Bizi Takip Edin

AMERİKA

Tucker Carlson Fox News’den ayrıldı

Yayınlanma

ABD medyasında en çok izlenen programlardan birine imza atan ve ‘muhafazakâr’ görüşleriyle tanınan Tucker Carlson’ın Fox News’deki görevine son verildi.

2016’dan bu yana ‘Tucker Carlson Tonight’ı sunan Carlson ile yollarını ayırdıklarını duyuran Fox News Media, “Verdiği hizmet için kendisine teşekkür ediyoruz,” dedi.

Carlson, 2020 Başkanlık seçimlerinde Joe Biden’ın hile yaparak kazandığını iddia eden Trump yanlısı Cumhuriyetçileri ekrana çıkarıyordu. Carlson ayrıca, ‘liberal’, ‘duyarcı’ (woke) ve ‘siyaseten doğrucu’ klişelerle de dalga geçerek etkili bir yayıncılık izliyordu.

Carlson, Ocak 2022’de de ‘Hungary vs. Soros: Fight for Civilization’ (Macaristan, Soros’a karşı: Uygarlık için Mücadele) isimli bir belgesel çekmiş ve özellikle Demokrat çevreler tarafından ‘Putin yanlısı’ olmakla suçlanmıştı.

Fox News geçen hafta, oy kullanma sistemini üreten Dominion şirketine 787 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti. Dominion, ‘hile’ iddiaları ile şirkete iftira atıldığını öne sürerek 1,6 milyar dolarlık tazminat davası açmaya karar vermişti.

Carlson’ın ayrılması ile birlikte bir dizi muhafazakâr TV kanalı ellerini ovuşturmaya başladı. Newsmax ve One America News sunucu ile görüşmek istediklerini açıkladılar.

Yılda 10 milyon doların üzerinde kazanan Carlson’ın ayrılmasından sonra Fox hisseleri yüzde 3 değer kaybetti.

Carlson’ın mesajları ortalığa döküldü

Carlson’ın dava sürecinde dosyaya giren bazı yazışmaları da dikkat çekiyor. Trump destekçisi olarak bilinmesine rağmen, ünlü sunucu Kongre baskınından iki gün önce yapımcısına, “Trump’tan nefret ediyorum,” demiş. Carlson’a göre eski başkanın en büyük gücü ‘bir şeyleri yok etmek’ti: “Bu konuda tartışmasız dünya şampiyonu. Eğer yanlış oynarsak bizi kolayca yok edebilir.”

Carlson’ın bir başka mesajında ise Fox yönetimine küfrettiği görülüyor. Fox News’in bu mesajları gerekçe göstererek Carlson’la yolları ayırıp ayırmadığı bilinmiyor.

AOC etkisi

Fox News’in Carlson ile yollarını ayırma kararının, Demokratların ünlü New York senatörü Alexandria Ocasio-Cortez’in, sunucunun cezalandırılmasını talep etmesinden sonra gelmesi dikkat çekti.

‘AOC’ olarak da bilinen senatör, Fox News ve sunucularını 6 Ocak 2021’deki Kongre baskınında şiddeti kışkırtmakla suçlayarak, medya kuruluşlarının tehlikeli içeriklerden sorumlu tutulması çağrısında bulunmuştu.

Eski Beyaz Saray Basın Sorumlusu Jen Psaki MSNBC’de sunduğu programa konuk olan AOC, Fox News-Dominion davasının uzlaşma ile sonuçlanmasını istemediğini söylemişti.

AOC, “Yayında neye izin verilebileceği konusunda çok gerçek sorunlarımız var. Bunu 6 Ocak’ta ve 6 Ocak’a giden süreçte gördük ve sadece ifade özgürlüğü değil aynı zamanda şiddete teşvik konusunda hesap verebilirlik gibi soruları nasıl ele alacağımızı gördük. Bu, hukuk yoluyla da gerçekten keşfetmemiz gereken bir çizgi,” demişti.

AOC şöyle demişti: “Tucker Carlson ve Fox’taki diğer bazı kişilerin yaptıklarına baktığınızda, bu çok ama çok açık bir şekilde şiddete teşviktir. İşte bu, mücadele etmeye istekli olmamız gereken çizgidir.”

Murdoch’tan ‘mıntıka temizliği’ mi?

Fox’ın ünlü sahibi Rupert Murdoch’ın bir süre Donald Trump’a ambargo uyguladığı ama son zamanlarda buzların eridiği söyleniyordu.

Ama şimdi işler yeniden tersine dönmüş görünüyor. Fox, birkaç gün önce Trump’ı destekleyen bir başka sunucu Dan Bongino ile de yollarını ayırmıştı. The Economist’te yayınlanan bir makalede, Fox’ın ‘temizlik yapıyor olabileceği’ne dikkat çekiliyor.

Başka bazı kaynaklar ise Carlson’ın ‘kontrol edilemez’ hale geldiğini ileri sürüyor.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English