Bizi Takip Edin

RUSYA

Telegram’ın kurucusu Durov’un Batı’da kurtarıcıdan şeytana dönüşümü

Yayınlanma

Sansüre karşı duruşu ve istihbarat örgütleriyle işbirliğini reddetmesi nedeniyle bir zamanlar Batı medyası ve siyasetçileri tarafından övgüyle karşılanan Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, daha önce kendisine övgü kazandıran eylemleri nedeniyle Fransa’da gözaltına alındı.

Batı’nın Telegram ve Durov’a yönelik tutumundaki bu çarpıcı değişim yakından bakılmaya değer.

“Eski ve güzel günler”: Ukrayna’da Maydan protestoları

Telegram 2013 yılında faaliyete geçti ve uygulamanın inceleme altına alınması uzun sürmedi. Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB), kısa süre içinde Telegram üzerinden koordine edilen Ukrayna’daki Maydan protestolarının organizatörleri hakkında bilgi talep etti.

Durov bu taleplere uymayı reddetti ve altı ay sonra ülkede bağımsız bir internet işi yürütmenin imkansızlığını gerekçe göstererek Rusya’yı terk etti. TechCrunch‘a verdiği mülakatta Durov, “Ne yazık ki o ülkede bir internet işi yürütemezsiniz. Korkarım benim için geri dönüş yok, özellikle de yetkililerle işbirliği yapmayı alenen reddettikten sonra,” diye yakındı.

Rusya’dan ayrılmasının ardından Durov, Batı’da ünlü bir figür haline geldi. “Şeytan Rus rejimine” karşı durduğu, kullanıcı verilerini koruduğu ve sansüre karşı çıktığı için adından övgüyle söz edilmeye başladı.

Telegram, özellikle Belarus’ta büyük ölçüde bu uygulama üzerinden koordine edilen 2020 protestoları sırasında Batılı politikacılar ve medya kuruluşları arasında favori bir araç haline geldi.

Kovid-19 salgını: Telegram’ın Batı’daki imajının çizilişi

Fakat Telegram’a dair bu olumlu tutum, YouTube, Facebook ve WhatsApp gibi Batılı platformların “dezenformasyonla mücadele” amaçlı sıkı sansür tedbirleri uygulamaya başladığı Kovid-19 salgınına kadar sürdü.

Muhalif seslerin duyulmasına izin veren Telegram, bir zamanlar kendisini öven aynı Batı medyası tarafından aniden “tehlikeli bir platform” olarak yaftalanmaya başladı.

Telegram’ı Rusya ve Belarus’ta protesto hakkını koruduğu için öven Batı müesses nizamı, şimdi onu kendi sınırları içinde kamu düzenine yönelik bir tehdit olarak görüyordu.

Batı’daki katı sansür politikalarına da değinmek gerekebilir. Avrupa Birliği’nde (AB), internet platformlarını içeriği aktif bir şekilde denetlemeye zorlayan ve esasen egemen transatlantik anlatılarla çelişen her şeyi sansürleyen bir yasa çıkarıldı.

Dahası, Batılı internet platformlarının kullanıcı verilerini hükümet yetkilileriyle paylaştığı da bir sır değil. İronik bir şekilde, Rusya devletinin yıllar önce Durov’dan talep ettiği şeyi Batı şimdi teknoloji şirketlerinden talep ediyor.

Ancak Batı’daki durum daha da katı. Rusya’da ne Durov ne de bazıları hala Rusya’da ikamet eden çalışanları gözaltına alındı ya da tutuklandı. Moskova, şu anda Batı’da yaygın olan genel gözetimin aksine, yalnızca belirli koşullar altında belirli bilgilere hedefli erişim talep etti.

Batı’nın sevgili dostundan şeytana

Bir zamanlar Dünya Ekonomi Forumu’nun (WEF) Genç Küresel Liderler programına dahil edilecek kadar Batı’nın ilgisini çeken Pavel Durov, şimdi hapis cezasıyla karşı karşıya.

Rus yetkililer ve önde gelen isimler uzun süre Durov’a kendi güvenliği için Rusya’ya dönmesini tavsiye etti ancak Durov bu uyarıları dikkate almadı. Şimdi, Fransa’da tutuklanması manşetlere taşınırken, Rus yetkililerden ve kamuoyundan gelen tepkiler ironi ve haklılık tablosu çiziyor.

Moskova ne tepki verdi?

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Durov’un gözaltına alınmasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Batı’nın tutumundaki ikiyüzlülüğü vurguladı:

“Rusya’nın Paris Büyükelçiliği, Rusya vatandaşlarının yerel makamlar tarafından gözaltına alındığının kendisine bildirildiği durumlarda yaptığı gibi derhal çalışmalarına başlamıştır. Diplomatlarımıza vazifelerini hatırlatmaya gerek yok. Fakat 2018 yılında aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü, Freedom House ve diğerlerinin de bulunduğu 26 STK’dan oluşan bir grubun Rusya yargısının Telegram’ı engelleme kararını nasıl kınadığını hatırladım. BM, AB ve diğer hükümetleri Rusya’nın eylemlerine karşı durmaya ve temel ifade özgürlüğü ve mahremiyet haklarını savunmaya çağırmışlardı.”

Zaharova, aynı örgütlerin Durov’un serbest bırakılması için Paris’e başvurup başvurmayacaklarını ya da bu kez sessiz kalıp kalmayacaklarını sordu.

Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de Durov’un durumuna değinerek kolluk kuvvetleriyle işbirliği yapmadan ilkeli bir duruş sergilemeye çalışmanın risklerine işaret etti:

“Bir süre önce Durov’a ciddi suçlar söz konusu olduğunda neden kolluk kuvvetleriyle işbirliği yapmayı reddettiğini sordum. ‘Bu benim ilkesel duruşum’ diye cevap verdi. Ona ‘O zaman her ülkede ciddi sorunlar var’ dedim. Rusya’da en önemli sorunları yaşadığına inandı ve ülkeyi terk ederek başka bir yerde vatandaşlık veya ikamet aldı. Parlak bir ‘dünya vatandaşı’ olmak istiyordu. Yanlış hesap yaptı. Tüm ortak düşmanlarımız için o artık sadece başka bir Rus ve bu nedenle de öngörülemez ve tehlikeli.”

Telegram’ın kurucusu Durov Paris’te gözaltına alındı, 20 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya

RUSYA

Rusya Merkez Bankası, Avrupa bankalarından döviz transferlerini kısıtlamamalarını talep etti

Yayınlanma

Avrupa bankalarının Rusya’daki iştirakleri zor bir durumla karşı karşıya: Bir yandan Avrupalı düzenleyiciler Rusya’daki faaliyetlerini sonlandırmalarını isterken, diğer yandan Rusya Merkez Bankası müşterilerine karşı ayrımcılık yapmamalarını, döviz ve sınır ötesi transferleri reddetmemelerini talep ediyor.

Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, yabancı bankaların ülkedeki iştiraklerinin müşterilerini bankacılık işlemlerinde, özellikle sınır ötesi ödemelerde ayrımcılığa tabi tutmalarının kabul edilemez olduğunu belirtti ve bu bankalara talimat verdiklerini açıkladı.

Nabiullina, “Yakın zamanda Rusya’daki Avrupa bankalarının iştiraklerine, yabancı para birimlerinde transfer yapmayı reddetmemeleri veya Rus yasalarına aykırı gerekçelerle bu tür transferlere engel oluşturmamaları yönünde bir talimat gönderdik,” dedi.

Ayrıca Merkez Bankası, yabancı banka iştiraklerinin, Rus banka müşterilerinin kişisel veriler dahil bilgilerini “herhangi bir liste oluşturmak amacıyla” ana kuruluşlarına iletmelerini yasakladı.

Savaşın başlamasından sonra Raiffeisenbank, Rusya ile Avrupa arasındaki ana bağlantı noktası haline geldi. Banka, 2023 yılında sınır ötesi ödemeler pazarındaki payının yüzde 40 ila 50 civarında olduğunu tahmin ediyordu. Ancak eylül ayından itibaren, birkaç büyük şirket dışında tüm müşteriler için yabancı para cinsinden dışarıya yapılan transferleri durdurdu. Banka bu kararı, ana grubu Raiffeisen Bank International’ın (RBI) Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) talimatı doğrultusunda aldığını açıkladı.

Nabiullina, bu açıklamayı yeterli bulmadı. Rusya Merkez Bankası’nın yabancı bankaların Rus iştirakleri üzerindeki baskının farkında olduğunu kabul eden Nabiullina, fakat bu Avrupa bankalarının Rus iştirakleri Rusya yasalarına göre kurulduğu ve ülkenin hukuk sisteminde faaliyet gösterdiği için, yaptırımlara değil bu yasalara uyması gerektiğini vurguladı.

Unicredit gibi, Raiffeisenbank da satışı için devlet başkanının onayı gereken bankalar listesine dahil edildi. Bununla beraber, Raiffeisenbank’ın durumunu daha da zorlaştıran bir gelişme olarak, mahkeme kısa süre önce bankanın hisselerine tedbir kararı koydu.

Rusya’daki son büyük Amerikan bankası faaliyetlerini sonlandırıyor

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rus milletvekili Kolesnik: İnsanlara nükleer silahların yarattığı tehdidi hatırlatmamız lazım

Yayınlanma

Birleşik Rusya Partisi’nden Devlet Duması milletvekili Andrey Kolesnik, Rusya Federasyonu topraklarında bir nükleer bomba patlatılmasını önerdi. Kolesnik, pek çok yabancı siyasetçinin nükleer silahların oluşturduğu tehdidi unuttuğunu belirterek, Rusya’nın dünyaya bu tehlikeyi hatırlatması gerektiğini savundu.

Lenta.ru‘ya konuşan Kolesnik, “Rehavete kapılmamalıyız. Bir test sahasında nükleer patlama gerçekleştirmemiz gerekiyor. Şu anda nükleer testleri yasakladık ama belki de insanlar bunun gerçekten nereye gittiğini görmeli. Moratoryum kaldırılırsa, belki insanlık iki kez düşünür,” dedi. Ayrıca, Ukrayna’nın ‘kirli bomba’ kullanmayı planladığını iddia etti.

Kolesnik, dünyanın Çernobil ve Hiroşima’da yaşanan trajedileri ve nükleer silahların yıkıcı etkisini unuttuğuna işaret etti.

Ağustos ortalarında RIA Novosti, isimsiz bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Ukrayna’nın Kurçatov ve Energodar’daki nükleer santrallere saldırı hazırlığında olduğunu bildirmişti. Bu iddia kısa sürede diğer bilgi kaynakları ve bazı Rus yetkililerce doğrulandı. Fakat Ukrayna, Rusya’yı yanlış bilgi yaymakla suçladı ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na bağlılığını hatırlattı.

Rusya’da nükleer silahların caydırıcı olarak kullanılması fikri daha önce de dile getirilmişti. Ocak 2023’te Askeri Bilimler Akademisi’nden kıdemli bir araştırmacı olan Vladimir Prohvatilov, nükleer denemelerin yeniden başlamasının NATO ülkelerini Ukrayna’ya silah tedarikini durdurmaya ve Kiev’i Kırım’ı geri alma fikrinden vazgeçmeye zorlayabileceğini öne sürmüştü.

Eylül ayında, Rusya Devlet Başkanlığı danışmanlarından Sergey Karaganov, Ukrayna birliklerinin Kursk oblastını işgalini tartışırken, nükleer saldırı başlatılmasını ve Berlin’e saldırı düzenlenmesini önermişti. Karaganov, Rusya’nın topraklarının ele geçirilmesine nükleer silahlarla karşılık verme hakkını savunmuştu.

Ryabkov: Rusya, nükleer doktrinini Batı’nın eylemlerini inceledikten sonra değiştirecek

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın yedi bölgesine geniş çaplı İHA saldırısı

Yayınlanma

15 Eylül gecesi, Ukrayna’ya ait yaklaşık 30 insansız hava aracı (İHA) Rusya’nın yedi farklı bölgesine saldırı düzenledi. Rusya Savunma Bakanlığı, bu saldırıların başarıyla püskürtüldüğünü ve tüm İHA’ların imha edildiğini açıkladı.

Bakanlık açıklamasında, İHA’ların düşürüldüğü bölgeleri şöyle sıraladı: Bryansk’ta 15, Kursk’ta 5, Smolensk’te 4, Orel’de 2, Belgorod, Kaluga ve Rostov oblastlarında ise birer adet. Saldırılarda uçak tipi İHA’ların kullanıldığı da belirtildi.

Bölge yetkilileri, saldırıların can kaybına yol açmadığını ve düşen enkazın önemli bir hasara neden olmadığını bildirdi.

Bu açıklamalar Bryansk Valisi Aleksandr Bogomaz başta olmak üzere Smolensk, Rostov ve Kaluga oblsatlarının yöneticileri tarafından da doğrulandı.

Bu saldırıdan birkaç gün önce, 10 Eylül gecesi, Ukrayna İHA’ları Moskova’yı hedef aldı. Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, kent civarındaki en az 14 İHA’nın hava savunma sistemleri tarafından etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Fakat Moskova Valisi Andrey Vorobyov, Ramenskoye’de bir İHA’nın bir apartmana isabet ettiğini, çıkan yangında 46 yaşında bir kadının hayatını kaybettiğini ve üç kişinin yaralandığını bildirmişti.

Aynı gece, Rusya’nın sekiz farklı bölgesine daha İHA saldırıları düzenlendi. Savunma Bakanlığı, toplamda 144 İHA’nın etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Bu saldırılarda en çok hedef alınan bölge 72 İHA ile Bryansk olurken, onu sırasıyla Kursk, Tula, Belgorod, Kaluga, Voronej, Lipetsk ve Orel oblastları takip etti.

Ukrayna 144 İHA ile Rusya’ya saldırdı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English