Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Ukrayna, Rusya ile barış anlaşmasına varmak için Hindistan’a güveniyor

Yayınlanma

Ukrayna, Rusya ile bir barış anlaşmasına varılması konusunda Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin aracılığına güveniyor. Politico’nun üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 23 Eylül akşamı New York’ta Modi ile bir araya geldi.

İki lider ve heyetleri, olası bir barış anlaşmasının yollarını tartıştı. Yetkilinin açıklamasına göre, “Hindistan, Kiev’in kabul edebileceği bir barış anlaşmasına varmak için en büyük umut”.

Aynı kaynak, Modi’nin yaz aylarında Kiev ile yaptığı görüşmelerde, Ukrayna’nın Moskova’nın saldırılarını sona erdirmek için bazı konularda kaçınılmaz olarak taviz vermek zorunda kalacağını, ancak çatışmayı bitirecek herhangi bir önerinin Rusya’ya toprak teslimini içermemesi gerektiğini açıkça belirttiğini ifade etti.

Politico, Hindistan’ın bu süreçte arabuluculuk yapabilecek tek küresel oyuncu ya da en azından hem Moskova hem de Kiev nezdinde tarafsızlığını koruyabilecek bir ülke olduğunu vurguladı.

Ağustos ayında Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya ve Ukrayna’yı ziyaret ederek her iki ülkenin liderleriyle bir araya geldi.

Kiev’de, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Modi’ye kasım ayında ABD’deki seçimlerden önce Ukrayna’da barışı sağlamak amacıyla Hindistan’da bir zirve düzenlenmesi önerisinde bulundu. Modi ise o dönem, çatışmaya ancak diplomasi yoluyla çözüm bulunabileceğini ve bu süreci kolaylaştırmaya hazır olduğunu dile getirdi, ancak zirvenin Hindistan’da yapılmasıyla ilgili somut bir karar açıklamadı.

Geçen haftalarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazan’daki BRICS zirvesi kapsamında Modi ile ikili bir görüşme yapmayı teklif etti. Zirve, 22-24 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek.

Bloomberg: Batı, Zelenskiy’in ‘zafer planından’ etkilenmedi ve Putin ile görüşmeyi düşünüyor

DİPLOMASİ

New York’taki görüşmelerde Çin’den İran’a tam destek

Yayınlanma

İsrail ile Lübnan Hizbullahı arasında topyekûn bir savaş riskinin arttığı bir dönemde, iki üst düzey Çinli diplomat bu hafta üst düzey İranlı yetkililerle yaptıkları görüşmelerde Tahran’a desteklerini dile getirdiler.

Salı günü New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısı çerçevesinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya gelerek Tahran’a “egemenliğini, güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve ulusal onurunu” koruma konusunda destek sözü verdi.

Çin dışişleri bakanlığı Wang’ın şu sözlerini aktardı: “Uluslararası ve bölgesel durumdaki değişiklikler ne olursa olsun, Çin her zaman İran’ın güvenilir bir ortağı olmuştur ve her zaman olduğu gibi İran’ı destekleyecek… ve dış güçlerin İran’ın içişlerine karışmasına, yaptırım ve baskı uygulamasına karşı çıkacaktır.”

Wang ayrıca Çin’in “adaleti destekleyeceğini ve Gazze savaşını sona erdirmek için ateşkesi teşvik edeceğini” söyledi.

Görüşme Wang ile İran’ın yeni reformist cumhurbaşkanı Pezeşkiyan arasındaki ilk görüşme oldu.

İran devlet haber ajansı IRNA’ya göre Pezeşkiyan, Çin’in çatışmanın çözümünde oynayabileceği bir rol olduğunu söyledi.

“[İsrail] hiçbir yasal çerçeveye uymuyor ve bu rejimin işlediği suçlar insanlık vicdanı tarafından kabul edilemez” dedi.

“Dünyanın en önemli ülkelerinden biri olarak Çin’in rolü bu suçların kınanması ve durdurulmasında kesinlikle etkili olacaktır.”

IRNA’nın haberine göre Wang, “İsrail rejiminin Gazze’deki eylemlerinin haksız olduğunu ve Filistin halkının öldürülmesine ve yerinden edilmesine yol açtığını ve maalesef bu tür eylemlerin bölgeye yayıldığını” söyledi.

Pezeşkiyan İran ve Çin’in “dünyada çok taraflılığın gelişmesi için el ele vermesi gerektiğini” ve “zorlayıcı güçlerin kendi taleplerini diğer uluslara dayatmasına izin vermeyeceklerini” sözlerine ekledi.

Çin’in Orta Doğu elçisi Zhai Jun İran’da ayrıca İran Dışişleri Bakanının kıdemli danışmanı Ali Asghar Khaji ve İran’ın Batı Asya ve Kuzey Afrika’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehdi Shushtari ile de bir araya geldi.

Zhai, çatışmaya doğrudan atıfta bulunmadan, Çin’in Orta Doğu meselelerinde İran ile “iletişim ve koordinasyonu güçlendirmeye” ve “sıcak nokta sorunlarına kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm” teşvik etmeye hazır olduğunu söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığına göre Zhai, “Orta Doğu bölgesinin derin ve karmaşık değişimlerden geçtiği bir dönemde Çin, İran’ı ve bölge ülkelerini egemenliklerini, güvenliklerini ve kalkınma çıkarlarını korumaları konusunda desteklemektedir” dedi.

Görüşmeler, Lübnanlı yetkililere göre İsrail hava saldırılarının pazartesi günü 90’dan fazlası kadın ve çocuk olmak üzere 500’den fazla kişinin ölümüne yol açtığı 2006 yılından bu yana Lübnan’da yaşanan en ölümcül günün arka planında gerçekleşti.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu bombardımanın Lübnan’daki İran destekli militan ve siyasi grup Hizbullah’ı hedef aldığını iddia etti.

Wang BM Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamada saldırıların “sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılar” olduğunu söyledi.

Ayrıca New York’ta Lübnanlı mevkidaşı Abdallah Bou Habib’e Pekin’in her zaman “adaletin ve Lübnan dahil Arap kardeşlerinin yanında” duracağını ve “uluslararası ilişkilerin temel normlarının bu şekilde ihlal edilmesini şiddetle kınadığını” söyledi.

Wang , Lübnan’da geçen hafta meydana gelen ve en az 37 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3,000 kişinin yaralanmasına yol açan iletişim cihazları patlamalarını da kınadı.

Wang New York’ta bulunduğu süre zarfında en az 15 ülkenin liderleri, üst düzey diplomatları ve yetkilileriyle görüştü ancak İsrail’den hiçbiriyle görüşmedi.

Ayrıca ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ya da ABD Başkanı Joe Biden ile de görüşmedi ancak ABD’li Senatör Chris Coons ile “iki tarafı da ilgilendiren konularda görüş alışverişinde bulunmak” üzere bir araya geldi.

Wang, Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmelerde Pekin’in Tahran ve Riyad arasında daha fazla angajmanı desteklediğini de söyledi.

Pekin’in Tahran ile 2021 yılında imzalanan ancak o tarihten bu yana çok az ilerleme kaydedilen 25 yıllık işbirliği programını uygulamaya kararlı olduğunu da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Le Monde: AB, Ukrayna’nın tükenmesi nedeniyle müzakerelerin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor

Yayınlanma

Le Monde gazetesine göre, Ukrayna’daki savaşın cephe hattındaki zorlu durumu ve yaklaşan ABD seçimleri, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve Batılı liderleri, savaşın müzakere yoluyla sona erebileceği ihtimaline yöneltti. Zelenskiy, barışın düşündüğümüzden daha yakın olduğunu söylerken, Kiev’in ABD’ye sunduğu bir ‘zafer planı’ üzerinde çalıştığı bildiriliyor.

Cephe hattındaki durum, yaklaşan ABD başkanlık seçimleri ve diğer etkenler, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve bazı Batılı ülkeleri, yenilgi ihtimalini göz ardı etmeden, çatışmayı sona erdirmenin yollarını aramaya sevk ediyor.

Fransız Le Monde gazetesinin genellikle Rusya’ya karşı en sert tutumu takınan bir Avrupa ülkesinin dışişleri bakanı olarak tanıttığı kaynak, “Müzakereler er ya da geç başlayacak çünkü cephedeki durum zor ve Ukraynalılar yorgun,” dedi.

Başka bir üst düzey diplomatik kaynak ise, “Somut bir çözümden hâlâ çok uzaktayız, ancak insanlar şimdiden yarını düşünmeye başladı,” ifadelerini kullandı.

Daha önce Zelenskiy, ABC televizyonuna verdiği mülakatta barışın ‘düşündüğümüzden daha yakın’ olduğunu ve bu barışı sağlamak için Ukrayna’nın güçlü olması gerektiğini öne sürmüş, Ukrayna’nın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i çatışmayı sona erdirmeye ancak ‘güçlü bir pozisyondan’ zorlayabileceğini söylemişti.

Kiev, bir ‘zafer planı’ hazırladı ve bu planı ABD’ye sunmak üzere geliştirdi. Planın tam içeriği bilinmemekle birlikte, ABC’nin edindiği bilgilere göre Rusya’ya taviz verilmesini içermiyor. Temel olarak, Ukrayna’ya yapılacak askeri yardımın miktar ve kapsamını belirliyor, diplomatik ve siyasi adımları tanımlıyor ve Moskova’yı savaşı bırakmaya zorlamayı hedefliyor.

Moskova, Ukrayna birliklerinin Donbass, Herson ve Zaporojye oblastları dahil olmak üzere Kiev’in kontrolündeki topraklardan çekilmesi, Ukrayna’nın NATO’ya katılma planlarından resmen vazgeçmesi ve Kırım, Sivastopol ve yeni bölgelerin uluslararası anlaşmalarla Rusya toprağı olarak statüsünün pekiştirilmesi ve Batı yaptırımlarının kaldırılmasını içeren kendi şartlarıyla müzakerelere hazır olduğunu duyurmuştu.

Bloomberg: Batı, Zelenskiy’in ‘zafer planından’ etkilenmedi ve Putin ile görüşmeyi düşünüyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çinli otomotiv şirketleri AB’nin tarifeleri aşmanın yollarını arıyor

Yayınlanma

Avrupa Birliği, 30 Ekim’e kadar Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara uygulanan gümrük vergilerini artırıp artırmayacağına karar vermeye hazırlanıyor.

Mevcut yüzde 10’luk gümrük vergisine ek olarak uygulanacak vergiler yüzde 9 ila 35,3 arasında değişecek ve beş yıl süreyle yürürlükte kalacak.

ABD ve Kanada tarafından uygulanan yüzde 100’lük gümrük vergilerinden önemli ölçüde daha düşük olan bu vergiler, Çinli otomobil üreticilerinin Avrupa pazarına girmeye hevesli olduğu bir dönemde geliyor.

BYD’nin Macaristan’da montaj tesisi hamlesi

Çinli elektrikli otomobil (EV) şirketleri de AB’nin gümrüklerinden kurtulmak için hamleler yapmaya başladı. BYD’nin Macaristan’ın Szeged kentinde inşa etmek istediği EV fabrikası bunun son örneklerinden biri.

Buradaki 740 dönümlük inşaat sahasında ekskavatörler, BYD’nin Avrupa’daki ilk montaj tesisi olacak tesis için hazırlıklara başladı. New York Times’ta yer alan habere göre büyük beton borular ve metal levha yığınları hazır bekliyor ve temel bu sonbaharda atılacak.

BYD, elektrikli ve hibrit modeller sunmak için 19 ülkedeki distribütörlerle çalışarak ve bu yaz Avrupa Şampiyonası futbol turnuvasına sponsor olarak Avrupa’daki profilini yükseltmeye çalışıyor.

Szeged’in kentsel gelişimden sorumlu belediye başkan yardımcısı Sandor Nagy, BYD’nin gelecek yıl faaliyete geçirmeyi planladığı fabrikası için, “Çok iddialı planları var ve belli ki gümrük vergileriyle çok güçlü bir teşvike sahipler,” dedi.

Chery ve Geely de otomobillerini Avrupa’ya pazarlamak istiyor

Avrupalıları otomobillerinin sürüşünün “eğlenceli” ve Avrupalı şirketlerin ürettiği modellerden daha uygun fiyatlı olduğuna ikna etmeye hevesli diğer Çinli otomobil üreticileri de gümrük vergilerinden kaçınmanın yollarını arıyor.

Çinli otomobil üreticisi Chery, nisan ayında Ebro EV Motors ortaklığıyla İspanya’nın Barselona kentinde elektrikli araç üretimine başlayacağını duyurdu.

Avrupa’daki markaları arasında Peugeot, Fiat ve Opel bulunan Stellantis, mayıs ayında Çinli Leapmotor ile bir ortaklığa girdiğini ve Avrupa’da elektrikli araç üretimine bu sonbaharda başlayacağını duyurdu.

İsveçli otomobil üreticisi Volvo Cars’ı 2010 yılında satın alan Zhejiang Geely Holding de Avrupa’da olası bir üretim sahası arayışında. Holding, İsveç merkezli olan fakat araçlarını Çin’de üreten Polestar’ın da sahibi.

Şirket bu yıl Güney Carolina’daki bir fabrikada, Avrupa pazarına da tedarik sağlamak için kullanılacak bir spor hizmet aracı üretmeye başladı.

Brüksel’in Çinli EV korkusu

AB yetkilileri Çin’in, bölgenin ekonomik çıktısının yaklaşık yüzde 7’sini oluşturan Avrupa otomobil endüstrisi için bir tehdit oluşturduğundan endişe ediyor.

Yetkililer, Pekin’in yıllardır süren hükümet desteğinin Çinli otomobil üreticilerine Avrupalı rakipleri karşısında haksız bir avantaj sağladığı yönündeki endişelerini giderecek bir çözüm sunmadığını söylüyor.

Çinli markalar, dört yıl önceki yüzde 0,4’lük pazar payına kıyasla 2023 yılında Avrupa’da satılan tüm elektrikli araçların yüzde 3,7’sini oluşturdu. Bu rakamın önümüzdeki beş yıl içinde yükselmesi bekleniyor.

Geely yöneticisi: Biz Avrupa pazarına sırtımızı asla dönmeyeceğiz

Temmuz ayında Türkiye, BYD’nin burada bir montaj tesisi kuracağını ve 2026 yılında akülü ve hibrit otomobil üretimine başlayacağını duyurdu. Türkiye AB üyesi değil, ancak ticaret anlaşmaları burada üretilen otomobillerin gümrük vergisine tabi olmayacağı anlamına geliyor.

Geçtiğimiz hafta Çinli otomobil üreticileri, normalde otomotiv tedarikçilerine odaklanan Frankfurt’taki bir ticaret fuarında en son modellerini sergiledi.

Çinli Geely’nin kıdemli başkan yardımcısı Victor Yang fuarda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Avrupa’da bazıları bize sırtını dönse bile, biz asla Avrupa pazarına sırtımızı dönmeyeceğiz,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English