Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trudeau’dan kabinede büyük değişiklik

Yayınlanma

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, artan hayat pahalılığı, enflasyon ve konut sorunu nedeniyle muhalefetin büyük eleştirilerine maruz kalırken çözümü kabine değişikliğinde arıyor.

Başbakan, kabinede büyük bir değişikliğe giderek mevcut en az yedi bakanı görevden alacak ve karar alma mekanizmasına yeni yüzler katacak.

Globe and Mail’in ismini vermek istemeyen bir Liberal hükümet kaynağından aktardığına göre, kabine değişikliği hükümetin en iyi performans gösteren isimlerinden biri olarak görülen Savunma Bakanı Anita Anand’ı ekonomi yönetimine geçirecek.

Kaynak ayrıca Adalet Bakanı David Lametti, Kamu Güvenliği Bakanı Marco Mendicino ve Hazine Bakanı Mona Fortier’in kabineden ayrılacağını söyledi. Kaynağa göre şu anda Miras Bakanı olan Pablo Rodriguez ulaştırmaya geçerken, Spor Bakanı Pascale St-Onge miras bakanlığına geçecek.

Bu değişiklik öncesinde Balıkçılık Bakanı Joyce Murray, Ulaştırma Bakanı Omar Alghabra, Kamu Hizmetleri ve Tedarik Bakanı Helena Jaczek ve Ruh Sağlığı ve Bağımlılıklar Bakanı Carolyn Bennett de önümüzdeki seçimlerde aday olmayacaklarını kamuoyuna açıkladılar.

Kabinedeki değişiklikler, bazı yüksek profilli ve kritik hükümet meseleleri ile ilgili önemli değişiklikler anlamına geliyor. Örneğin Mendicino, Kamu Güvenliği Bakanı olarak dış müdahaleler, silah kontrolü ve federal Acil Durumlar Yasasının uygulanmasının yönetimi gibi önemli konulardan sorumluydu. Toronto milletvekili de olan Mendicino, geçtiğimiz ay seri katil Paul Bernardo’nun maksimum güvenlikli bir kurumdan orta güvenlikli bir kuruma nakledildiğinin ortaya çıkmasının ardından kurbanların ailelerinin öfkesine yol açtı. Mendicino, Kanada Islah Hizmetleri tarafından nakilden üç ay önce uyarılmalarına rağmen, ofisindeki personelin neden nakil hakkında kendisini bilgilendirmediğini açıklayamadı. Muhafazakârlar Mendicino’ya istifa çağrısında bulundu.

Alghabra, pandemi önlemlerinin hafifletilmesinin ardından havaalanlarında yaşanan kargaşa ve yolcu haklarına ilişkin kuralların yeniden yazılması gibi meselelerle uğraştı. Lametti ise yargıçların atanmasındaki gecikmeler nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.

Markham-Stouffville bölgesini temsil eden Kamu Hizmetleri ve Tedarik Bakanı Jaczek’in görev süresi boyunca hükümetin dış kaynak kullanımı harcamalarındaki artış en önemli konulardan biri oldu. Globe and Mail gazetesi geçtiğimiz Kasım ayında Ottawa’nın dış kaynak kullanımı için yaptığı yıllık harcamanın 2015 yılından bu yana yüzde 74 arttığını ve resmi olarak profesyonel ve özel hizmetler olarak tanımlanan dış kaynak kullanımı için yapılan toplam harcamanın 2021-22 mali yılında 14,6 milyar dolara ulaşacağını bildirdi.

İkinci bir üst düzey hükümet yetkilisi ise Trudeau hükümetinin yeni kabinesiyle birlikte ekonomiye, özellikle de konut, satın alınabilirlik ve yeşil enerji politikalarına daha fazla ağırlık vereceğini söyledi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English