Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump’ın başkan yardımcısı adayı JD Vance kimdir?

Yayınlanma

Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump, kasımda yapılacak seçimlerde başkan yardımcılığı görevi için Ohio senatörü JD Vance’i aday gösterdi.

39 yaşındaki Vance, “Ohio’nun genç senatörü” ve “yükselen Cumhuriyetçi yıldız” olarak görülüyor. Vance 2016 yılında, kitaptan uyarlanan filmde Glenn Close tarafından canlandırılan uyuşturucu bağımlısı annesiyle yoksulluk içinde büyümesini anlatan ve çok satan Hillbilly Elegy adlı anı kitabıyla ün kazandı.

Yale Hukuk Fakültesi’nden burs kazanan Vance, Trump’ın desteğiyle 2022’de Senato’ya girmeye hak kazandı.

Elit teknoloji çevreleriyle uzun süreli bağları olan Vance, 2015-2017 yılları arasında Peter Thiel’in San Francisco’daki girişim fonu Mithril Capital’de ve daha sonra AOL CEO’su Steve Case tarafından kurulan Washington merkezli girişim fonu Revolution’da çalıştı.

Federal seçim kayıtlarına göre Thiel, Vance’in 2022’deki Senato adaylığını desteklemek için Protect Ohio Values Pac’a 15 milyon dolar bağış yaptı.

Palantir yöneticisi ve Trump’ın büyük bağışçılarından Jacob Helberg, Vance’in, “Başkan Trump’ın gündemi ve Amerikan halkı için olağanüstü bir savunucu olacak teknoloji yanlısı ve Önce Amerika yanlısı bir seçim” olduğunu söyledi.

Vance ayrıca 2020 yılında Thiel, Andreessen Horowitz’in kurucu ortağı Marc Andreessen, start-up yatırımcısı Scott Dorsey ve eski Google CEO’su Eric Schmidt’in desteğiyle kendi girişim şirketi Narya Capital’i kurdu.

Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu dosyalarına göre, geçen yıl yaklaşık 200 milyon dolarlık yönetilen varlığa sahip olan Cincinnati, Ohio merkezli firma, teknoloji yatırımı tarafından yetersiz hizmet alan ABD şehirlerine daha fazla Silikon Vadisi fonu kanalize etmeyi amaçladı.

Mevcut en son veri olan 2022 açıklamalarına göre Vance, Thiel destekli bir yapay zeka savunma grubu olan Anduril Industries ve uzay simülasyon şirketi Slingshot Aerospace’in yanı sıra 100.000 dolar değerinde Walmart hissesi de dahil olmak üzere 100’den fazla kamu ve özel şirkette kişisel yatırımlara sahipti.

Vance ayrıca tartışmalı video platformu Rumble’a şahsen yatırım yaparak 2022 yılında 300.000 dolar değerinde bir hisseye sahip oldu ve Hristiyan dua uygulaması Hallow’a da o yıl 100.000 dolar değerinde bir para yatırdı.

Vance ayrıca 2022 yılında kripto para borsası Coinbase’de 100.001 ila 250.000 dolar arasında bitcoin sahibi olduğunu açıklamıştı.

Bir risk sermayedarı olan Vance, Trump kampanyasının Demokratların bağış toplamasına yetişmek için büyük para toplamasına yardımcı olabilir. Geçtiğimiz ay, teknoloji girişimcisi David Sacks’ın ev sahipliğinde Silikon Vadisi’nde düzenlenen 12 milyon dolarlık bağış toplama etkinliğinin koordinasyonuna yardımcı olmuştu.

Vance, Trump’ın “Önce Amerika” politikasını benimsiyor ve bazı önemli eyaletlerde onun işçi sınıfı kökenlerini paylaşan seçmenlere hitap edebilir. Ayrıca Trump’ın adaylığı için lobi yapan Donald Trump Jr’ın da yakın arkadaşı.

İsrail’in sadık bir dostu

Antisemitizmin kovuşturulması gerektiğini söyleyen Vance, 2022 yılında Jerusalem Post’a verdiği bir röportajda, “Eğer bir Yahudi’yi döver ve sonuçlarına katlanmazsanız, saldırılar devam edecek ve daha da kötüleşecektir,” demişti.

Vance, Amerikan kampüslerindeki Filistin yanlısı protestolara yanıt olarak, çadır kamplarını kampüslerinden kaldırmayan kolej ve üniversitelerin federal mali yardım almasını engelleyecek bir yasa tasarısı sunmuş, ayrıca hükümetin protestoları finanse eden kuruluşları hedef alması gerektiğini söylemişti.

Fakat Vance, nisan ayında Senato’ya sunulan iki partili Antisemitizmle Mücadele Yasası’nı desteklemedi. asa, küresel antisemitizme odaklanan kabine düzeyinde bir pozisyona sahip olan Büyükelçi Deborah Lipsdtadt’tan ayrı olarak, antisemitizme adanmış yeni bir başkanlık danışmanı atanmasını öneriyordu.

Bu yılın başlarında, çoğunluğu Hasidik ve Ortodoks olan bir dinleyici kitlesi önünde yaptığı konuşmada Vance, “Biz Amerika’da Yahudileri seviyoruz,” demişti.

İlk olarak 2022 kampanyası sırasında İsrail’i ziyaret etmiş ve yargı revizyonuna karşı düzenlenen hükümet karşıtı protestolara ABD’nin verdiği desteği eleştirmişti.

7 Ekim Aksa Tufanı operasyonundan birkaç saat sonra Vance, saldırının sorumluluğunu Biden yönetiminin İran’a yönelik 6 milyar dolarlık fonu dondurma hamlesine yüklemişti.

X’te, “Dostlarımıza esenlikler diliyorum ama en çok da bizim paramızla alınan silahlara karşı savaşmamalarını diliyorum,” diye yazmıştı.

Quincy Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada, “Eğer İsrail’i destekleyeceksek, ki bence desteklemeliyiz, bunun neden bizim çıkarımıza olduğunu açık bir şekilde ifade etmeliyiz. Amerikalıların İsrail’i önemsemesinin nedenlerinden biri de hala dünyada Hıristiyanların çoğunlukta olduğu en büyük ülke olmamızdır; yani bu ülkenin vatandaşlarının çoğunluğu Kurtarıcılarının, ki ben de kendimi bir Hıristiyan olarak görüyorum, Akdeniz’deki o daracık toprak parçasında doğup öldüğünü ve yeniden dirildiğini düşünüyor. Dünyanın bu parçasını önemsemeyen bir Amerikan dış politikası olacağı düşüncesi akıl almazdır,” diye belirtmişti.

İbrahim Anlaşmalarının genişletilmesini savunuyor

Vance’e göre ABD bölgedeki savaşları yönetme konusunda başarılı olamadı ve savaşı nasıl yürüteceğine İsrail’in karar vermesine izin vermeli.

Senatör, “Bence İsraillilere karşı tavrımız şu olmalı: Ortadoğu savaşlarını yönetmekte iyi değiliz, İsrailliler bizim müttefikimiz, bırakın bu savaşı uygun gördükleri şekilde sürdürsünler,” demişti.

Vance CNN röportajında ayrıca “yeni bir Ortadoğu” çağrısında bulunarak ABD’nin İsrail ve Suudi Arabistan arasında normalleşme anlaşmasına varma çabalarına destekte bulunmuştu.

Vance, “Ortadoğu’daki hedefimiz İsraillilerin Suudi Arabistan ve diğer Körfez Arap ülkeleri ile iyi bir noktaya gelmelerini sağlamak olmalıdır. İsrailliler Hamas’ın işini bitirmeden bunu yapmamız mümkün değil,” diyerek Tel Aviv’in Gazze’deki işgaline destek vermişti.

İran’a karşı “caydırıcılığın” yeniden tesisi

İran’ın nisan ayında İsrail’e misilleme yapmasının ardından Vance, bölgede “gerçek bir tırmanma korkusu” olduğu ve ABD’nin çatışmayı kontrol altına almak için çalışması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.

CNN’e verdiği bir başka mülakatta Vance, “Bence burada ABD için en önemli şey, bir, bunun daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşmesini engellemek, çünkü zaten çok zayıf durumdayız ve iki, İsrailli müttefiklerimizi desteklemek,” demişti.

Vance, tırmanma korkusunun “dünya çok zayıflamış bir ABD gördüğü için” var olduğunu söylemiş ve ABD’yi üretim kapasitesini yeniden inşa etmek de dahil olmak üzere “caydırıcılığı yeniden tesis etmeye” çağırmıştı.

En büyük tehdit Çin

Vance, Ukrayna savaşında Kiev ile Moskova’nın müzakere masasına oturması gerektiğini savunurken, ABD’ye yönelik en büyük tehdidin Çin’den geldiğini düşünüyor.

Ohio senatörü söz konusu açıklamaları pazartesi günü Fox News’ten Sean Hannity’ye verdiği mülakatta yaptı. Ukrayna’daki savaşla ilgili bir soru üzerine Vance, Trump’ın Moskova ve Kiev’le müzakere ederek “bu işi hızlı bir şekilde sonlandıracağını ve böylece Amerika’nın asıl mesele olan Çin’e odaklanabileceğini” söyledi.

Vance, “Ülkemiz için en büyük tehdit bu [Çin] ve biz bundan tamamen uzaklaşmış durumdayız,” dedi.

Vance Pekin’i daha önce de eleştirmişti. Senatör daha önce Çin mallarına “geniş tabanlı gümrük vergileri” uygulanması çağrısında bulunmuş ve Pekin’e bağımlılığı azaltmak için Amerikan üretiminin ülkeye geri getirilmesini savunmuştu.

“Önce Amerika”

Vance, dış yardımları ve ABD’nin Ortadoğu’daki askeri operasyonlarını eleştiriyor.

Mayıs ayında Quincy Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada Vance, Amerika’nın Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımı sorgulamıştı. Vance konuşmasında, “Rusya’ya karşı savaşan Ukraynalıları kesinlikle takdir ediyorum, fakat Ukrayna’da fiilen hiç bitmeyen bir savaşı finanse etmeye devam etmenin Amerika’nın çıkarına olduğunu düşünmüyorum,” demişti.

Quincy Enstitüsü’ndeki konuşmasında ABD’nin dış politika kararlarını eleştiren Vance, ülkesinin 2003’te Irak’ı işgal ederek “Ortadoğu’da bir İran vekili yarattığını” söylemişti.

Senato’nun nisan ayı sonunda Ukrayna’ya 61 milyar dolarlık yeni askeri yardımı onaylamasının ardından Vance, Irak’taki deneyimlerine dayanarak meslektaşlarını eleştirmişti.

Senato kürsüsünde, “Ülkeme onurlu bir şekilde hizmet ettim ve Irak’a gittiğimde bana yalan söylendiğini gördüm” diyen Vance, “Bu ülkenin dış politika kurumunun vaatleri tam bir şakaydı,” diye ekledi.

Doların rezerv para olmasına itiraz etmişti

8 Mart 2023’te Senato’da ifade veren Fed Başkanı Jay Powell’ı sorgulayanlar arasında yer alan JD Vance önemli açıklamalarda bulunmuştu.

Senato Bankacılık, Konut ve Kentsel İşler Komitesi tarafından düzenlenen bir oturumda Powell’a, ABD dolarının dünyanın rezerv para birimi olarak rolü konusunda sorular yönelten Vance, “Amerikan ekonomisine baktığımda, çok sayıda finans mühendisimiz ve çok sayıda çeşitlilik danışmanımız var, bir şeyler üreten çok fazla insanımız yok ve rezerv para statüsünün ve para birimimiz üzerinde sahip olduğumuz kontrol eksikliğinin belki de buna neden olduğundan endişeleniyorum,” demişti.

Güçlü doların Washington konsensüsünün bir nevi “kutsal ineği” olduğunu bildiğini belirten Vance, “Ama Amerikan ekonomisini incelediğimde, bir yandan çoğunlukla işe yaramaz ithalata dayalı kitlesel tüketimimizi, diğer yandan da içi boşaltılmış sanayi tabanımızı gördüğümde, rezerv para statüsünün sadece bazı olumlu yanları değil, bazı olumsuz yanları da var mı diye merak ediyorum,” ifadelerini kullanmıştı.

Daha önce Trump’a “Amerikan Hitler’i” ve “aptal” demişti

Bir zamanlar Trump’ı “aptal” olarak tanımlayan ve “asla Trump’çı olmadığını” söyleyen Vance, son yıllarda eski başkanın en ateşli destekçileri arasında yer aldı.

Sekiz yıl önce, 2016 başkanlık seçimleri öncesinde, JD Vance Donald Trump’ı sert bir şekilde eleştiriyordu.

Trump’ı kamuoyu önünde “kınanacak biri” olarak eleştiren senatör, özel olarak ise onu Adolf Hitler ile kıyaslamıştı.

Pazartesi gecesi Fox News’e verdiği mülakatta Vance, Trump’ı eleştiren önceki yorumlarının “hata” olduğunu ve “yanıldığını” söyledi.

Vance, “2016 yılında Donald Trump’a kesinlikle şüpheyle yaklaşıyordum. Ama Başkan Trump harika bir başkandı ve benim fikrimi değiştirdi. Bence pek çok Amerikalının da fikrini değiştirdi,” dedi.

AMERİKA

Amazon, Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyar dolar bağış yapacak

Yayınlanma

Büyük teknoloji şirketleri ABD’nin yeni başkanı ile ilişki kurmaya çalışırken, Amazon perşembe günü Donald Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolar nakit bağışta bulunacağını doğruladı.

Amazon’un bu hamlesi, Facebook ve Instagram’ın ana şirketi Meta’nın da benzer şekilde fona 1 milyon dolar bağışta bulunmasının ardından geldi. Amazon ayrıca Trump’ın yemin törenini Prime Video hizmetinde yayınlayacak.

Trump uzun zamandır Büyük Teknoloji şirketlerini, muhafazakâr medyaya yönelik sansür de dahil olmak üzere bir dizi suistimalle suçluyor. Kasım ayındaki seçim zaferinin ardından, Büyük Teknoloji yöneticileri onu tebrik etmek için sıraya girmişti.

Amazon’un bağışını ilk haber yapan Wall Street Journal’a göre şirketin icra kurulu başkanı ve kurucusu Jeff Bezos da önümüzdeki hafta Trump’ın Mar-a-Lago tatil köyünü ziyaret etmeyi planlıyor.

Google ve Apple üst düzey yöneticileri Sundar Pichai ve Tim Cook da seçimlerin ardından Trump’ı tebrik etmekte gecikmemişlerdi.

The Information’ın haberine göre Pichai’nin perşembe günü Mar-a-Lago’da Trump’la bir araya gelmesi bekleniyordu ve Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg de seçimi kazanmasının ardından Trump ile birlikte yemek yedi.

Apple’ın, Trump’ın vaat ettiği kapsamlı gümrük vergisi planlarına maruz kalma potansiyeline sahip olduğu ve bunun da kritik Çin tedarik zincirlerini alt üst etme riski taşıdığı belirtiliyor.

Trump’ın ilk döneminde Cook, şirketin ürünleri için muafiyetler sağlamayı başarmıştı.

Yeni başkan ilk döneminde Amazon ile çatışmış, online perakende devini şirketleri iflas ettirmekle suçlamış ve vergi politikasını eleştirmişti. Ayrıca 2018’de ABD Posta Servisinin paket teslimatları için uyguladığı fiyatlandırmanın gözden geçirilmesini emretmiş ve kurumu Amazon’un “kuryesi” gibi davranmakla suçlamıştı.

Biden yönetimi altında Amazon, Lina Khan yönetimindeki ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) ve birkaç eyaletin geçen yıl şirkete karşı tekel davası açmasıyla daha fazla baskıyla karşı karşıya kaldı.

FTC ayrıca Amazon da dahil olmak üzere büyük bulut hizmeti sağlayıcılarını, üretken yapay zeka alanındaki ortaklıkları konusunda soruşturuyor.

Yaz aylarında Trump’a yönelik ilk suikast girişiminin ardından Bezos X’te bir mesaj yayınlayarak Trump’ı “gerçek ateş altında gösterdiği muazzam zarafet ve cesaret” dolayısıyla tebrik etmişti.

Washington Post’un da sahibi olan Bezos, ekim ayında gazetenin Trump’ın Demokrat rakibi Kamala Harris’i desteklemesini de engellemişti.

Trump ile Bezos arasında zımni bir anlaşmanın olduğu, bu anlaşmanın da Elon Musk’ın SpaceX’i ile rekabet eden roket şirketi Blue Origin ile ilgili olduğu ileri sürülmüştü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Ukrayna için 117 silah üretim hattına yatırım yapıyor

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’ya verdiği destek kapsamında 117 silah üretim hattına yatırım yaparken Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, 2023’te küresel silah satışları 632 milyar dolara ulaştı; ABD ve NATO şirketleri bu satışların büyük bölümünü oluşturdu.

Bloomberg’in haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Yönetim ve Kaynaklardan Sorumlu Müsteşarı Richard Verma, Ukrayna’ya verilen desteğin ABD’ye ekonomik olarak da katkı sağladığını belirtti.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde gerçekleştirdiği mülakatta Verma, “31’den fazla ABD eyaletinde 117’den fazla üretim hattına yatırım yapıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bu yatırımlar arasında obüsler, Bradley piyade savaş araçları, mühimmat ve diğer silahların üretimi yer alıyor.

Rusya’dan tepki: Silah sevkiyatları meşru hedef

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya silah taşıyan herhangi bir sevkiyatın Rusya için meşru bir hedef olduğunu ifade etti.

Lavrov, ABD ve NATO’nun yalnızca silah sağlayarak değil, aynı zamanda İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerdeki personeli eğiterek de çatışmaya doğrudan müdahil olduğunu savundu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı da ABD’nin dondurulmuş Rus varlıklarından elde ettiği gelirle Ukrayna’ya kredi sağlamasını sert bir dille eleştirdi.

Bakanlık, “Bu sıradan bir hırsızlıktır,” diyerek durumu kınadı. Açıklamada, ABD’nin Kiev rejimine 20 milyar dolarlık yeni bir kredi sağlamak üzere harekete geçtiği belirtildi. Bu miktarın, G7 ülkelerinin Rusya’dan aldığı dondurulmuş devlet varlıklarından elde edilen gelir olduğu öne sürüldü.

Silah şirketlerinin gelirleri artıyor

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporuna göre, 2023 yılında 41 ABD silah şirketi, başta Ukrayna olmak üzere çatışma bölgelerine yapılan satışlardan 317 milyar dolar gelir elde etti.

Bu şirketler, dünyadaki toplam silah satışlarının yüzde 78’ini gerçekleştirdi.

Raporda, 2023 yılı toplam küresel silah satışlarının 632 milyar dolara ulaştığı, bunun 494 milyar dolarlık kısmının ABD ve NATO şirketlerine ait olduğu belirtildi.

Beyaz Saray’dan Ukrayna’ya ‘askeri yardım yağdırma’ sözü

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk evsizlik için ‘yalan’ ve ‘propaganda’ dedi

Yayınlanma

Dünyanın en zengin insanı Elon Musk Amerikan hükümetinin, evsizliği sona erdirmek için çalışan kuruluşları zenginleştirmek amacıyla daha fazla insanı evsiz bırakmaya yönelik “küresel bir komplonun” arkasında.

Musk, “‘Evsizleri kurtaran’ STK’lara genellikle sokaklarda kaç evsiz olduğuna göre ödeme yapılıyor, bu da evsizlerin sayısını en üst düzeye çıkarmaları ve sorunu asla çözmemeleri için güçlü bir mali teşvik yaratıyor!” diye yazdı.

Musk X’te yaptığı başka bir paylaşımda, “Çoğu durumda, ‘evsiz’ kelimesi bir yalandır. Genellikle ağır akıl hastalığı olan şiddet eğilimli uyuşturucu bağımlıları için kullanılan bir propaganda sözcüğüdür,” dedi.

Musk eylül ayında da, “Ne kadar çok evsiz varsa, bu kuruluşlar o kadar çok para alıyor, bu yüzden teşvikleri evsizliği azaltmak değil, artırmak!” demişti.

Trump da “tedavi, akıl hastanesi veya gözaltı” öneriyor

SpaceX ve Tesla CEO’su ekim ayında ise Tucker Carlson’a verdiği demeçte, “Evsiz kelimesi yanlış bir isimlendirme. Birinin ev kredisini biraz geciktirdiğini ve eğer ona bir iş verirseniz, kendi ayakları üzerinde durabileceğini ima ediyor,” demişti.

Musk’a göre “Aslında sahip olduğunuz şey, sokaklarda ölü gözleri, iğneleri ve insan dışkıları olan şiddet yanlısı, uyuşturucu zombileri.”

Musk, evsizlikle mücadele için ne kadar çok para harcanırsa “durumun o kadar kötüye gittiğini” söylemişti.

Bu arada Trump, evsiz kalan insanların tedaviye ya da akıl hastanelerine zorlanmaları ya da “gözaltına alınmaları” gerektiğini söylüyor.

Kampanyasında “tehlikeli derecede dengesiz” olanların “kâbusuna son verme” sözü veren Trump, “ucuz araziler açmayı, doktorlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları ve uyuşturucu rehabilitasyon uzmanları getirmeyi ve evsizlerin yerleştirilebileceği ve sorunlarının tespit edilebileceği çadır kentler kurmayı” planladığını söylemişti.

Yeni başkan, “ciddi derecede akıl hastası veya tehlikeli derecede dengesiz” olanları “topluma yeniden kazandırmak” amacıyla barındırmak ve rehabilite etmek için akıl hastanelerini geri getirmek istiyor.

Trump yanlısı zenginler de evsizliği bir “hastalık” olarak göre eğiliminde

Musk ve Trump bu konuda yalnız değil. Ulusal Evsizlik Hukuk Merkezinin kampanya ve iletişim direktörü Jesse Rabinowitz’e göre, etkili milyarderler ve sağcı düşünce kuruluşları Kongrede ve Yüksek Mahkemede evsizliği suç sayan yasaları geçirmek istiyor ve “hepsi de insanları yeterince cezalandırırsak yoksul olmamayı seçecekleri şeklindeki bu geriye dönük, yanlış görüşü paylaşıyor.”

Tam verilerin mevcut olduğu son tarih olan Ocak 2023’te, ABD’de tek bir gecede 650.000’den fazla kişi evsizdi. Bu, 2022’ye göre yüzde 12’lik bir artışa işaret ediyor ve Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı tarafından yaklaşık 20 yıldır kaydedilen en yüksek rakam.

Rapora göre, evsizlik yaşayan her 10 kişiden yaklaşık üçü çocuklu bir ailenin parçası ve tüm evsizlerin yüzde 17’si 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor.

New York’ta ekim ayında 45.000’den fazlası çocuk olmak üzere 130.000’den fazla kişi barınaklarda uyuyordu.

Özellikle aileler arasında evsizliğin başlıca nedeni, evlerden tahliye, aşırı kalabalık konutlar, aile içi şiddet ve iş kayıplarının evsiz aileleri barınaklara ve sokaklara göndermesiyle birlikte, uygun fiyatlı istikrarlı konut eksikliği.

ABD’nin hiçbir yerinde asgari ücretli bir işçi iki odalı bir ev kiralayamıyor

İstatistiklere göre asgari ücret alan tam zamanlı bir işçi, ülkenin herhangi bir yerinde piyasa fiyatından iki yatak odalı bir ev kiralayamıyor.

Saatlik ücretle çalışan bir işçinin, ülkenin herhangi bir yerinde adil piyasa kirasıyla ortalama bir yatak odalı bir ev kiralayabilmesi için haftada 104 saat çalışarak saatte en az 15 dolar kazanması gerekiyor.

Musk evsizlik yaşayan insanları “şiddet yanlısı” olarak tanımlasa da, bu kişilerin suç faili olmaktan ziyade suç mağduru olma olasılığı daha yüksek. 

San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi Benioff Evsizlik ve Barınma Girişimi, her gece yarım milyondan fazla Amerikalıyı sokaklara iten bir dizi politika başarısızlığından kaynaklanan “gizli bir salgın” olarak adlandırıyor.

Musk ve Ramaswamy, beslenme yardımı programında kesintiye gidecek

Musk ve milyarder girişimci Vivek Ramaswamy, sağlık sigortası ve gıda programlarındaki kesintiler de dahil olmak üzere, trilyonlarca dolarlık federal harcamalarda yapılacak kesintileri belirlemek üzere Kongre ile birlikte çalışmak üzere yeni oluşturulan bir danışma grubunu yönetiyor. 

Ramaswamy, yoksul Amerikalılar ve aileler için en kritik güvenlik ağı programlarından biri olan Ek Beslenme Yardımı Programı ya da gıda pulları için 1 milyar dolarlık kesinti yapılmasını önerdi.

Yardım alanların yaklaşık yüzde 75’i yoksulluk içinde ve yüzde 20’den fazlası bu yardımlar dışında başka bir geliri olmadığını bildirmiş durumda. 

Musk ve Ramaswamy’nin ayrıca düşük gelirli Amerikalılar ve çocuklara yönelik federal sağlık programlarında (evsiz Amerikalıların da hak sahibi olduğu programlarda) kesintiye gitmeyi düşündükleri bildiriliyor.

Trump’ın ilk döneminde evsizlik artmıştı

Trump ilk yönetimi sırasında, evsizliğe yönelik federal müdahaleyi denetleyen kurumun başına, kendini “evsizlik danışmanı” olarak tanımlayan birini atamıştı.

ABD Kurumlar Arası Evsizlik Konseyini 2019-2021 yılları arasında yöneten Robert Marbut, yıllardır krizi ele alma politikalarının arkasındaki itici güç olan ve ülke çapında evsizlik ve barınma kurumları ve hizmetleri tarafından yaygın olarak desteklenen standart “önce barınma” çerçevesini terk etti. 

Fakat Marbut, “dördüncü konut” olarak adlandırdığı ya da insanların destekleyici hizmetlere kaydolmasını sağlamak için konutun bir teşvik olarak kullanılmasını onayladı.

Trump “evsizlik belasını sona erdirme” sözü vermişti. Başkanlığının son yılı olan 2020’de, evsizliği deneyimleyen insanların sayısı üst üste dördüncü yıl artmıştı.

Covid-19 salgınının ilan edilmesinden iki ay önce, Ocak 2020’de tek bir gecede, yaklaşık 580.000 kişi (ya da ülkedeki her 10.000 kişiden yaklaşık 18’i) evsizdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English