Asya
Xi’den bilimsel-teknolojik ilerlemeyi hızlandırma vurgusu

Global Times’ın salı günü yapılan üst düzey bir toplantıdan aktardığına göre Çin, modern kurumsal sistemini geliştirerek daha fazla dünya çapında şirket yetiştirmeyi ve risklere karşı koruma sağlayacağına inandığı bilimsel ve teknolojik (sci-tech) güvenlik mekanizmalarını geliştirmeyi hedefliyor.
Xinhua Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 20. Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi’nin genel reformunu derinleştirmeye yönelik merkezi komisyonun beşinci toplantısına başkanlık ederken, Çin özelliklerine sahip modern kurumsal sistemi geliştirme ve bilimsel ve teknolojik yenilik için küresel olarak rekabetçi açık bir ortamı teşvik etme çabalarını vurguladı.
Çinli uzmanlar çarşamba günü yaptıkları açıklamada, üst düzey toplantının odak noktasının Çin’in üst düzey bir sosyalist piyasa ekonomisi sistemi inşa etme, ekonomik, teknolojik ve diğer alanlarda Çin’in küresel rekabet gücünü artırma ve artan korumacılık ve ablukaların damgasını vurduğu giderek karmaşıklaşan bir dış ortamda büyük risklere karşı korunma yeteneklerini güçlendirme yönündeki yoğun çabalarının altını çizdiğini söyledi.
Xinhua’ya göre toplantıda Çin karakteristiğine sahip modern kurumsal sistemin optimize edilmesi, tahıl yetiştiren çiftçilerin gelirlerinin korunması ve başlıca tahıl üretim bölgelerinde tazminat mekanizmalarının iyileştirilmesi ve bilimsel ve teknolojik yenilikler için küresel düzeyde rekabetçi bir açık ortamın oluşturulmasına ilişkin kılavuz ilkeler görüşülerek onaylandı.
Aynı zamanda ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri ve Merkez Askeri Komisyonu Başkanı olan Xi, ÇKP liderliğinin güçlendirilmesi, kurumsal yönetişimin geliştirilmesi ve işletmelerin daha fazla dünya standartlarında şirket yetiştirmek için açıkça tanımlanmış sorumluluklara ve etkin yönetime sahip modern bir kurumsal sistem kurmaya teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.
Xinhua’ya göre Xi, açıklık yoluyla inovasyonu katalize etmenin de zorunlu olduğunu söyleyerek teknoloji sektöründe dışa açılma, küresel odaklı bir inovasyon sistemi kurma ve küresel inovasyona aktif olarak katılma çağrısında bulundu.
Toplantıda, işbirliğine dayalı bir kazan-kazan ortaklığı oluşturmak için küresel bilimsel ve teknolojik alışverişin genişletilmesinin yanı sıra yetenekleri cezbeden, elinde tutan ve onlara tam fırsat veren uluslararasılaştırılmış bir bilimsel araştırma ortamının oluşturulmasının önemi vurgulandı. Ayrıca bilim-teknoloji güvenlik mekanizmalarının ve risklere karşı koruma mekanizmalarının geliştirilmesi çağrısında bulundu.
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Hukuk Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Zhi Zhenfeng, “Teknolojik yenilik ve sanayi devrimi, ulusal ekonomik rekabet gücü ve kapsamlı rekabet edebilirlik açısından giderek daha önemli bir rol oynamaktadır” dedi ve bir ülkenin bilimsel ve teknolojik yenilik ve sanayi devriminin tarihi fırsatlarını değerlendirip değerlendiremeyeceğinin bir anlamda ülkenin geleceğini ve kaderini belirlediğini söyledi.
Zhi Global Times’a verdiği demeçte Çin’in bilimsel ve teknolojik inovasyona daha elverişli, daha iyi ve daha açık bir ortam oluşturma çabalarını hızlandırdığını söyledi. Salı günü onaylanan kılavuz ilkelerin Çin’in kazan-kazan işbirliğini teşvik eden küresel bir bilim-teknoloji inovasyon sistemi kurması için zemin hazırlayacağını belirten Zhi, “Çin bugün bazı ülkelerin aşırı baskıları ve ablukasıyla karşı karşıya olduğu için hala üst düzey açılımı teşvik etmemiz gerekiyor” dedi.
ABD ve bazı müttefiklerinin Çin’in yükselişini engellemek amacıyla yarı iletkenler de dahil olmak üzere çeşitli yüksek teknoloji alanlarında Çin’e karşı kısıtlamalar ve ablukalar uyguladığını hatırlattı. Ayrıca Çin’in elektrikli araçlar ve güneş panelleri gibi rekabet gücü yüksek ürün ihracatına da kısıtlamalar getirdiler ve daha fazlasını da getirmeyi planlıyorlar. Çin ürünlerine ek olarak ABD, hem devlete ait işletmeler hem de küresel çapta önem kazanmış özel şirketler olmak üzere Çinli şirketlere baskı yapmak için devlet gücünü de kullanıyor.
Uzmanlar, böyle bir arka plan karşısında, Çinli şirketlerin risklerle mücadele etme kabiliyetlerini güçlendirmek için kurumsal sistemlerini geliştirmelerinin giderek daha zorunlu hale geldiğini belirtti.
Global Times’ın haberine göre salı günü yapılan toplantıda, modern kurumsal sistemin iyileştirilmesi için işletmelere ticari faaliyetlerde kilit oyuncular olarak saygı gösterilmesi, devlete ait işletmelerde modern kurumsal yönetişimin geliştirilmesi ve devlete ait sermayenin denetim ve yönetiminin güçlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı. Ayrıca, uygun özel işletmelerin modern kurumsal sistemler kurmaya teşvik edilmesi gerektiği de belirtildi.
ÇKP Chongqing Belediye Komitesi Parti Okulu profesörlerinden Su Wei çarşamba günü Global Times’a verdiği demeçte, “Hem devlete ait işletmeler hem de özel işletmeler için modern kurumsal sistemler kurmak, hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarlardan yararlanmak ve Çin’in şu anda zorluklarla karşılaştığı alanlarda gelişme kaydetmek için çaba sarf etmek önemlidir” dedi.
Su ayrıca kamu iktisadi teşebbüsleri reformunun Çin’in genel reformunda en önemli önceliklerden biri olmaya devam ettiğini ve kamu iktisadi teşebbüslerinde modern kurumsal sistemler inşa etmenin kritik önem taşıdığını, hem özel hem de yabancı işletmelerin de Çin’in üst düzey bir sosyalist piyasa ekonomisi inşa etme planına uygun modern kurumsal sistemler kurmaya odaklanması gerektiğini söyledi.
Toplantı, Çin’in genel reform gündeminin bir parçası olarak üst düzey bir “sosyalist piyasa ekonomisi” inşa etme hedefinde ilerlediğini ilan ettiği bir dönemde gerçekleşti. Xi, 23 Mayıs’ta Doğu Çin’in Shandong Eyaleti’nin Jinan kentinde düzenlenen ve iş dünyası ile akademi dünyasından temsilcilerin katıldığı bir sempozyuma başkanlık ederken, Çin’in modernleşmesini ilerletmeye odaklanan çabalarla reformun her alanda daha da derinleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Xi, Çin’in temel ekonomik sistemine bağlı kalması ve geliştirmesi ve üst düzey bir sosyalist piyasa ekonomisi sistemi inşa etmek için çalışması gerektiğini söylemişti.
Ayrıca, 30 Nisan’da yapılan Siyasi Büro toplantısına göre, 20. ÇKP Merkez Komitesi, reformun daha kapsamlı bir şekilde derinleştirilmesi ve Çin modernleşmesinin ilerletilmesine ilişkin konuların ele alınacağı çok önemli üçüncü genel kurul oturumunu temmuz ayında gerçekleştirecek.
Uzmanlar, yaklaşan üçüncü genel kurul oturumunun yeni teorik yenilikler getireceği ve sosyalist piyasa ekonomisi sisteminin kapsamlı ve sistematik bir şekilde geliştirilmesinde ilerleme kaydedilmesini sağlayacağı görüşünde.
Çinli uzmanlar, giderek karmaşıklaşan küresel jeo-ekonomik durum, yeni bilim-teknoloji trendleri ve sanayi devrimi karşısında Çin’in en önemli önceliğinin, sürekli reform ve dışa açılma yoluyla risklere karşı rekabet gücünü ve yeteneklerini güçlendirmek olduğunu ifade ediyor.
Amerika
Starbucks, Çin’deki iş ortaklığı için ‘büyük ilgi’ gördüğünü açıkladı

Starbucks’ın CEO’su, ABD’li kahve zincirinin Çin’deki büyümesini yeniden canlandırmak için dış yatırımcılarla ortaklık kurmayı düşündüğü için, şirketin Çin’deki işine ait hisselerin satışına “büyük ilgi” olduğunu söyledi.
Brian Niccol, Financial Times‘a verdiği röportajda, Starbucks’ın mart ayı sonu itibarıyla 7.758 mağaza işleten Çin biriminin azınlık hisselerinin satışını düşündüğünü söyledi.
Salı günü yaptığı açıklamada Niccol, “İyi haber, çok fazla ilgi gördük, gerçekten çok fazla ilgi” dedi ve ekledi: “İnsanlar Starbucks markasının değerini görüyor. Kahve kategorisinin büyüdüğünü görüyorlar. Bence, bu sayıyı 8.000’den 20.000’e nasıl çıkaracağımızı bulmak için bizimle ortaklık kurmak isteyeceklerdir.”
Çin anakarası, Seattle merkezli şirketin 1999 yılında ülkeye ilk girişinden bu yana ikinci büyük pazarı haline geldi. Çin, Starbucks’ın küresel genişlemesinin temelini oluştururken, yöneticiler orta sınıf tüketicilerin daha fazla özel kahve içeceğine bahis oynuyor. 2022 yılında şirket, 2025 yılına kadar anakarada 9.000 mağaza açma hedefi koydu.
Ancak, Starbucks’ın yüzlerce yeni mağaza açmasına rağmen, Çin’den elde edilen gelirler 2021’deki 3,7 milyar dolarlık zirveden 2024’te 3 milyar dolara geriledi. Luckin Coffee ve Cotti Coffee gibi daha düşük fiyatlı yerli rakipler çoğalırken, zayıf ekonomik koşullar tüketici talebine ilişkin endişeleri artırdı.
Bu hafta Starbucks, “Çin’in hızla büyüyen kahve dışı pazarı”nı hedeflemek için 20’den fazla buzlu ve çay bazlı içecekte ortalama 5 yuan (70 sent) fiyat indirimi yaptığını duyurdu. Son yıllarda, baloncuklu ve sütlü çay markaları da anakarada önemli ölçüde yaygınlaştı ve içecekleri 1 dolar gibi düşük fiyatlarla satmaya başladı.
Niccol, “Çin’deki stratejimiz daha rekabetçi olmak” dedi ve şirketin özellikle kahve dışı içecekler için “fiyatlandırma yapısını” düzeltmesi gerektiğini belirtti.
Eylül ayında CEO olan Niccol, Starbucks’ın bu hafta Las Vegas’ta üç günlük liderlik toplantısında 14.000 çalışanı bir araya getirirken konuştu. Starbucks Çin CEO’su Molly Liu da etkinlikte yer alan yöneticiler arasındaydı.
Starbucks, geçen yıl aynı mağaza satışlarının düşmesinin ardından Çin’de “stratejik ortaklıklar” araştırdığını açıklamıştı, ancak ayrıntıları hakkında çok az bilgi verdi.
Sürece yakın kaynaklar, Çinli ve küresel özel sermaye şirketleri ile stratejik yatırımcıların hisse satın almayı değerlendirdiğini, ancak bunun henüz ön aşamada olduğunu belirtti. Konuya yakın kaynaklara göre, süreci Goldman Sachs yönetiyor.
Niccol, hangi potansiyel yatırımcıların ilgi gösterdiğini açıklamayı reddetti, ancak şirketinin “bir ortak edinmenin mantıklı olup olmadığını görmek için süreci izlemeyi” planladığını söyledi.
“Bu konudaki tutumumuz esnek. Anlamlı bir hisseye sahip olmak istiyoruz” dedi.
Starbucks’ın aceleci olmadığını da ekledi ve “süreci akışına bırakacağız” dedi.
Asya
Pakistan savunma bütçesini %17 artırdı

Pakistan, Hindistan ile son askeri gerginliğin ardından artan güvenlik taleplerini gerekçe göstererek, son bütçesinde savunma harcamalarını önemli ölçüde artırdı. Buna karşılık, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) mali disiplin koşullarını yerine getirmek için kalkınma harcamaları kısıldı.
Pakistan salı günü, 1 Temmuz’da başlayan 2026 mali yılı bütçesini açıkladı. Toplam harcama tutarı 62 milyar dolar olarak belirlendi. Bu bütçenin 29 milyar doları borç finansmanına ayrıldı. Bütçedeki en önemli gelişme, bir önceki yıla göre yaklaşık %17 artışla 9 milyar dolarlık savunma harcaması tahsisi.
Bu hamle, Pakistan’ın Hindistan ile son çatışmaların ardından askeri hazırlıklarını yeniden düzenlemesi kapsamında geldi. 7 Mayıs’ta başlayan ve dört gün süren çatışmalarda Pakistan tarafında 51 kişi, Hindistan tarafında ise en az 16 kişi hayatını kaybetti.
Uzmanlar, savunma harcamalarındaki artışın kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Güney Asya analisti Michael Kugelman, Nikkei Asia‘ya verdiği demeçte, “Pakistan’da, Hindistan ile son birkaç on yılın en ciddi çatışması, savunma harcamalarının artırılması için kesinlikle bir teşvik oluşturacaktır” dedi. “Halkın Hindistan’a karşı çabaları desteklemesi, sivil ve askeri liderlere bu adımları atmak için siyasi alan sağlıyor” diye ekledi.
Bazıları, hükümetin savunma için daha fazla bütçe ayırması gerektiğini düşünüyor. Bu görüşü savunan gruplardan biri, vergi danışmanlığı ve danışmanlık şirketi Tola Associates. Şirket, yakın zamanda yayınladığı bütçe raporunda savunma harcamalarının %32 artırılması gerektiğini belirtti. Raporda, “Komşu ülkeyle savaş durumu ve yeni ordu personel alımı nedeniyle 2026 mali yılında savunma bütçesinin 10 milyar dolara çıkarılması öneriliyor” denildi.
Bazı uzmanlar, sorunun sadece toplam savunma bütçesinin ne kadar artacağıyla ilgili olmadığını düşünüyor. İslamabad merkezli güvenlik analisti Syed Muhammad Ali, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Hindistan’ın savunma harcamaları Pakistan’ın neredeyse dokuz katı olmaya devam ediyor” dedi. “[Bu büyük fark], İslamabad’ın bölgede maliyetli bir silahlanma yarışına girmeden Hindistan’ı inandırıcı ve maliyet etkin bir şekilde caydırmak istediğini gösteriyor” dedi.
Diğer yetkililer ve uzmanlar Nikkei’ye, Pakistan’ın üç kuvveti arasında hava savunmasını güçlendirmeye odaklanacağını söyledi.
Anonim kalmak koşuluyla Nikkei’ye konuşan bir hükümet yetkilisi, “Pakistan, gelecekteki Hindistan saldırılarına karşı hava savunmasını güçlendirmek için Çin’den HQ-19 füzeleri satın alacak” dedi. HQ-19, orta menzilli balistik füzelere karşı tasarlanmış bir Çin yapımı karadan havaya füze sistemidir.
Kugelman, Pakistan’ın son çatışmada ortaya çıkan zayıf alanları güçlendirmek için savunma harcamaları konusunda kararlar alacağını ve bu tür hava savunma sistemlerinin listenin başında yer aldığını söyledi. “Hindistan, Pakistan topraklarının derinliklerine füzeler ve insansız hava araçları konuşlandırabildi ve bunu oldukça yoğun bir şekilde yaptı. Bu, fon artışının bir kısmının yönlendirilmesini bekleyebileceğimiz önemli bir alan” diye ekledi.
Ali de hava savunma ve ilgili alanların öncelikli olacağını düşünüyor. “Geleneksel kara-hava-deniz savaş konseptlerinin aksine, görsel menzil ötesinde hava savaşı, elektronik savaş, insansız hava aracı savaşı, füze savaşı ve siber savaş gibi hava ve uzay gücünün rolü giderek artıyor” dedi.
Ancak Pakistan’ın bütçesi, geçen yıl eylül ayında İslamabad ile 7 milyar dolarlık kredi anlaşması imzalayan IMF tarafından da sıkı bir denetim altında tutuluyor.
ABD’deki St. Olaf College’da ekonomi profesörü yardımcısı olan Naafey Sardar, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Pakistan, 2027 yılına kadar 37 aylık IMF programında kalmaya devam ettiği için, Fon bütçenin şekillenmesinde merkezi bir rol oynuyor” dedi. “IMF’nin onayı olmadan Pakistan, programa bağlı finansmanı veya diğer çok taraflı kredi kuruluşlarından desteği alamaz” diye ekledi.
“IMF, daha sıkı bir uyum ve daha geniş bir vergi tabanı için baskı yapacaktır. Bu da, belirli sektörlerde yeni vergi artışları ve maaşlı kesime sınırlı bir rahatlama olasılığını artıracaktır” ifadelerini kullandı.
IMF’nin sıkı bir bütçe uygulaması talebi, Pakistan’ın kalkınma harcamalarını kısmasına neden oldu.
Pakistan, önümüzdeki bütçede kalkınma harcamaları için 3,5 milyar dolar ayırdı. Bu, bir önceki bütçeye göre 1,4 milyar dolarlık keskin bir düşüş anlamına geliyor.
Sardar, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Bu kesinti, özellikle son yıllarda IMF program hedeflerine ulaşmak için kalkınma harcamalarının defalarca bütçe kesintilerinin hedefi olması nedeniyle, önemli sosyal ve altyapı projelerini daha da engelleyecek ve potansiyel olarak yavaşlatacaktır” dedi.
İslamabad’daki Ulusal Modern Diller Üniversitesi’nde profesör olan Tahir Naeem Malik, “Böyle bir senaryoda savunma bütçesi arttığında, sağlık ve eğitim için ayrılan [kalkınma] bütçesi azalır” dedi.
Malik, “250 milyonluk nüfusu ile Pakistan’ın bu sektörlerde büyük ihtiyaçları var. Bu da bir çelişki yaratıyor: odak noktası insani kalkınma mı olmalı, yoksa savunma mı?” diye sordu.
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3
Asya
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde

Huawei’nin kurucusu, Pekin ve Washington arasında ihracat kontrolleri de dahil olmak üzere ticaret görüşmeleri sürerken, ABD’nin Çinli çip üreticisinin yeteneklerini abarttığını söyledi.
Salı günü Çin’in devlet gazetesi People’s Daily ile yaptığı nadir bir röportajda Ren Zhengfei, Huawei’nin Nvidia’nın ürünlerinin Çin’deki ana rakibi olan Ascend çipinin “hala ABD’nin bir nesil gerisinde” olduğunu söyledi. “ABD, Huawei’nin yeteneklerini abartıyor, henüz o kadar güçlü değiliz” diye ekledi.
Ren’in yorumları, Nvidia CEO’su Jensen Huang’ın son haftalarda Huawei’nin yapay zeka (AI) çiplerindeki ilerlemesi konusunda alarm zillerini çalması ve Washington’un ABD’li çip üreticisinin Çin’e satışına getirdiği kısıtlamaların, ABD’nin yapay zeka teknolojisindeki hakimiyetini tehdit eden “müthiş” bir rakip ortaya çıkardığını söylemesi üzerine geldi.
ABD ve Çin, pazartesi günü Londra’da yeni bir ticaret müzakereleri turuna başladı. Müzakerelerde Washington’un önemli teknolojilere yönelik ihracat kontrolleri de gündeme geldi.
Cenevre’de yapılan ilk tur müzakerelerde ABD ihracat kontrollerini gündeme getirmedi. Ancak Pekin’in son dönemde otomobil üretiminde kullanılan bazı kritik nadir toprak elementleri ve minerallere kısıtlamalar getirerek ABD, Avrupa ve Japonya’daki fabrika hatlarını kapatma tehdidinde bulunması, bu konuyu ticaret müzakerelerinin gündemine taşıdı.
Huawei, Çinli teknoloji devlerinin Ascend çiplerinin satın alımlarını hızlandırması ve Huawei’nin teknolojisini benimsemek için hazırlıklar yapması nedeniyle Washington’un Nvidia çiplerinin Çin’e sevkiyatını yasaklamasından faydalandı.
Yine de, DeepSeek dahil olmak üzere Çinli AI şirketlerinin çoğu, AI araçlarını çalıştıran büyük dil modellerini (LLM) eğitmek için Nvidia çiplerini kullanıyor. Chatbotlar gibi araçlarda yanıtlar üretmek için modellere başvurmak gibi daha az karmaşık görevler için yerli alternatifler giderek daha fazla kullanılıyor.
Analistler ve Huawei araştırmacıları, daha önce şirketin çiplerini LLM’leri eğitmek için kullanırken teknik aksaklıklar yaşadıklarını, çiplerin birlikte çalışmasını ve hesaplama iş yükünü çipler arasında dağıtmanın zor olduğunu belirtmişlerdi.
Ren salı günü, Huawei’nin yapay zeka sunucu gücünü artırmak için birden fazla çipi birbirine bağlayan küme hesaplama yoluyla daha düşük performansı “telafi” edebileceğini söyleyerek, şirketin bu sorunları çözmek için önemli adımlar attığını ima etti.
“Kümeleme ve istiflemeyi kullanarak, hesaplama sonuçlarımız dünyanın en iyileriyle karşılaştırılabilir” dedi.
Ren, Huawei’nin araştırma ve geliştirmeye yılda 180 milyar yuan (25 milyar dolar) yatırım yaptığını, bunun 60 milyar yuan’ının ürün geliştirmeye değil, çığır açan keşiflere yönelik temel araştırmalara ayrıldığını söyledi.
Ren, Çin’in teknolojik kapasitesini geliştirirken belirgin avantajlara sahip olduğunu söyledi.
“Yapay zeka, bol elektrik ve gelişmiş ağ altyapısına bağlıdır” dedi. “Çin’in elektrik üretim ve şebeke sistemleri dünya standartlarında. Telekomünikasyon altyapımız dünyadaki en gelişmiş altyapılardan biridir” diye ekledi.
Çinli teknoloji şirketleri Nvidia’sız yerli yapay zeka geleceğine hazırlanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Asya2 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor
-
Dünya Basını4 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Dünya Basını1 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2