Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya’da yatırım ve tüketim frenlendi, sanayi daralıyor

Yayınlanma

Rusya merkezli Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP), ülke ekonomisinin ‘küresel çalkantı’ zemininde yavaşladığını ve savunma dışı birçok sektörün durgunluğa, hatta resesyona girdiğini belirtti. Rapora göre, yüksek reel faizler yatırımları baskılarken, tüketimdeki yavaşlama ve bütçe konsolidasyonu riskleri ekonomik görünümü olumsuz etkiliyor.

Rusya ekonomisinin “küresel çalkantı” zemininde yavaşladığı ve savunma sanayii dışındaki birçok sektörün durgunluğa, hatta resesyona girdiği bildirildi.

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) Genel Müdür Yardımcısı Dmitriy Belousov tarafından 27 Mayıs 2025’te Tyumen oblastında düzenlenen “Girişimci Günü—2025” forumundaki “Ekonomide gerçekte neler oluyor?” başlıklı uzman oturumunda sunulan rapora göre, mevcut durumda sistemik öneme sahip ekonomik faktörler arasında “savunma sanayi” ile bağlantılı olmayan çoğu sektörün durgunluğa (hatta resesyona) girmesi, aşırı yüksek reel temel faiz oranı nedeniyle yatırım dinamiklerinin frenlenmesi (bu durum kredi ve federal borçlanma senetler faizlerini de beraberinde çekiyor), (erken) bütçe konsolidasyonu riskleri ve ‘ücret yarışı’ olanaklarının tükenmesiyle bağlantılı olarak tüketim dinamiklerinin yavaşlaması” gösterildi.

Ekonomide ‘küresel çalkantı’ ve yavaşlama işaretleri

Raporda, Rusya ekonomisindeki yüksek frekanslı verilerin, “durgunluktan düzeltmeye, muhtemelen bir resesyonun başlangıcına doğru bir geçişin işaretlerini verdiği” vurgulandı.

Bu çıkarımın, “hem iyi gözlemlenebilen Ekonomik Faaliyetler Agregası (AEA) bileşenleri hem de finans sektörünün katma değeri gibi GSYİH’ye ‘eklenen’ unsurlar açısından geçerli olduğu” ifade edildi.

Ayrıca, bu durumun “sanayi, ulaştırma, inşaat gibi münferit sektörlerin dinamikleri ve nihai talebin en önemli bileşenleri olan yatırımlar, hanehalkı tüketimi ve mal ihracatındaki artan sorunlarla da teyit edildiği” kaydedildi.

Sanayi ve yatırımda alarm zilleri

Sanayide durgunluk gözlendiği, “2024 sonundaki artışın ardından üretim hacminin keskin bir şekilde geçen yılın ortası seviyesine gerilediği ve ardından istikrar kazandığı” belirtildi.

Raporda, “savunma sanayiinin baskın olduğu sektörler hariç tutulduğunda sanayi üretim dinamiklerinin resesyona geçişinden bahsedilebileceği” ifade edildi.

2025’in ilk çeyreğinde sivil ürün üretiminin aylık ortalama yüzde 0,8 azaldığı (Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,1 düşüş, mevsimsellikten arındırılmış), sonuç olarak üretim seviyesinin Nisan 2023’ten bu yana en düşük değerlere ulaştığı aktarıldı.

Sabit sermaye yatırımlarının resmi olarak hızlandığı belirtilse de, bunun “daha ziyade yıl sonunda büyük inşaat projelerinin mevsimsel normların ötesinde devreye alınmasıyla ilgili olduğu” kaydedildi.

Raporda, “Ekonomide yatırım aktivitesinin yoğunluğunda keskin bir düşüş yaşandığı, mart ayında yatırım malları arzının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 91 seviyesinde tahmin edildiği, yerli makine ve teçhizat arzının ise daha hızlı düşerek yüzde 86’ya gerilediği” bildirildi.

Rusya’da yüksek faizler KOBİ’lerin satışlarını vurdu, kredi iştahı arttı

Tüketim düşüyor, belirsizlik artıyor

Hanehalkı tüketiminin genel olarak yavaşlamaya devam ettiği, “durgunluk ve resesyon sınırında olduğu” ifade edildi.

“Tüketici pazarının tüm ana büyük segmentlerinde benzer bir tablonun (durgunluk veya hafif düşüş) gözlendiği” belirtildi.

İmalat sanayindeki büyümeyi sınırlayan faktörlere de değinilen raporda, “en önemli sınırlayıcı faktörün ekonomik durumdaki belirsizlik (yüzde 70 önem derecesi) olduğu, bunun rubledeki yüksek oynaklık, enflasyon ve sıkı para politikası koşullarında doğal olduğu” vurgulandı.

İkinci sırada ise “iç pazardaki talep yetersizliği ve yüksek kredi faizlerinin (yaklaşık yüzde 50 önem derecesi) geldiği” aktarıldı.

Personel kısıtlamalarının (yüzde 40 önem derecesi) ise talep kısıtlamalarından daha az önemli hale geldiği, bunun da “Rusya Merkez Bankası’nın yüksek faiz oranıyla ‘aşırı ısınan taleple mücadele’ yaklaşımıyla doğrudan çeliştiği” ifade edildi.

Kapasite kullanım oranlarının ekonomi genelinde yavaşça düşmeye devam ederek yüzde 80’in biraz altına indiği, imalat sanayinde ise hızla düşerek yüzde 74’e gerilediği (mevsimsellikten arındırılmış) ve “artık sistemik bir büyüme kısıtlayıcısı olarak değerlendirilemeyeceği” belirtildi.

Raporda ayrıca, “hızlanan ücret artışının şirketlerin ana yatırım kaynağı olan brüt kârı baskıladığına” dikkat çekildi.

Orta vadeli tahminler karamsar

TsMAKP’nin Mart 2025 tarihli orta vadeli makroekonomik tahminlerine de yer verilen raporda, 2025 yılı için GSYİH büyüme beklentisinin yüzde 1,3-1,6 aralığına (Eylül 2024 tahminine göre eksi yüzde 0,8 puan), sabit sermaye yatırımları artışının yüzde 1,8-2,2’ye (eksi yüzde 2,4 puan) ve hanehalkı tüketim artışının yüzde 2,3-2,5’e (eksi yüzde 0,62 puan) düşürüldüğü görüldü.

Dolar kurunun ise 2025 sonunda 100-103 ruble aralığında olması beklenirken (Eylül tahminine göre artı 8 ruble), işsizlik oranının yüzde 2,5-2,8 (artı yüzde 0,14 puan) aralığında tahmin edildiği kaydedildi.

Rusya, bütçe açığını kapatmak için rubleyi devalüe etmeyi planlıyor

‘Etkin egemenlik’ için yeni model arayışı

Raporda, Rusya ekonomisinin önümüzdeki 20-30 yılda hem küresel hem de içsel açıdan niteliksel olarak yeni bir durumda faaliyet göstermek zorunda kalacağı vurgulandı.

“Yeni güç merkezlerinin yükselişi, küresel enerji dönüşümü, hızlanan teknolojik gelişmeler, demografik geçiş ve dijital geçişin” bu yeni durumu şekillendireceği ifade edildi. İçeride ise “dünya ekonomisine eski entegrasyon modelinin tükendiği, demografik açık ve yaşlanan nüfus, kaynak rantının tükenmesi, yüksek ‘sosyal borç’, teknolojik modernizasyonda, robotlaşma düzeyinde ve iş gücü verimliliğinde gecikme ve teknolojik döngünün ‘kopukluğu’ gibi sorunların ağırlaştığı” belirtildi.

Bu koşullarda, Rusya ekonomisinin “etkin egemenliğini” sağlamak için “yılda en az yüzde 3,5 gibi yeterince yüksek büyüme hızlarına sahip olması gerektiği” vurgulandı.

Ancak, “sistemik yaptırımlar, dünya ekonomisinin yavaşlaması ve olumsuz demografik eğilimlerin birleşimi Rusya ekonomisinin dinamiklerini muhtemel senaryoda yüzde 1,5-2,0’ye, kriz senaryosunda ise yüzde 1,0’e kadar yavaşlatacağı” öngörüldü.

Dijitalleşme ve teknoloji öncelikli

Çözüm yollarına da değinilen raporda, “yatırım ve sosyal olmak üzere iki kanatlı modernizasyon”, “devlet ve iş dünyası arasında yüksek düzeyde sinerji ile yatırım sürecinin etkinleştirilmesi”, “sosyal kalkınma” ve “iş dünyasıyla etkileşim yoluyla teknolojik gelişme” gibi ana eylem başlıkları sıralandı.

Raporda, “dijitalleşmenin bir iş standardı haline geldiği, fiziksel ürünlerde dijital bileşenlerin sayısının arttığı, ulaşım otomasyonunun yaygınlaştığı ve işletmelerin elektronik kasalar, elektronik belge yönetimi ve e-ticaret platformları gibi IT sistemlerine bağlanma zorunluluğunun arttığı” vurgulandı.

Bunun yanı sıra, “robotlaşma ve insansız araçlarla emeğin ikamesi, orta teknolojili endüstriler için yeni bir teknolojik temel oluşturulması (malzemeler, süreçler, dijitalleşme) ve yeni endüstriler için sürekli eğitim/yeniden eğitim sistemlerinin geliştirilmesi” gibi adımlar da acil eylem planları arasında gösterildi.

Rusya ekonomisi, 2022’den bu yana ilk kez ilk çeyreği daralmayla tamamladı

Rusya

Putin: Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Putin, Ukrayna’dan teslimiyet beklemediklerini ancak ‘sahadaki gerçeklerin’ kabul edilmesini istediklerini belirtirken, Rus ekonomisinin rekorlar kırdığını ve yeni hedefler belirlediklerini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu‘nun (SPIEF) genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki durumdan Rusya ekonomisinin geleceğine kadar bir dizi konuda önemli mesajlar verdi.

Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan bir teslimiyet beklemediğini ancak “sahadaki gerçeklerin” kabul edilmesinde ısrarcı olduğunu belirtti.

Konuşmasının ardından uluslararası politikaya ilişkin soruları da yanıtlayan Putin, Rus ekonomisinin rekor seviyede düşük işsizlik ve yüksek büyüme rakamlarına ulaştığını ifade etti.

‘Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz’

Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan teslimiyet talep etmediğini ancak mevcut “sahadaki gerçeklerin” tanınması gerektiğini vurguladı. Ruslar ve Ukraynalıların “tek bir halk” olduğunu savunan Putin, “Bu anlamda bütün Ukrayna bizimdir. Rus askerinin ayağının bastığı her yer bizimdir,” ifadelerini kullandı.

Sumi’yi alma gibi bir görevleri olmadığını ancak bu olasılığı da dışlamadığını belirtti.

Putin ayrıca, Ukrayna’nın Rusya topraklarına “kirli nükleer bomba” atma niyetine dair bir kanıtları olmadığını söyleyerek, “Bu, Kiev rejiminin son hatası olur. Moskova’nın bu durumda yanıtı sert ve feci olur,” dedi.

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Ekonomide tarihi rekorlar

Putin, Rusya’nın gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme hızının yüzde 4’ü aşarak gelişmiş ülkeleri geride bıraktığını ve Rusya’nın Avrupa’nın en büyük ekonomisi olduğunu söyledi.

Ham madde gelirlerinin ekonomideki belirleyici rolünün azaldığını ve büyümenin sadece savunma sanayiine bağlı olmadığını vurguladı.

16 Haziran itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 9,6 olduğunu belirten Putin, hükümetin aktif çalışmaları ve Merkez Bankası’nın adımlarının enflasyonun yavaşlamasında rol oynadığını ifade etti.

Devlet Başkanı, ülkenin durgunluk ve resesyona izin vermemesi gerektiğini söyledi.

İşsizliğin yüzde 2,3 ile tarihi rekor seviyeye düştüğünü ve Kuzey Kafkasya bölgelerinde bu oranın yarı yarıya azaldığını belirten Putin, yoksulluğun da yüzde 7,2’ye gerileyerek rekor kırdığını ve hedefin yüzde 5’in altına inmek olduğunu açıkladı.

İş dünyası ve teknolojiye yeni vizyon

Putin, Rus ekonomisinin daha teknolojik hale gelmesi gerektiğini ve rekabetçiliğin yerli teknolojilere dayanması gerektiğini belirtti.

Son iki yılda patent başvuru sayısının yüzde 13 arttığını söyledi. Dijital rublenin kullanımının yaygınlaştırılması çağrısında bulunan Putin, birikmiş milyonlarca ton zararlı atıktan değerli bileşenlerin çıkarılması için projeler başlatılmasını önerdi.

İş dünyasının maliyetlerinin ciddi şekilde azaltılması gerektiğini vurgulayan Putin, “Daha güçlü olmak istiyoruz,” diyerek Rusya’nın 2030 yılına kadar iş yapma kolaylığı açısından en iyi 20 ülke arasına girmesi gerektiğini hedef olarak gösterdi.

Putin ayrıca, savunma ve sivil sanayi şirketleri arasındaki ayrımın kaldırılması gerektiğini belirterek, ordunun en modern ve sahada kendini kanıtlamış teknolojilerle donatılacağını ifade etti.

BRICS’in küresel ekonomideki payı artacak

Uluslararası ilişkilere de değinen Putin, Rusya ve Çin’in yeni bir dünya düzeni kurmadığını, mevcut düzeni şekillendirdiğini söyledi.

BRICS’in küresel ekonomideki payının yüzde 40 olduğunu ve bunun artmaya devam edeceğini “tıbbi bir gerçek” olarak nitelendirdi.

Putin, dünyaya siyasi manipülasyonlardan ve yeni sömürgecilik ilkelerinden arınmış yeni bir kalkınma modeli sunulması gerektiğini belirtti.

İran’daki Buşehr Nükleer Santrali’nde çalışmaların sürdüğünü ve Netanyahu ile Trump’tan buradaki Rus personelin güvenliğine dair güvence aldıklarını aktaran Putin, Rusya’nın İran’ı barışçıl nükleer enerji çalışmalarında her zaman desteklediğini ve bu alandaki haklarını savunduğunu ekledi.

Putin, Domodedovo Havalimanı’na kayyum atanmasının devletleştirmeyle bir ilgisi olmadığını, uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlığın mahkeme kararıyla sonuçlandığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Rusya

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Yayınlanma

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun (SPIEF) üçüncü gününde Rusya ekonomisinin geleceği masaya yatırıldı. Kremlin’in resesyon uyarısı yaptığı forumda, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi ‘soğuttuğu’ ve şirketleri ‘iflas öncesi’ duruma getirdiği yönündeki endişeler dile getirildi. Enerji alanında ise Gazprom’un Çin ile yeni bir doğalgaz anlaşması imzalaması ve lityum üretimine başlama planları öne çıktı.

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun (SPIEF) üçüncü gününde, Rusya ekonomisinin geleceğine ilişkin endişeler ve yeni büyüme modeli arayışları tartışıldı.

Kremlin’den gelen resesyon uyarısı, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi “soğuttuğu” yönündeki tartışmaları alevlendirirken, enerji devleri Çin ile yeni anlaşmalar imzalayarak ve stratejik madenlere yönelerek ülkenin geleceğine dair önemli sinyaller verdi.

Kremlin’den resesyon uyarısı

Forumda konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ekonominin zamanında hızlanmaya başlamaması durumunda Rusya’da resesyon riskinin bulunduğunu belirtti. Peskov, “Eğer biraz hızlanmaya başlamazsak, Merkez Bankası’nın daha önce aldığı önlemler ekonomiyi gerçekten de önemli ölçüde yavaşlatabilir. O zaman resesyon riski ortaya çıkar,” ifadelerini kullandı.

Ekonomik Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov da para ve kredi politikası dahil olmak üzere doğru kararlar alınması halinde Rusya’nın resesyonla karşı karşıya kalmayacağını söylerken, iş dünyasındaki mevcut hissiyatın “resesyonun eşiğine gelindiği” yönünde olduğunu kabul etti.

Maliye Bakanı Anton Siluanov ise ekonomide bir “soğuma” yaşandığını ancak “soğumayı her zaman yazın takip ettiğini” dile getirdi.

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandr Şohin, durumun daha endişe verici olduğunu vurguladı.

İnterfaks‘a konuşan Şohin, yüksek faiz oranlarının birçok şirketi “iflas öncesi” duruma getirdiğini söyledi.

Şohin, “Durumun sistemik olarak basit olmadığını görüyoruz. Yüksek faiz oranı nedeniyle ödeme zincirleri çöküyor, büyük şirketler bile tedarik ödemelerini geciktiriyor. Bu durumdan en çok küçük ve orta ölçekli tedarikçi işletmeler zarar görüyor,” diyerek ekonomideki soğumanın tüm hızıyla devam ettiğini belirtti.

Yeni büyüme modeli arayışı

Sberbank Başkanı German Gref ise mevcut ekonomik faktörlere dayalı bir büyümenin, Rusya’nın yüzde 3’lük büyüme hedefine ulaşması için yeterli olmayacağını söyledi.

Gref, “Yeni büyüme faktörlerini ortaya çıkarmamız gerekiyor. Alternatif ekonomi sektörlerini geliştirmeli, şirketlerin yatırım paradigmalarını harekete geçirmeli ve eski verimsiz teknolojileri ortadan kaldırmak için yeni teknolojileri kullanmalıyız,” dedi.

Gref, Rus ekonomisinin verimliliğinin gelişmiş ülkelere göre yüzde 40 ila dört kat arasında geri kaldığını belirterek, rekabet ortamının, inovasyonun ve mülkiyet haklarının korunmasının kritik önem taşıdığını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ise daha iyimser bir tablo çizerek yüzde 3’ün üzerinde bir büyümenin mümkün olduğuna inandığını, bunun için teknoloji ve verimlilik artışıyla iş gücü açığının kapatılması gerektiğini ifade etti.

Yabancı yatırımcı ilgisi ve Rusya’dan ayrılan şirketler

Forumda Rusya’nın uluslararası yatırım ortamı da ele alındı. Başbakan Yardımcısı Marat Husnullin, yabancı yatırımcıların Rusya’nın yeni bölgelerinde çalışmak için başvuruda bulunduklarını açıkladı.

Husnullin, bu bölgelerin yatırımcılara geniş bir pazar, vergi avantajları, düşük kira maliyetleri ve varlıklara erişim imkânı sunduğunu belirtti.

VTB Başkanı Andrey Kostin ise yabancı şirketlerin aslında Rusya’dan ayrılmak istemediğini, siyasi baskı altında kaldıklarını savundu.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev de Rusya’daki projelere ilk dönecek olanların Amerikalı petrol ve gaz şirketleri olacağını öne sürdü.

Rus enerji kaynaklarını terk etmenin Avrupa’ya faturası 1,3 trilyon avro

Dmitriyev, forumda yaptığı bir diğer açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’dan gaz tedarikini azaltmasının yol açtığı kayıpların 1,3 trilyon avroya ulaştığını bildirdi.

2025 başından itibaren Rus gazının Ukrayna üzerinden geçişinin durduğunu ve AB’nin 2027 sonuna kadar Rus gazından tamamen vazgeçmeyi planladığını hatırlatan Dmitriyev, bu durumun Avrupa ekonomisine ağır bir maliyeti olduğunu vurguladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de daha önce Rus enerji kaynaklarından bağımsızlığın Avrupalılara çok pahalıya mal olduğunu söylediği biliniyor.

Enerji devlerinden yeni hamleler: Lityum ve Çin’e doğalgaz

Rus enerji şirketleri de forumda geleceğe yönelik stratejik adımlarını duyurdu. Gazprom Neft Yönetim Kurulu Başkanı Aleksandr Dyukov, şirketin 2028’de lityum ve iyotun endüstriyel üretimine başlamayı planladığını açıkladı.

Lityum üretiminin Orenburg oblastındaki, iyot üretiminin ise Hantı-Mansiysk Özerk Okrugu’ndaki mevcut sahalardan elde edilen sulardan yapılacağı belirtildi.

Diğer yandan Gazprom, Çinli şirketler CNPC ve PipeChina ile Rus gazının Çin’e Uzak Doğu rotası üzerinden tedarik edilmesine yönelik anlaşmalar imzaladı.

Anlaşmaların, projenin tam kapasiteye ulaşmasının ardından Çin’e yapılan boru hattı gazı tedarikini yıllık 10 milyar metreküp artırması bekleniyor. Bu hamle, Rusya’nın enerji ihracatında Doğu’ya yönelimini güçlendiren önemli bir adım olarak görülüyor.

Merkez Bankası Başkanı: Devlet şirketlerinin halka arzı ‘göstermelik’ olmamalı

Forumun bir diğer önemli gündem maddesi ise devlet şirketlerinin halka arzı (IPO) oldu. Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, devlet şirketlerinin halka arzlarının “göstermelik” olmaması gerektiğini, yatırımcı güvenini oluşturmak için kaliteli bir hazırlık sürecinin şart olduğunu söyledi.

Nabiullina, “Bu şirketlerin yönetici kalitesinin ve motivasyonunun değiştirilmesi gerekiyor. Devlet kontrolü korunurken, yatırımcıları çekecek bir yönetim sistemi değişikliğine yol açmalı,” diyerek devletin bu konuda örnek olması gerektiğini vurguladı.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’ya yabancı yatırım 24 yılın en düşük seviyesine geriledi

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayımlanan rapora göre, Rusya’ya yapılan doğrudan yabancı yatırımlar geçen yıl 3,3 milyar dolara gerileyerek 2001’den bu yana en düşük seviyesini gördü. Raporda, yatırımcıların Rusya’dan kaçışının arkasında artan devletleştirme adımları ve ‘kötüleşen mülkiyet hakları’ olduğu ifade edildi.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun başlangıcında yayımladığı raporla Rusya ekonomisindeki tehlike çanlarını gözler önüne serdi.

Rapora göre, Rusya geçen yıl ekonomisine sadece 3,3 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekebildi. Bu rakam, ülkenin 1998 mali krizinden yeni çıkmaya başladığı 2001 yılından bu yana kaydedilen en düşük seviye oldu.

Rusya’ya yönelik doğrudan yabancı yatırım girişi, bir önceki yıla göre yüzde 62,8, savaş öncesi dönem olan 2021’e kıyasla ise 11,7 kat düşüş gösterdi. 2021 yılında ülkeye 38,8 milyar dolarlık yabancı yatırım girmişti.

Rusya Merkez Bankası verileri de benzer bir tablo çiziyor. Son üç yılda yerleşik olmayanların reel sektöre yaptıkları birikmiş yatırımlar yüzde 57 oranında azaldı.

1 Ocak 2022’de 497,7 milyar dolar olan bu yatırımlar, 2025’in başına gelindiğinde 216 milyar dolara düşerek 2009’dan bu yana en düşük seviyeye indi.

‘Mülkiyet hakları her geçen gün kötüleşiyor’

Reuters‘a konuşan ekonomist ve eski Rusya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Sergey Aleksaşenkov, “Bugün Rusya’da, yabancı şirketlerin her şeyi bir kenara bırakıp para kazanmak için Rusya’ya gitmesini gerektirecek süper çekici hiçbir şey yok,” dedi.

Aleksaşenkov, Ukrayna’daki askeri operasyonlar yarın sona erse bile, ciddi ve büyük şirketlerin Rusya’yı bir yatırım yeri olarak değerlendirmeyeceğini belirtti:

“Herkes, mülkiyet hakları konusundaki durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini açıkça görüyor.”

Devletleştirme dalgası yatırımcıyı kaçırdı

Rusya’da devletleştirme adımları hız kazanırken, son üç yılda bir düzineden fazla yabancı şirkete el konuldu.

Bu listenin son halkası Domodedovo Havalimanı oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bir aydan kısa bir süre önce, Rusya’ya karşı faaliyet gösteren, ancak pazardan tam olarak çekilmemiş yabancı bilişim şirketlerinin “boğulması” çağrısında bulunmuştu.

UNCTAD verilerine göre, 2001’den bu yana en düşük yatırım girişi, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahale başlattığı yılda yaşandı.

2022’de yatırım akışı eksi 15,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu negatif değer, daha önce Rusya’ya yatırım yapmış olan yabancı şirketlerin paralarını acilen ülkeden çıkardığını gösteriyor.

Rusya Anayasa Mahkemesi, 1990’lardaki özelleştirmelerin incelenmesine izin verdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English