Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Wang Yi ve Sullivan buluştu, şahinler tepkili

Yayınlanma

Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Wang Yi, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüştü. Global Times toplantının 10 saatten uzun sürdüğünü yazdı.

Beyaz Saray’dan ve Çin tarafından yapılan yazılı açıklamalarda, Sullivan ile Wang’ın 10-11 Mayıs’ta Avusturya’nın başkenti Viyana’da bir araya geldiği bildirildi.

Görüşme, Washington ile Pekin arasında yaşanan balon krizinden bu yana yapılan en üst düzey diplomatik temas oldu.

Şubatta Çin’e ait yüksek irtifa balonunun ABD hava sahasına girmesi sonrası Pentagon ‘casus balon’ suçlamasında bulunmuş, Pekin ise balonun ‘meteorolojik faaliyetler için kullanılan bir sivil hava aracı’ olduğunu iddia etmişti. Yaşanan kriz sonrası Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çin’e yapmayı planladığı ziyareti iptal etmişti.

‘Samimi, somut ve yapıcı’

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, tarafların ABD-Çin ikili ilişkilerindeki önemli konuların yanı sıra küresel ve bölgesel güvenlik meseleleri, Rusya-Ukrayna savaşı ve Tayvan Boğazı’nın iki yakası arasındaki ilişkiler hakkında “samimi, somut ve yapıcı” görüşmeler gerçekleştirdikleri kaydedildi.

Tarafların, ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Kasım 2022’de Endonezya’da düzenlenen G20 Zirvesi’nde yaptıkları görüşmede varılan anlayış birliği doğrultusunda stratejik iletişim kanallarını sürdürme konusunda anlaştıklarının belirtildiği açıklamada, “Bu toplantı, açık iletişim kanallarını sürdürmek ve rekabeti sorumlu bir şekilde yönetmek için devam eden çabaların bir parçasıydı” ifadesine yer verildi.

Xi ve Biden görüşebilir

Görüşmeye ilişkin Çin tarafından yapılan açıklamada ise, tarafların Çin-ABD ilişkilerinin önündeki engellerin kaldırması ve istikrarın korunarak kötüye gidişin önlenmesi için görüş alışverişinde bulunduğu belirtildi.

İki yetkilinin, Asya-Pasifik bölgesindeki durum, Ukrayna krizi ve ortak ilgi alanı olan diğer uluslararası ve bölgesel meselelerde değerlendirmelerde bulunduğu aktarılan açıklamada, Wang’ın Çin’in Tayvan konusundaki tutumunu yinelediği kaydedildi.

Açıklamada, tarafların, iki ülkenin üst düzey diplomatı ve güvenlik yetkilisi arasındaki bu stratejik iletişim kanalından faydalanmayı sürdürmesi konusunda mutabakata vardığı vurgulandı.

Biden da, dün, Çin Devlet Başkanı Xi ile beklenen olası görüşmesi hakkında, “ilerleme kaydedildiğini” ifade etmişti.

Wang ile Sullivan’ın bu görüşmesinde, Biden ile Xi arasındaki yeni temasın hazırlıklarının yapıldığı tahmin ediliyor.

Wang ve Sullivan’ın Viyana’daki görüşmesinin yanı sıra Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao, perşembe günü ABD’nin Çin Büyükelçisi Nicholas Burns ile bir araya geldi ve ticari ilişkileri, ilgili endişeleri ve ekonomik konuları tartıştı.

Yine 8 Mayıs’ta Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, Büyükelçi Nicholas Burns ile Pekin’de bir araya geldi. Qin, şu anki önceliğin Çin-ABD ilişkilerini istikrara kavuşturmak ve iki büyük ülke arasındaki beklenmedik kazaları önlemek olduğunu söyledi.

Çinli analistler: Samimiyet şart

Global Times’ta görüşme ile ilgili yayınlanan analizde, “Wang-Sullivan görüşmesi, Çin-ABD diplomatik çıkmazını kırmak için pencere açıyor, ancak anlamlı ilerleme için Washington’un samimiyeti şart” vurgusu yapıldı.

Çinli analistler, ABD’nin bazı küresel kaygılarla başa çıkmak için Çin’in işbirliğine ihtiyaç duyduğunu, ancak ABD’nin samimiyetinin şüpheli olmaya devam ettiği yorumunu yapıyor.

ABD’li şahinler: Biden yönetiminin çaresizliği

Washington’un bu sık görüşme talepleri ise ABD’li şahinler tarafından eleştiriye tabii tutuldu.

Yeni oluşturulan Çin Komitesi’ne başkanlık eden Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Mike Gallagher, çarşamba günü Washington’da düzenlenen bir etkinlikte, “Bir toplantı yapmak için bu tür bir çaresizliği ve Biden yönetiminin sergilediği ateşli talip davranışını anlamıyorum” dedi.

Obama Ulusal Güvenlik Konseyi Asya’dan sorumlu eski kıdemli direktör Evan Medeiros da, “Bu zekice ama riskli bir oyun” dedi ve şöyle devam etti: “Avrupa ve Asya için güvenilir görünüyor. Ancak bu aynı zamanda Çin’in onlara daha çok ihtiyacımız olduğu ve ABD-Çin gündemini yönlendirebilecekleri görüşünü pekiştirme riskini taşıyor.”

DİPLOMASİ

Bulgaristan Gazprom’dan 400 milyon avro talep ediyor

Yayınlanma

Bulgaristan devlet doğalgaz şirketi Bulgargas, Rus doğalgaz tekeli Gazprom Export-Import’tan Nisan 2022 sonunda doğalgaz tedarikinin durdurulması nedeniyle 400 milyon avrodan fazla tazminat talep ediyor.

Gazprom, Ukrayna’da savaşın başlamasının ardından ülkenin Rus gazı için ruble cinsinden ödeme yapmayı reddetmesinin ardından Bulgaristan’a tedariki durdurmuştu. Bulgaristan şimdi doğrudan Gazprom’dan tazminat talep ediyor.

“Rus şirketinin tazminat talebini gönüllü olarak çözmesi için bir aylık bir süresi olacak. Anlaşma sağlanamazsa Paris’te tahkim davası açılacak,” diyen Enerji Bakanı Vladimir Malinov, 400 milyon avroluk zararın uluslararası hukuk firmaları tarafından hazırlanan hukuki ve mali analizler sonucunda hesaplandığını kaydetti.

Bakan, önceki Bulgar hükümetlerinin Gazprom’a karşı talepte bulunma konusunda “kabul edilemez” iki yıllık bir gecikmeye izin verdiklerini de sözlerine ekledi.

Nisan 2022’de Gazprom, Polonya ile birlikte Bulgaristan’ın da Rusya gazının bedelini ruble olarak ödemeyi reddetmesi üzerine, o dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gazın bedelinin ruble olarak ödenmesi gerektiği yönündeki kararını gerekçe göstererek Bulgaristan’a gaz sevkiyatını durdurmuştu. Sofya, sözleşmede ABD dolarına atıfta bulunulduğunu öne sürüyor.

Daha sonra Bulgaristan, Rusya doğalgazına karşı yeni adımlar atmaya karar verdi. Geçen ekim ayında ülke, Gazprom tarafından ödenmek üzere Bulgaristan’dan geçen Rus gazına ek bir enerji vergisi getirmeye karar verdi.

Macaristan ve Sırbistan, Bulgaristan üzerinden Orta Avrupa’ya giren Rus gazının fiyatında önemli bir artışa yol açacağı için buna şiddetle itiraz etti.

Aralık ayında, Bulgaristan’ın Schengen’e hava ve deniz yoluyla katılması için müzakereler devam ederken Bulgar hükümeti bu fikirden vazgeçti. Macaristan ise Bulgaristan’ın üyeliğini veto etmekle tehdit etti.

Mart 2024’te GERB lideri ve eski başbakan Boyko Borissov, gaz vergisinin getirilmesinin, Bulgaristan’ın Schengen bölgesine katılımı üzerindeki vetosunu kaldırması için Avusturya’ya baskı yapmak için bir araç olduğunu söyledi.

1 Ocak 2025’ten itibaren Gazprom’un Ukrayna ile olan sözleşmelerinin sona erecek olması nedeniyle Bulgaristan, Türk Akımı üzerinden Rus gazı ithalatı için tek güzergah olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UAD’de İsrail’e “yalancı” protestosu

Yayınlanma

İsrail’in avukatları, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) duruşmasında Gazze savaşının trajik olduğunu ancak soykırım yapılmadığını iddia ederken protesto edildi.

İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıların Gazzelilerin haklarını geri dönülmez şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, UAD’nin acil şekilde yeni tedbirlere hükmetmesine ilişkin talepleri Divan’da ele alındı.

Lahey merkezli UAD’de Güney Afrika’nın yeni ihtiyati tedbir talepleriyle ilgili ikinci ve son günü olan duruşmalarda İsrail tarafı savunmasını yaptı.

Duruşmada İsrail adına söz alan Uluslararası Hukuktan sorumlu Başsavcı Yardımcısı Gilad Noam, Divan’dan gelen duruşma kararını 13 Mayıs’ta öğrendiklerini ve kısa süre içerisinde kendilerinin ve avukatlarının yeterince hazırlanacak vakit bulamadıklarını ifade etti.

Noam, Güney Afrika’nın iddialarının yersiz olduğunu savunarak “Bir kez daha belirtmek zorundayım ki trajik bir savaş yaşanıyor ancak ortada bir soykırım yok” iddiasında bulundu.

Konuşmasını, Güney Afrika’nın iddiaları yanıtlamak yerine Hamas’ın saldırılarını anlatarak sürdüren Noam, Hamas’ın elindeki rehinelerin çok kötü şartlarda tutulduğunu öne sürdü.

İsrail’in rehineleri kurtarmak için harekete geçtiğini ileri süren Noam, “Her devlet böyle yapardı” iddiasında bulundu.

Noam, Gazze için İsrail’in farklı planları olduğunu belirterek, “Hamas’ın olmadığı, Filistin ve İsraillilerin barış içinde yaşadığı bir Gazze” istediklerini savundu.

UAD Refah için acil tedbirleri görüşecek

BM’yi yok saydı

Noam, Güney Afrika’nın iddialarını desteklemek için kullandığı BM kurum ve kuruluşlarının belge ve delillerinin “inandırıcı kanıtlar” olmadığı savunmasını yaptı.

Gazze’de öldürüldüğü iddia edilen sivillere ilişkin kimlik bilgilerinin sahte olduğunu ileri süren Noam, “Hiçbir devlet hatasız değildir. Her sivil kayıp bir trajedidir ancak bu tek başına hukuka aykırı hareket edildiğini kanıtlamaz” savunmasında bulundu.

Noam’ın ardından kürsüye çıkan İsrail Dışişleri Bakanlığı baş hukuk müşaviri yardımcısı Tamar Kaplan-Tourgeman, Kerem Şalom kapısının İsrail’in egemenliğindeki topraklarda yer aldığını savunarak, İsrail’in insani yardımların geçişinin artması ve sivillerin zarar görmemesi için gerekli tüm çabaları gösterdiğini iddia etti.

Tourgeman, hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin çektiği acılardan Hamas’ı sorumlu tutarak “Bu savaşın trajik olduğuna ve her iki tarafa da büyük acılara mal olduğuna şüphe yok, ancak bunu Hamas yaptı” dedi.

Hamas’ın hastaneleri kullandığını iddia eden Tourgeman, İsrail askerlerinin hastanelerdeki operasyonlarında hiçbir sağlık çalışanının etkilenmediğini veya zarar görmediğini ileri sürdü.

Tourgeman, Güney Afrika’ın ek tedbir taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu gerekçesiyle tamamının reddedilmesini istedi.

“Yalancılar!”

Tourgeman sözlerini sonlandırmak üzereyken Divan’da üst katta bulunan izleyicilerden birisi İsrail hukuk heyetine “Yalancılar, yalancılar!” diye bağırdı. Bunun üzerine mahkemenin canlı yayınına ara verildi. Protestocu Divan’dan çıkarıldıktan sonra yayın tekrar açıldı.

Duruşma sonlanmadan önce Divan’ın Alman Yargıcı Georg Nolte, İsrail tarafının özellikle Refah’ta sıkışan sivillere yönelik insani yardımı nasıl ulaştırdıklarını daha detaylı anlatmasını talep etti. Divan Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, İsrail’in yarın akşam yerel saatle 18.00’e kadar Yargıç Nolte’nin sorusuna ilişkin beyanlarını yazılı olarak Divan’a sunmasını istedi.

Divan hakimleri tedbir talebine ilişkin müzakerelere başladı. Kararın birkaç hafta içerisinde açıklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Firari Rus sermayedar Hodorkovskiy: Batı savaşı kaybediyor

Yayınlanma

Rusya’da vergi kaçakçılığı ve dolandırıcılıktan hüküm giyen eski Yukos enerji şirketinin patronu Mihail Hodorkovskiy, X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda Batı’nın Ukrayna’daki savaşı kaybettiğini söyledi.

Katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmayı paylaşan Hodorkovskiy, “Mevcut çabalar Ukrayna’nın kilit bölgelerinin önümüzdeki 2 yıl içinde (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in eline geçmesini engellemeye yetmiyor. Putin, savaş için yılda yaklaşık 120 milyar dolar, Rusya’nın 2,2 trilyon dolarlık GSYİH’sinin yüzde 5,4’ünü harcıyor,” dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya iki yıl boyunca yaptığı yardımın 88 milyar dolar tutarında, yani birliğin GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 0,25’i olduğunu kaydeden Hodorkovkiy, şöyle devam etti:

“Bu da, ABD’nin katkısını da dahil edersek, Putin’in Batı’yı en az 2,5’e 1 oranında geride bıraktığı anlamına geliyor. Bu yıl ABD desteği olmadan bu oran 4’e 1’e yükseliyor. Savaş başladığında Rusya’nın 142 milyonluk nüfusuna karşılık Ukrayna’nın 40 milyonluk nüfusu vardı, bu yaklaşık 3,5’a 1’lik bir oran. Şimdi, iki yıl sonra, bu oran 7’ye 1. Yine de Ukrayna’nın savaşmaya devam etmesini talep ediyoruz. Peki neyle savaşacaklar? Bu gidişle Harkov bu yıl içinde, Odessa ise gelecek yıl düşecek. Ukrayna 2026 yılına kadar sadece küçük çaplı bir partizan direnişini sürdürebilecek durumda olacak, ki bu en iyi senaryo.”

Polonya birliklerinin NATO’nun bir parçası olarak Ukrayna’ya girmesi halinde Lviv’in korunacağını, Ukrayna ordusunun tüm zorluklara rağmen savaşı sürdürmesinin daha iyimser bir senaryo olduğunu belirten Hodorkovskiy, şu ifadeleri kullandı:

“Müttefiklerinin desteği olmadan Ukrayna’nın işgali sonsuza kadar püskürtmesi beklenemez. Putin kesinlikle kendi müttefiklerinin desteğine sahip. Xi Jinping, Çin-Rus işbirliğinin sınırı olmadığını söyledi. Putin’in toprağa ihtiyacı olmadığını akılda tutmak önemli. Putin’in iç hedefleri için bir savaşa ihtiyacı var. Ve zayıf bir Batı onun için harika bir hedef.”

Ukrayna’da kamuoyu yoklaması: Rusya ile müzakereleri destekleyenlerin oranı yüzde 72’ye yükseldi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English