Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump’ın zaferi Wall Street için doping anlamına geldi

Yayınlanma

ABD’de Donald Trump’ın zaferi, piyasadaki regülasyonları hafifletme vaadi ile birlikte birleşme ve satın almaların (M&A) artacağı umudunu artırdı.

Trump’ın birleşme konusunda daha yumuşak bir tutum sergilemesi, mevcut antitröst rejimi altında belirsiz olarak görülen bir M&A dalgasının önünü açabilir.

Capital One ve Discover’ın 35 milyar dolarlık kredi kartı birleşmesi, Trump’ın antitröst ekibinin birleşme ve satın alma ortamına nasıl baktığının bir göstergesi olacak. Her iki şirketin hisseleri de Trump’ın seçilmesinden sonra %15 yükseldi.

Piper Sandler genel müdürü Mark Fitzgibbon bir araştırma notunda, “Trump yönetimi altında anlaşma onaylarının belirgin bir şekilde hızlanacağını ve sürecin daha net bir şekilde tanımlanacağını düşünüyoruz,” diye yazdı.

Sektörler genelinde seçim sonrası görüş, Trump’ın kazanmasının konsolidasyon için sevindirici bir işaret olduğu yönündeydi. Lüks markalar Coach ve Kate Spade’in sahibi Tapestry hisseleri, Capri Holdings ile yaptığı anlaşmanın, anlaşmayı engellemek için mahkemeye gitmelerine rağmen, sonunda regülatörlerden geçeceği beklentisiyle yükseldi.

Frontier ve Spirit havayolu şirketlerinin hisseleri de yükseldi; bu da daha önceki birleşme girişimlerinin yeniden canlandırılabileceğinin bir işareti.

Snickers üreticisi Mars da ağustos ayında duyurduğu 36 milyar dolarlık anlaşmayla atıştırmalık üreticisi Kellanova’yı satın almak için daha kolay bir yol bulabileceğini düşünüyor.

Cumhuriyetçilerden deregülasyon müjdesi

Temsilciler Meclisi’nin olası başkanı Cumhuriyetçi Steve Scalise’in ilk 100 gün içinde yasama önceliği olarak “inovasyonun ve startup topluluğunun gelişebilmesi için devleti yoldan çekmeyi” öneren mektubu da bir başka gösterge.

Warner Brothers Discovery CEO’su David Zazlov da yatırımcılara gönderdiği notta, yeni yönetimin “bu sektör üzerinde olumlu ve hızlandırılmış bir etki sağlayacak bir konsolidasyon fırsatı” sunabileceğini söyledi.

Son olarak, Elon Musk bir şekilde işin içinde olduğu sürece, açıkça yasadışı olan LIV Golf-PGA Tour anlaşmasının devam edeceğine dair söylentiler var.

Wall Street çok mutlu

Trump’ın ne yapabileceğini anlamanın bir yolu da finans piyasalarına bakmak.

CNBC sunucuları David Faber ve Jim Cramer ile evvelsi gün yapılan programda, Faber çeşitli CEO’larla yaptığı sohbetlerden bahsetti.

Bu yöneticiler, Comcast’in Charter’ı satın alması, Exxon’un Chevron ile birleşmesi, bankaların konsolide olması ve Amazon ve Google’ın bir kez daha büyük satın almalar yapması gibi mega anlaşmalarla birleşme ve satın almaların güvence altına alınacağını umuyor.

Faber, son üç yıllık kısıtlamalardan sonra “kurumsal Amerika”da “konsolidasyon için bir gözü dönmüşlük” olduğunu da belirtti.

Banka hisseleri, özellikle de çeşitli sahte hesap skandalları nedeniyle Fed’in sıkı talimatı altında olan Wells Fargo ve Capital One tarafından bir satın alma için takip edilen Discover hisseleri de hızla yükseldi.

M&A uzmanları Moelis & Company, Perella Weinberg, Evercore ve Lazard’ın hepsi %15 civarında artış gösterdi. JPMorgan, özel sermaye devi Apollo ve Fannie Mae ve Freddie Mac’e bağlı bir dizi finansal hisse senedi de büyük kazananlar arasında.

Yatırımcılar, Amerika’daki banka sayısının 3400’den birkaç yüz civarına düşebileceğini ve sektörde çok sayıda deregülasyon görebileceğimizi iddia ediyor.

Büyük Teknoloji, Trump’ı kutlamak için sıraya girdi

Bu arada, büyük teknoloji CEO’ları da Trump’ın zaferini kutlamak için birbirleriyle yarıştılar ve mesajlarını Elon Musk’ın X platformu üzerinden ilettiler.

Jeff Bezos, Mark Zuckerberg, Tim Cook, Sam Altman, Andy Jassy Sundar Pichai bu “Big Tech” yöneticileri ve sahipleri arasında yer alıyor.

Bunların yanı sıra soruşturma altındaki büyük havayolu lobicileri de Trump’ın seçilmesi ile mutlu oldular. Onlar da konsolidasyon ve daha fazla ücret geliri beklentisiyle hisse senetlerinin sıçramasıyla sevinçlerini dile getirdiler.

JD Vance, Khan’ın mirasını devam ettirebilir mi?

Öte yandan AT&T’nin Time Warner’ı satın alma işlemini tamamlamasının yıllar almasından da anlaşılacağı üzere, Trump’ın ilk dönemi M&A için tamamen serbest bir dönem olmadı.

Ayrıca Trump’ın başkan yardımcısı JD Vance, başkan Lina Khan’ın öncülük ettiği Federal Ticaret Komisyonu’nun (FT) Büyük Teknoloji şirketlerinee yönelik baskısını desteklediğini açıkça belirtmişti.

Üstelik Trump, U.S. Steel ve Japon Nippon Steel şirketlerinin birleşme teklifine karşı çıkmıştı.

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Teksas, toplu sınır dışı prosedürü için Trump’a 1.400 dönüm arazi teklif etti

Yayınlanma

Teksas Arazi Komiserinin Starr County’de 1.402 dönümlük bir araziyi ABD için “sınır dışı etme tesisleri” inşa etmek üzere teklif ettiği belirtiliyor.

Bloomberg’in aktardığına göre Komisyon Üyesi Dawn Buckingham Trump’a gönderdiği mektupta araziyi geçen ay satın aldığını ve Rio Grande City yakınlarındaki ABD-Meksika sınırı boyunca yer aldığını belirtti. Parsel New York’taki Central Park’ın neredeyse iki katı büyüklüğünde.

Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago kulübüne 19 Kasım’’da gönderdiği mektupta, “Ofisim, ülke tarihindeki en büyük şiddet suçlularının sınır dışı edilmesinin işlenmesi, alıkonulması ve koordinasyonu için bir tesis inşa edilmesine izin vermek üzere İç Güvenlik Bakanlığı, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza veya Birleşik Devletler Sınır Devriyesi ile bir anlaşma yapmaya tamamen hazırdır,” diye yazdı.

Trump seçim kampanyasını ABD-Meksika sınırını bir duvar inşasını tamamlayarak ve toplu sınır dışılar yoluyla güvence altına alma vaadiyle yürüttü. Göçmenlik, Teksas Valisi Greg Abbott’un binlerce göçmeni New York ve Chicago gibi Demokratlar tarafından yönetilen şehirlere taşımasının ardından 2024 seçimlerinin parlama noktalarından biri haline geldi ve daha sonra bu akınla başa çıkmak için mali ve lojistik olarak mücadele etti.

Cumhuriyetçiler ayrıca Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Başkan Joe Biden’ın yönetimi sırasında göçmenlik konularını denetleyen rolünü de vurguladılar.

Trump, İç Güvenlik Bakanlığının başına Güney Dakota Valisi Kristi Noem’i ve “sınır çarı” olarak da ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin eski başkan vekili Tom Homan’ı seçti.

Yeni yönetimin sınır dışı etme planlarının, ABD’de suç işledikleri ya da temyiz yollarını tükettikleri için ülkede kalmak için yasal dayanağı olmayan 1 milyondan fazla kişiyi hedef alarak başlaması bekleniyor. Her türlü çaba önemli miktarda finansman gerektirecek ve lojistik engellerle karşılaşacak.

Buckingham, mülkü satın aldıktan 24 saat sonra sınır duvarının inşa edilebilmesi için bir irtifak hakkı verdiğini söyledi; önceki mal sahibinin “duvarın inşa edilmesine izin vermeyi reddettiğini ve kolluk kuvvetlerinin mülke erişimini aktif olarak engellediğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, Trump gelmeden önce Ukrayna’nın 4,6 milyar dolarlık borcunu silmeyi planlıyor

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Ukrayna’nın 4,65 milyar dolarlık borcunu silme niyetini Kongre’ye resmen bildirdi.

Söz konusu miktar, Washington’un nisan ayında onayladığı 61 milyar dolarlık yardım paketinin bir parçası olarak Kiev’e sağlanan 9 milyar doların yarısını oluşturuyor.

Bu yardımlar, diğer yardımlardan farklı olarak, şartlı geri ödenebilir kredi şeklinde verilmişti. ABD Başkanı’nın, gerekirse bu kredinin yüzde 50’sini iptal etme yetkisine sahip olduğu belirtilmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, borcun iptal edilmesinin “Ukrayna’nın kazanmasına yardımcı olacağı ve ABD’nin yanı sıra AB, G7+ ve NATO’daki ortaklarının ulusal çıkarlarına uygun olduğu” ifade edildi.

Bloomberg‘in haberine göre Biden, seçilmiş Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a girmesinden önce Ukrayna’ya mümkün olduğunca fazla yardım sağlamaya kararlı. Fakat, borcun silinmesi önerisi Cumhuriyetçilerden tepki gördü.

Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Biden yönetiminin bu borcun yükünü Amerikan halkının omuzlarına yıkmaması gerektiğini savundu ve Kongre’nin üst kanadında bir oylama talep edeceğini söyledi.

Bununla birlikte, Bloomberg’e göre Paul’un önerisinin Kongre’nin her iki kanadından da onay alması gerekiyor.

Ancak, Senato’nun Demokratlar tarafından kontrol edilmesi nedeniyle bu durumun pek olası olmadığı belirtiliyor. Ayrıca Biden, tasarıyı veto etme yetkisini de elinde tutuyor.

Daha önce ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Beyaz Saray’ın, Kongre tarafından onaylanan yardımın “her bir dolarını” Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasından önce harcamayı planladığını açıklamıştı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise Biden yönetiminin kalan aylardaki öncelikli hedeflerinden birinin, “Ukrayna’yı savaş alanında mümkün olan en güçlü konuma getirmek ve müzakere masasında elini güçlendirmek” olduğunu ifade etmişti.

Pentagon yetkilileri, şu anda Ukrayna için 9,3 milyar dolarlık askeri yardım üzerinde çalışıldığını bildirdi. Sözcü Sabrina Singh, Trump göreve başlamadan önce bu yardımların harcanması için Kiev’e haftalık olarak silah sevkiyatlarının planlandığını açıkladı.

Ayrıca 20 Kasım’da Pentagon, Ukrayna’ya 275 milyon dolarlık ek bir askeri yardım paketi daha göndereceğini duyurdu.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English