Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Trump ve Duda buluştu: Gündem Ukrayna, Ortadoğu ve NATO

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı ve bu seneki seçimlerde Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump ile Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda New York’ta akşam yemeğinde bir araya geldi.

Trump’ın kampanya ekibi tarafından yayınlanan bir bilgi notuna göre, iki buçuk saatlik akşam yemeği Trump Tower’da düzenlendi. Eski başkan, hakkındaki ‘sus payı’ suçlamalarından yargılandığı dava nedeniyle New York’ta.

Duda ile yemeğe geçmeden önce gazetecilere konuşan Trump, “Birlikte harika dört yıl geçirdik. Bunu tekrar yapabiliriz,” dedi. 

Yemekte, Duda’nın NATO üyesi ülkelerin savunma harcamalarını GSYİH’lerinin yüzde 3’üne yükseltmesi önerisinin görüşüldüğü açıklandı. 

Trump’ın kampanya ekibine göre, ikili ayrıca Ukrayna ile Gazze’yi de görüştü. Açıklamada daha fazla ayrıntı verilmedi.

Trump, Duda’dan önce Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile konuştu; Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron ile yemek yedi; Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi.

Başbakan Tusk’ın tepkisi düşük tonda

Eski iktidar partisi muhafazakâr Hukuk ve Adalet (PiS) ile bağlantılı Duda’nın Trump ile görüşmesi, iktidardaki AB yanlısı Donald Tusk tarafından şüpheyle karşılandı.

Tusk, Duda’nın Trump ile görüşme planlarına tepkisi sorulduğunda, “Bu görüşmenin gerçekleşmesinin iyi olup olmadığına karar vermek benim görevim değil,” dedi.

Yine de bu konuda ‘kesinlikle çok fazla tartışma’ hatta ‘sansasyon’ olacağını söyleyen Tusk, Duda’nın ‘mahkeme salonundan ayrıldıktan hemen sonra Bay Trump ile görüşeceğini’ de sözlerine ekledi.

Tusk, Trump’ın ‘açıkça Batı dünyasının, demokrasinin ve Avrupa’nın yanında yer alması konusunda çok sağlam bir duruş sergilemesini’ beklediğini de dile getirdi.

Polonyalı bakan kızdı: Biz Biden yönetimine bağlıyız

Fakat Tusk hükümetindeki bakanlar bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Tusk’un Sivil Platformu’ndan (PO) Spor ve Turizm Bakanı Sławomir Nitras Polsat News yayın kuruluşuna verdiği demeçte, “Polonya büyük ölçüde Joe Biden’ın yönetimine bağlı,” dedi.

Duda’nın Trump’la görüşmeye karar vermesinin ‘çirkin’ olduğunu söyleyen Nitras, ‘Sayın Duda ve ofisinin yerine getirdikleri göreve uygun olmadıklarından’ korktuğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan Savunma Bakan Yardımcısı Paweł Zalewski görüşmeyi memnuniyetle karşılayarak Polonya’nın bundan fayda sağlayabileceğini söyledi. Özel radyo TOK FM’e verdiği demeçte, “Kendi çıkarlarımızın temsilcileri olarak herkesi argümanlarımıza ikna etmeliyiz,” dedi.

Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller bir basın brifinginde, “Yıllar boyunca Amerikan seçimleri sırasında yabancı hükümetlerin buradaki büyük partilerin adaylarıyla, tıpkı Amerikalı diplomatlar ve Amerikalı liderlerin yabancı muhalefet liderleriyle sık sık ilişki kurduğunu gördük,” dedi.

DİPLOMASİ

Putin, Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin resmi gazetesine yazdı

Yayınlanma

Editörün notu: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün Pyongyang’a yönelik iki günlük dostluk ziyaretine başlayarak Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin resmi gazetesi Rodong Sinmun için bir makale kaleme aldı.

Beş sayfalık makalenin tam metnine, Kremlin’in internet sitesinde yer verildi. Pyongyang’da 1 Kasım 1945’ten bu yana yayımlanan gazetenin tirajı yaklaşık 1,5 milyon. Putin’in 18 Haziran akşamı Yakutsk’tan Pyongyang’a vardı. Rusya Devlet Başkanı, Kuzey Kore’yi en son 24 yıl önce Temmuz 2000’de ziyaret etmişti.


Rusya ve Kuzey Kore: Yıllara dayalı dostluk ve işbirliği gelenekleri

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştireceğim resmi ziyaret öncesinde, ülkelerimiz arasındaki ortaklık ilişkilerinin geleceği ve modern dünyadaki önemine ilişkin düşüncelerimi Rodong Sinmun gazetesinin Koreli ve yabancı okurlarıyla paylaşmak isterim.

Rusya ile Kuzey Kore arasında eşitlik, karşılıklı saygı ve güven ilkelerine dayanan dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri yetmiş yıldan daha eskidir ve görkemli tarihsel geleneklerle zengindir. Halklarımız Japon militarizmine karşı verilen zorlu ortak mücadelenin anısını yaşatmakta ve şehit düşen kahramanları onurlandırmaktadır. Ağustos 1945’te Koreli yurtseverlerle omuz omuza savaşan Sovyet askerleri Kwantung Ordusunu mağlup ederek Kore yarımadasını sömürgecilerden kurtarmış ve Kore halkının bağımsız bir şekilde gelişmesinin yolunu açmıştır. Kore’nin Kızıl Ordu tarafından kurtarılması onuruna 1946 yılında Pyongyang’ın merkezinde Moranbong Tepesi’nde dikilen anıt, iki halkın kardeşliğinin bir sembolüdür.

Sovyetler Birliği, genç Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni dünyada ilk tanıyan ve onunla diplomatik ilişkiler kuran ülke olmuştur. Ve daha 17 Mart 1949’da, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Yoldaş Kim Il Sung’un Moskova’ya yaptığı ilk ziyaret sırasında, SSCB ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında İktisadi ve Kültürel İşbirliği Anlaşması imzalanarak ikili işbirliğinin daha da güçlendirilmesi için yasal temel atılmıştır. Ülkemiz, Koreli dostlarımızın ulusal ekonomiyi inşa etmelerine, bir sağlık sistemi kurmalarına, bilim ve eğitimi geliştirmelerine, profesyonel idari ve teknik personel yetiştirmelerine yardımcı olmuştur.

1950-1953 yılları arasındaki Kurtuluş Savaşı’nın zor dönemlerinde Sovyetler Birliği de KDHC halkına yardım elini uzatmış ve bağımsızlık mücadelelerinde destek olmuştur. Daha sonra, genç Kore devletinin milli ekonomisinin restorasyonu ve güçlendirilmesinde ve barışçıl bir yaşamın tesis edilmesinde önemli yardımlarda bulunmuştur.

2000’de Pyongyang’a yaptığım ilk ziyaret ve ertesi yıl Kuzey Kore Devlet Savunma Komitesi Başkanı Yoldaş Kim Jong Il’in Rusya’ya yaptığı iade-i ziyaret, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde yeni önemli kilometre taşları oldu. Daha sonra imzalanan ikili deklarasyonlar, önümüzdeki yıllarda yapıcı ve çok boyutlu ortaklığımızın ana önceliklerini ve yönlerini belirlemiştir.

Kuzey Kore’nin şu anki lideri Kim Jong-un Yoldaş, selefleri olan seçkin devlet adamları ve Rusya halkının dostları Kim Il-sung ve Kim Jong-il Yoldaşlar tarafından çizilen yolu emin adımlarla takip etmektedir. Geçtiğimiz eylül ayında Rusya’da Vostoçnıy Kozmodrom’da gerçekleşen görüşmemizde buna bir kez daha ikna oldum.

Rusya ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, daha önce olduğu gibi bugün de aktif bir şekilde çok yönlü bir ortaklık geliştirmektedir. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri harekatına verdiği güçlü desteği, kilit uluslararası meselelerde bizimle dayanışma içinde olmasını ve Birleşmiş Milletler platformunda ortak öncelikleri ve görüşleri savunmaya hazır olmasını takdirle karşılıyoruz. Pyongyang, kolektif Batı’nın adalete, egemenliğe karşılıklı saygıya ve birbirlerinin çıkarlarını gözetmeye dayalı çok kutuplu bir dünya düzeninin kurulmasını engelleme arzusuna kararlılıkla karşı çıkmaya hazır, ikna olmuş bir destekçimiz olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri, dünyaya sözüm ona kurallara dayalı bir düzen dayatmak için büyük çaba sarf etmektedir ki bu esasında çifte standartlara dayalı küresel bir neo-kolonyal diktatörlükten başka bir şey değildir. Bu yaklaşımı kabul etmeyen ve bağımsız politikalar izleyen ülkeler giderek daha şiddetli bir dış baskıyla karşı karşıya kalmaktadır. ABD liderliği, özerklik ve bağımsızlığa yönelik böylesi doğal ve meşru bir arzuyu, dünyadaki hakimiyetine yönelik bir tehdit olarak görmektedir.

ABD ve vekilleri, hedeflerinin Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratmak olduğunu açıkça beyan etmektedir. 2014’te Kiev’deki silahlı darbeyi ve ardından Donbass’taki savaşı destekleyerek ve örgütleyerek kendilerinin kışkırttığı Ukrayna’daki çatışmayı uzatmak ve daha da alevlendirmek için her şeyi yapıyorlar. Aynı zamanda, tüm bu yıllar boyunca durumu barışçıl bir şekilde çözmeye yönelik tüm girişimlerimizi defalarca reddettiler. Rusya en zor konularda bile eşit diyaloğa açık olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Kısa bir süre önce Moskova’da Rus diplomatlarla yaptığım bir görüşmede bu konuyu tekrar dile getirmiştim.

Aynı zamanda, tam aksine, hasımlarımız Kiev’deki neo-Nazi rejimine para, silah ve istihbarat sağlamaya devam ediyor ve Rusya topraklarına saldırılar düzenlemek için modern Batı silah ve teçhizatını kullanmasına izin veriyor ve hatta buna zorluyor. Ve çoğu zaman da kasıtlı olarak barışçıl hedeflere saldırıyorlar. Askeri birliklerini Ukrayna’ya göndermekle tehdit ediyorlar. Aynı zamanda, giderek daha fazla yaptırımla ekonomimizi yıpratmaya ve ülke içinde sosyal ve siyasi gerilimin artmasına neden olmaya çalışıyorlar.

Fakat ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, Rusya’yı çevreleme ve tecrit etme çabaları başarısız oldu. İktisadi potansiyelimizi güvenle inşa etmeye, sanayi, teknoloji, altyapı, bilim, eğitim ve kültürümüzü geliştirmeye devam ediyoruz.

Koreli dostlarımızın, ABD’nin yıllardır süren iktisadi baskılarına, provokasyonlarına, şantajlarına ve askeri tehditlerine rağmen kendi çıkarlarını aynı etkinlikle savunuyor olmaları memnuniyet vericidir. Kuzey Kore halkının özgürlüğü, egemenliği ve milli gelenekleri için ne kadar güçlü, onurlu ve cesur bir şekilde mücadele ettiğini görüyoruz. Ülkenin savunma ve teknolojik, bilimsel ve endüstriyel gücünü güçlendirmede muazzam sonuçlar, gerçek atılımlar elde ediyorlar. Aynı zamanda, Yoldaş Kim Jong-un liderliğindeki ülke yönetimi, mevcut tüm farklılıkları barışçıl bir şekilde çözme arzusunu defalarca dile getirmişti. Fakat Washington, daha önce varılan anlaşmaları yerine getirmeyi reddederek sürekli olarak yeni, giderek sertleşen ve kasıtlı olarak kabul edilemez talepler ileri sürmektedir.

Rusya, Kuzey Kore’yi ve kahraman Kore halkını, bu sinsi, tehlikeli ve saldırgan düşmanla yüzleşmelerinde, bağımsızlık, kimlik ve kendi gelişim yollarını seçme hakkı için verdikleri mücadelede her zaman desteklemiştir ve desteklemeye devam edecektir.

Ayrıca uluslararası ilişkileri daha demokratik ve istikrarlı hale getirmek için birlikte çalışmaya hazırız. Bu amaçla, ticaret ve karşılıklı anlaşmalar için Batı’nın kontrolü dışında alternatif mekanizmalar geliştirecek ve gayri meşru tek taraflı kısıtlamalara birlikte karşı çıkacağız. Aynı zamanda Avrasya’da eşit ve bölünmez bir güvenlik mimarisi inşa edeceğiz.

Elbette ülkelerimiz arasında insani işbirliğini de geliştireceğiz. Rusya ve Kore üniversiteleri arasındaki akademik hareketliliği yoğunlaştırmayı planlıyoruz. Karşılıklı turistik gezileri, kültür, eğitim, gençlik ve spor değişimlerini daha da arttıracağız. Ülkeler ve halklar arasındaki iletişimi ‘insanileştiren’ her şey, güveni ve karşılıklı anlayışı güçlendirir.

Ortak çabalarımızla ikili etkileşimi daha da yüksek bir seviyeye çıkarabileceğimize, bunun da Rusya ve Kuzey Kore arasında karşılıklı yarar sağlayan ve eşit işbirliğinin gelişmesine, egemenliğimizin güçlenmesine, ticari ve ekonomik bağların derinleşmesine, insani alandaki temasların gelişmesine ve nihayetinde iki ülke vatandaşlarının refahının artmasına katkıda bulunacağına kesinlikle inanıyorum.

Yoldaş Kim Jong-un’a ve Kuzey Kore’nin tüm dost halkına sağlık, barış ve kalkınma yolunda büyük başarılar diliyorum.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İsviçre: Çin’in Ukrayna barış zirvesine getirilememesi başarısızlıktı

Yayınlanma

İsviçre Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Güvenlik Dairesi Başkanı Gabriel Lüchinger, Ukrayna ihtilafının çözümüne yönelik yeni barış zirvesinin Avrupa’da yapılmayacağını söyledi.

SRF radyosuna verdiği mülakatta Lüchinger, zirve için en olası lokasyonun Suudi Arabistan olduğunu ve ayrıca Rusya’nın da etkinliğe dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.

Yetkili, “Elbette İsviçre’nin Rusya ile bağları var. Bu süreci derhal başlatmak için gerekli zemini oluşturduk. Rusya’nın bir şekilde entegre edilmesi gerektiği son derece bariz,” ifadelerini kullandı.

Çin’in son zirvede yer almamasının bir başarısızlık olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Lüchinger, şahsen Pekin ile temas halinde olduğunu ve zirveye katılmalarını sağlamaya çalıştığını belirtti.

Lüchinger, “Çin olmadan çözüm olmaz. Şahsen ben de onu Bürgenstock’a getiremediğimiz için çok hayal kırıklığına uğradım. Bu bir başarısızlık,” diye ekledi.

Hafta sonu İsviçre Dışişleri Bakanlığı İletişim Dairesi Başkanı Nicolas Bidault, kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinden önce Ukrayna konusunda yeni bir zirve düzenleneceğini bildirmişti.

Ukrayna’ya ilişkin ilk barış zirvesi 15-16 Haziran tarihleri arasında İsviçre’nin Bürgenstock kentinde gerçekleştirildi. Zirve sonucunda 80 ülke ve dört örgüt tarafından imzalanan bir bildiri yayımlandı.

Rusya tarafı, davet alması halinde etkinliğe katılmayacağını açıkladı. İsviçre Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın zirvede bulunmasının önemini belirtirken Ukrayna buna karşı çıktı.

Rusya basını, İsviçre’deki Ukrayna barış konferansını nasıl değerlendirdi?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Economist: Rusya ile Kuzey Kore dostluğu ABD’nin Asya stratejisini karmaşıklaştırıyor

Yayınlanma

The Economist dergisinde yer alan makalede, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasındaki dostluğun Batı açısından tehlikeli olduğu ve Moskova’nın Pyongyang’ı destekleyerek Güney Kore de dahil Asya ülkeleri üzerinde baskı kurabileceği belirtildi.

Makaleye göre bu durum ABD’nin bölgedeki stratejisini sekteye uğratabilir.

Gazetenin muhataplarına göre Rusya, Kuzey Kore’nin uluslararası tecrit ve koronavirüs pandemisiyle ilgili bir dizi krizi aşmasına yardımcı oldu.

İki ülke arasındaki ticaret Pyongyang’ın ekonomisini istikrara kavuşturmasını sağlarken, Putin’le yapılan zirve toplantıları da Kim Jong-un’un imajının güçlenmesine yardımcı oldu.

Yine mart ayında Rusya, Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlara uyulmasını izlemekten sorumlu uzmanlar grubunun görev süresini uzatan bir BM kararını veto etti.

Dergiye konuşan kaynaklar, Moskova’nın yardımının Güney Kore’nin Ukrayna’ya askeri malzeme tedarik etmesini engelleme arzusundan kaynaklandığına dikkat çekti.

Ancak bir yandan Rusya’nın diğer yandan Çin’in desteğinin ‘Kuzey Kore liderinin elini rahatlatacağına’ işaret eden uzmanlar, Pyongyang’ın güney komşusuna karşı gösterebileceği saldırganlıktan endişe ettiklerini kaydetti.

Makalede buna ilişkin Çin ve SSCB’nin Kuzey Korelileri desteklediği Kore Savaşı’na atıf yapıldı.

Bununla birlikte, Moskova-Pyongyang ittifakı konusunda karşıt bir görüş de var. Rus uzman ve Kore uzmanı Andrey Lankov’a göre Rusya ile Kuzey Kore arasındaki dostluğun gerçek sınırları henüz belirlenmedi.

Rusya’nın Güney Kore üzerinde baskı kurmak için Kuzey Kore’yi destekliyor görüntüsü verdiğini savunan Lankov, bunun Seul’ü Ukrayna’ya silah vermeyi reddetmeye zorlamak için gerekli olduğu görüşünü paylaştı.

Lankov, ayrıca yerli savunma sanayii geliştikçe Rusya’nın bu tür ittifaklara olan ihtiyacının giderek azalacağını da sözlerine ekledi.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Koreli mevkidaşı Kim Jong-un’un şahsi daveti üzerine 18-19 Haziran tarihlerinde Pyongyang’a resmi ziyaret düzenliyor.

Bu, Rusya liderinin ülkeye son 24 yıldaki ilk ziyareti olacak. Temmuz 2000’de bir önceki Kuzey Kore lideri Kim Jong Il ile bir araya gelmişti. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un Rusya’yı nispeten yakın bir tarihte, Eylül 2023’te ziyaret etmişti.

Rusya-Kuzey Kore ilişkilerinde Batı yaptırımlarının etkisi: kazan-kazan

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English