Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump: Avrupa neden Ukrayna’ya daha çok para vermiyor?

Yayınlanma

ABD Kongresi Kiev’e yeni askeri yardımı onaylamaya yaklaşırken Donald Trump perşembe gecesi Avrupa’nın Ukrayna’yı desteklemek için daha fazlasını yapması gerektiği uyarısında bulundu.

Kasım ayındaki seçimlerden sonra Beyaz Saray’a geri dönebilecek olan Trump, “Avrupa neden Ukrayna’ya yardım etmek için daha fazla para vermiyor? Neden Amerika Birleşik Devletleri Ukrayna Savaşına Avrupa’dan daha fazla, 100 Milyar dolardan fazla para yatırıyor ve aramızda bir Okyanus var!” dedi.

Trump yıllardır Avrupalı NATO müttefiklerini yabancı güçlere karşı koruma sağlamak için Amerika’ya bel bağlamakla suçluyor ve onları savunmaya daha fazla harcama yapmaya çağırıyor.

Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, “Neden Avrupa, çaresizlik içindeki bir ülkeye yardım etmek için Amerika Birleşik Devletleri tarafından konulan parayı eşitleyemiyor ya da yakalayamıyor? Herkesin kabul ettiği gibi, Ukrayna’nın Hayatta Kalması ve Gücü Avrupa için bizden çok daha önemli olmalı, ama bizim için de önemli! HAREKETE GEÇ AVRUPA!” dedi.

Trump ise, daha önce yaptığı açıklamalara benzer şekilde, kendisi başkan olsaydı, bu savaşın hiç başlamamış olacağını ileri sürerek sözlerini sonlandırdı.

Cumhuriyetçi Başkan Johnson, Ukrayna’ya yardıma evet dedi

Eski başkanın açıklamaları, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın, partisinin Trump yanlısı üyeleri tarafından aylardır engellenen Ukrayna’ya 60 milyar dolarlık yardım tasarısını oylamaya sunması beklenirken geldi.

Johnson, uzun bir bekleyişin ve oyalamanın ardından, savaş alanındaki derin kayıpları önlemek amacıyla Ukrayna’ya 60,8 milyar dolarlık yardımı desteklemeyi kabul etti.

Johnson’ın Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a yapılacak yardımlarla ilgili olan ve Amerikan vergi mükelleflerine doğrudan maliyeti azaltmaya yardımcı olacak bazı tedbirler öngören tasarıları geçirmek için Demokratlardan destek alması gerekecek.

The Hill’deki habere göre, Demokratlar Johnson’a yardım etmeye meyilli görünüyor. Özellikle Ukrayna için yardımın gerekliliğine büyük oranda inanıyorlar ve sırf Cumhuriyetçi Parti konferansında daha fazla kaos yaratmak adına, tasarıyı riske atmak konusunda isteksiz görünüyorlar. Başkan Biden da toplamda 90 milyar doları aşan tasarıları destekliyor.

Şimdilik plan, Meclis’in cumartesi günü yasayı oylaması. Ardından Senato’nun, Temsilciler Meclisi’nden geçmesi beklenen yardımla ilgili tasarılardan bir mevzuat parçası oluşturması muhtemel. Ardından da paketin tamamı imzası için Biden’a gidecek.

Trump, Greene’e karşı Johnson’a sahip çıktı

Son haftalarda Johnson’a yönelik Cumhuriyetçi taaruza öncülük eden Marjorie Taylor Greene’in tutumunun, eski Başkan Trump’ın Başkana desteğiyle birlikte değişip değişmeyeceği merak ediliyor.

Greene, Johnson’ın görev süresini sona erdirme tehdidinde bulunacak bir fesih önergesinin tetiğini çekmekle tehdit etmişti. Fakat beklenmedik bir şekilde Trump, Johnson’ın geçen hafta Mar-a-Lago, Florida’ya gitmesinin ardından ‘çok iyi ilişkilerini’ överek Johnson’ın yanında yer aldı. 

Trump, “Meclis Başkanı’nın yanındayım,” dedi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English