’ta çekileceğini ancak 5 noktada kalmayı sürdüreceğini bildirdiler. Ben de kendi adıma, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam adına bunu kesinlikle reddettiğimizi bildirdim” dedi.

İsrail ordusunun çekilme süresinin uzatılması hakkında konuşmayı reddettiğini söyleyen Berri, çekilmenin uygulanmasını sağlamanın ABD’nin sorumluluğunda olduğunu aksi takdirde mevcut Lübnan hükümetine en büyük darbeyi vurmuş olacağını dile getirdi.

İşgalin devam edip etmeyeceğini önümüzdeki günlerin göstereceğini söyleyen Berri, Lübnan ordusunun Litani Nehri’nin güneyindeki görevini tamamen yerine getirdiğini ifade etti.

İsrail ikinci kez Lübnan’dan çekilme süresinin uzatılmasını istedi

İsrail devlet televizyonu KAN’da dün yayınlanan haberde, İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde işgal altında tuttuğu bölgelerde 5 yeni askeri nokta kurmaya başladığı belirtilmişti.

Haberde, ABD yönetiminin de Lübnan’ın güneyinden çekilmesi gereken tarih yaklaşırken İsrail ordusuna ülkenin bazı bölgelerinde uzun süreli kalması için izin verdiği iddia edilmişti.

Trump yönetiminden üst düzey bir yetkili de Haaretz’e verdiği demeçte “İsrail’in bu beş noktadaki varlığı Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın yeniden güçlenme çabalarına karşı koyup koyamayacağını doğrudan etkileyecektir” ifadelerini kullandı. Habere göre yetkili, yönetimin Lübnan’ın ateşkes kapsamındaki yükümlülüklerine uyup uymadığını titizlikle izleyeceğini de sözlerine ekledi.

İsrail’in Mavi Hat yakınlarında kalmak istediği 5 nokta üzerinde müzakerelerin devam ettiği ve bugün Lübnan’ın güneyindeki Ras Nakura beldesinde süreçle alakalı önemli bir toplantı yapılacağı belirtilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English