Bizi Takip Edin

AMERİKA

Venezuela kavgası: Amerikan devleti Biden’ı yüzüstü bıraktı, Lula ve Petro “tekrar seçim” dedi

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden perşembe günü yaptığı açıklamada Venezuela’da yeni bir seçim yapılmasını desteklerken, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva ve Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun da bu fikri ortaya atması bölgedeki durumu daha da gergin hale getirdi.

Biden, Lula’nın Venezuela lideri Nicolas Maduro’nun ülkedeki siyasi krize potansiyel bir çözüm olarak uluslararası gözlemcilerin de yer alacağı yeni bir yarışma çağrısında bulunabileceği önerisinin ardından gazetecilere konuştu.

Bir gazetecinin, yeni seçimleri destekleyip desteklemediği yönündeki soruya Biden, “Destekliyorum,” cevabını verdi.

Biden “gaf” mı yaptı?

Daha sonra bir Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Biden’ın “Maduro ve temsilcilerinin 28 Temmuz seçimleri hakkında açıklama yapmamalarının saçmalığından bahsettiğini” ileri sürdü.

Sözcü, muhalefetin adayı Edmundo Gonzalez’in seçimleri kazandığının “çok açık” olduğunu da sözlerine ekledi.

Reuters’e göre ABD’li başka bir yetkili, ABD’nin pozisyonunun değişmediğini ve bölgedeki ülkelerin büyük çoğunluğunun Maduro’dan sonuçları açıklamasını ve seçimin sonucunu tanımasını istediğini söyledi.

Ronald Reagan, George W. Bush, ve Donald Trump’ın başkanlık dönemlerinde önemli görevler üstlenen Elliott Abrams, CFR için sıcağı sıcağına bir yazı kaleme aldı ve Biden’ın “trajik bir hata” yaptığını öne sürdü.

Venezuela’nın “tüm demokratik partilerinin” yeni bir seçime karşı çıktığını ve bunun yerine “dünyanın dört bir yanındaki demokrasilerden destek istediğini” öne süren Abrams, “Başkan Biden bugün bu desteği onlara vermek yerine Maduro rejimine oksijen verdi. Bu öylesine aptalca bir hatadır ki, sorulan soruyu tam olarak duyup duymadığını ya da anlayıp anlamadığını merak etmek gerekir,” dedi.

Abrams’a göre ABD bir yandan Maduro üzerindeki baskıyı artırırken diğer yandan da “barışçıl ve müzakere edilmiş bir geçiş süreci” arayarak seçim sonuçlarına saygı gösterilmesini talep ve organize etmeli.

Lula ve Petro’dan “yeni seçim” çağrısı

Brezilya ve Kolombiya devlet başkanları, perşembe günü (15 Ağustos) Venezuela’da yeni seçimlerin yapılması çağrısında bulundu.

Venezuela’da seçim sonrası yaşanan krizden çıkışın olası siyasi yollarını görüşmek üzere çarşamba günü telefonda görüşen iki Güney Amerikalı lider, Maduro’yu yeni bir seçimi değerlendirmeye çağırdı.

Lula, Maduro’nun “mantıklı olması halinde… Venezuela halkına hitap etmeyi deneyebileceğini, hatta belki de seçimler düzenleyebileceğini” söyledi.

Brezilyalı lider bir Brezilya radyosuna verdiği demeçte yeni bir seçimde “tüm adayların katılımı için kriterler” olması ve “dünyanın her yerinden gözlemcilere izin verilmesi” gerektiğini savundu.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro ise X’te Caracas’a yönelik tüm yaptırımların kaldırılması, “genel bir ulusal ve uluslararası af”, “yeni, özgür seçimler” ve “geçici bir birlikte yaşama hükümeti” çağrısında bulundu.

Petro, Venezuela iktidar partisi ile muhalefetin, yirminci yüzyılda Kolombiya’da 16 yıl boyunca kullanılan bir düzenlemeyi hatırlatarak, geçici olarak iktidarı takas edebileceğini öne sürdü.

“Venezuela için siyasi çözüm, ülkesinin barış ve refahını taşıyan Nicolas Maduro’ya bağlı,” diyen Petro, bir başka paylaşımında da siyasi bir anlaşmanın en iyi seçenek olduğunu ve Venezuelalılara bağlı olduğunu söyledi.

Meksika Cumhurbaşkanı Andrés Manuel López Obrador ise yeniden seçim çağrılarını reddetti.

Obrador, “Mahkemenin ne karar vereceğini görelim. Venezuelalılar tarafından çözülmesi gereken bir konuda bizim dışarıdan, yabancı bir hükümetten, her kim olursa olsun, görüş bildirmemizin ihtiyatlı bir davranış olduğunu düşünmüyorum,” dedi.

Brezilya lideri: Maduro bize ve dünyaya açıklama borçlu

Lula bir “koalisyon hükümetinin” Venezuela için bir başka olası çözüm olabileceğini söylemişti.

Lula bir radyo röportajında “(Maduro’nun) sağduyusu varsa, bunu halka sunabilir, belki de partizan olmayan bir seçim komitesiyle yeni seçimler yapabilir,” dedi.

Brezilya Devlet Başkanı, Maduro’yu hâlâ seçimin galibi olarak tanımadığını ve hükümetinin açıklanmayan oylama sonuçlarını yayınlaması gerektiğini söyleyerek son iki haftadır dünyanın dört bir yanından gelen çağrıları yineledi.

Lula, “Maduro Brezilya’ya ve dünyaya bir açıklama borçlu olduğunu biliyor,” iddiasında bulundu.

“Brezilya resmi olarak yeni seçim önerisi yapmadı”

Öte yandan Brezilya da “yeni seçim” konusunda ihtiyatlı davranmayı tercih ediyor gibi görünüyor.

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde konuşan Lula’nın üst düzey dış politika danışmanı Celso Amorim, Brezilya’nın Venezuela’da yeni bir seçim yapılmasını “resmen önermediğini” savundu.

Oturumda muhafazakâr senatörler Lula yönetimini yumuşak tutumuyla Maduro’yu kayırmakla eleştirdi ve Brezilya’nın hapisteki muhalefet liderleri için ne yaptığını sordu.

Amorim, Brezilya’nın Venezuela’nın Arjantin’le bağlarını koparmasından bu yana Brezilya bayrağı altında bulunan Arjantin Büyükelçiliğine sığınan altı muhalefet üyesini almak üzere bir uçak göndermeyi teklif ettiğini söyledi.

Maduro’dan Lula ve Petro’ya cevap

Maduro devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, “ABD’nin Venezuela’nın seçim otoritesi olmaya çalışmasını kesinlikle reddediyorum. Biden, Venezuela’nın iç meseleleri hakkında müdahaleci bir görüş bildirdi… yarım saat sonra bunu bastırdılar,” diyerek Amerikan devleti içerisindeki kafa karışıklığına dikkat çekti.

Maduro, Brezilya’da sağcı lider Jair Bolsonaro’nun, Brezilya seçimlerinden sonra Venezuela’daki faşist güçlerle ittifak halinde sonuçları kabul etmediğini hatırlatan Maduro, “Venezuela’dan, hükümetimizden, dünyadan hiç kimse çıkıp da bir şey talep etmedi,” dedi.

Brezilya mahkemesinin “kutsal sözleri”nin bu meseleyi hallettiğini, Brezilyalıların Lula’nın başkanlığına karar verdiğini söyleyen Maduro, 8 Ocak 2023’te Kongre’ye ve devlet kurumlarına yönelik darbe girişimini kendi hükümetinin kınadığını vurguladı.

“Biz asla mikrofon diplomasisi yapmayız,” diyen Maduro, Kolombiya söz konusu olduğunda da Başkan Petro ile ilişkilerin iyi gittiğini ve bu ülke ile ilişkileri büyük bir adanmışlıkla inşa ettiklerini savundu.

Kolombiya’daki barış müzakerelerinin garantörünün kendisi olduğunu vurgulayan Venezuela lideri, bununla birlikte Kolombiya’nın savaşı bitirmesi ne yapması gerektiğine, Kolombiya hükümetinin nasıl davranmasına dair hiçbir zaman fikir belirtmeyeceğini kaydetti.

Maduro, “Her başkan, her devlet, her ülke kendi içişlerinde ne yapacağını bilir,” dedi ve Kolombiya barış sürecine, “Kolombiya’nın içişlerine karışmadan” katkı sunmaya devam edeceklerini belirtti.

Maduro yeniden seçim çağrıları ile ilgili olarak da, “Venezuela, Anayasası olan bağımsız bir ülkenin egemenliğine sahiptir, kurumları vardır ve Venezuela’daki her türlü çatışma Venezuelalılar arasında, kurumlarıyla, yasalarıyla ve Anayasalarıyla çözülür,” dedi.

AMERİKA

BlackRock ve Microsoft’tan 30 milyar dolarlık yapay zeka hamlesi

Yayınlanma

BlackRock ve Microsoft yapay zekadaki patlamanın ardındaki veri depoları ve enerji altyapısının inşasını finanse etmek için bugüne kadarki en büyük çabalardan birinde bir araya geliyor.

Şirketler salı günü yaptıkları açıklamada, Birleşik Arap Emirlikleri’nin MGX yatırım şirketi ile birlikte, strateji için zaman içinde 30 milyar dolarlık özel sermaye arayacaklarını ve daha sonra bu parayı potansiyel yatırımlarda 100 milyar dolara kadar kaldıraç olarak kullanacaklarını duyurdu.

BlackRock İcra Kurulu Başkanı Larry Fink verdiği bir röportajda, “Küresel olarak veri merkezleri inşa etme ihtiyacı trilyonlarca dolarlık bir finansman gerektiriyor,” dedi ve Küresel Yapay Zeka Altyapı Yatırım Ortaklığı’nın aylardır hazırlandığını sözlerine ekledi.

Fink, “Bu, sermaye piyasalarının altyapıyı inşa etmesinin, fırsatları ve yeni teknolojileri geliştirmesinin harika bir örneği,” ifadelerini kullandı.

BlackRock CEO’su Fink: Para toplamakta zorlanmayacağız

Şirketlerden yapılan açıklamada, enerji projeleri de dahil olmak üzere altyapı yatırımlarının çoğunlukla ABD’de yapılacağı ve fonların bir kısmının ABD’nin ortak ülkelerinde kullanılacağı belirtildi.

Fink, planın ek yatırımcılar getirmeyi içerdiğini ve emeklilik ve sigorta şirketlerinin bu tür uzun vadeli altyapı yatırımları için istekli olduklarını söyledi.

Fink, para toplama konusunda ise, “bunun zor bir görev olacağına inanmadıklarını” vurguladı.

Grupta, BlackRock’ın yaklaşık 12,5 milyar dolara satın aldığı para yöneticisi Bayo Ogunlesi’nin Global Infrastructure Partners’ı, bu yıl özellikle yapay zekaya yatırım yapmak için kurulan Abu Dabi’nin MGX’i ve koalisyonu yapay zeka veri merkezleri ve fabrikalarındaki uzmanlığıyla destekleyecek olan çip üreticisi Nvidia yer alıyor.

Microsoft: YZ, ekonomide büyümeyi tetikleyecek genel amaçlı teknoloji

Nvidia, eksiksiz YZ sistemlerini hızlı bir şekilde bir araya getirmek için gerekli olduğunu söylediği yazılım, ağ ve diğer teknoloji parçalarını oluşturmak için para harcıyor.

Microsoft’un başkan yardımcısı ve başkanı Brad Smith röportajda, “Yatırım fırsatı gerçek ve yatırım ihtiyacı daha da büyük. YZ, hem Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de yurtdışında ekonominin her sektöründe büyümeyi tetikleyecek bir sonraki genel amaçlı teknolojidir,” iddiasında bulundu.

Smith, firmaların planlarını ABD’li kanun yapıcılar ve düzenleyicilerle görüştüklerini söyledi.

Microsoft, yapay zeka araştırma laboratuvarı OpenAI’a 13 milyar dolar yatırım yaptı ve tüm ürün yelpazesini yapay zeka özellikleri etrafında elden geçiriyor. Yazılım şirketi, bu hizmetleri sunmak için veri merkezleri ve bilgi işlem altyapısına yaptığı harcamaları önemli ölçüde artırıyor ve YZ müşterilerine hizmet verme kabiliyetinin yeterli çip ve veri merkezi kapasitesine sahip olmadığı için kısıtlandığını söyledi.

Elektrik tüketimi en büyük sorun

Bloomberg Intelligence’a göre, ABD’deki enerji üreticileri, 2030 yılına kadar mevcut seviyelerin 10 katına çıkmaya hazırlanan tesislerin elektrik kullanımıyla, güce aç yapay zeka veri merkezlerinden gelen talep artışını karşılamak için yarışıyor.

Enerji şirketleri bu talebi karşılamak için kömür ve gaz santrallerinin emekliye ayrılmasını geciktiriyor, yeni gaz santrallerinin inşasını planlıyor ve güneş ve rüzgar çiftlikleri gibi temiz enerji santralleri kuruyor.

Elektrik için yaşanan rekabet, yeni veri merkezlerinin elektrik şebekesine bağlanma süresinin artmasına bile yol açtı; Virginia’daki Veri Merkezi Sokağı’nda bu süre yedi yıla kadar uzuyor.

Ogunlesi röportajda, “Bugün elektriğin mevcudiyetinin sadece veri merkezlerinin değil genel olarak elektrifikasyonun inşası önündeki kısıtlardan biri olduğu açık. ABD’de elektrik üretimi önemli ölçüde artmıyor, bu nedenle yeni yenilenebilir enerji santralleri geliştirme hızımızı önemli ölçüde artırmamız gerekecek,” dedi.

Microsoft ayrıca OpenAI kurucu ortağı ve CEO’su Sam Altman ile de görüşüyor. Altman, yatırımcı grupları ve teknoloji şirketlerinin yapay zeka ürünleri için bilgi işlem altyapısını önemli ölçüde genişletmenin yolları üzerinde işbirliği yapmaları için kendi planlarını geliştiriyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Lübnan’daki çağrı cihazı saldırısının ardından hatırlatma: Amerikan istihbaratı kargolara nasıl müdahale ediyor?

Yayınlanma

Dün Lübnan’ın birçok kentinde, başta Hizbullah olmak üzere birçok Lübnanlı tarafından kullanılan kablosuz çağrı cihazları patlatıldı ve onlarca kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Olağan şüpheli İsrail’in, birkaç ay önce Lübnan’a teslim edilen bu cihazların içine, üretimin ve sevkiyatın bir noktasında müdahale ettiği ve küçük miktarlarda patlayıcılar yerleştirdiği, dün ise bir tür sinyal ile birlikte bataryalara müdahale yoluyla bu patlayıcıları etkinleştirdiği düşünülüyor.

“Sevkiyata müdahale” ile düzenlenen istihbarat operasyonu, akla Amerikan istihbaratının kargolara nasıl sızdığını getiriyor.

Ağ donanımı, yazılımı, telekomünikasyon ekipmanı ve diğer yüksek teknoloji hizmetleri ve ürünleri geliştiren Cisco, 2014 yılında ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) tepki gösteriyor ve ABD hükümetinin şirket tarafından müşterilere teslim edilen donanıma müdahale etmesini kınıyordu.

NSA’in “engelleme” [interdiction] adını verdiği, donanım içeren paketleri müşterilere teslim edilirken ele geçirme uygulaması ilk kez Aralık 2013’te Der Spiegel ve gazeteci Jacob Appelbaum tarafından yayınlanan gizli belgelerde yer almıştı.

Beyrut’un güneyinde tuhaf olay: Çağrı cihazları patladı, yüzlerde Hizbullah üyesi yaralandı

NSA, kutuları açıp izleme cihazı yerleştiriyordu

Cisco ise açıklamasını, federal ajanların şirketin yönlendiricilerinden birine bir izleme cihazı yerleştirdiğini gösteren bir fotoğrafın ortaya çıkması üzerine yapmıştı.

The Intercept’ten gazeteci Glenn Greenwald’un yayınladığı fotoğraflar, NSA’in gözetleme ve sabotaj amacıyla paketleri ele geçirip açtığı, donanımları söktüğü ve izleme böcekleri ve işaretçileri yerleştirdiği gizli operasyonunun ilk görsel kanıtlarını sunmuştu.

Bir fotoğrafta dört ajan, bilgisayar donanımı içeren Cisco markalı bir kutudan ambalaj bandını dikkatlice çıkarırken görülüyordu. Fotoğrafta daha büyük bir deponun parçası gibi görünen bir odaya istiflenmiş Cisco markalı başka kutular olduğu da anlaşılıyordu.

Ajanlar, NSA’in “hack kolu” olarak adlandırılan “Özel Erişim Operasyonları” (TAO) birimine mensup olarak tanımlanıyordu. Ajanlar, NSA’in gözetlemeye değer bulduğu hedeflerden “elde edilemez olanı elde etmekle” görevlendiriliyor.

Yayınlanan bir başka fotoğraf TAO ajanlarının bu tür malzemeleri nasıl elde ettiklerini gösteriyor. Fotoğrafta, muhtemelen aynı depoda bulunan ve ajanların ele geçirilen donanıma, yeniden paketlenip hedeflenen tüketiciye gönderilmeden önce işaretçiler ve diğer casus teçhizatı yerleştirdiği bir “yükleme istasyonu” görülüyor.

Hizbullah’ın üyelerinin çağrı cihazlarında patlamalar: Kim, ne diyor?

Teknoloji şirketlerinin suç ortaklığı

Greenwald tarafından yayınlanan belgelere göre, NSA bu tür bir dinlemenin “İstihbarat Topluluğu ortaklarının desteği” sayesinde mümkün olduğunu söylüyor. Bu durumda, Cisco da bu operasyonun içerisinde yer alıyor olabilirdi.

Nitekim fotoğrafların yayınlanmasından kısa bir süre sonra Cisco yöneticisi Mark Chandler, şirketin belirli ülkelere donanım ihracatıyla ilgili “ABD düzenlemelerine uyduğunu” yazmış, fakat hükümetin “müşterilere giden BT ürünlerini tehlikeye atacak adımlar attığı” iddiasını kınamıştı.

Chandler, “Ürünlerimizin, onları ürettiğimiz biçimde yasal olarak teslim edilmesine müdahale etmemesi konusunda hükümete güvenebilmeliyiz. Aksini yapmak ve dünyanın dört bir yanındaki bireylerin ve kurumların meşru gizlilik haklarını ihlal etmek, sektörümüze olan güveni sarsar,” diye yazmıştı.

Fakat Chandler, Cisco’nun NSA’in paketlerine müdahalesi konusunda “tamamen karanlıkta bırakıldığını” söylemekten kaçınmış ve Cisco’nun hükümetin yasal olduğunu söylediği gizli programlar kapsamında belirli müşterilerin paketlerine müdahalede suç ortağı olup olmadığını söylememişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Apple’ın Hindistan’daki yıllık satışları %33 arttı

Yayınlanma

Apple, Google’ın Android’ine meydan okumaya çalışırken Hindistan’daki satışlar geçtiğimiz yıl %33 arttı.

Bloomberg’in pazartesi günü Hindistan Şirketler Sicili’nden aldığı verilere dayanarak bildirdiğine göre, Apple’ın Hindistan’daki yıllık satışları %33 arttı.

31 Mart’ta sona eren 12 aylık satışlar yaklaşık 8 milyar dolar olurken, iPhone’lar tüm satışların neredeyse yarısını oluşturdu. Satışlardaki artış, Apple’ın Çin’den uzaklaşmasının işe yaradığına işaret ediyor. Apple, Çin’e olan bağımlılığını azaltmaya çalışırken Hindistan, Endonezya ve Vietnam gibi Asya ülkelerindeki ayak izini genişletmek için çalışıyor.

Apple son yıllarda Hindistan’la olan bağlarını hem arz hem de talep tarafında güçlendirerek 2017’den bu yana orada iPhone üretiyor ve geçen yıl ülkedeki ilk perakende mağazasını açtı. Talep tarafında ise Apple, dünyanın en büyük nüfusuna ev sahipliği yapan ülkeden faydalanmaya çalışıyor. Hindistan’ın akıllı telefon pazarı tarihsel olarak Google’ın Android’lerinin hakimiyetindeydi ve iPhone’lar hala oradaki tüketiciler tarafından kullanılan akıllı telefonların yalnızca %3,5’ini temsil ediyor. Apple’ın Hindistan’daki son satış artışı tam da Çin’deki satışların düştüğü bir döneme denk geliyor.

Arz tarafında ise Apple, tedarikçilerini akıllı telefonları için Hindistan’da üretilen pillere yönelmeye ve üretimin bir kısmını Hindistan’a taşımaya teşvik ediyor. Geçen yıl iPhone’ların yaklaşık %14’ü Hindistan’da üretildi. Apple ayrıca Vietnam’daki tedarikçilere daha fazla yatırım yapıyor ve Endonezya’da da iPhone üretmeye başlayabilir.

Apple hisseleri pazartesi günü yeni bir zirveye çıkarak bir ara 237 dolara ulaştı ve piyasa değeri 3,6 trilyon dolara yükseldi. Şirket geçen hafta 3,5 trilyon doların üzerinde piyasa değerine ulaşan ilk şirket oldu.

Apple Hindistan’da en yeni iPhone’ları üretmeye başladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English