Bizi Takip Edin

AVRUPA

Wagenknecht’ten Scholz’a sert ‘göç’ eleştirileri

Yayınlanma

Sol Parti’den (Die Linke) ayrıldıktan sonra kendi partisi Sahra Wagenknecht İttifakını (BSW) kuran Sahra Wagenknecht, Şansölye Olaf Scholz’un göç politikasına sert eleştiriler yöneltti.

Şansölye, eyalet başbakanlarıyla yapılacak zirveden önce muhalefetten tepki görüyor. Wagenknecht, toplantıdan net sinyaller alınmasını istiyor. noz’a konuşan Wagenknecht, “Şansölye, mülteci politikasında tam olarak başarısız. Almanya’nın kırılma noktası çoktan aşıldı,” dedi.

Geçen yıl Federal Göç ve Mülteciler Dairesinin (BAMF) iltica kararlarının sadece birine koruma statüsü verildiğine dikkat çeken Wagenknecht, “Federal ve eyalet hükümetlerinin asgari hedefi, her iki kişiden birinin korunma hakkı yoksa, mülteci sayısını hızla yarıya indirmek olmalıdır,” dedi.

BSW liderine göre bunu başarmak için, Almanya’ya gelme teşviklerinin büyük ölçüde azaltılması gerekecek. Wagenknecht bu konuda Danimarka’yı rol model olarak gösterdi.

Federal Meclis üyelerinin talebi üzerine Federal İçişleri Bakanlığı daha önce BAMF’in geçen yıl 261.601 sığınma başvurusunu karara bağladığını duyurmuştu. Bunlardan 126.324 vakada göçmenlere koruma statüsü verilmedi. Wagenknecht, “Koruma statüsü almazsanız, herhangi bir sosyal yardım bekleyemezsiniz,” dedi.

Başbakanların ve Federal Şansölyenin toplantılarında dünyaya bir mesaj göndermesi gerektiğini savunan Wagenknecht, “Yolunuza devam etmeyin! Bunu başarmak için, korunmaya muhtaç olsun ya da olmasın, bir şekilde Almanya’ya gelen hemen herkesin kalabileceği ve sosyal yardım alabileceği gerçeğine bir son vermeliyiz,” ifadelerini kullandı.

Yine noz’a konuşan Alman Kırsal Bölgeler Birliği Başkanı Reinhard Sager, eyalet başkanlarının Şansölye ile yaptığı son toplantıdan bu yana sahadaki durumun pek değişmediğini söyledi. Sager, “Birçok yerde ilçeler hâlâ kırılma noktasında çalışıyor. Ayrıca, bazen halk arasında büyük kabul sorunları yaşanıyor,” dedi ve kreşlerde ve okullarda da durumun çok zorlu olmaya devam ettiğini ileri sürdü.

Alman Kasabalar ve Belediyeler Birliği Genel Müdürü André Berghegger de ‘kırılma noktasının çoktan aşıldığını’, mülteci kabulü konusunda bir mühlet olması gerektiğini savundu.

Şansölye ve eyalet liderlerinden ‘uyum’ açıklaması

Öte yandan Scholz ile eyalet liderlerinin toplantısının sonuçları açıklandı.

Federal Şansölye, Bakanlar Göç Konferansı’nın ardından Hessen Başbakanı Boris Rhein (CDU) ve Aşağı Saksonya Başbakanı Stephan Weil (SPD) ile birlikte sonuçları sundu.

Yüksek sayıda sığınmacının baskısı altında, federal ve eyalet hükümetleri, uzun ve zorlu bir anlaşmazlığın ardından kasım ayında Almanya’ya mülteci göçünü azaltacak önlemler üzerinde anlaşmışlardı.

Perşembe günü de hükümet başkanları durum değerlendirmesi yapmak için tekrar bir araya geldi. Genel olarak, Almanya’nın göç politikası açısından doğru yolda olduğuna inanıyorlar, fakat sığınmacı sayısında hızlı bir düşüş beklemiyorlar.

Federal Şansölye, son aylarda köklü değişikliklerin başlatıldığını vurguladı ve ‘düzensiz göçün’ sınırlandırılması söz konusu olduğunda, ‘arkamıza yaslanıp rahatlamamamız’ gerektiğini söyledi.

Kasım ayında kabul edilen önlemlerin uygulanmasının artık önemli olduğunu vurgulayan Scholz, toplantıda da bunun pekiştirildiğini söyledi.

Her ne kadar CDU/CSU’lu Bakanlar, Konferans öncesinde göç durumunu sorunlu olarak nitelendirmiş olsalar da, Bakanlar Konferansı Başkanı, Hessen Eyalet Başbakanı Boris Rhein (CDU) istişarelerden memnun kaldı.

Rhein, göç politikasının ‘inanılmaz derecede karmaşık bir konu’ olduğunu ve örneğin sığınmacılar için bir ödeme kartının getirilmesiyle büyük ilerleme kaydedilmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi. Eyalet lideri kartın bu yaz gibi erken bir tarihte ülke çapında tanıtılmasını umuyor.

Rhein’e göre federal ve eyalet hükümetleri ortak bir yol haritasına sahip olduklarını ve harekete geçebileceklerini gösterdiler; şimdi mesele ‘tüm bunları tutarlı bir şekilde uygulamak’ meselesi.

Rhein, “Birlikte bu kadar çok şey yapabileceğimizi, konuya bu kadar hız kazandıracağımızı hayal bile edemezdim,” dedi ve örnek olarak, Gürcistan ve Moldova’nın ‘güvenli menşe ülkeler’ olarak sınıflandırılmasını gösterdi.

CDU lideri, partideki arkadaşlarının sığınmacılar için bir üst sınır konusunda başlattığı tartışmayı da meşru bulduğunu sözlerine ekledi. Fakat Bakanlar Konferansı’nda ‘üst sınır’a ilişkin herhangi bir karar alınmadı.

Başbakanların bir sonraki toplantısının 20 Haziran’da yapılması planlanıyor. O zaman Federal Hükümet, üçüncü ülkelerdeki iltica prosedürlerini incelerken elde edilenleri sunacak. Federal İçişleri Bakanlığı, bu tür işlemlerin AB dışında yasal ve pratik olarak mümkün olup olmayacağı konusunda hukukçular ve uzmanlarla görüşüyor.

AVRUPA

İtalya’nın Kardeşleri ile Hukuk ve Adalet anlaştı

Yayınlanma

Polonya Basın Ajansı’nın (PAP) bildirdiğine göre Polonya’nın muhafazakâr Hukuk ve Adalet (PiS) partisi, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Fratelli d’Italia (İtalya’nın Kardeşleri – FdI) partisi ile Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) siyasi ailesi olan Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri Grubu (ECR) içindeki görevlerin paylaşımı konusunda anlaşmaya vardı.

PiS ve FdI, sırasıyla 20 ve 24 AP üyesi ile milli-muhafazakâr ECR grubunun en büyük iki ulusal partisi konumunda.

Yeni üyelerin katılımıyla ECR kısa bir süre önce Avrupa Parlamentosu’nun en büyük üçüncü grubu haline gelmişti.

Tahminler, üye partilerden herhangi birini, özellikle de PiS kadar büyük bir partiyi kaybetmemesi koşuluyla, bu durumun devam edeceğini gösteriyor.

Fakat düne kadar PiS’in ECR’nin bir parçası olarak kalması hiçbir şekilde kesin değildi.

Perşembe günü basında çıkan haberlerde, partinin Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz’i tarafından, eski Çekya başbakanı Andrej Babiš’in ANO hareketi ve Jansa’nın Slovenya Demokratik Partisi’nin (SDS) de yer alacağı yeni bir gruba katılmaya ikna edildiği öne sürüldü.

PiS, Le Pen ve Orban’ı da istemiş

PAP, PiS’in FdI ile uzlaşmaya vardığını ve gruptaki liderlik pozisyonlarını kendi aralarında paylaşarak uzlaşmanın yolunu açtığını bildirdi.

Grup resmi olarak oluşturulacak ve yeni başkan, son tarihten bir gün önce, önümüzdeki salı günü (3 Temmuz) seçilecek.

Euractiv’e konuşan çeşitli kaynaklar, çarşamba günü grubun oluşumuna ilişkin görüşmelerin önce kesintiye uğradığını ve ileri bir saate ertelendiğini, ardından da Polonya heyetinin boykotu nedeniyle iptal edildiğini söyledi.

PiS heyeti çarşamba günü (26 Haziran) toplantıya katılmış fakat ulusal partiler arasındaki gerginlik nedeniyle görüşmeler yapılamamıştı. Ayrıca PiS üyeleri liderlik pozisyonlarına kimin atanacağı konusunda da kendi içlerinde bölünmüş durumdaydı.

PiS, diğer hususların yanı sıra Fidesz ve Marine Le Pen’in Fransız Ulusal Birlik’inin ECR’ye kabul edilmesini talep etti.

“Meloni’nin dışlanması PiS’e cesaret verdi”

Toplantıya devam edilmemiş olsa da PiS nihayetinde FdI ile uzlaşmayı başardı ve Polonya grubun iki başkan yardımcılığı pozisyonundan birini aldı ve grubun genel sekreterliği de dahil olmak üzere halihazırda sahip olduğu diğer bazı pozisyonları korudu.

Fidesz’in üyeliği şu an için söz konusu değil ancak kaynaklar gelecekte bu konunun tekrar gündeme gelebileceğini söylüyor.

Euractiv Polonya’nın ulaştığı PiS, PAP’ın haberlerini ne doğruladı ne de yalanladı.

Bu arada İtalyan delegasyonu PAP’a yaptığı açıklamada PiS’in taleplerinin en başından beri grubun genişlemesiyle ilgili olmadığını, sadece Avrupa Konseyi’nin AB’nin üst düzey görevlerini müzakere ederken Meloni’yi dışlamasından cesaret alarak Polonya’nın gruptaki konumunu güçlendirmeye yönelik bir girişim olduğuna inandığını söyledi.

İtalyan bir AP üyesi, “Polonya delegasyonu Meloni’nin yenilgisinden bir şeyler kazanabileceğine karar verdi. Bu onun mezarı üzerinde bir dans,” dedi.

Yeni bir sağ AP grubu ihtimali artıyor

Öte yandan ANO hareketinin lideri, eski başbakan Andrej Babiš, geçen hafta Liberallerin saflarından ayrılan partisinin Avrupa Parlamentosu’nda yeni bir grup kuracağını söyledi fakat partinin kiminle işbirliği yapacağı henüz belli değil.

Babiš, 27 Haziran Perşembe günü Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “Avrupa Parlamentosu’nda göçe karşı ve Yeşil Mutabakat’ta bir değişiklik için yeni bir grup kuracağız. Yakında daha fazlasını öğreneceksiniz,” dedi.
ANO hareketi geçen hafta liberal Renew grubundan ve ALDE partisinden ayrıldığını duyurmuş, Babiš ise hareketinin artık bu gruplarda kendi gündemini sürdüremeyeceğini savunmuştu.

Brüksel’de basına yansıyan haberlere göre Babiš, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz partisi, Slovenya’nın SDS partisi ve Polonya’nın PiS partisi ile güçlerini birleştirebilir, ancak bunların hiçbiri doğrulanmadı.
ANO’ya yakın kaynaklar geçtiğimiz günlerde yeni grupta Marine Le Pen’in RN ya da Geert Wilders’in Hollanda Özgürlük Partisi’nin yer alacağını öne sürmüştü.

Fakat her iki parti de halen AP2de sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) fraksiyonunun bir parçası ve bu iki partinin ilgilenip ilgilenmeyeceği şimdilik belirsiz.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Zelenskiy’in eski yardımcısı Kirill Timoşenko’ya yolsuzluk baskını

Yayınlanma

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) görevlileri, Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in eski yardımcısı, Savunma Bakan danışmanı ve Büyük İnşaat Projesi eski sorumlusu Kirill Timoşenko’nun evinde arama yaptı.

Ukrayinska Pravda gazetesinin haberine göre yayımlanan fotoğraflarda Timoşenko’nun NABU dedektifleri tarafından bir araca bindirildiği görüldü.

Telegram kanalından açıklamada bulunan NABU, Timoşenko’nun henüz gözaltına alınmadığını ve soruşturmanın devam ettiğini belirtti.

Daha sonra Timoşenko’nun kendisi de evinin arandığını doğruladı, ancak bunların ‘kendisinin hiçbir ilgisinin olmadığı bir davayla ilgili’ olduğunu belirtti.

Timoşenko, “Kanun uygulayıcıların sunduğu tüm gereklilikleri yerine getirdim, bana karşı hiçbir suçlama yok,” ifadesini kullandı.

‘Büyük İnşaat’, Zelenskiy yönetimi tarafından 2020 yılında başlatılan bir projeydi. Amacı sosyal, ulaşım ve spor altyapısını geliştirmekti. Zelenskiy, daha sonra beş yıl içinde 25 bin kilometrelik yolu yenileme ve düzinelerce inşaat projesini tamamlama sözü vermişti.

Timoşenko, devlet başkan yardımcısı olarak görev yaparken (Mayıs 2019’dan Ocak 2023’e kadar) projeye nezaret etti.

Fakat ‘Büyük İnşaat’, kartelcilik, şişirilmiş fiyatlar ve ihalelerin yerli şirketler yerine yabancı şirketlere verilmesi nedeniyle defalarca eleştirildi. Eski Maliye Bakanı İgor Umanskiy, Rusya’nın askeri müdahalesinin başlamasından önce bile proje bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ının zimmete geçirildiğini söylemişti.

Ukrayinska Pravda, Timoşenko’nun evindeki aramalardan önce basın mensuplarının devlete ait enerji şirketi Naftogaz’ın eski başkanı ve eski Yerel İdareler Kalkınma Bakanı Aleksey Çernişev’in aranması yönünde emir alan NABU’nun, büro başkanı Semyon Krivonos’un kararıyla aramayı gerçekleştirmediğine dair bir soruşturma yürüttüğünü kaydetti.

Daha önce Krivonos, NABU’ya olası sızıntılarla ilgili soruşturmanın bir parçası olarak sorgulanması gereken Verhovna Rada’nın yolsuzlukla mücadele komisyonu toplantısına katılmamıştı.

Strana‘nın haberine göre dava mayıs ayından bu yana devam ediyor ve Büyük İnşaat projesindeki yolsuzlukla alakalı. Daha sonra NABU’nun üst düzey çalışanlarının yolsuzluk soruşturmasında şüphelilere bilgi aktardığı ve onları yaklaşan aramalar konusunda uyardığı ortaya çıktı.

Sızıntı iddiaları, müfettişlerin soruşturma altındaki işadamı Yuriy Golik’e ait bir telefonu ele geçirmelerinin ardından ortaya çıktı.

Strana, NABU’ya yönelik saldırının Ukrayna’nın iki ana yolsuzlukla mücadele yapısı olan NABU ile Yolsuzlukla Mücadele Kovuşturma Teşkilatı (SAP) arasındaki çatışmayla alakalı olduğunu kaydetti.

Gazeteye göre, mevcut NABU yönetimi, ‘Batı’nın himayesindeki’ bir dizi yetkiliyi görevden almış, bu da SAP yönetimini ve Batı yanlılarını kızdırmıştı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Meloni, partisinin gençlik kollarına ait video nedeniyle zorda

Yayınlanma

İtalya’da Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia’nın (İtalya’nın Kardeşleri – FdI), partinin gençlik grubu üyelerinin toplantılarında faşist diktatör Benito Mussolini’yi ve sağcı bazı tartışmalı isimleri övdüklerini ortaya çıkaran bir soruşturma üzerine haftalar süren sessizliğinin ardından, Senato Başkanı Ignazio La Russa eylemlerini kınarken, Meloni henüz bir yorum yapmadı.

Senato Başkanı ve FdI’nın kurucularından La Russa, Facebook’ta yaptığı paylaşımda her türlü ırkçılık ve antisemitizmi “kesin bir dille kınadığını” ifade etti ve olayların partinin değerlerine aykırı olduğunu ekledi.

İtalyan medya kuruluşu Fanpage, FdI gençlik kanadına yönelik bir soruşturma başlatmış ve Roma selamı veren, Mussolini’yi öven ve faşist sloganlar atan gençlerin gizli çekilmiş görüntülerini ortaya çıkarmıştı.

La Russa’nın açıklaması, soruşturmanın ikinci bölümünde Gioventù Nazionale’nin (Milliyetçi Gençlik) üst düzey bir liderinin gizli bir kamerada FdI Senatörü ve Roma Yahudi Cemaati eski sözcüsü Ester Mieli hakkında antisemitik ifadeler kullanırken yakalanmasının ardından geldi.

La Russa, “Gioventù Nazionale’nin bazı üyelerinin kabul edilemez sözlerinin kurbanı olan Senatör ve dostum Ester Mieli’ye en içten ve sevgi dolu dayanışma duygularımı iletiyorum,” diye yazdı.

FdI tutumunu değiştirdi

Çarşamba günü, FdI’nın örgütlenme sorumlusu Giovanni Donzelli’den de bir ton değişikliği geldi.

Donzelli ilk başta, “Solcu militan basının önyargılı soruşturmalarına itibar etmiyorum. Fratelli d’Italia’yı aşırılık yanlısı ve nostaljik bir hareket olarak gösterme çabası acınası bir durumdur,” demişti.

Fakat akşam saatlerinde, soruşturmanın ikinci bölümünün tamamlanmasının ardından U dönüşü yapıldı, hatta disiplin tedbirleri alınacağı duyuruldu.

Donzelli, “Tekrar ediyoruz: Fratelli d’Italia’da ırkçılara, aşırılık yanlılarına ve antisemitlere yer yoktur. Bugün yayınlanan videolarda yer alan ifadeler, kaydedilme ve ifşa edilme şekline rağmen, kabul edilemez ve siyasi hareketimizin değerleriyle bağdaşmamaktadır… Fratelli d’Italia sorumlulara karşı büyük bir kararlılıkla hareket edecektir,” dedi.

Meloni’den açıklama bekleniyor

Muhalefet, Giorgia Meloni’den Fanpage soruşturması hakkında yorum yapmasını talep etmeye devam ediyor.

Birçok kişi ayrıca, kendileri dışındaki tüm kanal ve gazetelerde yer aldığı üzere, kamu yayıncısı Rai’nin soruşturmayı yayınlamasını talep ediyor.

Buna cevaben, çeşitli dernek ve partiler çarşamba akşamı Rai’nin Torino’daki merkezinin önünde, kısa bir süre önce ulusal kamu yayıncısının soruşturmaya yer vermemesinden şikayet eden RaiNews24’ün yayın komitesiyle dayanışma amacıyla bir gösterim düzenledi.

“Rai’de göremiyorsak, Rai’de izleyelim” sloganıyla yola çıkan girişim, soruşturmanın ikinci bölümünü büyük bir ekranda yayınladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English