Bizi Takip Edin

AVRUPA

WELT: AfD, milyonlarca göçmenin geri gönderilmesinin tartışıldığı toplantıya katıldı

Yayınlanma

‘Aşırı sağcı’ Avusturya Kimlik Hareketi’nin lideri Martin Sellner ile yapılan bir toplantıda, bazı AfD’li politikacıların, göçmen kökenli Almanları da etkileyen bir ‘göç ana planını’ tartıştıkları iddia ediliyor.

WELT’te yer alan habere göre, ilk olarak Correctiv tarafından yayınlanan toplantıda AfD’li politikacılarla Sellner’in yanı sıra ‘Yeni Sağ’dan başka figürler de hazır bulundu.

Kasım sonunda Potsdam’da bir otelde yapılan toplantıda, AfD federal yürütme komitesinden bir konuşmacı oradaydı ve ‘bu toplantının planlarını partiye taşıma’ sözü verdiği söyleniyor. AfD bu iddiayı reddediyor.

WELT, aşırı sağcı örgütlerde onlarca yıllık bir kariyere sahip Gernot Mörig tarafından yazılan davet mektubuna sahip olduğunu öne sürüyor. Mörig, Yeni Sağ’ın önemli örgütlerinden ‘Kimlikçi’ hareketin uzun süredir başkanı.

Correctiv’e göre, Sellner toplantıda Almanya’yı terk etmesi gereken üç gruptan bahsetti: sığınmacılar, kalma hakkı olan yabancılar ve ‘asimile olmayan vatandaşlar.’ ‘Asimile olmayan vatandaşlar’ Alman vatandaşlığına sahip olanlara da işaret ederken plan milyonlarca insanın Almanya’dan sınır dışı edilmesi anlamına gelebilir.

Sellner, geçen sene yayımladığı ’Sağdan rejim değişikliği’ (Regime change von rechts) adlı kitabında Alman kökenli beyaz nüfusun Ortadoğu ve Afrika’dan gelen göçmenler tarafından planlı bir şekilde yerinden edildiğini öne sürerken, ‘Reconquista’nın (Yeniden Fetih) ‘yol gösterici stratejisi’ ile Almanların ‘etno-kültürel kimliğinin ve özünün’ korunabileceğini savunuyor.

Toplantıda, Federal Meclis üyesi Gerrit Huy, Saksonya-Anhalt meclis grubu başkanı Ulrich Siegmund ve kendisini AfD eş genel başkanı Alice Weidel’in ‘kişisel asistanı’ olarak tanıtan AfD’nin federal ofisinde yürütme görevlisi Roland Hartwig de dahil olmak üzere çok sayıda AfD’li politikacı hazır bulundu.

Bununla birlikte, WELT’e göre bu politikacılar Correctiv’in yazdığı gibi partide ‘yüksek rütbeli’ değiller. WELT, toplantıda partinin federal yürütme kurullarından, Federal Meclis’teki parlamento grubundan ve eyalet derneklerinden hiç kimsenin olmadığına dikkat çekiyor.

Siegmund, toplantıyla ilgili olarak orada ‘özel bir kişi’ olarak bulunduğunu ve ‘insanları yasadışı bir şekilde sınır dışı etmek’ istemediğini bildirdi.

Hartwig’in ise toplantıda Sellner’ın kitabını şu anda ‘büyük bir zevkle’ okuduğunu söylediği iddia ediliyor. Etkinliğe davet edilen Gernot Mörig ise söylenenlerle arasına mesafe koydu. Mörig, Alman vatandaşlarına ‘eşit olmayan muamele hakkında’ ifadeler duysaydı, itiraz edeceğini savundu.

WELT’e göre göçmen kökenli milyonlarca insanın Almanya’dan sınır dışı edilmesi, AfD’nin temel programıyla bağdaşmıyor. Parti, ‘entegrasyonun reddedilmesi’ durumunda ikamet hakkının geri alınabileceğini, ‘bireysel temel sığınma hakkının’ değiştirilmesi gerektiğini ve ‘nihai olarak reddedilen tüm sığınmacıların derhal ülke dışına çıkarılması gerektiğini’ savunuyor. Bununla birlikte, göçmenlerin temel bir ‘geriye göçü’ çağrısında bulunmuyor ve Alman vatandaşlarına atıfta bulunmuyor.

Ocak 2021’de, AfD’nin ulusal yürütme komitesinin tüm üyeleri ve eyalet başkanları, mevcut parti yöneticisi tarafından da imzalanan bir ‘Alman Halkı Deklarasyonu’nu kabul etmişti.

Deklarasyonda, “Hukukun üstünlüğünün bir partisi olarak AfD, Alman vatandaşlığına sahip tüm kişilerin toplamı olarak kendisini kayıtsız şartsız Alman halkına adamıştır. Bizim için birinci ve ikinci sınıf vatandaş yok,” deniyor.

WELT’in sorusuna yanıt olarak, partinin federal ofisi, “AfD, AfD randevusu olmayan bir toplantıda bir konuşmacının bireysel görüşü nedeniyle göç politikası konusundaki tutumunu değiştirmeyecek,” açıklamasını yaptı.

AfD’ye göre Federal Yürütme Kurulu danışmanı Hartwig ne toplantıda siyasi stratejiler geliştirmişti ne de “hakkında önceden hiçbir bilgisi olmayan bir Bay Sellner’ın göç politikası konusundaki fikirlerini ‘partiye taşımış’tı.”

AVRUPA

Reform UK lideri Farage: Ukrayna’daki savaşı biz kışkırttık

Yayınlanma

Reform UK partisi lideri ve Brexit’in mimarlarından olan Nigel Farage, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun genişleyerek Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesini kışkırttığını belirtti.

Cuma günü BBC‘nin Panorama programına mülakat veren Farage, ülkeyi kendisinin yönetiyor olması halinde Brexit’in Birleşik Krallık’a iktisadi açıdan fayda sağlayacağını ve eleştirilen Reform UK adaylarının birçoğunun ‘en olağanüstü şekilde sağlam durduğunu’ kaydetti.

Ukrayna ihtilafı konusundaki fikirlerini paylaşan Farage, Putin’den şahsen hazzetmediğini, ancak Rusya üzerindeki kontrolünün boyutu nedeniyle ‘siyasi bir operatör olarak ona hayranlık duyduğunu’ söyledi.

Farage, “2014’te Avrupa Parlamentosu’nda ayağa kalktım ve ‘Ukrayna’da çıkacak olacak’ dedim. Bunu neden söyledim? NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin sürekli genişlemesinin bu adama ‘Yine geliyorlar’ demesi ve savaşa girmesi için bir sebep verdiği son derece barizdi,” dedi.

İngiliz siyasetçi, “Bu savaşı biz kışkırttık. Tabii ki bu onun (Putin’in) kabahati, yaptıklarımızı bahane olarak kullandı,” ifadelerini kullandı.

Mülakatın başka bir kısmında Farage, Brexit sonrasında Birleşik Krallık’ın ‘dünyanın en büyük yedinci ihracatçısı konumundan dünyanın en büyük dördüncü ihracatçısı’ konumuna yükseldiği yönündeki iddiasının sadece hizmet sektörünü kapsadığını kabul etti.

Mal ihracatının neden benzer şekilde fayda sağlamadığı sorulduğunda Farage, ‘net sıfır’ politikalarını suçlayarak bunların ‘Britanya’yı sanayisizleştirdiğini’ vurguladı.

Brexit’in iktisadi etkileri konusunda Farage, “Beni başa getirseydiniz her şey çok ama çok farklı olurdu ama tabii ki bunu yapmadılar, değil mi?” değerlendirmesini yaptı.

O dönemde Liz Truss’un felaket mini bütçesine verdiği destek nedeniyle eleştirilen Farage, “Burada büyüme ve iş dünyası yanlısı pek çok şey vardı,” diyerek bütçeyi överken, harcamalarda uyumlu kesintiler içermediği için bütçenin zayıfladığını öne sürdü.

Göç konusunu tartışırken Farage, ülkeye gelen insanların yanlarında annelerini de getirebileceklerini, ancak durumun böyle olmadığını tekrarladı.

Net sıfır konusunda, Kral Charles’ın ‘ekoloji delisi’ olduğuna hala inanıp inanmadığı sorulduğunda Farage şu cevabı verdi: “O zaman kral değildi ve açıkçası hükümdar hakkında kötü konuşamam.”

Alman milletvekili Dağdelen: NATO, Ukrayna’ya asker göndermek için bahane arıyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Handelsblatt: Şansölye Scholz, 2020’de ABD’ye Kuzey Akım-2 için gizli bir anlaşma teklif etti

Yayınlanma

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt, Şansölye Olaf Scholz’un 2020’de dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimine Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattına yaptırım uygulanmaması konusunda ‘gizli bir anlaşma’ teklif ettiğini yazdı.

Handelsblatt‘ın haberinde, Alman Şansölyesi Olaf Scholz’un, 2020 yılında maliye bakanı olarak görev yaparken ABD’nin o dönemde inşaatı devam eden Rus doğalgaz boru hattı Kuzey Akım-2’ye yönelik yaptırımları önlemek adına gizli bir anlaşma önerdiği iddia edildi.

Gazetenin eline geçen Ekonomi Bakanlığı’nın iç belgelerine göre Scholz’un yanı sıra Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti Başbakanı Manuela Schwesig de söz konusu anlaşmaya destek verdi.

Haberde, her üç ismin de şu anda Ukrayna’nın ateşli destekçileri olsalar da ‘sadece birkaç yıl önce bu ülkenin güvenlik çıkarlarına taban tabana zıt bir projeyi’ destekledikleri savunuldu.

Belgelere göre Scholz, Steinmeier ve Schwezig, Washington yönetiminin Kuzey Akım-2’yi hedef alan yaptırımlarını önlemek adına başta dönemin Hazine Bakanı Steven Mnuchin olmak üzere dönemin ABD Başkanı (2017-2021) Donald Trump yönetimine ısrarda bulundu.

Scholz’un 2020 yazında Mnuchin’e bir mektup göndererek Almanya’nın kuzey kıyısındaki sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alım terminallerine vergi indirimi karşılığında 1 milyar avroluk bir yatırım yapılması çağrısında bulunduğu iddia edildi.

Bunun karşılığında Scholz, ABD’nin boru hattına uyguladığı yaptırımları kaldırmasını talep etti, ancak Beyaz Saray bu öneriyi bütünüyle reddetti.

Trump, boru hattının inşasına şiddetle karşı çıkmış ve yaptırımlar uygulamıştı. Ancak Almanya Ekonomi Bakanlığı tarafından Süddeutsche Zeitung (SZ) gazetesine sunulan mahkeme tutanaklarına göre, görevdeki ABD Başkanı Joe Biden, Kuzey Akım-2’nin inşası konusunda Alman yetkililere ciddi tavizler verdi.

Gazete, Biden’in boru hattı projesine eleştirel yaklaştığını, fakat Alman yönetimiyle bir uzlaşı aradığını vurguladı.

Sonrasında Biden, Kuzey Akım-2’yi yaptırımlara tabi tuttu; 23 Şubat 2022’de, Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesinin ardından boru hattının işletmecisi olan Nord Stream AG şirketi ve genel müdürü Matthias Warnig’e yaptırım uygulandı. O zamana kadar boru hattı çoktan inşa edilmişti, ancak Almanya sertifikasyonunu askıya aldı.

Eylül 2022’de Kuzey Akım 1 ve 2 havaya uçuruldu. Her ikisinin de dört kolonundan biri sağlam kaldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’yi boru hatlarını sabote etmekle suçladı.

Seymour Hersh: Kuzey Akım boru hatları ve çevreleme politikasının tehlikeleri

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, Ukraynalı sığınmacılara yapılan sosyal yardımları iptal etti

Yayınlanma

Polonya makamları, 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan Ukraynalı sığınmacılara yardım yasasında değişikliğe gitti.

Polskie Radio‘nun haberine göre, sığınmacılara konaklama ve temel giderler için verilen 300 zloti (74,5 dolar) tutarındaki toplu yardımın yanı sıra Ukraynalıları evlerinde barındıran Polonya vatandaşlarına verilen 40 zloti (9,9 dolar) tutarındaki yardım da iptal edilecek.

Polonya’daki Ukraynalılar Derneği’nin Przemysl şubesi başkanı İgor Gorkov, radyoya verdiği demeçte ülkedeki Ukraynalı sığınmacıların geleceğinin ‘son derece belirsiz göründüğünü’ söyledi.

Gorkov, Przemysl kentine Harkov, Odessa ve Suma oblastlarından her gün 2 bin ila 5 bin arasında sığınmacının gelmeye devam ettiğini belirtti.

Haberde, Polonya makamlarının kararı ‘sistemin güvenilirliğini sağlamadaki güçlükler’ nedeniyle aldıkları kaydedildi.

Polonya’daki Ukraynalılara yardıma ilişkin yasa 2022’nin mart ayında kabul edilmişti. BM Yüksek Komiserliği, ülkedeki Ukraynalı sığınmacı sayısının bu yılın sonuna kadar 1,1 milyona ulaşacağını tahmin ediyor.

Çekya, Ukraynalı sığınmacıların evlerine dönmeleri için para ödeyecek

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English