Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Xi’den Biden’a: Bu ‘riskten arındırma’ değil, risk yaratmadır

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping salı günü TikTok mülkiyeti, Güney Çin Denizi’ndeki gerilimler ve Çin’e yönelik Amerikan yaptırımlarının risk azaltma veya ayrıştırma anlamına gelip gelmediği gibi bir dizi konuda yaklaşık iki saat görüştü.

İki lider Temmuz 2022’den bu yana ilk kez telefonla görüştü. O tarihten bu yana Kasım 2022’de Bali’de ve Kasım 2023’te Kaliforniya’da olmak üzere iki kez yüz yüze görüşme gerçekleştirdiler.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu karmaşık ve çoğu zaman gergin olan ikili ilişkiyi etkin bir şekilde yönetmek için liderler düzeyinde düzenli iletişimin yerini hiçbir şeyin tutamayacağına inanıyoruz. Her iki başkan da gerektiğinde telefonu açıp konuşma konusunda mutabık kaldılar” dedi.

Kirby, yaklaşık bir saat 45 dakika süren görüşmede sosyal medya uygulaması TikTok’un da ele alındığını kabul etti. Biden “TikTok’un sahipliğiyle ilgili endişelerimizi yineledi” dedi.

Temsilciler Meclisi’nden geçen ancak Senato’da bekleyen bir yasa tasarısı TikTok’un Çinli ana şirket ByteDance ile bağlarını kesmesini ya da ABD’de faaliyet göstermesinin yasaklanmasını amaçlıyor.

Kirby, Biden’ın Başkan Xi’ye “bunun uygulamanın yasaklanmasıyla ilgili olmadığını, daha ziyade ulusal güvenlik çıkarlarının ve Amerikan halkının veri güvenliğinin korunabilmesi için elden çıkarmaya olan ilgimizi açıkça belirttiğini” söyledi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Biden’ın Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın yanı sıra Güney Çin Denizi’nde hukukun üstünlüğü ve seyrüsefer serbestisinin korunmasının önemini vurguladığı belirtildi.

Çin’den yapılan açıklamada Xi’nin Tayvan sorununa “Çin-ABD ilişkilerinde aşılmaması gereken ilk kırmızı çizgi” olarak atıfta bulunduğu kaydedildi.

Xi’nin ayrıca “Çin’in Hong Kong ile ilgili konular, insan hakları, Güney Çin Denizi ve diğer konulardaki tutumunu” da ifade ettiği belirtildi.

Görüşmede Biden Xi’ye, ABD’nin gelişmiş ABD teknolojilerinin Amerika’nın ulusal güvenliğini baltalamak için kullanılmasını önlemek için harekete geçmeye devam edeceğini, ancak Washington’un stratejisinin “ayrıştırma” değil “riskten arındırma” olduğunu söyledi.

Çin devlet haber ajansı Xinhua’nın haberine göre Xi bu görüşe karşı çıktı. Xi, “ABD tarafı Çin’in ticaret ve teknoloji gelişimini bastırmak için bir dizi önlem aldı ve yaptırım listelerine giderek daha fazla Çinli kuruluş ekliyor,” dedi. Xi, “Bu ‘riskten arındırma’ değil, risk yaratmadır” dedi.

Xinhua’nın haberine göre Xi, “Eğer ABD tarafı karşılıklı fayda sağlayacak bir işbirliği arayışına girmeye ve Çin’in kalkınmasının getirilerini paylaşmaya istekliyse, Çin’in kapısını her zaman açık bulacaktır; ancak Çin’in yüksek teknoloji gelişimini engellemekte ve Çin’i meşru kalkınma hakkından mahrum bırakmakta kararlıysa, Çin arkasına yaslanıp izlemeyecektir” dedi.

Xinhua’ya göre Xi, ikili ilişkilerin “istikrar kazanmaya başlamasını” memnuniyetle karşıladı. Ancak “ilişkideki olumsuz faktörlerin de arttığını” ve bunun her iki tarafın da dikkatini gerektirdiğini sözlerine ekledi.

Xi, “stratejik algının” ilişki için temel olduğunu, “tıpkı bir gömleğin doğru konulması gereken ilk düğmesi gibi” olduğunu söyledi.

Biden Xi’ye Hazine Bakanı Janet Yellen’in önümüzdeki günlerde Çin’i ziyaret edeceğini, ardından da Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın üst düzey diplomasiyi sürdürmek amacıyla önümüzdeki haftalarda Çin’i ziyaret edeceğini söyledi.

Üçlü zirve öncesi

Görüşme, Biden’ın Japonya Başbakanı Fumio Kishida’yı Washington’a resmi bir ziyaret için ağırlamasından bir hafta önce gerçekleşti. İkiliye daha sonra ilk ABD-Japonya-Filipinler üçlü zirvesi için Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr. da katılacak.

Tayvan’ın her iki yakasında yer alan Japonya ve Filipinler, bir Tayvan krizi durumunda ABD için tartışmasız en kritik konumlarda bulunuyor.

Üst düzey bir yönetim yetkilisi Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada Biden-Xi görüşmesinin önümüzdeki hafta yapılacak ikili ve üçlü zirvelerle bağlantılı olmadığını söyledi. Yetkili, “Zamanlama bu şekilde denk geldi; Xi ve Biden düzenli olarak telefonla temas kurmayı kararlaştırdılar ve ilk görüşme de şimdi gerçekleşti” dedi.

Ancak Biden’ın muhtemelen üçlü zirve sırasında Xi hakkındaki gözlemlerini müttefikleriyle paylaşacağı düşünülüyor.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English